Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1000 E. 2018/426 K. 30.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1000 Esas
KARAR NO: 2018/426
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 09/10/2015
KARAR TARİHİ: 30/03/2018
Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili, müvekkilinin 08/11/2010 tarihinde geçirmiş olduğu çift taraflı yaralanmalı trafik kazasında ağır derecede yaralı olarak malul kaldığını, davalıların kazaya karışan araçların trafik sigortacısı olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla geçici ve kalıcı maluliyet tazminatı 1.000 TL’nin başvuru tarihi 17/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş olup, bilahare talebini 14/02/2018 tarihli dilekçesi ile 81.843,40 TL olarak dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA:Davalı … vekili, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sigortalısının kusuru ve poliçe teminat limiti oranında sorumlu olabileceklerini, KTK 109 maddesi uyarınca talebin zaman aşımına uğradığını, davaya konu tazminat bedelinin kendi sorumluluk tutarına düşen miktarı ödediklerini, ayrıca davacının başında kaskı olmadığından müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini, kusurun tespiti için ATK trafik ihtisas dairesinden maluliyet yönünden de üniversite hastanelerinden ya da adli tıptan rapor alınması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Vekili, KTK 109 maddesi uyarınca talebin zaman aşımına uğradığını, ceza dosyasında şikayetçi olunmadığını, kendilerine başvuru yapılmışsa da eksik evrak nedeniyle ödeme yapılmadığını, maluliyet ve kusur yönünden ATK’dan rapor alınması gerektiğini, müvekkilinin kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur ve poliçe teminat limiti kapsamında sorumlu olduğunu, SGK tarafından yapılan ödeme varsa mahsubu gerektiğini, öte yandan davacının istihap haddini aşarak binmiş olduğu motosiklette kask ve diğer korunmak ekipmanlarını takmadığını, ayrıca hatır taşımasının da değerlendirilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, trafik kazası nedeniyle oluşan maluliyete bağlı olarak güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden 08/11/2010 günü saat 14:30 sularında dava dışı sürücü …’un idaresinde bulunan davalılardan… tarafından sigortalı … plakalı kamyonet ile Antalya Kepez Düdenbaşı mevkiinde dava dışı …’in idaresindeki diğer davalı … Sigortaya sigortalı … plakalı motosikletin çarpıştığı, davacının motosiklette yolcu olarak bulunduğu, kaza sırasında davacının başında kask takılı olup olmadığının belirsiz olduğu anlaşılmaktadır. Kamyonet sürücüsünün ilk geçiş hakkı bulunan motosiklete yol vermemesi nedeniyle asli %75 oranında kusurlu olduğu, davalının yolcu bulunduğu motosikletin ise kavşağa yaklaşırken yavaşlamaması nedeniyle tali %25 kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu kusur raporu ceza dosyası içeriğiyle uyumlu olup, hüküm vermeye elverişli ve oluşa uygundur. Davacının kask takıp takmadığı anlaşılamamaktadır. Kaldı ki yaralanma ve maluliyet sol bacakta meydana geldiğinden kask takıp takmamasının zararın artmasına herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle müterafık kusur indirimi talebi yersizdir. Ancak, dosyadaki bilgi ve belgelerde dava dışı motosiklet sürücüsü … ile davacı …’un yakın arkadaş oldukları, özellikle karakol ifadeleri gözetilerek hatır için taşımanın söz konusu olduğu anlaşıldığından, sadece motosiklet sürücüsünün sigortacısı … Sigorta yönünden uygun oranda hatır taşıması indirimi yapılmıştır. Diğer davalı kamyonetin sigortacısı ise hatır indiriminden yaralanamayacaktır.
Zaman aşımı itirazı yönünden ise kaza tarihi 08/11/2010 olup dava ve ıslah tarihleri uzamış 8 yıllık ceza zaman aşımı içerisinde olduğundan reddine karar verilmiştir.
Dava ve ıslah dilekçesi içeriğinde, davacının müşterek müteselsil talebi açıkca yazmasa da talebin ileri sürülüş biçimine göre zararın tamamının KTK’nın 88. maddesi ile TBK’nın 163 ve devamı maddeleri uyarınca müteselsil sorumlulardan her biri olan sigorta şirketlerinden kusur gözetilmeksizin talepte bulunulduğunun kabulü gereklidir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/17878 Esas, 2017/4758 Karar sayılı 24/04/2017 tarihli; 2016/11886 Esas, 2017/6732 Karar sayılı 13/06/2017 tarihli emsal içtihatları) Somut olayda, davalılar her iki aracın sigortacısı olup davacı taraf yolcu konumunda olduğundan KTK’nın 88. maddesi uyarınca kusur oranlarına bakılmaksızın (ilgili tarafın hatır indirimi hariç) zararın tümünden müteselsilen sorumluluklarına karar verilmiştir.
Kaza tarihine nazaran o tarihte yürürlükte bulunan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerinden yararlanarak iyileşme süresinin 4 ay olarak belirlendiği, kalıcı maluliyetin ise %14 olarak Adli Tıp Kurumunca tespit edildiği, raporun hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmış olup, tazminatın ölçüsünde baz alınmıştır.
Tazminat hesabı yönünden yapılan incelemede ise kaza tarihi uyarınca doğru bir şekilde PMF-1931 tablosunun uygulandığı, aktif ve pasif dönem kazançlarının tespit edildiği, tazminat ölçüsünün asgari ücret olarak alındığı, asgari ücret artışlarının re’sen karar tarihine en yakın verilere göre belirlendiği, raporun hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmıştır. Islah dilekçesi de nazara alınarak dava tarihinden itibaren aşağıdaki gibi yasal faize hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davalı … yönünden 55.233,90 TL; diğer davalı … yönünden hatır indirimi nazara alınarak 26.609,50 TL’den %20 indirim yapılarak 21.287,60 TL olmak üzere toplamda 76.521,50 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte KTK’nın 88.maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Hatır indirimi takdiri indirim olması nedeniyle davacı aleyhine karşı vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 5.227,18 TL harçtan peşin alınan ve ıslah suretiyle ikmal olunan toplam 307,70 TL harcın mahsubu ile, bakiye 4.919,48 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 8.767,37 TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarf edilen, 518.10 TL ATK gideri, 205.00 TL posta ve tebligat masrafı, 1.200 TL bilirkişi masrafı, 339.50 TL harç gideri olmak üzere cem’an 2.262,6 TL’den ibaret yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, davalılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, hazır bulunan davacı vekilin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 30/03/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*