Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1098 E. 2018/970 K. 08.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1098
KARAR NO : 2018/970

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2015
KARAR TARİHİ : 08/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ABD’nin New York eyalitnde mukim bir iş kadını olduğunu, ABD de kendi adına bir danışmanlık şirketi olduğunu, özellikle tarımsal teknoloji sistemleri konusunda çalıştığını, müvekkilinin şahsi tanışıklığının bulunduğu davalı …’in 2014 yılının sonlarına doğru Türkiye’de 15/12/2014 tarihinde gerçekleşecek bir yatırım projesinden bahsettiğini, bu sözde projenin sağlayacağı yararlar konusunda açıkalamalarda bulunduğunu, müvekkilini projeye yatırım yapması ve para göndermesi için aradığını, müteaddit kereler e-mail gönderdiğini, bunun üzerine Müvekkilinin davalı …’in ısrarı üzerine bahse konu sözde projeye yatırım yapmaya karar verdiğini, davalı …’in sözde projenin ileride müvekkiline yüksek oranda kazanç sağlayacağını vaat ederek talep edilen tutarında kendisinin ortağı-yöneticisi ve imza yetkilisi olduğu kontrolündeki … Hesabına gönderilmesi gerektiğini belirttiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı … ile olan ilişkisine ve davalı …’in iddia ettiği ticari konumuna inanarak, sözde projeye yatırım yapmak amacıyla, davalı …’in bildirmiş olduğu davalı …nin … Şubesi’ndeki … IBAN no.lu hesabına 03/11/2014 tarihinde 36.969,66-$, 06/11/2014 tarihinde 538.040,00-$ ve 15/12/2014 tarihinde de 246.000,00-$ olmak üzere toplam 821.009,66-$ gönderdiğini, davalı … tarafından sözde yatırım projesinin gerçekleşeceği tarih olarak bildirilen 15/12/2014 tarihinden bir gün sonra, 16/12/2014 tarihinde müvekkilinin özel bir ihtiyacı nedeniyle bu sözde yatırım projesi kapsamında elde ettiğini düşündüğü kendisine ait hisselerinin satılmasını ve satıştan elde edilen tutarın kendisine gönderilmesini talep ettiğini, bu talep üzerine davalı … tarafından müvekkiline bir e-posta gönderildiğini ve bu e-postanın ekinde …’tan geldiği belirtilen “Bayan … bankamız müşterisi olup bizim yönettiğimiz yabancı yatırımlara sahiptir. Kendisinin … adresindeki ev için bir nakit teklif yaptığı bilgimiz dahilindedir. Kendisinin hesabındaki meblağ, yaptığı teklif tutarı olan 2.7 Milyon Amerikan Doları’nın üzerindedir. Ev satışı kapanacağı zaman, işlemin tamamlanması için gerekli tüm meblağ doğrudan bizim bankamızdan size gelecektir. Bayan … işlemi tamamlamak için ipoteğe ihtiyaç duymayacaktır. Saygılarımızla, … A.Ş. … Şubesi. ” Bilgisini içeren bir e-posta iletildiğini, paylaşılan bu e-postanın, gerçeklerle ilgisinin olmadığının ve … tarafından gönderilmiş görüntüsü vermek adına birtakım e-postalardan alıntılarla oluşturulduğunun sonrasında yapılan araştırmalar neticesinde ortaya çıktığını, davalı …’in bu şekildeki davranışlarla müvekkilini yanılttığını ve hiçbir zaman var olmayan sözde projeden elde edilen sözde gelirin bir banka hesabına yatırıldığı izlenimi oluşturmaya çalıştığını, 14/01/2015 tarihinde davalı … müvekkili ile yaptığı telefon görüşmesinde gerçekleştiğini ileri sürdüğü sözde projeden 7.2 Milyon ABD doları elde edildiğini ve bunun 2.3 Milyon ABD doları’nın müvekkili hesabına aktarıldığını beyan ettiğini, müvekkilinin kendi hesabına bu tutarda bir rakamın gelmediğini belirtmesi