Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1234 E. 2018/683 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1234 Esas
KARAR NO : 2018/683

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/12/2015
KARAR TARİHİ : 05/06/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile taraflar arasında kurulan reklam yayınlama sözleşmesi konusu reklamların müvekkili şirkete ait dergide yayınlandığını, 01.04.2014 tarihinde davalı şirket kaşesi ile sipariş onayı verildiğini, 01.04.2014 tarihli sipariş onayı mektubu ile reklamın yayınlandığını, sözleşme gereğince ödenmesi gereken bedele dair 08.01.2015 tarihli ve 3107 no.lu 7.945.-Euro tutarlı ve 15.09.2014 tarihli 3010 no.lu 7.945.-Euro tutarlı iki adet faturanın toplam 15.890.-Euro bedelinin müvekkili şirkete ödenmediğini, taraflar arasındaki e-mail yazışmalarına göre davalı şirketin yönetim kurulu başkanı … tarafından söz konusu ödemelerin gerçekleşeceğine dair mail gönderildiğini, ödemelerin gerçekleşmemesi üzerine … 6.Noterliği’nden .. tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamenin 14.04.2015 tarihinde aynı adreste daimi çalışan …’a tebliğ edildiğini, bunun üzerine borçlular hakkında 06.05.2015 tarihinde … 25.İcra Müdürlüğü … E.nolu takip açıldığını, borçlular 06.08.2015 tarihinde takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyanla … 25.İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyası üzerinden devamına, borçlunun borca itirazının iptaline, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile müvekkillerinin borcu olduğuna dair davalı şirket kayıtlarında her hangi bir bilgiye rastlanmadığını, davacının dilekçe ekinde belirttiği ek ve delillerin kendilerine tebliğ edilmesi durumunda beyan ve itirazlarının saklı tuttuklarını beyanla bu nedenlerle davacı delil ve eklerinin tebliği ile birlikte beyan ve itirazlarını saklı tutmakla birlikte her halükarda müvekkili aleyhine ikame edilen iş bu davanın reddine davacı aleyhine % 20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ön inceleme yapılmış, 6100 sayılı yasanın 140/5.maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz mahkememize sunmadıkları belgeleri sunmaları, başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacı ile gereken açıklamayı yapmaları için 2 hafta kesin süre verilmiş, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları ihtar edilmiştir.
Dava dayanağı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde davacı tarafından davalı aleyhine reklam sözleşmesine04/08/2015 ve 18/08/2015 tarihlerinde tebliğ edildiği, davalıların 06/08/2015 tarihinde takibe itiraz ettiği görülmüştür.
Taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti dosyaya sundukları rapor ile davalının reklam yayınına izin verdiğinin 12/12/2014 tarihli … imzalı elektronik postadan anlaşıldığı, davacını reklamları yayınladığı, yeni reklam anlaşmasının materyalleri sunulmadığından davacının elinde bulunan reklam içeriğini tekrar yayınladığı, taraflar arasındaki sipariş mektubu omayı, mail yazışmalarından reklam sözleşmesi akdedildiğinin sabit olduğu, davacının reklam edimini yerine getirdiği ancak davalının ödeme edimini yerine getirmediği, takip tarihi itibari ile 44494,38 TL asıl alacak ve ihtarnamenin tebliğine göre belirlenen temerrüt tarihinden takip tarihine kadar 230,40 işlemiş faiz alacağı bulunduğunu belirtmişlerdir.
Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine dairdir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere;
Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 21. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Bu yasal çerçevede somut dosya değerlendirildiğinde davacı tarafından dosyaya çevirisi de sunulan ve davalı tarafından imzası inkar edilmeyen sipariş onayına göre tarafların iki adet yayın için anlaştığı, her bir yayın ücretinin 7945 Euro olarak belirlendiği; yine davacı tarafından sunulan ve davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılan … arasında geçen mail yazışmalarından davacının ilk yayını yaptığı, 11/12/2014 tarihinde davacının davalıya son reklamın ödemesinin yapılmadığını, ayrıca Ocak sayısı için reklam materyalinin de gönderilmediğini bildirdiği, 12/12/2014 tarihinde davalı tarafın finansal problemler yaşadığını belirterek reklamın iptalini talep ettiği, ödeme konusunda nasıl yardımcı olabileceklerini sorduğu, aynı tarihte bu kez davacının zamanında bilse idi çözüm bulmaya çalışacağını şimdi çok geç olduğunu çünkü derginin hazır olduğunu ve boşluğu kolay dolduramayacağını belirterek eski reklamı yayımlamak zorunda olduğunu bildirdiği, ayrıca ödeme konusunda fikir beyan ettiği görülmüştür.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde tarafların reklam hususunda anlaştığı, davacının ilk edimini yerine getirdiği, ikinci edim için davalıdan materyal istediği, davalı tarafından materyal gönderilmeyip iptal talep edildiği ancak derginin hazır olması nedeni ile bu istemin davacı tarafından kabul görmediği, materyal sunulmadığı için ikinci reklamın ilk reklam gibi aynen yayınlandığı, her iki reklam ücretinin de ödenmediği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı kendi şirket kayıtlarında borç bulunmadığını beyan etmiş ve faturaların davalıya tebliği ispat edilememiş ise de fatura konusu hizmetin verildiği ispat edilmiş olmakla, davalı savunmasına itibar edilmemiştir.
Bu kapsamda, davacının davalı şirket yönünden dava açmakta haklı olduğu ancak, diğer davalının borçtan şahsen sorumlu olduğuna dair dosyada bilgi belge bulunmadığından bu davalı aleyhine açılan davanın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı, bilirkişi raporundan sonra, takipten sonra işlemiş faizi hesaplayarak bu miktar üzerinden harç tamamlama yoluna gitmiş ise de eldeki davanın itirazın iptali davası olup takipten sonraki alacağın bu davaya konu yapılamayacağı, bu davada ancak takip tarihi itibari ile değerlendirme yapılacağı nazara alınarak bu kısım yönünden de dava yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak davanı kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan … 25. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında vaki davalı şirket itirazının kısmen iptaline, takibin 44.494,38 TL asıl alacak ve 230,40 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine; fazlaya dair istem ile davalı … aleyhine açılan davanın reddine,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 8.944,95 TL icra inkar tazminatının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan alınması gerekli 3055,14 TL harçtan peşin alınan 546,55 TL harç ile tamamlama sureti ile yatırılan 220,77 TL’nin mahsubu ile eksik kalan kısmın davalı şirketten tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 546,55 TL peşin harç ve 220,77 TL tamamlama harcının davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından karşılanan 1559,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1198,42 TL’sinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına; davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm tesisine mahal bulunmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 5269,72 TL vekalet ücretinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1614,78 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
8-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2.maddesine göre belirlenen 1180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 05/06/2018

Katip …

Hakim …