Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1177 E. 2018/1009 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2015/1177 Esas
KARAR NO : 2018/1009
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 02/12/2015
KARAR TARİHİ: 17/10/2018
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili davalı firma ile müvekkili şirket arasında akdedilen 5 yıl süreli 03/04/2012 tarihli otopark bayilik sözleşmesine binaen müvekkili tarafından 11/08/2014 tarihli ihtarname ile haklı nedenlerle feshedildiğini, davalı firmanın bakiye asıl alacak, vade farkı, KDV borcunun bulunduğunu, diğer davalının ise hipotek veren 3.şahıs olduğunu, bu şahsa da ihtarname gönderildiğini, ancak takibi haksız yere itiraz ettiklerini belirterek bakiye cari hesap borcunun tahsili için başlatılan hipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe itirazın iptaline ve asgari %20 inkar tazminatına hükmonulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekilleri, mahkemenin yetkili olmadığını, benzin istasyonunun bulunduğu yerde duble yol inşaatının başladığını, bu yüzden istasyonun çalışmasının ve satışlarının tamamen durması nedeniyle gaz alımını bıraktıklarını, bu durumun müvekkil şirketin insiyatifi dışında mücbir sebeple gerçekleştiğini, istasyon önündeki yol çalışmalarının fazlalaştığı 20/12/2012 tarihine kadar muntazam bir şekilde alımlar yapıldığını, yol çalışması tamamlanınca alımlara devam edileceğini, ayrıca ödeme emri ekinde hiçbir belge sunulmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle peştemaliye bedeli, vade farkı ve KDV’nin tahsili için başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflarca 03/04/2012 tarihinde otogaz bayilik sözleşmesi akdedildiği, davacı tarafından 11/08/2014 tarihinde noter kanadıyla sözleşmeyi feshettiği, ihtarnamenin 18/08/2014 tarihinde karşı tarafa tebliğ edildiği görülmektedir. Takibe dayanak teşkil eden alacak gaz bedelleri, vade farkı ile vade farkının KDV’si kalemlerinden teşekkül etmektedir.
Davacının fesih ihtarnamesi ve sebepleri dikkate alındığında davalı tarafın alım yapmayı bıraktığı, LPG bedelini ödemeyerek temerrüre düştüğü, sözleşmeyi ihlal ettiği, davacı tarafın da haklı nedenlerle sözleşmeyi sonlandırdığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 44 ve 46.maddeleri uyarınca davacı defter ve kayıtları kesin delil niteliğinde olup davacı defterinin incelenmesinde alım yapılmadığı sabittir.
Davalı taraf yol yapım çalışmaları nedeniyle istasyon faaliyetinin durduğunu savunmuş ise de, gelen yazı cevapları uyarınca sözleşme tarihinden önce yol çalışmaları başlamış olup, davalılar bu yol çalışmalarının artmasının ön görülemeyecek şekilde faaliyetinin durma noktasına geldiğini ispat edememektedir. Davalılar 2012 yılından beri alım yapmadığı gibi sonradan keşide ettikleri ihtarnameler de iyi niyetli değildir. Davacı 11/08/2014’te ihtarname gönderdikten sonra 10. ve 8. aylarda davalılar cevabi ihtarname göndermişlerdir. Bayinin bu yöndeki savunmaları haksız görülmüştür. Raporda İnkişaf bedelinin kıstelyvm hesabına göre yapılması doğrudur, zira sözleşmede fesih halinde ödenen katkı bedelinin tamamen iade edileceğine dair düzenleme bulunmamaktadır.
Her ne kadar davacı vekili vade farkı ve vade farkının KDV’sini istemiş ise de, vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında süregelen bir teamül ya da sözleşmede vade farkı talep edilebileceğine ilişkin açık bir hüküm bulunması zorunludur. Bunun haricinde vade farkı talebi mümkün değildir. Dolayısı ile vade farkı ile KDV alacağı kaleminin reddi gerekmiştir.
Öte yandan bakiye süreye tekabül eden intifa hakkı alacağının bilinebilir,öngörülebilir, likit alacak olmasına göre davacı yararına ayrıca inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiştir. (Yargıtay 19. HD, 2016/13861 Esas, 2017/7875 Karar, 11/12/2017 Tarih)
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2014/5005 Esas sayılı icra takip dosyasına davalılar tarafından vaki olmuş itirazların İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca kısmen iptali ile; 38.329,43 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve davadan önce borçlu tarafça belirlenebilir nitelikte olduğundan hükmolunan alacak üzerinden belirlenen %20 icra inkar tazminatı 7.655,88 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından sarfedilen 27.70 TL başvuru harcı, 4.10 TL vekalet harcı, 1.565,38 TL peşin harç olmak üzere cem’an 1.597,18 TL’den ibaret harcın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 2.618,28 TL harçtan peşin alınan ve icra veznesine yatan toplam 2.213,38 TL harçtan mahsubu ile bakiye 404,90 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 4.566,24 TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 2.400 TL Bilirkişi, 477.60 posta tebligat ve sair talimat giderleri olmak üzere cem’an 2.877,60 TL’den ibaret yargılama giderinin giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 851,00 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim
*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*