Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/923 E. 2019/217 K. 01.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/478 Esas
KARAR NO : 2019/247 Karar
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2013
KARAR TARİHİ : 12/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 10.12.2013 tarihli dilekçesinde özetle; “Davacının, 20.12.1999 tarihinde … A.Ş. nin … Şubesinde 11.400,-TL tutarlı hesap açtırdığını, kendisine bu hesap için banka cüzdanı verildiğini., ancak bankada bulunan hesabındaki paranın 20/12/1999 tarihinde … hesabı aktarıldığını, daha sonra davalı banka’ nin yönetimine, …’nin (… ) tarafından 22.12.1999 tarihinde el konulduğu, basın aracılığı ile … hesapların geri ödenmeyeceğinin yansıtıldığı, müvekkilinin alacağının da davalı banka tarafından ödenmediğini, davalı banka yetkilileri aleyhine …. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, görülen davada verilen karar gereğince cezalandırıldıkları, Yargıtay … Ceza Dairesinin kararı ile cezaların onandığını, banka ile müvekkili arasında karz/vedia akdi kurulduğu, davalı bankanın paravan … bank kurmak ve bu bankanin adı arkasına gizlenmek suretiyle toplamış olduğu mevduattları kendisinin tasarruf ettiği ve grup şirketlerine usulsüz krediler vermek suretiyle kullandırdığı alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin mağdur olduğu ve sorumluluğun davalı banka tüzel kişiliğine ait olduğu, davalı banka … A.Ş. ile birleşmiş olduğundan, … A.Ş. nin sorumlu olması gerektiği, davalı bankanın, paravan bankanin adı arkasına gizlenmek ve kanuna karşı hile yaparak mevduat toplamış olmakla birlikte bu inançlı işlemin bir karz/vedia akdi olduğu, karz akdi gereğince, belirli bir faiz oranı ile geri iade edilmek üzere mevduat toplayan banka’ nin, bu mevduat alacağını, vade sonunda işlemiş akdi faiz ile birlikte iade etmekle yükümlü olduğu, … A.Ş.nin sebepsiz zenginleştiğini, … A.Ş. nin, iade edilmek üzere topladığı mevduatı, iade sorumluluğu altında olduğu, banka tarafından, kanuna karşı hile yoluna başvurduğunu, bankalara olan güvenin kötüye kullanıldığını, davalı bankanın haksız fiil sorumluluğunun bulunduğunu beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak; sonuç olarak, müvekkili tarafından davalı bankaya yatırılan 11.400.-Tl bedelin 3.408,97-Tl lik kısım için … Asliye Hukuk mahkemesinin … E sayılı dosyası ile hüküm aldıklarını, ancak bakiye 20.12.1999 tarihinde yatırılan 7.991,89-TL mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, yatırılan 7.991,89-TL bakiye mevduat alacağının 20/12/1999 tarihinden itibaren vade sonuna kadar akdi faiz ve vade sonundan itibaren ise 3095 sayılı kanunun akdi faizden az olmamak üzere temerrüt faizi ile birlikte hükmen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 07/01/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; … bünyesinde bulunan, “… A.Ş. -… A.Ş., … Bankası … A.Ş. – … TAŞ- … T.A.Ş.” nin, devir ve birleşme suretiyle … A.Ş. bünyesinde birleştirildiği, … A.