Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1049 E. 2019/1276 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1049 Esas
KARAR NO : 2019/1276
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/10/2015
KARAR TARİHİ : 16/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı sürücü … sevk idaresinde bulunan işleteni araç sahibi olarak bulunan diğer davalı … adına kayıtlı olan … plakalı aracın 23/12/2014 tarihinde tam ve asli kusurlu olarak karıştığı ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında müvekkil … ‘nın yaralandığını ve sakat kaldığını, müvekkilin malul olması nedeniyle, davalı …’ye gerekli evrakların temin edilerek poliçe kapsamında kaza tarihinde kişi başına olan teminat çerçevesinde teminat miktarı kadar ödeme yapılması için başvuruda bulunulduğunu, ancak müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararda, kazanın oluşumu, müvekkilin bacağının kesildiğini ve ömür boyu protez ile yaşamak zorunda olduğu gerekçesiyle 80.000,00 TL. Manevi tazminata hükmedildiğini ve bu kararın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından onandığını, bu karar da dikkate alınarak müvekkilde meydana gelen elem ve ızdırabın bir nebze de olsa dindirilmesi amacıyla manevi zararının tazminini mahkemeden talep etmekle, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden ve bunlarla sınırlı olmak üzere sigorta şirketlerinin sorumluluğunun sona erdiği ve bu sorumluluğun SGK’ya aktarıldığını, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin teminatları kapsamında olup karşılanmaya devam edilmesi gerektiğini, öte yandan müvekkilin başkasının yardımına muhtaç olması nedeniyle asgari ücretle bakıcı gideri hesaplanması doğru ise de, asgari ücretin brütü yerine netinin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması gerektiğini, kazaya karışan araçların sigorta poliçeleri nedeniyle zararın tamamından müteselsil sorumlu olduğunu, trafik kazasında müvekkilin uğradığı bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı … şirketi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen 15.000 – TL.lik manevi tazminatın ise sigorta poliçesinde manevi kloz yoksa sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, tensip tutanağıyla davalı … şirketine müzekkere yazılarak zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi ve bu poliçeye ait hasar dosyasının istenmesini, … Hastanesine yazı yazılmasını, müvekkilin iş göremezlik durumunun bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini, davalılar adına varsa kayıtlı taşınır ve taşınmaz malların üzerine tedbir konulmasını, avans ödemesine karar verilmesini, 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müteselsilen tahsiline, 16.000,00 TL. maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Şirketi vekili, cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç müvekkili şirket tarafından ferdi kaza sigorta poliçesi ile sigortalandığını, poliçe teminatı ancak araçta yolcu olarak taşınan biletleri yolcuları kapsadığını Zorunlu sigortanın şehirlerarası ve uluslararası taşımalara ilişkin olarak teminat sağladığını, müvekkilinin kazanın oluş şeklinde sigortalı araca atfı kabil bir kusur bulunmadığını, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmemekle birlikte her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını, buna ilişkin Yargıtay kararlarının bulunduğunu, dava konusu olay haksız fiil niteliğinde olduğundan ticari faize yönelik taleplerinin reddinin gerektiğini belirterek Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mesuliyet Sigortası Genel Şartları gereği bileti bulunmayan yolcuların poliçe teminat dışında olması karşısında davacı taleplerinin reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı yana yüklenilmesine karar verilmesini, Tedavi gideri ve bakıcı gideri taleplerinin reddine, Talep edilen manevi tazminatın teminat dışı olması sebebiyle reddine, Kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun tespitine, yalnız kaza ile illiyeti bulunan fiziki ve sürekli maluliyet oranının tespiti için kazazede Adli Tıp’a sevkedilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesi nezdinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, Davacı yanın Koltuk Ferdi Kaza Sigortasına ilişkin talebinin Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlar A.3.2 kısmında düzenlenen, maluliyete ilişkin cetvel baz alınarak değerlendirilmesine, Aktüerya hesabı yapılırken belirtilen hususların dikkate alınarak hesap yapılmak üzere Aktüer Siciline kayıtlı aktüerya uzmanına hesap yaptırılmasına, Herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… Ağır Ceza Mahkemesi … esas sayılı dosyası
2-Sosyal Ekonomik Durum araştırmaları cevabi yazıları,
3-ATK maluliyet raporu,
4-… Hastanesi müzekkere cevabı,
5-Emniyet Araç takyidat bilgileri,
6-Poliçe ve hasar dosyası,
7- Bilirkişi raporu
8-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava: 23/12/2014 tarihinde meydana gelen kaza sebebi ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin davadır.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
14/05/2015 tarihli 29355 sayılı resmi gazetede yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Sürekli sakatlık teminatı ilgili genel şartların A.5/c maddesinde düzenlenmiş yine genel şartlara ek olarak çıkarılan cetvel Ek:3’te sürekli sakatlık tazminatı hesaplamasının ne şekilde yapılacağı belirtilmiştir. Ek:3 cetvelin 3.maddesinde 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelecek trafik kazalarında TRH-2010 tablosunun dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu tarihten önceki kazalara PMF-1931 yaşam tablosu uygulanacaktır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar da ise olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden ise; Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ).
Davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda Söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Davacının kaza nedeni ile yaralanmasına bağlı geçici iş göremezlik süresi ile sürekli iş göremezlik oranının tespiti için dosya Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş, Adli Tıp Kurumu’nun 13/10/2017 tarih ve … numaralı karar ile … kızı, 1991 doğumlu …’nın 02.10.2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Aktüerya hesap uzmanı bilirkişiden 30/05/2018 tarihli 5 sayfalık raporundan özetle, ” Hukuki durumun ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye alt olmak üzere; 23.12.2014 tarihlî trafik kazası neticesinde cismani zarar gören davacı … ile davalılar arasındaki uyuşmazlık noktalan yönünden; davacının müşteki ifade tutanağında ev hanımı olduğunu belirttiği, asgari ücretin esas alındığı, Davacının nihai ve gerçek gecici İş göremezlik maddî zararının 590,17 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek bakıcı alderi maddi zararının 825,52- TL olduğu, Yukarıda tespit edilen maddi zarar tutarlarının Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigorta poliçesi kapsamında talep edilebileceği, bununla birlikte; davacının sürekli maluliyetinin bulunmaması nedeniyle Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasından maddi zarar talep edilemeyeceği, Temerrüt başlangıç tarihinin davalı … şirketi yönünden 22.10.2015 dava tarihi diğer davalılar yönünden ise 23.12.2014 kaza tarihi olduğu, Davalı … şirketi ve İşleten yönünden işleyecek faiz avans faizi davalı sürücü yönünden İse yasal faiz olduğu ” şeklinde görüş beyan etmiştir.
Davacı vekili 16/09/2019 tarihli dilekçesi ile davasının geçici iş göremezlik maddi zararını 590,17-TL, bakıcı gideri talebini 825,52-TL’ye arttırdığını bildirilen bedel artırım dilekçesi sunmuştur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 23/12/2014 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu aracın tek taraflı yaramalı trafik kazası yaptığı, davalı Tacettinin sürücü olması, davalı …’in araç maliki olması, davalı sigortanın ise sigortacı olması nedeniyle davalıların müşterek ve müteselsilen maddi zarardan sorumlu olduğu, davacının dava konusu trafik kazasında yaralandığı, mahkememizce tüm hasta eraklarının dosya içerisine alındığı, dosyanın maluliyete ilişkin rapor alınmak üzere ATK’ya gönderildiği, Adli Tıp Kurumunun 13/10/2017 tarihli raporu ile davacının geçici iş göremezliğinin 3 hafta olduğu, sürekli iş göremezliğinin bulunmadığının bildirildiği, raporun her ne kadar kaza tarihi itibariyle Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre düzenlenmesi gerekse de Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne düzenlendiği, zira Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve resmi gazete de yayınlanan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin sadece EK-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, EK-3 ve diğer cetvelleri , meslek grupları bölümü içermediği, dolasıyla Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden gücünnün en az %60 kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve ve arzıların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabilceği bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücünün belirlenemeyeceği, bu hali ile ATK raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kusur yönünden ise dosyamız içerisinde bulunan … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporuna göre sürücü davalının asli kusurlu olduğu, kaldı ki kazanın tek taraflı olduğu ve davacının yolcu olduğu, bu nedenle kusursuz sayıldığı, SGK’ya yazılan müzekkere cevabında kaza nedeniyle ödeme yapılmadığının bildirildiği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra aktüerya raporu alındığı, raporun hükme esas alındığı, davacının sigortaya başvurduğunu bildirdiği, başvurmadığına ilişkin de bir iddia olmadığı, ancak dosya kapsamı itibariyle başvuru tarihni tespit edilecek deilleri sunmadığı, bu hali ile davalı sigortanın dava tarihi itibariyle faize hükmedilebileceği, diğer davalıların ise yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere kaza tarihi itibariyle temrrüt faizi işletileceği kannatiyle maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş, davacının manevi tazminat talebi olduğu, mahkememizce davalıların ekononmik sosyal durum arştırmasının yapıldığı, ülkenin ekonomik durumu, davacının yaşadığı olayın ağırlığı nazara alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, maddi tazminat talebinin 590,17-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 825,52-TL bakıcı giderinin, davalı … şirketi yönünden 22/10/2015 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 23/12/2014 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat yönünden, 1.500,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı …’ den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3- Dava Adli Yardım talepli açılmış olup, peşin harç alınmadığından hüküm altına alınan maddi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 96,70-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Dava Adli Yardım talepli açılmış olup, peşin harç alınmadığından hüküm altına alınan manevi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 102,46-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL başvuru harcın ve 44,40-TL ıslah harcının davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Maddi Tazminat yönünden; Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.415,69-TL’nin (dava değeri dikkate alınarak) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi Tazminat yönünden; Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.500,00-TL’nin (dava değeri dikkate alınarak) davalılar … ve davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, maddi tazminat yönünden parasal miktar itibariyle kesin, manevi tazminat yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır