Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1242 E. 2019/11 K. 15.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1242 Esas
KARAR NO : 2019/11 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2015
KARAR TARİHİ : 15/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 18.12.2015 tarihli dilekçesinde özetle; “davalı borçlunun 2014 yılı Nisan ayına kadar müvekkili şirketin bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı borçlunun sözleşmeye aykırı ve kötü niyetli eylemleri nedeniyle …. Noterliğinin 25.03.2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle sona erdirildiğini, davalı şirketin bayilik sözleşmesi süresi içinde kutlandığı ve mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan eşya ve sair malzemenin bakiye kira bedeli ve bayi kullanımında kalan malzeme bedellerinin, taraflar arasında imzalanmış sözleşme gereğince borçlu şirkete fatura edildiğini, ancak söz konusu fatura ödemesinin yapılmadığını, bunun üzerine davalı borçlu hakkında icra takibine geçildiğini, ancak yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı şirketin yaptığı itirazın haksız, yersiz ve taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeye aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanın 07.12.2011 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde göre, sözleşmenin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, tayinin sözleşme ile belirlenen kira süresinden, fesih tarihi itibariyle bakiye kalan süreye ait tüm kira bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, davalı borçlunun kabulünde olan açık sözleşme maddesine rağmen gönderilen faturaya ödemediği gibi yapılan takibe de itiraz ettiğini, açıklanan sebeplerle, sözleşme konusu bakiye malzeme ve kullanım bedelini tahsil amacıyla başlatılan icra takibine karşı davalı borçlunun haksız, mesnetsiz ve takibi uzatmaya matuf itirazlarının iptalinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle; davalı borçlunun icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile takibin devamına, haksız itirazdan mütevellit %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı borçlu taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini..” iddia ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 30.07.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve delil listesinin HMK’nın emredici hükümleri gereğince usulüne uygun olmadığını, davaya konu somut olayı ve taleplerini ispatlayan yeterli belge ve evraklarının sunulmadığını, öncelikle davacı tarafın alacağın doğumuna ilişkin tüm delillerini taraflarına tebliğ edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, bu delillerin tebliğ edildikten sonra bunlara yönelik beyanlarda bulunacaklarını, müvekkili şirket ile davacı şirket orasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişkinin olmadığını, davacı ile müvekkili arasında akdi ve cari hesap bakımından bir ilişkinin bulunmadığını, müvekkili şirkete herhangi bir fatura tebliğinin yapılmadığını, müvekkili ile davacı arasında hukuki bir ilişkinin olmadığını, nitekim davacı tarafın da ticari ilişkiye dair belgelerini dosyaya ibraz edemediğini, bu sebeple iddiasını ispatlayamadığını ve davacı taraf ile ticari ilişkinin bitirildiğini, davacının cari hesap içerisinde takip konusu olarak gösterdiği faturaların müvekkili şirkete tebliği edilmediğini, ticari defterlerinde de yer almadığını, müvekkili şirket ile davacı firma arasında bu faturalara dayalı herhangi bir ticari ilişkinin olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde ticari ilişkinin içeriğinden bir tek kelime dahi bahsetmediğini, salt alacaklı gözüküyor bahsiyle itirazın iptali davasının dayanaksız ve kötü niyetli olduğunu, hiçbir surette davayı kabul etmemek kayıt ve şartıyla belirlenebilir bir likit alacağın bu olayda söz konusu olmadığını, sonuç olarak müvekkili şirket ile davacı şirket orasında akdi bir ilişkinin bulunmadığını, sunulan fatura ve kayıtların da hukuki ilişkinin var olduğunu ispat edecek mahiyette olmadığını, bu nedenle davacı tarafından davanın ispat edilemediğini, açıklanan nedenlerle; davacı tarafından ispat edilemeyecek işbu haksız ve dayanaksız davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacının aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 48.774,51.-Tl asıl alacağa yasal faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 20.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 22.12.2014 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 22.10.2018 tarihli 12 sayfadan ibaret raporunda özetle; ” Takip tarihi itibariyle (15.12.2014) sözleşmeye dayalı olarak 32.000 Euro consept malın kullanımıyla (kirasıyla) ilgili olarak 32 aylık kira alacağının mevcut olduğu, takip tarihi itibariyle (15.12.2014) T.C.M.B tarafından uygulanan Euro efektif satış kuru 1 Euro=2,8431 TL olduğu dikkate alınarak yapılan hesaplamada, davacının talep edebileceği kira tutarının ise (32.000 Euro x 2,8431 TL=) 90.979,20 TL olacağı, takipte talep edilen tutarın ise 48.774,51 TL olduğu (bu tutarın tamamı kira bedeli olmayıp, takip talep edilen kira bedeli 41.713,94 TL’dir)” olduğu kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Taraflar Arasında, 07.12.2011 tarihinde yürürlüğü girmek üzere “… A.Ş. Bayilik Sözleşmesi” imzalanmıştın Sözleşmede; satın alma ve teslimat, satış, pazarlama, servis, bayinin işlerini yapması, süre ve fesih, muhtelif başlıklı hususların ayrıntılı olarak belirlendiği, ayrıca, sözleşmeye “Satış Ve Satış Sonrası Hedefleri”, ‘… Bayi Standartları”, “Sözleşme Tadiline İlişkin Protokol” başlıklı belgelerin de ek yapıldığı görülmektedir.
Davalı şirketin yukardaki sözleşme uyarınca 2014 yılı Nisan ayına kadar Davacı … Türkiye şirketinin bayisi olarak faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Ancak davalı borçlunun sözleşmeye aykırı ve kötü niyetli eylemlerinın saptandığı ziddiası ile … Noterliğinin 25.03.2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle yanlar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin sona erdirildiği anlaşılmaktadır.
Ancak davalı şirketin bayilik sözleşmesi süresi içinde kullandığı ve mülkiyeti davacı şirkete ait olan eşya ve sair malzemenin bakiye kira bedeli ve bayi kullanımında kalan malzeme bedellerinin, taraflar arasında imzalanmış sözleşme gereğince borçlu şirkete fatura edildiği sabittir. Fakat söz konusu fatura ödemesinin yapılmadığını, bunun üzerine davalı borçlu hakkında alacağın tahsili için …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalının yapılan itiraz üzerine takibin durduğu sabittir.
Davacı takip alacaklısı icra takip dosyasına belirtilen 2 adet faturaları 14.04.2014 tarihli 6.695,08 Tl Bedelli ve 14.04.2014 tarihli ve 41.713,94- Tl … Satış Konsepti Kullanım Bedelli Toplam 48.409,02 Tl lik alacak için takip yaptığı anlaşılmaktadır.
Davacı yan, yine icra dosyasına cari hesap ekstresini sunmuştur. Cari hesap ekstresinin incelenmesinde; 24.04.2017 tarihinden önce (tarih belirsizdir) cari hesap bakiyesinin (-) 808,05 TL olduğu (yani davacının davalıya bu tutarda borçlu olduğu), sonrasında 24.04.2014 tarihinde cari hesaba 7.060,74-TL’nin borç ve alacak kaydının yapıldığı, yine aynı gün, 6.695,17 -TL’nin cari hesaba borç kaydedildiği (fatura tutan 6.695,08 TL’dir) ve hesap bakiyesinin 5.887,12 TL olduğu akabinde, 41.713,94 TL nin 14.04.2014 tarihinde, 1.173,45 TL’nin ise 14.05.2014 tarihinde cari hesaba borç kaydedilerek cari hesap bakiyesinin 48.774,51- TL olduğu ve davacının da takip tarihi itibariyle bu tutan, davalıdan talep ettiği anlaşılmaktadır. Cari hesaba borç kaydedilen 41.713,94 -TL ve 6.695,17 -TL’nin yukarıdaki tabloda yer alan fatura bedelleri olduğu görülmektedir.
Taraflar arasında akdedilen ve 07.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren … A Ş. Bayilik Sözleşmesinin, davalının sözleşmedeki yükümlülüklerinin ihlali nedeniyle davacı tarafından 28.03.2014 tarihi itibariyle feshedildiği, Taraflar arasında, bu Sözleşmenin yanı sıra .bidayette yeni satış konsepti sözleşmesinin de imzalandığı ve bu sözleşme kapsamında da bazı demirbaş ve ürünlerin, davalının kullanımına tahsis edildiği, davalının kullanımına tahsis edilen bu demirbaş ve ürünler için yine bu sözleşmenin 8.maddesine istinaden 07.12.2011 tarihinden (sözleşmenin imza tarihi) itibaren (60) ay boyunca aylık 1.000 Euro kullanım bedeli ödenmesinin hüküm altına alındığı. Kullanım Sözleşmesinin 4.maddesinde ise, sözleşmenin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, bu sözleşme çerçevesinde teslim alınmış olan tüm malzeme, mobilya ve ekipmanın … Türkiye’ye tam ve hasarsız olarak iade edileceği, bu durumda sözleşmenin 8.maddesinde belirlenen kira süresinden^festh^tarihi itibariyle bakiye kalan süreye ait tüm kira bedelinin bayi tarafından herhangi bir ihtara ve ihbara gerek kalmaksızın naklen ve defaten fesih tarihinden itibaren 7 iş günü içinde … Türkiye’ye ödeneceğinin yer aldığı kararlaştırılmıştır.