Ş.nin hisselerinin 09.08.2001 tarihinde … ile …’a devredildiğini, …’nin de hisseleri …’ a devrederken, hisse devir tarihi olan 09.08.2001 tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanan borçları ve bu borçlara ilişkin her türlü mali ve hukuki sorumluluğu, devir sözleşmesinin 6.13. maddesi gereğince üstlendiğini, hisse devir tarihinden önceki işlemlerden önceki işlemlerden kaynaklanan ve borcun üstleneninin ve sözleşmenin her türlü borcun … tarafından üstlenilmiş olması nedeniyle 5411 sayılı bankalar kanunu’ nun 107/5 b-5. ve 107/6.maddeleri mucibince ve … nin taraf olduğu sözleşme uyarınca, sadece … nin davalı sıfatı olması gerektiğinden, husumet itrazlarının kabulüne. Hisse devir sözleşmesinin 6.13. maddesi ve yürürlükte olan 5411 sayalı bankacılık kanununun 107. maddesi 6. fıkrası ve eski 4389 sayılı bankalar kanunu’ nun 14. maddesinin 6. fıkrası c bendi uyarınca, alacaklının rızası aranmayacağından, humk. 124/2. maddesi kapsamında mahkemenin re’sen taraf değişikliğine hükmetmesine, bankaları açısından davanın husumetten reddine, karar verilmesini, Davanın … ve …’a ihbar edilmesini, husumet itirazlarının kabulünü, davanın husumetten reddin karar verilmesini, zaman aşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine, aksi halde davanın esas yönünden reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
Feri Müdahil … (… ) vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun, davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, davalı yanın atıfta bulunduğu 18.06.2007 tarihli hisse devir sözleşmesinin, … A.Ş. ile değil, şirket merkezi yurt dışında bulunan … ile imzalandığı, huzurdaki uyuşmazlığı … ye devrolunan bankaların, … hesapları nedeniyle zarara uğrayan mudilerin açmış olduğunu, bu konuda davalı banka aleyhine açılan çok sayıda davada karar verildiği ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, bu davalarda … nin borcu üstlendiğini açıkça beyan ettiği ve hükümlerin borcu üstlenen sıfatıyla … aleyhine kurulduğu, İddiasında bulunarak, davanın asıl muhatap … ye tevcih edilmesine, bu talebin kabul edilmemesi halinde müvekkili kurumun ileride hak kaybına zarara uğramasını önlemek üzere davaya, davalı yan yanında fer’i müdahil olarak katılmalarına, yasaya aykırı işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil … vekilinin ihbara cevap dilekçesinde özetle; “Davanın, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ve hile iddiaları için zaman aşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, BK. nun 31. maddesi gereğince maddede öngörülen 1 (bir) yıllık sürenin, hata ve hilenin anlaşıldığı tarihten itibaren bir yıllık süre içinde açılması gerektiğini, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, davacnın, … A.Ş. tarafından dolandırılmasının söz konusu olmadığı, davacının, gerekli araştırmaları yaparak, kıyı bankacılığı mevzuatını öğrenebilecek iken, davalı bankanın bu konuda kendisini bilgilendirmediğini gerekçe göstermesinin mümkün olamayacağını, kurucusu veya hissedarı olmadığı … Ltd.nin, faaliyetlerinden dolayı, ayrı bir tüzel kişiliğe sahip … A.Ş. nin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının … hesap cüzdanını aldıktan sonra itirazda bulunmadığını, bankanın sadece havale işlemini yerine getirdiğini, dava konusu işlemler tarihinde, … bankaların, bankalar kanununa tabi olmadıkları ve bu bankalara yatırılan mevduatların, tasarruf sigortası kapsamında olmadığını mudilere bildirmek gibi bir yükümlülüklerinin bulunduğu şeklinde bir kabulün mevcut olmadığını beyan etmiş, dilekçesinde vs. açıklamalarda bulunarak sonuç olarak; davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Muhtelif bilirkişilerden bankacı bilirkişi … düzenlediği 08.01.2015 tarihli 25 sayfadan ibaret raporu ile 24.04.2015 tarihli 556 sayfadan ibaret ek raporunu, bankacı …un 06.06.2016 tarihli 7 sayfadan ibaret rapor, hukukçu bilirkişi Prof.Dr … dan alınan 28.01.2016 tarihli 9 sayfadan ibaret raporların tamamı rakamsal bazda birbirini teyit etmekte olduğu müşahade edilmiştir.