üzerine, davalı …’in 22/01/2015 tarihinde müvekkilin yurtdışındaki hesaplarına 1 Milyon ABD doları transfer edildiğine ilişkin bilgileri içerir aynı şekilde …’tan geldiği izlenimi yaratılan bir e-postayı daha müvekkiline gönderdiğini, bu e-postada bahsi geçen para transferinin akıbeti araştırıldığında, müvekkili hesabına bu miktarda bir paranın gelmediğini öğrendiğini, dolayısıyla daha önce olduğu gibi bu e-posta içeriğinin de tamamen Davalı … tarafından oluşturulduğunu, gelinen son aşamada davalı …’in telefon ve e-postalarını cevapsız bırakması üzerine müvekkilinin kendisine anlatıldığı ve aktarıldığı gibi bir projenin olmadığını ve artık yasal yollara başvurması gerektiğini anladığını ve ilk önce …Noterliği’nin 13/07/2015 tarihli ve … yevmiye no.lu ihtarnamesiyle yatırım yapılmak üzere gönderilmiş bedellerin iadesini talep ettiğini, ancak bu ihtarname de olayın başından beri aynı tutumu sürdüren davalı … tarafından karşılıksız bırakıldığını ve bugüne kadar da herhangi bir ödeme yapmadığını, ihtarnamenin tebliğinden sonra da, müvekkili tarafından davalılara karşı … İcra müdürlüğü’nün … e. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, aynı zamanda davalı … hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalıların yapılan icra takibine 08/09/2015 tarihinde itaraz etmesi üzerine de takibin durduğunu ve bu itirazın iptali davasının açılmasının zaruri hale geldiğini beyanla itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde; Davacı ile davalı müvekkilleri … arasında, itiraz edilen icra takibine konu olabilecek hiç bir borç mevcut olmadığını, adı geçen müvekkilinin şahsen borçlanmasını gerektirecek her hangi bir hukuki münasebeti de olmadığını, diğer davalı “… Anonim Şirketi” ise; özellikle günümüz teknolojisinde sanayinin her dalında kullanılır hale gelmiş bulunan “…” elemanının alımı, satımı, araştırılması ve üretimi ile iştigal eden bir kuruluş olduğunu, davalı …’in de (%1 nisbetinde) ortaklarından olduğu mezkür şirketin aslında bir İspanyol-Türk iştiraki olup; davacı, İspanyada ve Türkiye de şirketin ticari faaliyetini ve resmi kayıtlarını inceledikten sonra, tamamen kendi özgür iradesiyle ve yatırım maksadıyla ortak olmak istediğini ve satın aldığı hisse karşlığı davalılardan şirketin banka hesabına üç ayrı tarihte takip konusu yaptığı paraları gönderdiğini, şirket kayıtlarından davacı şirketin (%49 hissesine sahip olan) yabancı ortağı … (Mecidiyeköy V.D. …)’nun bir kısım hisselerini satın aldığı anlaşıldığını, mezburenin şirket sermayesine ve faaliyetine katılmak üzere, “yatırım” şerhi vererek banka hesabına gönderdiği parayı düşüncesini değiştirerek geri istemesinin ve almasının yolunun icra dairesinden ilamsız takip yapmak olmadığını, paranın miktarının kimin hesabına ne için gönderildiğinin belli olduğu, buna göre talebin yasal prosedür içinde yapılmasının ve gerçekleştirilmesinin iktiza ettiğini beyanla; davanın reddine, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına vaki yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının delillerini; “Banka Dekontları, Davalı … ile yapılan yazışmalar, … Noterliği tarafından davalılar’a gönderilen ihtarname, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, …ye ait her türlü kayıt, bege ve ticari defterler ile bilirkişi raporu” dosyamız oluşturmaktadır.
