Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/112 E. 2019/278 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/112 Esas
KARAR NO : 2019/278 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2015
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 29.01.2015 tarihli dilekçesinde özetle; “Davacı şirket ile davalı arasında kurumsal tip GSM abonelik sözleşmeleri imzalandığını, sözleşme uyarınca davalının çok sayıda telefon hattı aldığını, davalı taraf bu hatları uzun süre kullanmasına rağmen faturalarını ödemediğini, müvekkili davacı şirket tarafından faturaların tahsili için 22.01.2105 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı neticesinde takibin durduğunu beyan etmiş, sonuç olarak; itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 11.03.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket adına talep edilen alacağa müstenit faturalar herhangi bir kullanıma ilişkin olarak tanzim edilmediğini, davacı şirket ve müvekkili şirket arasında akdedilen bir kısım toplu GSM aboneliği ve İnternet kullanımına yönelik kampanyalı cihaz sözleşmelerinin mevcut olduğunu, Davacı Şirketin bu sözleşmeler ile üstlendiği edimleri yerine getirmediğini, davacı şirkete keşide edilen ihtarnameler ile sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi ihtar edilmiş aksi takdirde sözleşmelerin feshedileceğinin ihbarında bulunulduğunu, Davacı şirketin işbu ihtarlara riayet etmemesi ve eksik ve ayıplı ifada bulunması neticesinde ise yine noter kanalı ile sözleşmelerin feshedildiği davacı şirkete bildirildiğini, taraflar arasında sözleşmeden kaynaklanan hukuki ilişkinin devam ettiği süre içerisinde davacı şirketin sözleşmelere aykırı eylem ve işlemleri nedeniyle sözleşmeler feshedilmiş olup, işbu feshe rağmen müvekkili şirket aleyhinde fatura düzenlenmesine devam edildiğini, tüm bu nedenlerden dolayı, davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 6.081,16.-Tl asıl alacağa 15,14 Tl asıl alacakla birlikte % 23 temerrüt faizi tutarı 837,19 Tl ve 0,60 -TL Matbu evrak ile birlikte toplam 6.934,09-Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 11.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 17.06.2014 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 12.01.2017 uyapa taranma tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Tarafların ibraz olunan dava konusu ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin tam olduğu, ticari defterlerin düzenli, usulüne ve yasaya uygun tutulduğundan davacı ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı. Davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının kaydî olarak 6.096,30 TL davalıdan asıl alacağının olduğu, Davacının takibe dayanak faturalarının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu edenle takip konusu alacak yönünden davalının davacıya borcu olmadığı, Davacının takibe dayanak faturalarının ya da içeriği hizmetin davalıya verildiğinin teknike mali yönden ispatlanamadığı, Her ne kadar davacının ticari defterlerine göre 6.096,30 TL kaydî alacağı olsa da, Davalı tarafın taraflar arasındaki sözleşme konusu hizmetin davacı tarafından verilemediği beyanı, davacının takibe dayanak faturalarının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve takibe dayanak faturaların ya da içeriği hizmetin davalıya teslim/tebliğ edildiğinin ispata muhtaç olduğu hususları birlikte değerlendirilerek davacının takibe konu alacak iddiasının da bu aşamada ispata muhtaç olduğu. Nihai takdirin Mahkemeye ait olduğu gözetilerek, Davacının alacak iddiasının benimsenmesi halinde, Merkez Bankası verilerine göre, 01.08.2013 takip tarihi itibariyle avans faiz oranın %11 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına, takip tarihinden itibaren %11 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği,” Sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu rapora itiraz edilmesi üzerine, itirazın değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 23.11.2018 tarihli 3 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davalı abonenin, abonelik sözleşmesini fesih etme iradesini kullandığı, Davacı işletmecinin Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 23, maddesinde ve taraflar arasında imzalanan 17.04.2012 ve 03.05.2012 tarihli abonelik sözleşmelerinin 6.5 maddesinde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediği, Yönetmeliğin m.23-2 bendinde belirtildiği üzere fesih talebinin Davacı işletmeci tarafından alınmasıyla beraber ücretlendirilmenin durdurulması gerektiği. Ücretlendirmenin durdurulduğu tarihe kadar olan kullanım bedeli ve birden çok hattı kapsayan sözleşme başlangıç tarihleri olan 17.04.2012 ve 03.05.2012 tarihinden işbu ücretlendirmenin durdurulması gereken tarihe kadar yapılan indirimlerin Davalı aboneye fatura edilebileceği, 16.08.2012 tarihli ihbarnamenin tebellüğ tarihi dosya muhteviyatında görülemediğinden fatura edilebilecek bedelin tarafımızca hesaplanamadığı. Davacı işletmecinin taahhütname gereği her bir hat için ne kadar indirim yaptığını da ayrıca bildirmesi zaruriyetinin hasıl olduğu, işbu indirim bedeli üzerinden ayrıca hesap yapılabileceği” kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı …’nin ile davalı … Ltd. Sti şirketi arasında kurumsal tip GSM abonelik sözleşmeleri imzalandığı anlaşılmaktadır. Yanlar arasında imzalanan bu sözleşme uyarınca davalının çok sayıda telefon hattı aldığı, davalı taraf bu hatları uzun süre kullanmasına rağmen faturalarını ödemediğinden yaptıkları icra takibine süresi içinde itiraz edildiğinden bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dosyasına sunulan deliller ve davacının ticari defterleri incelemesi sonucu, her ne kddar davacının ticari defterlerine göre 6.096,30TL kaydi alacağı olsa da, davacının takibe dayanak faturalarının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve takibe dayanak faturaların ya da içeriği hizmetin davalıya teslim/tebliğ edildiği hususu ispata muhtaç olduğu kanaatine varılmıştır.