Kullanılan demirbaş malzemeler ve ürünlerin davalı tarafından davacıya hasarsız olarak teslim edilip edilmediği yönünde dava dosyasına herhangi bir belge ya da bilginin sunulmadığı, ancak, yerinde yapılan incelemede, davacı Vekilinin, söz konusu demirbaşların davalıdan teslim alındığını beyan ettiği ancak, herhangi bir hasar ya da noksanlıktan söz etmediği, ayrıca, bidayette teslim edilen menkullerin parasal değerlerinin de teslim tutanağında belirtilmediği, dolayısıyla bunların daha sonra parasal değerlerinin tespiti ve teslim tarihindeki parasal değerleriyle mukayese edilmesinin de mümkün olamadığı, esasen, işletmelerde her demirbaşın kullanımından kaynaklanan ve yasal bulunan yıllık bir amortismanının söz konusu olduğu, genel olarak uygulanan amortisman tutarının yıllık %20 olduğu, kullanım süresi ve teslimin 07.12.2011 tarihinde başladığı ve sözleşmenin 2014 yılında feshedildiği anlaşıldığından basit bir hesapla 3 yılda yaklaşık (%20×3=) %60 bir değer kaybının yasal yönden kabul edilebilir olduğu (aktifleşmiş demirbaşların amortisman tutarı yıllık olarak gider yazılmaktadır. Aktifleşmeyen demirbaşların ise doğrudan gider yazılmaktadır), bu halde ise, zaten demirbaşların değer kaybı için ayrıca bir hesap yapılmasına da gerek bulunmadığı, diğer yandan, sözleşmenin 5.maddesinde yeni satış konsepti çerçevesinde bayiye teslim edilen mobilya, aydınlatma malzemesi vb. malzeme için ihtiyaç duyulacak sarf malzemesinin bayi tarafından temin edilip yenileneceği, ayrıca yine sözleşmenin 6.maddesinde davacı tarafından yaptırılarak teslim edilmiş olan mobilya, aydınlatma sistemi vb. malzemenin her türlü hasar ve ziyana karşı sigortasının … tarafından yaptırılacağı ve hasar durumunda sigortanın talep edeceği belge ve bilgilerin bayi tarafından temin edileceği hüküm altına alındığından, artık hasara dayalı olarak davacının bir bedel talep etmesinin söz konusu olamayacağının anlaşılmıştır. Bu durumda, davacının takip tarihi itibariyle alacağının tespitinde, sözleşmeye göre bakiye kira alacaklarının belirlenmesi gerekmiştir.
Kullanım sözleşmesi 07.12.2011 tarihinde başlamış olup, 60 aylık kira sözleşmesinin 07.11.2016 tarihinde (bu tarih dahil) biteceği, kira süresi boyunca toplam ödenecek kira bedelinin 60.000 Euro olduğu, sözleşmeye göre kira bedellerinin aylık olarak düzenli bir şekilde tahsil edildiği kabul olunduğunda, (dosya kapsamında bu konuda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir) sözleşmenin fesih edildiği tarihten (28.03.2014) itibaren kira süresinin sonuna kadar 32 aylık tahsil edilmemiş kira bedelinin olmasının gerektiği, bu tutarın da 32 x 1.000 Euro= 32.000 Euro olarak hesaplanmıştır.
Davacı yanın, icra takibinde toplam 48.774,51-TL’yi talep ettiği, ancak bu alacağını cari hesap bakiye alacağı olarak belirttiği (bu alacağın nasıl oluştuğu raporumuzun önceki bölümlerinde ayrıntılarıyla açıklanmıştır) bu alacağı oluşturan faturaların ise consept mal bedeli ve consept kullanım bedeli olarak belirtildiğinin görüldüğü, faturada belirtilen kullanım bedelinin ise sözleşmeye göre kira bedeli olarak anlaşılmıştır.
Davacının consept malzeme bedeli olarak takipte talep ettiği alacağının (6.695,08 TL tutarlı fatura) dayanağının belirsiz olduğu, yani hangi malzeme için ne tutarda ve niçin talepte bulunduğu yönünde davacı tarafından takip ve dava dosyasına hiçbir açıklama getirilmediği, teknik bilirkişi (mobilya değerleme uzmanı) tarafından yerinde yapılan incelemede, davacı tarafından herhangi bir hasar, ya da eksik mal tesliminin gündeme getirilmediği, dosya kapsamında da bu yönde somut bir bilgi ve belgeye yer verilmediğinin görüldüğü, bu nedenle ve yukarığı belirtilen diğer hususlar çerçevesinde consept maldan kaynaklanan (kira alacağının dışında) bir talebin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu durumda takip tarihi itibariyle 15.12.2014 tarihli sözleşmeye dayalı olarak 32.000 Euro consept malın kullanımıyla (kirasıyla) ilgili olarak 32 aylık kira alacağının mevcut olduğu, takip tarihi itibariyle (15.12.2014) T.C.M.B tarafından uygulanan Euro efektif satış kuru 1 Euro=2,8431 TL olduğu dikkate alınarak yapılan hesaplamada, davacının talep edebileceği kira tutarının ise (32,000 Euro x 2,8431 TL=) 90.979,20 TL olacağı, takipte talep edilen tutarın ise 48.774,51- TL olduğu belirlenmiş olmakla bu miktar üzerinden hüküm vermek gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere davanın Kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 48.774,51-TL üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara yasal faiz yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 9.754,90-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın Kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 48.774,51-TL üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara yasal faiz yürütülmesine,
% 20 icra inkar tazminatı 9.754,90-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 3.331,79-TL nin peşin alınan 589,15-TL den düşümü ile kalan 2.742,64-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 620,95-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.081,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 5.715,20-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/01/2019

Katip …

Hakim …