Bilirkişi kurulunun düzenlediği 12.09.2018 tarihli 6 sayfadan ibaret son raporunda özetle; “Güven ve itibar kurumu olan bankaların, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorunda oldukları, objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlardan dahi sorumlu oldukları, özellikle bir güven müessesesi olan bankalar TTK 20/2 maddesine göre de tüm işlemlerinde basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda oldukları, Ayrıca 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/3.madde hükmü uyannca “ mevduat sahiplerinin mevduatlarını geri alma haklan hiçbir suretle sınırlandırılamaz ” şeklindeki açık hükmü gereği, davalı bankanın (Mülga … A.Ş.) davacının mevduatını koruma borcu altında olduğu, Davalı Kıyı Bankasının kuruluş amacı yukarıda ayrıntılı biçimde arz edilmeye Çalışıldığı gibi, Kanuni yükümlülüklerden muaf, tamamen kamu otoritesinin denetimi dışında kaynak toplayıp, … grubu firmalarına fon sağlamak gayesiyle kurulmuş olduğu yönünde çok ciddi bulgu ve Mahkeme kararları bulunduğu, Kıyı Bankasının bankacılık lisansı iptal edilmiştir. Nakde tahvil edilebilecek hiçbir mal varlığının bulunmadığı da aşikardır. (Hatta tabelası bile yerinde asılı değildir.) Bu nedenle dava dışı … Bank’ın davacının alacağını karşılaması ya da tazmin etmesi olanağı bulunmamaktadır. Dava dışı … Ltd. namına, havale görüntüsü adı altında toplanan mevduat yurt dışına çıkarılmadığı için, adeta yurt içi bankalara yatırılan mevduat hesabı gibi değerlendirilmesi gerektiği mütalaa edilmektedir. Davacının mevcut delil durumuna göre alacağı 7.991,89 YTL olarak tespit edildiği, Mahkemece raporumuzun benimsenmesi halinde; 7.991,89 YTL asıl alacağa, paranın bankaya yatırıldığı 20.12.1999 tarihinden başlamak üzere, davacının dava dilekçesinde talep ettiği değişen oranlarda işleyecek avans faizi oranı üzerinden faiz işletilebileceği,” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen Ağır Ceza mahkemesi dosyası, davalı bankanın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Dava, davacı tarafından yönetimine BDDK tarafından el konulmazdan önce … A.Ş. … Şubesi’nde açılan hesaba yatırılan paranın … Ltd.Şti adlı paravan bankaya ait …-… hesaba aktarıldığı iddiasına dayalı alacak davasından ibarettir.
Dosya içerisinde mevcut KKTC Ekonomi ve Turizm Bakanlığı’nın 18.03.2005 tarihli yazısında “Bankanın yasal bir zorunluluk olan lisans bedelini yatırmamış olmasından dolayı bankacılık yapma lisansı bakanlık tarafından iptal edilmiş ve 07.03.2004 tarihli resmi gazetede yayınlanarak duyurulmuştur.
Bankanın en son sunmuş olduğu mali raporunda yapılan incelemede KKTC Merkez Bankası’nda her hangi bir hesabı olmadığı, menkul ve gayrimenkul mal olarak ise sadece 411 Amerikan Dolan değerinde bir demirbaşı olduğu görülmüştür.” denilmektedir. Keza, …-… banka hakkında başka alacaklılarca da aciz vesikası alındığı dosyada mevcut aciz vesikaları ile sabittir. Bu durumda, davacıların alacaklarını icra yoluyla tahsil etme imkarılarının bulunmadığının açıkça ortaya çıkmıştır. Davacının …-… hesaba yatırılan ve oradan tahsil etme olanağı bulunmayan parasının, anılan hesaba havale edilmesi aşamasında dayalı banka görevlilerinin telkin ve yönlendirmelerinin, davacıda hesabın banka güvencesi altında olduğu konusunda güven oluşturulduğu belirlenmiştir.
Bu bakımdan davacının davalı bankadan 11.400.-Tl bedelin 3.408,97-TL lik kısım için … Asliye Hukuk mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile hüküm aldığından bu kararlada fazlaya ilişkin alacaklarını saklı tuttuğ anlaşılmakla bakiye 7.991,89-TL mevduatın 20.12.1999 tarihinde alacaklı olduğu bilirkişi raporu ile belirlenmiştir.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Ancak bankaya yatırılan paraların vade tarihleri bellidir. Bu tarihleri her iki tarafta iyi bilmektedir. Bu tarihte 20.12.1999 tarihi olarak benimsenmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın Kabulü ile 7.991,89-Tl nin 20.12.1999 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 545,93-TL nin peşin alınan 136,50-TL den düşümü ile kalan 409,43-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 160,80-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.940,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair huzurdaki taraf vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2019

Katip …

Hakim …