Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/221 E. 2018/45 K. 16.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/221 Esas
KARAR NO : 2018/45
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/02/2015
KARAR TARİHİ : 16/01/2018
Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, taraflar arasında Ağustos 2009 tarihinde imzalanan ” Kurumsal Satış Kanalı Sözleşmesi” uyarınca sözleşmeden doğan ve ödenmeyen prim iade ve ceza borcu nedeniyle … 3. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin borçlunun itiraz ile durdurulduğunu, davalı şirkete sözleşme gereği ödenmeyen borç için ihtarname çekilmesi rağmen ödemenin gerçekleşmediğini, alacağın rehinle teminat altına alınmamış olması nedeniyle borçlunun malları kaçırmasından endişe edildiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile, borçlunun menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyaten haciz kararı verilmesini, borçlunun %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinde borcun sebebi olarak C/H ekstresindeki muhtelif alacak denilerek 9.653,67-TL ‘nin istenildiğini, müvekkilinin davacı yana ticari ilişkiden doğan hiçbir borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, davacının kötü niyetli icra takibinden dolayı %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesin talep etmiştir.
Mahkememizce ön inceleme yapılmış, deliller toplanmıştır.
Dava dayanağı takip dosyası getirtilmiş incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine ihtarname, sözleşme, cari hesap ekstresi açıklaması ile 8155,80 TL asıl alacak 1497,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9633,67 TL alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibi olup ödeme emrinin davalı borçluya 22/05/2014 tarihinde tebliğ edildiği , davalının 23/05/2014 havale tarihli yazılı beyanı ile borca itiraz ettiği görülmüştür.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi eli ile inceleme yaptırılmış, bilirkişi … dosyaya sunduğu rapor ile tarafların ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının Ankara’da olan ticari defterler için yerinde inceleme talep ettiği, davacı tarafından sunulan cari hesap ekstresinde davacı şirketin 23/08/2012 tarihli belgeye dayalı olarak davalı aleyhine 8125,80 TL borç kaydı yaptığı, davacı şirket alacağına dayanak belgeyi sunmadığından belgenin ve içeriğinin tespit edilemediği, ayrıca defterler de ibraz edilmediğinden belgenin ticari defter kayıtları ile tevsikinin de mümkün olmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Davacı defterlerinin incelenmesi için bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, talimat yolu ile yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu bilirkişi Handan Polat tarafından tanzim edilen raporda davacının kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan 8155,80 TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Her iki rapor ile takip dosyası kapsamı nazara alınarak, davacı yana takip konusu alacağın dayanağını açıklamak üzere sore verilmiş, davacı vekili yazılı beyanı ile dava dayanağının davalı şirket ile yapılan sözleşme, davalı şirkete gönderilen ihtarname ve cari hesap ekstresi olarak bildirildiğini beyan etmiştir.
Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında kobi satış kanalı sözleşmesi akdedilmiş, sözleşme davacı tarafından 23/09/2010 tarihli noter ihtarnamesi ile feshedilmiştir. Fesihten yaklaşık 4 yıl sonra davacı tarafından davalı aleyhine cari hesaba dayalı takip başlatılmıştır. Davacı kendi defterlerine göre davalıdan alacaklı olmakla birlikte alacağın dayanağını açıklaması ve alacağa dayanak delillerini sunması için davacıya süre verilmiş, verilen süre içinde alacağın dayanağı delil sunulmamıştır. Salt davacı defterlerinde alacağın kayıtlı olması davacıyı alacaklı konumuna getirmeye yeterli olmayıp, davalının davayı reddi ve defterlerini incelemeye sunmadığı, davacının da delillerini davalı defterlerine hasretmediği nazara alındığında alacağa dayanak hizmetin ifa edildiği veya malın teslim edildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacıya delillerini sunması için kesin süre verilmiş ancak başkaca delil sunulmamıştır. Bu kapsamda, alacak doğuran olayın ne olduğu, davacı tarafından ediminin ifa edilip edilmediği, davacının alacağa hak kazanıp kazanmadığı mevcut delillerle aydınlatılabilmiş değildir. Davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmış değildir. Bu nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1158,44 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 16/01/2018

Katip Hakim