Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1050 E. 2023/318 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1050 Esas
KARAR NO : 2023/318 Karar

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2015
KARAR TARİHİ : 11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı elektrik şirketinden elektrik hizmeti aldığını, davacı tarafından ödenen elektrik faturalarında kayıp kaçak bedeli adı altında haksız olarak 1000 TL (şimdilik, kayıp bedel) tahsil edildiğini (fazlaya ilişkin haklar saklı olmak koşuluyla), bu bedellerin abonelere yansıtılmasının haksız olduğunun Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarıyla kabul edilmiş olduğunu, şirketten haksız olarak tahsil edilen bu bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davacıya iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu çevap dilekçesinde özetle; Husumet itirazları olduğunu, davanın esastan reddi gerektiğini, elektrik faturalarında yer alan bir takım kalemlerin haksız olmadığını, kayıp kaçak tahakkukunun kaçak enerji kullanımından dolayı faturada yer alan bir bedel olmadığını, bu bedelin elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak hedef oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, bu bedelin EPDK kararı doğrultusunda alındığını, dava dilekçesi ekinde sunulan YHGK kararında karşı oy görüşlerinin de mevcut olduğunu, bu kararın karar düzeltme sürecinde olması nedeniyle kesinleşmiş olmadığını, bu ncdenle emsal olarak almamayacağını, davacının ihtirazi kayıt öne sürmeden ödeme yaptığını ve bu bedelin geri istenemeyeceğini, davalı tarafın, yaptığı işin elektrik tedariki, toptan satışı olduğunu ifade ettiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
Dava, aboneden tahsil edilen kayıp bedelinin haksız tahsil edildiği iddiası sebebiyle tazminine ilişkindir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişi… ve …tarafından sunulan 22/06/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle ; Taraflara ilişkin iddia ve cevaplar ile EPDK kararları ile söz konusu faturalarda yer alan “kayıp-kaçak ve PSH-sayaç okuma bedelleri”ne ilişkin açılan davada Yargılay Hukuk Genel Kurulu tarih 2013/7-2454 E, 2014679 K. sayılı kararı çerçevesinde davacı taralından açılan davada dava konusu bedellerin iadesinin haklı bir talep olduğunu, davalı tarafından (tedarikçi olması sebebiyle tahsil ettiği kayıp kaçak bedellerini bağlı olduğu …’a aktarması sebebiyle, …’ın sorumluluğu ve aralarındaki ilişki dikkate alınması gerektiği) bu talebin yerine getirilmesinin yer alan hususlar gereğince uygun olacağını dolayısıyla faturalara yansıtılan ve iadesini gereken bedellerin genel toplamının 349.063,30 TL olarak hesaplandığını, davacının kayıp kaçak bedellerine ilişkin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi talep ettiği tespit ve rapor edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli 2016/150 esas 2017/179 karar sayılı kararında 04/06/2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasısı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un A.21. Maddesiyle 14/03/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasısı Kanunun’nun 17. Maddesine eklenen (10) numaralı fırkaya yönelik yürürlüğünü durdurulması talebinin, koşulları oluşmadığından reddine, B.1.1. Maddesiyle değiştirilen 14/06/1935 tarihli ve 2804 sayılı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Kanunu’nun ek 1. Maddesinin ikinci fıkrasına, 2.3. Maddesiyle 9/7/1982 tarihli 2690 sayılı Türkiye Atom Enerji Kurumu Kanunu’na eklene “Yapı Denetimi ” başlıklı ek 1. Maddeye, 3.4. Maddesiyle 9/7/1985 tarihli ve 3154 sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilatı ve Görevleri Hakkında Kanunu’un 2. Maddesinin birinci fıkrasına eklenen (j) bendinin “… 14/03/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun Kapsamında dağıtım lisansı sahibi tüzel kişileri veya özel hukuk tüzel kişilerini …” ve “… Veya bu