Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1147 E. 2019/287 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1147 Esas
KARAR NO : 2019/287
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2015
KARAR TARİHİ : 20/03/2019

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 30/04/2014 tarihli “İşe Alım Danışmanlık Sözleşmesi” imzalandığını, bu kapsamda davalı adına proje yöneticisi olarak dava dışı … isimli personelin görevlendirildiğini, pazarlama ve satış yöneticisi pozisyonundaki ihtiyaca binaen 15/12/2014 tarihinde dava dışı …’ın işe alındığını, sözleşme gereği davalıya 5.291,12 TL ödeme yapıldığını, ancak işe alınan …’ın 05/03/2015 tarihinde işten ayrıldığını, aralarındaki sözleşmenin garantiye ilişkin 5. maddesine göre 3 aylık zaman zarfında işçinin kendi isteği ile işten ayrılması halinde yeniden davalı tarafından hizmet sunumu gerektiğini, ancak bu konuda yazışmalar yapılmasına rağmen sonuç alınamadığını ve sözleşmenin feshedildiğini belirterek davalının üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle sözleşme bedelinin iadesi için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın iptalini ve takibin devamını, asgari yüzde yirmi icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davacıya karşı tüm mükellefiyetlerini yerine getirdiklerini, bu kapsamda davacının talep ettiği pozisyon için gerekli şartları taşıyan adaylarla tek tek görüşüldüğünü, kendilerinin belirtilen pozisyona en uygun adayı bulmak konusunda hizmet ve destek sağladıklarını, ancak adayların hiç birisinin davacı tarafından kabul edilmediğini, kaldı ki sözleşme kapsamında garanti yükümlülüğünün ihlali durumunda dahi bedel iadesinin kararlaştırılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, danışmanlık sözleşmesinin ihlali nedeniyle ödenen hizmet bedelinin iadesi için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlıklar; davalının işe alım danışmanlık sözleşmesi kapsamında özellikle 3 aylık garanti süresi içinde işten ayrılan personel nedeniyle sözleşmenin 5.5 maddesi uyarınca gerekli çalışmaları yürütüp yürütmediği, aranan adayın özelliklerine ve sektörel bazdaki piyasa şartlarına göre gereken araştırma ve mülakatları yapıp yapmadığı, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemiş ise sözleşme hükümleri bir arada değerlendirilerek bedelin tümüyle iadesinin mümkün olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
Davalı tarafın garanti yükümlülüğüne uygun olarak hareket edip etmediği konusunda tanık olarak proje sorumlusu dava dışı … talimat mahkemesince dinlenmiş olup beyanında; ilgili personelin 3 aylık garanti süresinin dolmasına 3 ay kala işten ayrıldığını bunun üzerine kendilerini aynı özelliklere sahip ilgili kriterleri Taşıyan adaya ulaşamadıklarını ücret konusunda davacının esnetme yapmadığını belirtmiştir. Yine davacı vekili tarafından sunulmuş taraflar arasında varlığı çekişmesiz e-mail yazışmalarına göre, davalı şirketin proje sorumlusu … tarafından sektörde yeterli araştırma yapılmasına rağmen kritere uygun aday bulunamadığının belirtildiği görülmektedir. Davalının delil olarak dayandığı diğer tanıklar … ile …’ın dinlenmesinden davalı taraf vazgeçmiş olup mevcut sair delillere göre tahikata devam edilmiştir. Davacı tanıkları, … ile … de dava dilekçesinde vakıalar doğrultusunda beyanda bulunmuşlardır.
