Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1193 E. 2018/1190 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1193 Esas
KARAR NO : 2018/1190

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/12/2015
KARAR TARİHİ : 18/12/2018

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, … plaka sayılı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından kasko poliçesi ile teminat altına alındığı, 20.07.2015 tarihinde … plaka sayılı aracın kusurlu olarak arkadan çarptığı, ekspertiz raporu ile hasar bedeli tespit edilerek 20.08.2015 tarihinde 16.590,00 TL olarak araç sahibine ödendiği, sigortalının haklarına halef olunduğu, davalı yana 06.10.2015 tarihinde yapılan başvurunun reddedildiğini beyanla 16.590,00 TL tazminatın ödeme tarihi olan 20.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı …’ya tebliğ edilmiş, davalı yanıt vermemiştir.
Davalı … Sigorta vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, anlaşmalı tutanaktan anlaşıldığı üzere, davacı aracındaki hasarın yalnızca arka tarafta olduğu halde, aracın tamamı üzerinde gerçekleştirdiği onarımı talep ettiğini, davacı tarafından talep olunan hasarın büyük kısmının sigorta teminatı dışında kaldığını, davacının avans faizi isteminin yasaya aykırı olduğunu, dava konusu araç hususi olarak kullanılmakta olup ruhsata bu şekilde işlendiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, şikayetçinin, faizin 20.08.2015 tarihinden itibaren işletilmesi talebinin de hiçbir hukuki temeli bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra ön inceleme günü tayin edilmiş, taraflara tebliğ ile bildirilmiş, ön incelemede taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı nezdinde kasko sigortalı … plaka sayılı aracın, davalıların işleteni ve sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın kusuru ile neden olduğu kazada hasarlanması nedeni ile sigortalıya yapılan ödemenin hasara neden olduğu ileri sürülen aracın işleteni ve sigortacısından rücuen tahsili istemini konu alıp davalıların yanıt vermemekle iddiayı inkar etmiş sayıldıkları, buna göre davacı nezdinde sigortalı araçta meydana gelen zarar miktarı ile davalıların sorumluluğu hususunda anlaşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
-6100 sayılı yasanın 140/5.maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz mahkememize sunmadıkları belgeleri sunmaları, başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacı ile gereken açıklamayı yapmaları için 2 hafta kesin süre verilmiş, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları hazır bulunan taraflara tefhim, hazır bulunmayan taraflara tebliğ ile ihtar edilmiştir.
6100 sayılı Yasanın 266.maddesi gereğince; iddia, savunma,sunulan deliller, hasar dosyaları incelenerek davacı nezdinde sigortalı araçta meydana gelen hasar bedeli, hasarın meydana gelmesindeki kusur oranları, aracın tamirinin mümkün olup olmadığı, mümkünse tamir bedeli, hasarlı ikinci el piyasa değeri, hasarsız ikinci el piyasa değeri, sovtaj bedeli hususunda dosyanın, resen seçilecek bilirkişilere tevdiine karar verilmiş, bilirkişi heyeti dosyaya sundukları rapor ile kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam ve asli kusurlu olduğunu, davacı tarafından 16.590,00 TL’nin 20/08/2015 tarihinde ödendiğini, aracın pert total kabulünün uygun olduğunu, ikinci el piyasa değerinin 45.000,00 TL ve sovtaj değerinin 28.410,00 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesin kaynaklanan rücu an tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Yasanını 1481.maddesi gereğince de sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur.
Anılan maddede düzenlenen halefiyet yasal sınırlı cüz’i halefiyet niteliğinde olup bu maddeye dayanılarak açılacak dava esas itibari ile sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi sıfatı ile sigortacı tarafından açılmasıdır. Sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçer ve dava tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin ödediği tazminat miktarınca sigortalı yerine geçerek açtığı dava, aslında bir tazminat davası olup bu niteliği itibari ile aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsi ve rücuu ödediği bedelle sınırlı olduğu için cüz’i haleftir. Böyle bir davanın açılabilmesi için sigortacı ile sigorta ettiren arasında geçerli bir sigorta sözleşmesinin mevcudiyeti, sigortacının riziko bedelini ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkı bulunması gerekir. İlk şart sigorta bedelinin ödenmesi olup bu, rücuun sınırını da belirler. Sigortacı ödediği bedelden fazlasını isteyemez. İkinci şart sigorta ettiren kimsenin meydana gelen zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkının bulunmasıdır. Bu hak tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya geçer. Sigortacının üçüncü şahıslara rücu hakkı sigortalıya ödeme yaptığı tarihte doğar, kanundan kaynaklanan bu temerrüt hali için ayrıca ihtara gerek yoktur. Sigortacının poliçe hükümlerin ters düşen bir ödeme yapması halinde zarar sorumlusuna rücu edebilmesi mümkün değildir. Sigortacı sigorta tazminatını geçerli bir sigorta sözleşmesi hükümlerine göre ve sigorta teminatı dahilinde olan zarar için ödemiş olmalıdır. Sigortacı ödediği miktarı değil, ancak ödenmesi gerekli gerçek zarar miktarını zarar sorumlusundan isteyebilir. Davacı kasko sigortacısı kusur ve zararı ispat etmek zorundadır. Sigortacı üçüncü kişiden ancak, onun kusuru oranında talepte bulunabilir. Sigortacı, zarar gören sigortalısına halef olarak bu davayı açtığından onun dava edebileceği kişilere karşı, onun dava açacağı mahkemede dava açabilir. Sigortalının zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise sigortacının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir. Rücu davasında faizin başlangıç tarihi hasar bedelinin sigorta ettirene ödendiği tarihtir. 17.01.1972 gün 1970/2 Esas, 1972/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre, sigorta ettirenin halefi sıfatıyla açacağı davanın zamanaşımının, sigorta tazminatını ödeyen sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhine sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabi ve aynı tarihte başlayacağı kabul edilmiştir. Zamanaşımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 109. maddesi uyarınca 2 yıldır ve başlangıç tarihi sigortalının zararı öğrendiği kaza tarihidir. ( Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 31/05/2012 tarih, 2012/3381 esas ve 2012/7118 karar sayılı ilamı; 14/03.2012 tarih, 2011/9741 esas ve 2012/3147 karar sayılı ilamı; 09/02/2012 tarih, 2011/6558 esas ve 2012/1313 karar sayılı ilamı; 08/02/2012 tarih, 2011/6192 esas ve 2012/1291 karar sayılı ilamı; 14/06/2012 tarih, 2012/2899 esas ve 2012/7863 karar sayılı ilamı; 26/01/2012 tarih, 2011/6521 esas ve 2012/673 karar sayılı ilamı; 24/05/2012 tarih, 2012/1438 esas ve 2012/6721 karar sayılı ilamı; 29/03/2012 tarih, 2011/4480 esas ve 2012/3847 karar sayılı ilamı)
Bu yasal çerçevede eldeki davanın değerlendirilmesinde, davacı nezdinde kasko sigortası bulunan araç, davalı nezdinde sigortalı bulunan ve diğer davalının sürücüsü olduğu aracın tam kusuru ile neden olduğu kaza sonucu onarımı ekonomik olmayacak şekilde hasarlanmış, sovtaj düşülerek hasar bedeli davacı tarafından sigortalısına ödenmiştir. Sigortacı yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve halefiyet gereğince sigortalısının haklarına halef olmakla, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan davalıya rücu etmiş olmakla, bilirkişi eli ile tespit edilen rücu miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kabulü ile 16.590,00 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, ödeme tarihi olan 20.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.133,26 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı ile 283,32 TL peşin harcın ve davacı tarafından karşılanan 2.035,00 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1.990,80 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 18/12/2018

Katip …

Hakim …