Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1078 E. 2020/693 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1078 Esas
KARAR NO : 2020/693

DAVA : Sözleşmeye Aykırılık Nedeniyle Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/11/2015
KARAR TARİHİ : 04/11/2020

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında çözüm ortaklığı sözleşmesi akdedildiğini, davalının sözleşmeye uymadığını belirterek davalının sözleşmeye aykırı davranışlarının tespiti ile bu aykırılıklar neticesinde halen elde etmeye devam ettiği karın belirlenmesini ve şimdilik 10.000,00-TL mahrum kalınan karın ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmeye aykırı davranmadığını, haksız ve mesnetsiz açılan bu davanın tüm talepleri yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle yanlar arasında varlığı çekişmesiz atipik hizmet sözleşmesinin ihlali iddiası nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
Taraflar arasındaki 10/10/2014 tarihli çözüm ortaklığı sözleşmesinin 5.1.maddesinde davalı Kesit firmasının ilgili personelin davacı nezdinde görev yaptığı esnada davacı müşterisi olmuş, teklif verilmiş davacı tarafınca iletişime geçilmiş tüm firma ve kuruluşlar davacı müşterisi kabul edilerek, davacının icazeti dışında davalının bu firmalarla ticari ilişki içine giremeyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme karşısında davalının…,…ve…gibi bir kısım davacınında müşterisi olan firmalar ile davacının onayını almaksızın ticari münasebet kurduğu iddiasıyla sözleşmeye aykırı olan davranışların tespiti ve elde edilen karın saptanarak fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Sözleşme konusunun kapsamının belirlendiği 3.maddede davacı şirketin personeli olan dava dışı şahısların bir veya birden fazlasının yada tamamının davacı firmadan kendi rızaları ile istifa ederek davalı firmada bordrolu personel olarak çalışmaya başlamaları durumunda yapılacak işin kapsamı belirlenmiştir. Yani sözleşmenin yürürlüğü ve bağlayıcılığı kalem alınışına ve yanların iradesine bakıldığında geciktirici şart niteliğindeki bu ön koşula bağlanmıştır.
Davacı şirketin 15/03/2012 tarihinde kurulduğu, sözleşmenin tanzim tarihi itibariyle ortakların sözleşmede adı geçen bir kısım personel olduğu, 27/11/2012 kuruluş tarihli davacı şirketin ise kuruluştan beri ortaklarının aynı zamanda davalı şirketinde ortağı olan … ve …olduğu anlaşılmaktadır. Yani … ve … 27/11/2012 tarihli tescil ile davalı şirketi kurduktan sonra 05/12/2013 tarihinde davacı şirkete ortak olmuşlardır. Davacı şirket ise 25/10/2017 tarihinden itibaren tek pay sahipliğine geçmiştir. Dosya kapsamında sözleşmenin 3. maddesi anlamında adı geçen bu personeller ile diğerlerinin davalı şirkette bordrolu personel olarak çalıştığı anlaşılamamıştır. Kaldi ki bu kişiler davacı personeli olup, davacı tarafından öncelikle TBK’nın 97. maddesi anlamında istifalarını sağlayarak davalı firmaya geçmeleri temin edilmeliydi. Sözleşmenin düzenleniş şekline göre öncelikli olarak ifa sırası davacıda olup, üzerine düşen edimi yerine getirmeden davalının olumsuz yükümlülüklerine uymasının istenmesi doğru değildir.
Davalı Kesit firmasının eldeki davaya dayanak teşkil eden sözleşme tarihinden evvel … ve… firmaları ile halihazırda ticari ilişkisinin bulunduğu, sipariş tutanaklarını imzalayan şahsın ise davalı ve davacı şirketin de o tarihte ortağı olan … olduğu anlaşılmaktadır. Yani davadan evvel bu firmalarla davalının halihazırda devam eden bir ticari trafiği mevcuttur.
… firması yönünden ise, 27/01/2014 itibariyle başlayan ticari münasebetin davalı şirket ortaklarınca bilindiği hususunda herhangi bir yazılı delil mevcut değilse de her iki taraf şirket ortaklarının aynı olduğu anlaşıldığından, bu müşteriyi bildikleri varsayılabilir. O tarihte her iki tarafın şirket hissedarları yukarıda belirtildiği üzere…ile …ortak hissedarlardır. Vaziyet böyle iken davacı firmanın davalının… ile çalışmasına onay verdiği, göz yumduğu söylenebilir. Bu noktadan sonra bu firma yönünden rekabet yasağına aykırılık iddiasını sürmek dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Yine yukarıda belirttiğimiz üzere sözleşmenin 3. madde hükmü bağlamında önce ilgili personellerin davalı nezdinde kayıtlı olarak çalışmaya başlaması gerekir. Diğer yandan sözleşmenin 4.8 ve 4.10 maddelerinde rekabet yasağına ilişkin muğlak cümleler bulunmaktadır. 5.1 maddede gizlilik hükmü kararlaştırılmışsa da davacı personellerin henüz davalı firmaya geçmediğinden sözleşmenin bu hükümlerinin uygulanma şansı olmayıp askıdadır. Dolayısıyla tazminat isteme şartları oluşmadığından davanın reddi gerekir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile artan 116,38-TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 3.400,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 04/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*