Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1260 E. 2019/1148 K. 18.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/459 Esas
KARAR NO : 2019/1225
DAVA : Kayyımlık (Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 05/12/2019
KAR. YAZ. TARİHİ : 16/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Kayyım Atanması)Kayyımlık (Kayyım Atanması)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil … ‘in 01/02/2013 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ve aynı tarihli Hisse Devir Sözleşmesi ile davalı şirketin mevcut hisselerinin bir kısmını (%30), davalı şirketin diğer ortağı olan … ise hisselerinin bakiyesini (%70) devralmak suretiyle şirketin ortağı haline gelmiş olduğunu, …’ın 3 yıllığına şirketi her konuda temsil ve ilzam etmek üzere müdür sıfatıyla görevlendirildiğini, …’in müdür sıfatı ile hisselerini devraldığı tarihten itibaren müvekkiline sözlü veya yazılı olarak hiçbir bilgi vermediğini, müvekkilinin genel masraflar, personel giderleri, toplanan tutarlar ve tutarların nereye harcandığı gibi pek çok hususta bilgi alınmasının engellendiğini, bu hususlar ile ilgili soru sorulduğunda ise geçiştirilmiş ve net cevapların alınamadığını, şirketin mali durumu ile ilgili olarak hiçbir bilgi verilmediğini, bu süreçte müvekkil ofise gittiğinde tesadüfen şirket hesaplarından birine ati Temmuz ayı dökümünü bulduğunu, bu dökümde şirket hesabına 750.000,00 TL civarında bir miktar girdiğini ve … isimli bir yere toplamda 315.000,00 TL bedelinde … ödemesi yapılmış olduğunu, ayrıca … adresinde beraber ofis tutuduğu söylenen firmaya da 45.000,00 TL’ye yakın bir ödeme yapılmış olduğunu öğrendiğini, dah sonra müvekkil araştırmalarında şirketin yaklaşık 150.000,00 TL vergi borcu olduğunu öğrendiğini, …’ın şirket kasasında toplanan paraları özel işlerine kullandığını belirterek tedbiren davalı şirketin idaresinin resen atacak kayyım vasıtası ile sürdürülmesini, davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dışı diğer ortağı …’ın şirketin müdürü olduğunu ve işinin başında olduğunu, davacının bedelini ödemediği hisselere dayalı olarak bedel talep ettiğini, davacının tek bir gün bile işe gelmediğini, davacının rakip firmalar ile görüştüğü bilindiğinden dolayı şirket bilgi ve belgelerinin davacı şirket ortağına verilmediğini, davacının isteminin zamansız olduğunu, davacının isteminin haksız olduğunun, davacının dava açma şeklinin yanlış olduğunu, dava sebebinin net olarak açıklanmadığını belirterek kayyım atanması tedbiri talebinin reddini, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dosyanın dava dilekçesinde özetle; … ile …’ün … Müdürlüğüne … sicil sayısı ile kayıtlı … Limited Şirketini kurduklarını, …’ın davacı …’ın eşi … ise müvekkilinin kayınvalidesi olduğunu, davacının anılan şirketi … ve … üzerine kurulduğunu, 2013 yılında Köyün … ve …’ın boşandıklarını bu yüzden evlilik birliği içinde edindikleri malların hak ve alacakların tasfiyesine başladıklarını, davacının istemi doğrultusunda …ın 190.000,00 TL değerindeki hisselerinden 140.000,00 TL değerindeki hissesini eşi davacı …’a bakiye 50.000,00 TL değerindeki hissesini de bedelsiz olarak davalı …’e … de 10.000,00 TL değerindeki hissesini bedelsiz olarak davalı …’e devrettini, hakkın kötüye kullanıldığını belirterek davalının haksız ve hukuksuz olarak edindiği bedelsiz şirket hisselerinin davacı adına yine bedelsiz olarak hükmen tescilini talep etmiştir.
Birleşen dosyanın cevap dilekçesinde özetle; müvekkil …’in 01/02/2013 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ve aynı tarihli Hisse Devir Sözleşmesi ile davalı şirketin mevcut hisselerinin bir kısmını (%30), davalı şirketin diğer ortağı olan … ise hisselerinin bakiyesini (%70) devralmak suretiyle şirketin ortağı haline gelmiş olduğunu, …’ın 3 yıllığına şirketi her konuda temsil ve ilzam etmek üzere müdür sıfatıyla görevlendirildiğini, alat …’in müdür sıfatı ile hisselerini devraldığı tarihten itibaren müvekkiline sözlü veya yazılı olarak hiçbir bilgi vermediğini, müvekkilinin genel masraflar, personel giderleri, toplanan tutarlar ve tutarların nereye harcandığı gibi pek çok hususta bilgi alınmasının engellendiğini, bu hususlar ile ilgili soru sorulduğunda ise geçiştirilmiş ve net cevapların alınamadığını, şirketin mali durumu ile ilgili olarak hiçbir bilgi verilmediğini, bu süreçte müvekkil ofise gittiğinde tesadüfen şirket hesaplarından birine ati Temmuz ayı dökümünü bulduğunu, bu dökümde şirket hesabına 750.000,00 TL civarında bir miktar girdiğini ve … isimli bir yere toplamda 315.000,00 TL bedelinde … ödemesi yapılmış olduğunu, ayrıca … adresinde beraber ofis tutuduğu söylenen firmaya da 45.000,00 TL’ye yakın bir ödeme yapılmış olduğunu öğrendiğini, dah sonra müvekkil araştırmalarında şirketin yaklaşık 150.000,00 TL vergi borcu olduğunu öğrendiğini, …’ın şirket kasasında toplanan paraları özel işlerine kullandığını, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı … vekilinin 01/07/2019 tarhili, Davacı … vekilinin 02/07/2019 tarihli, Davalı-Karşı davacı … vekilinin 28/11/2019 tarihli dilekçesiyle, açmış oldukları Ticari Şirket davasından HMK’nın 307. maddesi gereğince davadan feragat ettiklerini bildirmişlerdir.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 309. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nın 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın ve birleşen davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı anlaşılmakla, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının, HMK.nun 333 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.05/12/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”