tüzel kişilerden hizmet satın almak ve bu tüzel kişilerin nitelikleri, yetkilendirilmesi, hak ve yükümlülükleri ile bu tüzel kişilere uygulanacak yaptırımları…” bölümlerine, 4.6. Maddesiyle 04/06/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklene ek 12. Maddeye, 5.11. Maddesiyle değiştirilen 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayıı kamu ihale kanunu’nun 3. Maddesinin birinci fıkrasının (o) bendinin “… TETAŞ tarafından tedarik amaçlı yapılacak elektrik enerjisi alımları…” bölümüne, 6.17. Maddesiyle 14/03/2013 tarihli 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun’un 6. Maddesine eklenen (10 ) numaralı fırkaya, 7.21. Maddesiyle değiştirilen 6446 sayılı Kanun’un 17. Maddesinin 6 numaralı fıkrasının (ç) bendinin: a. İkinci cümlesinden yer alan “… Teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti…” ibaresine, b. Üçüncü, dördüncü ve beşinci cümlelerine, 8. 22. Maddesiyle 6446 sayılı Kanunu’un 18. Maddesine eklene (5) numaralı fıkranın, a. İkinci cümlesie, b.beşinci cümlesinden yer alan “… Varlıkların veya hisselerin devrine yönelik olarak bedel alınmaksızın… ” bölümüne 9.24. Maddesiyle 6446 sayalı Kanun’un yeniden düzenlenen geçici 8. Maddesine, 11.26. Maddesiyle 6446 sayılı Kanun’a eklenen geçici 20. Maddeye, yönelik iptal talepleri, 28/12/2017 tarihli E.2016/150, K.2019/179 sayılı kararla reddedildiğinden, bu madde, fıkra, cümle, bölüm ve ibareye ilişkin yürürlüğün durdurulması taleplerinin Reddine, C.2. Maddesiyle 18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeleri ve Güvenlik Bölgeleri Kanun’na eklenen 27/A maddesi hakkında 28/12/2017 tarihli ve E.2016/150, K.2017/179 sayılı kararla karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, bu maddeye ilişkin yürürlüğün durdurulması talebi hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına karar verilmiştir.
Ankara İflas (… İcra ) Dairesi Müdürlüğünün … iflas dosyasının 31/05/2022 tarihli ikinci alacaklar toplantısı tutanağında, İflas idare Memurların bugüne kadar yaptıkları işlemler, faaliyet izni kapsamında yapılan işlem ve aldıkları kararlar açısından ibra edilmesine, İİK’nın 241. Maddesi uyarınca müflis şirketin mal varlığının satışına, gerek mevcut davalar gerekse ileride doğacak davalar bakımından masa vekilinin görevine devam etmesine ve Adalet Bakanlığını avukatlık ücreti tarifesi üzerinden masa vekilinin maşanın ödenmesine, müflisin davacı olduğu dosyaların takip edilmesine, müflis şirketin davacı / davalı olduğu dosyalar yönünden davalara devam edilmesine, ikmal olunan belgelere istinaden İflas İdaresince sıra cetvelinden yapılan maddi hatalardan kaynaklı alacaklar ie İflas İdaresi tarafınan tespit edilebilen maddi hatalar çerçevesinden söz konusu alacaklar hakkında yeniden değerlendirme yapılarak alacağın türünü, miktarını ve sırasını esas açısından değiştirmeyecek şekilde gerekli düzeltmelerin yapılması hususunda iflas idaresine / müdürlüğe yetki verilmesine, İflas İdaresi Memurları adaylarının belirlenmesi, seçilerek ve İcra Mahkemesinin kararı ile Göreve başlayacak İflas İdare Memurlarına İİK. 226. Maddesi uyarınca birlikte münferide temsil yetkisi iflas idaresi seçilmediğinden oylamadan toplantıya son verilmiştir.
Yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı, bu itibarla geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kaldığı ancak davanın açıldığı tarihte davacının yürürlükteki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu anlaşıldığından yapılan yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu olduğuna ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-179,90-TL karar harcının peşin alınan 27,70-TL den düşümü ile kalan 152,20-TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 55,40 TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 985‬,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 341/3 uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır