Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/929 E. 2018/956 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2014/929 Esas
KARAR NO : 2018/956
DAVA : Alacak (Kar Mahrumiyeti ve Cezai Şarttan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/09/2014
KARAR TARİHİ: 03/10/2018
Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davalının müvekkili ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi kapsamında Manisa-Saruhanlı bayiliğini üstlendiğini, davalının LPG alımlarının 2013 yılından itibaren sözleşmenin 24. maddesine aykırı olarak düşüş gösterdiğini, Ağustos 2013 döneminden itibaren bir önceki yıllara nazaran %80 düşüş olduğunu, sözleşmenin ihlali nedeni ile noterden çekilen ihtarname ile feshin gerçekleştiğini, bayilik sözleşmesinin normel şartlarda 15/05/2015 tarihine kadar devam edeceğini belirterek şimdilik 5.000,00-TL kar mahrumiyeti ile 25.000,00-TL cezai şart alacağının 30/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Bilahare sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile talebini 105.000,00-TL’ye arttırmıştır.
SAVUNMA:
Davalı vekili, sözleşmenin bir nüshasının kendilerine verilmediğini, davacının müspet zarar kapsamında kar kaybı isteyemeyeceğini, cezai şartın da yasal dayanağının bulunmadığını, kaldı ki bu talebin müvekkilinin mahfına sebebiyet verdiğini, beyanla davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, sözleşmenin ihlali nedeni ile feshe bağlı olarak bakiye süreye tekabül eden kar mahrumiyeti ile sözleşmeden doğan cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
Dava özü itibariyle, taraflar arasındaki varlığı çekişmesiz sözleşme şartlarının ihlali ile, haklı olarak fesih iddiası ile kar mahrumiyeti ve cezai şart talebinden kaynaklanmaktadır. Sözleşmenin konusunu …LPG’nin işaret ve rengini taşıyan kaplarda satışa sunulan ve bu sözleşmede kısaca LPG olarak anılan Likit Petrol Gazı’nın belirlenen bölgelerde resmi mercilerce çıkarılmış, çıkarılacak mevzuata uygun olarak tanımıtı, tüketiciye satılması, ilgili servis hizmetlerinin ifası bayi tarafından satım ve dağıtımını oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Aynı sözleşmenin 16/e maddesinde ihtilaf halinde davacı defter ve kayıtlarının münhasır delil olacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. Sözleşmenin 24. maddesinde de önceki yılın aynı ayına ait LPG alımlarında %20 den fazla düşüş olması halinde sözleşmenin ihlali anlamına geldiği düzenlenmiştir.
Davacı tarafın ticari defterlerinde muhasip bilirkişi marifetiyle yapılan tetkikatta yıllara göre aylık alımlarda %20 den çok fazla olacak şekilde azalışlar olduğu belirgin bir şekilde anlaşılmıştır. Öte yandan davalı kayıtlarına göre yapılan incelemede dahi %20 düşüş olduğu görülmektedir. Kaldı ki, münhasır delil sözleşmesi uyarınca davacı kayıtları esas alınacaktır.
Her ne kadar davalı taraf davacının bir başka bayisi olan … A.Ş’den mal alımı yaptığını savunmuşsa da gelen cevabi yazıya göre bu firmanın davalının bulunduğu Saruhanlıda 09/12/2013 tarihinde açıldığı davalıya ise 30/01/2012 tarihinde tüp satışı yapıldığı görülmektedir.
Sözleşmenin 27. maddesinde de sözleşmenin haklı nedenle feshi durumunda davacı şirketin davalı bayiden maruz kaldığı zarar ve ziyanın sözleşmenin sonlanmasına kadar geçecek süre zarfı nazara alınarak tazmininin istenebileceği hüküm altına alınmıştır. Davalının alım taahhüdünü ihlal ederek haklı nedenle feshe sebep olduğu aşikar olup, bu sözleşme hükmüne göre davacının bakiye süreye tekabül eden kar mahrumiyeti talebinde bulunabileceği dosya kapsamında yapılan incelemede belirgin bir şekilde görülmüştür.
Kar kaybının hesaplanmasında davacı şirketin yıllık net satış tutarları sonucu elde edeceği kar’ın davalıya satmış olduğu tutara oranlanması suretiyle hesaplandığı görülmüştür. Öte yandan, her ne kadar Yargıtay İçtihatlarında bakiye süreye denk gelen kar kaybı taleplerinde yeni bir bayilik ilişkisi tesis edilene kadar geçecek makul sürenin belirlenmesi suretiyle kar mahrumiyetine esas sürenin tespiti gerektiği belirtilmekte ise de, yukarıda zikredilen sözleşme hükmünde açıkca bakiye sürenin tamamının istenebileceği belirtilmiştir. Davalı tacir olup sözleşmenin bu hükmü kendisini bağlayacı niteliktedir. Dolayısıyla, sözleşmenin süresinin bitimine kadar tamamına denk gelen kar mahrumiyeti zararı istenebilir.
Cezai şart yönünden ise sözleşmede düzenlenen açık hüküm uyarınca davacının talebinde haklı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf bu cezai şartın mahvına sebep olacağını ileri sürmüştür. Yapılan işin hacmi kapsamı, davalının LPG alım tutarları ve sair hususlar nazara alınarak mahkememizce cezai şartın ekonomik açıdan basiretli tacir olması gereken davalının ekonomik anlamda mahvına sebebiyet vermeyeceği düşünülmektedir. Kaldı ki, cezai şart bedeli raporda yüksek çıkmasına rağmen davacı tenzilat yaparak 100.000 TL talep talep etmiştir. Bu nedenle cezai şart isteminin de ıslah dilekçesi gibi kabulü gereklidir. Kaldı ki, davalı taraf ticari defter kayıtlarını sunamamış olup, TMK’nın 6. maddesi uyarınca ispat yükü kendilerine düşmesine rağmen bu külfeti yerine getirememiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Kar mahrumiyeti 5.000-TL’nin 30/12/2013 tarihinden itibaren, cezai şart tutarı 100.000-TL nin ise 25.000-TL’sine 30/12/2013, kalan 75.000-TL sine ise ıslah tarihi 01/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplancak avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 7.172,55 TL harçtan peşin ve ıslah suretiyle ikmal olunan toplam 1.793,35 TL harcın mahsubu ile, bakiye 5.379,20 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 11.150,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen; 331.10 TL posta ve tebligat masrafı, 2.700,00 TL bilirkişi masrafı, 1.822,35 TL harç giderleri olmak üzere cem’an 4.853,45 TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim … ¸
*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*