Ancak, davalı insan kaynakları firmasının sözleşmenin 5.5 maddesine göre garanti yükümlülüğü kapsamında üzerine düşen edimi yerine getirip getirmediği, ilgili sektörde davacının aradığı kriterlere uygun adaylarla görüşme sağlayıp sağlamadığı, yeni personel bulunamaması konusunda davalının kusurunun bulunup bulunmadığı, bir başka söyleyişle davalının sözleşmenin 2. safhasını ifa ederken ilgili kriterleri taşıyan adaylara ulaşmada gösterdiği çaba ve ihtimam, o sektörde davacının talep ettiği kriterleri taşıyan adayların bulunmasındaki zorluk ya da imkansızlıkların tespiti için özellikle sözleşme hükümleri bir arada değerlendirilerek bedel iadesinin mümkün olup olmadığı, mümkün değilse de varsa kusura nazaran kısmen iade söz konusu olup olamayacağı konularında HMK’nın 266. maddesi gereğince ilgili piyasayı bilen sektör bilirkişisine ve atipik hizmet sözleşmesi olan işbu “alım danışmanlık sözleşmesi” hükümlerini değerlendirecek ticari sözleşmeler uzmanı bir bilirkişiye ihtiyaç bulunmaktadır. Zira, davalının insan kaynakları alanında edimini tam olarak yerine getirip getirmediğinin denetlenebilmesi teknik ve özel bilgi gerektirdiğinden bilirkişi heyetinden rapor alınması zaruridir. Her ne kadar sözleşmede garanti hükmü bulunuyorsa da, TBK’nın 136. maddesi gereğince borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşırsa borç sona erecektir. Bunun tespiti ve denetimi için ise sözleşme hükümleri de değerlendirilerek hukuki ve sektörel anlamda bilirkişi incelemesi yaptırılması zorunludur. Mahkememizce davalı vekilinin dilekçesi ekinde sunulu aday listesine göre yapılan çalışmaların sözleşme hükümlerine göre yeterli olup olmadığı, bu bağlamda davacı tarafın sözleşme feshinin ve ücret iade talebinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise ücretin tamamının mı yoksa bir kısmının mı iadesinin gerektiği konularında hukuksal takdiri mahkememize ait olmak üzere dosyadaki bilgi ve belgelerle tanık beyanları irdelenip tartışılarak bilirkişi raporu düzenlenmesi maksadıyla dosyanın kül halinde İnsan Kaynakları Uzmanı Sektör Bilirkişisi … ile Ticari Sözleşmeler Uzmanı Yard. Doç. Dr. …’e tevdiine karar verilmiş ise de davacı vekili uyuşmazlığın hakimin çözebileceği hukuki konulardan ibaret olduğunu bilirkişi incelemesine gerek olmadığını belirterek delil avansını yatırmaktan imtina etmiştir.
Taraflar arasında ilgili pozisyona uygun personelin ilk etapta işe alındığı, bu kapsamda danışmanlık ücretinin davalıya ödendiği ihtilafsızdır. Ancak 3 aylık garanti süresi uyarınca ilk 3 ayda işi bırakması halinde yeni adayın bulunması konusunda davalının gereğini yapmadığı iddia edilmektedir. Bilindiği üzere 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi gereğince ilke olarak kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Somut olayda ise, davacı taraf bu madde hükmüne göre davalının garanti sözleşmesine göre kendisinden beklenen yükümlülüğü yerine getirmediğini ve buna bağlı olarak zarara uğradığını ücretin tümden iadesi gerektiğini, feshin haklı olduğunu ispat etmek zorundadır. Çünkü, ilk etapta hizmet sunulmuş ve ücret ödemesi yapılmıştır. Kaldı ki, sözleşmenin ihlali halinde bedelin tümüyle iadesinin isteneceğine dair sözleşmede açık bir hüküm bulunmadığı gibi ödenen bu bedel de ilk ve asli edimin yerine getirilmesine bağlı olarak ödenmiştir. Sonuç olarak; davacı taraf feshin haklı olduğunu, ücretin tümden iadesinin gerektiğini usulüne uygun olarak ispat edememiş olup, mevcut dayandığı deliller sunmuş olduğu sözleşme hükümleri, mail yazışmaları ve tanık ifadeleri tek başına davanın ispatında yeterli olmadığından davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL harçtan peşin alınan 91,04-TL harçtan mahsubu ile 46,64-TL artan harcın yatıran davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 2.725,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacılar tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 20/03/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*