Elektronik Haberleşme Sektöründe abone(gerçek ve tüzel kişi) ve işletmeci arasındaki ilişkiye yönelik Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından hazırlanan yönetmeliğinin Altıncı bölümünde yer alan Abonelik Sözleşmesinin Feshi ve İşletmeci Değişikliği bölümü ve dosya üzerinde yapılan inceleme ve tespitler yapılmıştır.
Bu yönetmeliğin m.23-1 bendinde de görüleceği üzere davalı abone “her zaman ücretsiz olarak sona erdirebilir” olduğu açıkça belirtmiştir. Davalı abonenin m, 23-1-a bendinde ifade edilen yazılı olarak (ihtarname) 16.08.2012 tarihinde Davacı işletmeci …’a bildirmesi üzerine m.23-2 bendinde de belirtildiği üzere fesih talebine ilişkin bildirimin yapıldığı andan itibaren yirmi dört saat içinde fesih talebinin alındığı bilgisini aboneye vermekle mükellef olduğu ve ücretlendirmeyi durdurması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca ücretlendirme durdurulsa dahi işletmeci … verdiği hizmeti kısıtlaya bilecekti gibi tamamen durdurmaya da muktedirdir. Tarafların 03.05.2012 tarihli abonelik sözleşmesinin 6.5 bendinde de bu ifade aynı olacak şekilde belirtilmiştir.
Dava dosyasında Davacı işletmeci …’un fesih talebinin alındığı bilgisini aboneye verdiğine dair bir bulgu saptanamamıştır. Eğer 16.08.2012 tarihli ihtarname doğru adrese/muhatapa gönderildiyse Davacı işletmeci …’un yönetmelikte geçen bu ifayı yerine getirmesi beklenirdi. Dava dosyasında Davalı abonenin gönderdiği ihtarnamelerin Davacı işletmeci …’a ulaşmadığına dair itiraz olmaması nedeniyle işbu ihtarnamelerin Davacı işletmeci … tarafından tebellüğü kanaatine varılmıştır.
Aynı yönetmeliğin m. 23-3 bendinde belirtildiği üzere fesih talebinin davacı işletmeci …’un tebellüğ etmesiyle 7 gün içinde fesih işlemini gerçekleştirmek ve bunu haberleşme kanallarıyla Davalı abone’ye bildirmekle beraber; Davalı abonenin 20.09.2012 tarihinde iade etmeye çalıştığı cihazları yani mülkiyeti işletmeciye ait cihaz/donanım/modem/kart ve benzeri ekipmanların iade edilmesi gerektiği bilgisini aboneye iletmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
İşbu nedenlerden ötürü 16.08.2012 tarihinde gönderilen ihtarnamenin davacı işletmeci …’a teslim tarihinden sonraki 7 günlük zaman diliminden itibaren işbu abonelik sözleşmesinin yönetmelikçe tamamen feshi gerçekleşmesi gerektiğinden ihtarname tebellüğ tarihi +7 gün sonrası için tüketim yapılsa dahi aboneye fatura edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davalı abonenin, abonelik sözleşmesini fesih etme iradesini kullandığı, Davacı işletmecinin ELEKTRONİK HABERLEŞME SEKTÖRÜNE İLİŞKİN TÜKETİCİ HAKLARI YÖNETMELİĞİ’ nin 23. maddesinde ve taraflar arasında imzalanan 17.04.2012 ve 03.05.2012 tarihli abonelik sözleşmelerinin 6.5 maddesinde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediği, Yönetmeliğin m.23-2 bendinde belirtildiği üzere fesih talebinin Davacı işletmeci tarafından alınmasıyla beraber ücretlendirilmenin durdurulması gerektiği, ücretlendirmenin durdurulduğu tarihe kadar olan kullanım bedeli ve birden çok hattı kapsayan sözleşme başlangıç tarihleri olan 17.04.2012 ve 03.05.2012 tarihinden işbu ücretlendirmenin durdurulması gereken tarihe kadar yapılan indirimlerin Davalı aboneye fatura edilebileceği, ancak böyle bir fatura düzenlenmediği anlaşılmaktadır.
Açıklamalardan belirlendiği üzere davanın reddine, davacının kötü niyetle takip yaptığı kanıtlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Reddine,
2- Kötü niyet tazminatının Reddine,
3- 44,40-TL karar harcının peşin alınan 83,82-TL den düşümü ile kalan 39,42-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Davalı tarafından yapılan 18,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/03/2019

Katip …

Hakim …