Celp ve tetkik edilen … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Davacı alacaklı … tarafından, davalılar aleyhine 25/08/2015 tarihinde, 821.000,00-$ asıl alacak üzerinden takip yapıldığı, davalılara usulüne uygun şekilde 04/09/2015 tarihinde tebliğat yapıldığı, davalılar tarafından yasal süresi içinde 08/09/2015 tarihinde itiraz edildiği ve vaki itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 05/10/2017 tarihli ara kararı gereğince, davalı şirket ortaklık pay defteri ve hisse devri sözleşmesindeki imzanın davacı asile ait olup olmadığı yönünden yaptırılan bilirkişi incelemesi ile bu imzaların davacıya ait olmadığının anlaşıldığı,
Tarafların iddia ve savunmaları ile imza incelemesine ilişkin alınan rapor, ticaret sicil kayıtları ve davacı tarafça paranın gönderildiği hesap olan … Şube kayıtları, davacı ile davalı … arasındaki emailler ve davalı şirket kayıtları incelenmek suretiyle davacı tarafça gönderilen paranın şubeden çeken kişi ile çekilen paranın davalı şirket kayıtlarına geçip geçmediği, geçmiş ise akıbeti araştırılarak iddia ve savunma doğrultusunda rapor aldırılması kararı doğrultusunda bilirkişiler …, …, … tarafından ibraz edilen bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısımnda; “Davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 821.000,00-$ asıl alacağı olabileceği, Davacının belirlenen 821.000,00-$ asıl alacağına 20/07/2015 temerrüt tarihinden 28/05/2015 takip tarihine kadar 5.263,40-$ işlemiş faiz hesaplandığı, Merkez bankası verilerinden, 28/08/2015 takip tarihi itibari ile Kamu Bankalarınca Amerikan Doları üzerinden açılan 1 yıla kadar vadeli döviz tevdiat hesaplarına uygulanacağı bildirilen azami faiz oranı olan %6 olduğu anlaşıldığından, davacının belirlenen asıl alacağına takipten itibaren %6 oranında faiz yürütülebileceği, Davacının yaptığı ödemelerle davalı şirkete ortak olduğu yönündeki iddiasını, pay defterinde görülen imzanın davacıya ait olmadığının tespitiyle asılsız kaldığı, tüm öz varlığı 9.802,11-TL olan, aktifinde hiçbir emtia ve sabit kıymeti bulunmayan davalı şirkete 821.000,00-$ yatırım yapılmasının hayatın olağan akışıyla bağdaşmayacağı” bildirildiği,
Davalı şirketin ticari defterlerinde davacının davalı şirketin hesabına yatırdığı paralara ilişkin bir kayıt bulunmadığı,
Davacının, davalı şirkette sermaye kaydının bulunmadığı,
Davalı şirketin sermayesinin davalı … ve davalı …’in tek ortağı olduğu … AŞ ‘nin sağlamış olduğu,
Davalı şirketin tüm öz varlıklarının toplamının 9.082,11 TL olup, hiçbir emtia ve sabit kıymetinin bulunmadığı,
Davacının davalı şirketin hesabına 03.11,2014 tarihinde 36,969,66 USD, 07.11.2014 tarihinde de 538.030,34 USD 16.12..2014 tarihinde 246.000 USD gönderdiği,
Davacı tarafından davalı şirketin hesabına gönderilen bu meblağların 56.960, USD’sinin davalı … tarafından hesaptan çekildiği,
95.000 USD’nin çeşitli tarihlerle bir kaç seferde … tarafından vekaleten çekildiği,
216.0000 USD’nin ise çeşitli tarihlerle bir kaç seferde … tarafından vekaleten çekildiği,
453.040 USD’nin ise tamamı davalı …’a ait olan … A.Ş’ye havale ile gönderildiği,
Hesaptan bu şekilde 821.000 USD’nin çekilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Tartışmasız bu maddi olgular yanında davacının davalının yatırıma ikna amacıyla gönderilen mailler, switfe ilişkin e-posta, transfer edilen hesaba ilişkin olduğu iddiasıyla gönderilen hesap hareketi dökümüne ilişkin mail, yatırımcılardan birinin öldüğü gerekçesi ile yatırım payının karşılanmasına ilişkin mail, yatırım projesi kapsamındaki hisselerin satılarak paranın gönderilmesi talebi üzerine davacı adına 2.7 Milyon Amerikan Dolarının üzerinde hesap açıldığı ve yatırıldığı ve ev satışı (alımı) yapıldığı zaman bu paranın gönderileceği izlenimi veren … başlıklı iletinin yönlendirme ile davacının mailine gönderilmesi, aynı şekilde 2.3 milyon ABD dolarının transfer edildiği izlenimi veren mailin yönlendirilmesi, davalı şirket adına sunulan belgelerin sahte olması, tüm öz varlığı 9.000 TL civarında olan şirkete yatırım yapılmasının hayatın olağan akışına da aykırı olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davalı … ile davacı arasındaki ilişkinin, vekillik verenin (davacının) çıkarına ve iradesine uygun sonucu elde etmek için zaman kaydına bağlı olmaksızın nispeten bağımsız olarak yapma borcu niteliğindeki vekalet ilişkisi olduğu, davalı …’un vekil olarak üstlendiği işleri, vekalet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlü olduğu ancak yatırım için alınan paraların yetkilisi olduğu davalı şirket defterlerine işlemeden bir kısmını kendisinin çektiği, bir kısmını kendisinin tek ortağı olduğu bir başka şirkete aktardığı, bir kısımının ise vekalet ile çekilmesine neden olduğu,
Davalı şirketin sorumluluğunun ise -her ne kadar davalı … davalı şirketin yetkilisi olsa da- davacının, davalı … ile aralarındaki ilişkinin davalı …’un şahsından kaynaklanan vekalet ilişkisi olduğu, … ile anlaşmanın davalı şirket yetkilisi olarak yapılmadığı, buna göre davacı ile davalı şirket arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmadığı; -hesabına yatan paraları muhasebe kayıtlarına yansıtmayıp iade imkanını ortadan kaldırmasının haksız fiil niteliğinde bulunduğu, bu şekildeki davalı şirketin eleminin haksız fiile ilişkin irade, hareket ve sonuç eylem ögelerini taşıdığı, davalı şirketin banka hesabına yatan parayı defterlerine ve kasa hesabına geçirip, iadesinin sağlanması için 336 diğer çeşitli borçlar hesabına aktarması gerektiği, bu şekilde hukuka aykırılığın gerek muhasebe mevzuatından kaynaklanan, gerek şirket adına ibraz edilen belgelerin sahte olmasından da anlaşılacağı üzere dürüstlük kuralı gereğince yapma borcundan doğduğu, aynı şekilde zarar, nedensellik bağı unsurlarının bu nedenlerle bulunduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere davalıların ayrı ayrı sebep ve fiilden doğan zararın aynı olması nedeniyle davalıların sorumluluklarının dayanışmalı olduğu anlaşılmıştır.
İşlemiş faiz miktarında faiz başlangıç tarihinin ihtarda belirtilen 5 günlük sürenin sonu olduğu, işlemiş faiz miktarına ilişkin teknik hesabın bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak yazılı olduğu, faiz oranın da 3095 S.K.nun 4/a maddesi gereğince yabancı para borcunun faizine devlet banklarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddine, davalıların … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın 821.000,00-USD asıl alacak ve 5.263,40-USD işlemiş faiz ve işleyecek faiz oranına itirazlarının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca faiz işletilmesine,
2-28/08/2015 tarihindeki 2,9243 efektif satış kuruna göre 483.248,41-TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 162.547,80 TL ilam harcından peşin alınan 28.540,78 TL ve icraya yatan 12.122,22 TL olmak üzere toplam 40.663,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 121.884,80 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 28.540,78 TL peşin harç ve 27,70 TL Başvuru Harcı olmak üzere toplam 28.568,48 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 85.893,41 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 4.096,80 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre belirlenen 4.090,80 TL’si nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine; bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
04/10/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …