Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/753 E. 2023/351 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/753 Esas
KARAR NO : 2023/351
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/11/2011
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

———————————————————————————————————————–
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2012/… ESAS
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 31/08/2012
———————————————————————————————————————
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2012/… ESAS
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/11/2012
———————————————————————————————————————–
BİRLEŞEN … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2016/… ESAS
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/11/2016

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat, Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında akdedilen 08.11.2010 yürürlük tarihli eser sözleşmesi ile davalı tarafın imza tarihinden itibaren 4 ay içinde …, , … Bölgesi, 4 pafta, … parselde depo binası inşaatı kaba yapım işini üstlendiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalı tarafın üstlendiği işi 08.03.2011 tarihinde teslim etmesi gerektiği halde davalı tarafın müvekkili şirketçe yapılan tüm ihtarlara rağmen iş planına uymadığını, sözleşmeden doğan asli ve yan edimlerini yerine getirmediğini, …. AHM’nin 2011/… D.İş sayılı tespit dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda davalı tarafın inşaatta yetersiz personel ile çalıştığı inşaatın yürütülmesine engel bir hususun olmadığı ve keşif tarihi itibariyle eksik işlerin neler olduğu ile bitirilmesi gereken sürenin ne olduğunun tespit edildiğini, tespit raporunda belirlenen süre içinde inşaatın bitirilmesi için davalıya ihtarname gönderildiğini, teminat verilmediğinden aykırılığın giderilmemesi halinde hak edişlerden kesinti yapılacağının ihtar edildiği, verilen süreler içinde sözleşmeye aykırılığın giderilmediği gibi haksız şekilde sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, davalı taraf sözleşmeye aykırı olarak bedeli davacı tarafça ödenen 290.000-TL bedelli malzemeyi ve kalıpları da inşaat alanından götürdüğünü, konu il ilgili 09.11.2011 tarihinde suç duyurusu yapıldığını, davacının ticari itibarının sarsıldığını, öncelikle davalı adına kayıtlı mallar ve hak-alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasına, talebin reddi halinde ihtiyati haciz konulmasına, eksik ifa nedeniyle şimdilik 10.000-TL’nin, ayıplı ifa nedeniyle şimdilik 10.000-TL’nin cezai şart olarak şimdilik 10.000-TL’nin gelir kaybı nedeniyle şimdilik 10.000-TL’nin, haksız fesih ve sözleşmeye aykırılık sebebiyle uğranan zarara ilişkin 10.000-TL’nin davalı tarafa yapılan fazla ödemelerin istirdatının, prestij kaybı nedeniyle 250.000-TL manevi zararın davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının alacaklı değil borçlu olduğunu, 08.11.2010 tarihinde imzalanan ve süresi 4 ay olan sözleşmenin süresinin 3 katına çıktığı ve buna rağmen davacı işverenin halen yer teslimi yapmadığını, sözleşmenin müvekkili açısından sürdürülemez hale geldiğinden 24.10.2011’de haklı nedenle feshedildiğini, davalı firmanın yapıp teslim ettiği iş bedelinden kalan alacağının 398.597,54-TL’nin ödemesi için bildirimde bulunulduğu halde ödenmediğini, davacının davalıya zamanında yer teslimi yapmadığını, davacının kendi edimlerini yerine getirmeden davalıya süre verdiğini, işin başında yapılacak avans ödemesinin 3.5 ayda parça parça yapıldığını, çeklerle ödenen 1.300.000-TL avans bedelinin davalı alacağından kesilerek sıfırlandığını, davacının avans alacağı kalmadığını ve teminat mektubunun da davacı elinde olduğunu, davacının köyü niyetli girişimleri sonucu teslimin normal sürenin 3 katına çıktığını, sözleşmenin süresini 4 ay öngörerek mal, malzeme ve iş gücü hesabını yapan davacının sahayı teslim etmemesi nedeniyle davalıdan kaynaklanmayan nedenlerle işin süresinin uzamasınına tına davalının hem maddi hem manevi olarak ezildiğini davacının tüm isteklerini reddini talep etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/… Esas sayılı dosyada dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında temel perde zemin betonları ile yol ve saha betonları işi sözleşmesi yapıldığını, davalı firmanın hak ediş ödemelerini yapmadığını, tüm hak edişlerin arsa sahibi … adına yapı denetim firması olarak sözleşmesi olan ancak davalının proje yönetim firması olarak hareket eden firma … tarafından hak ediş kapağı imzalanmak sureti ile teslim alındığını ve onaylanarak davalı işverene de gönderildiğini, fakat son üç hak edişin teslim alındığı halde onaylanmamış her hangi bir geri dönüş de yapılmamış ve müvekkilinin hak ediş alacağının ödenmediğini, davalının yer teslimi yapmadığını, davalı firma sözleşmesel edimlerini yerine getirmediği halde … ATM’nin 2011/… Esas sayılı dosyasıyla manevi tazminat davası açtığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili tarafından yapılan işler bedeli olarak 209.003-TL’nin temerrüt tarihi olan 14.11.2011 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile tahsiline, dosyanın … ATM’nin 2011/… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, sözleşmenin taraflarınca haklı nedenlerle feshedildiğinin tespiti ile tespit edilen bedelin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/… Esas sayılı dosyada davaya cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının kabulünü, huzurdaki davaya konu edilen “sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğinin tespıti” talebi … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/… E. sayılı dosyasına konu edilmiş olduğundan tespit talebinde hukuki yarar olmadığı gibi derdestlik itirazlarının bulunduğunu, yetki itirazının reddine karar verilmesi durumunda dahi birleştirme talebinin taraflarınca ikame edilen davayı uzatmak amacıyla ve kötü niyetli olarak ileri sürüldüğünden birleştirme talebinin reddi gerektiğini, İşbu davanın müvekkili şirket tarafından davacı taraf aleyhine ikame edilen davayı uzatmak amacıyla kotü niyetli olarak ikame edildiğini, müvekkil şirket tarafından davalı taraf aleyhinc ikame edilen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/… E. sayılı dasyasında ayrıntılı olarak belirtildiği üzere; müvekkil şirket ile davalı taraf arasında 5.225.000-TL çıta esaslı götürü bedelle sözleşme akdedilmiş olup, yapılacak imalatların miktarı, cinsi ne olursa olsun keşif bedelinin 5.225.000-TL yi geçemeyeceği, yüklenicinin bu konuda işverenden herhangi bir artış, fiyat farkı öne sürerek ek ödeme talebinde bulunmayacağının düzenlendiğini, davacı yüklenicinin sozleşme ile belirlenen işi 4 ay içinde bitirmeyi laahhüt ettiğini, 24 11.2010 tarihli işe başlama tutanağında da davalı tarafın teslim edilen işyerinde sözleşme konusu işe hiçbir sorun, engel, talep ileri surmeksizin başladığının görüldüğünü, Davacı yüklenicinin kendi edimini usulüne uygun olarak yerine getirmemnesi sebebiyle diğer işlerin de geciktiğinin yapı denetim şirketi tarafından tutulan tutanaklar, … den alınan teknik rapor ve sair kayıtlar ile sabit olduğunu, davacı yüklenicinin özen borcuna aykırı davranması sebebiyle ödeme güçlüğü içine düştüğü, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı olarak ek avans ve fiyat farkı talebinde bulunduğu, davacı tarafın bakiye ücret alacağı bulunmadığı gibi yüklenicinin eksik iş yapması sebebiyle müvekkili şirketin 269,149,25-TL fazla ödeme yaptığı … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/… d.iş sayılı dosyası üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olduğunu davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen …. ATM 2012/… Esas sayılı dosyada dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen 08.10.2010 tarihli eser sözleşmesi uyarınca davalı tarafın … Bölgesi … pafta … parsel … adresinde belirtilen işlerin yapımını üstlediğini, müvekkili şirket ilgili inşaatın üst yöneticisi, davalının ise alt yüklenicisi olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin E1-03 maddeleri gereği davalının inşaat yapımına ilişkin sigorta borçlarını ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ayrıca genel mevzuat gereği davalı tarafın çalıştırdığı işçilere ait sigorta borçlarının yine öncelikle kendisi tarafından takip edilerek ödemesi gerektiğini, davalı tarafın bu edimini yerine getirmemesi üzerine … SGK tarafından hem esas borçlunun davalı …, hem de müvekkilinin taraf gösterilmek sureti ile prim aslı ve ferileri ile … aslı ve ferileri ödemesi açıklamaları ile 2 adet ödeme emri tanzim edilmiş ve müvekkilinin bu 2 icra takibi borcunu cebri icra tehdidi ile SGK’ya ödemek zorunda kaldığını, ilgili borcun ödenmesinin ardından … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/… sayılı icra dosyası üzerinden ilgili ödeme emirleri ve borcun ödendiğine dair dekontların hem icra dosyasına hem de davalı tarafa tebliğ edilmek suretiyle, davalı tarafa ait olan borcun müvekkili şirket tarafından ödenmiş olması sebebi ile toplam meblağın rücuen ödenmesinin talep edildiğini, taraflar arasındaki 08.10.2010 tarihli eser sözleşmesine konu işten doğan ihtilaflar kapsamında … ATM’nin 2011/… Esas sayılı dosyası kapsamında müvekkili şirketlerin davacı, davalı tarafın da davalı olduğu bir yargılamanın sürdüğünü bu sebeple aralarında bağlantı olan davaların birleştirilmesinin talep edildiği görülmüştür. (… ATM 2011/… Esas sayılı dosyası devirle … ATM 2014/… Esasını almıştır.)
Birleşen …. ATM 2012/… Esas sayılı dosyada cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davacı firmadan alacakları olduğunu, bu alacak konusunda …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davanın ana dava ile birleştirilmesine karar verildiğini, yargılama sonucunda … Ltd. Şti. nin alacaklı çıkması halinde bu barcun alacaklarından takas-mahsup edilmesinin istendiğini, müvekkilinin SGK primlerini ödeyememesinin nedeninin sözleşmeden kaynaklanan borcunu müvekkile ödemeyen alacaklı firma olduğunu, SGK tarafından muvekkiline ödeme emri tebliğ edilmediğini, alacaklı firmanın ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra müvekkiline haber vermesi halinde muvekkilinin banka kredisi kullanarak bu borcunu ödeyebileceğini, alacaklının müvekkilini temerrüde düşürmeden icra takibi yaptığını, bu nedenle icra harç ve masrafları ile vekalet ücreti isteminin reddinin istendiğini, SGK doösyasının getirtilmesi halinde müvekkilinin SGK ya gerçek borcu nedeni ile sorumluluğunun olacağını, …’nun müvekkiline ait olmayan bir borcu ödemesinin müvekkilini ilgilendirmeyeceğini, … SGK Başkanlığına bir yazı yazılarak müvekkili …’nın borcu olup olmadığının sorulmasını talep ettiklerini, davacının talep ettiği icra inkar tazminatının yasal ve hukuksal bir temeli bulunmadığını, reddini talep ettiklerini, müvekkiline borcu olan davacının yaptığı kötü miyetli takip nedeni ile %20 tazminat istemleri olduğunu, sunulan ve gözetilecek nedenlerle yapılacak yargılama sonucunda müvekkilinin bir borcu çıkması halinde takas-mahsup istemi dağrultusunda işlem yapılmasına, diğer hususlarda davanın reddine ve %20 tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen … ATM 2016/… Esas sayılı dosyada dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketi ile davalı arasında 08.11.2010 tarihli eser sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirketin eser sözleşmesi ile imalini üstelendiği işi ayıplı ifa ettiğini, teslim tarihlerine uymadığını, işi eksik bırakarak haksız şekilde fesh edildiğini, davalı şirketin sözleşmeye aykırılığı nedeniyle açılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… E. Sayılı dosyasının derdest olduğunu, işbu dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında mahkememizin 2014/… E. sayılı davasının açıldığı tarihten sonra doğan zarar kalemleri tespit edildiğinden zarar kaleminin huzurdaki ek dava açılarak tespiti zorunluluğu oluştuğunu, davalı şirketin işin eksik bırakılarak sözleşmenin haksız feshinden sonra müvekkili şirketin işvereni … GYO ile … Tic. A.Ş arasında akdedilen kira sözleşmesi … tarafından 16.01.2012 tarihinde fesh edildiğini, mahkememizin 2014/… Esas Sayılı dosyasında davacı şirketin 46.449,82-TL zarara uğradığı tespit edildiğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda fesih tarihinden sonra eksik işlerin tamamlanmasından sonra yapılan işlerle birlikte çıta tavanın aşıldığı, 414.995,82-TL fazla ödeme yapıldığı tespit edildiğini, davaya konu mahkememizin 2014/… Esas Sayılı dosyası ile tüm yönleriyle tartışıldığından ve deliller de ilgili dosya içinde bulunduğundan işbu davanın aralarında birebir bağlantı bulunan mahkememizin 2014/… E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
Birleşen … ATM 2016/… Esas sayılı cevap dilekçesinde özetle; Davacı … Ltd, ek dava dilekçesinde, görülmekte olan davanın belirsiz alacak davası olduğunu iddia etmekte, davanın açılmış olduğu 10.11.2011 tarihinde HMK yürürlüğe girmiş olup, ilk dava dilekçesinin incelenmesinden görüldüğü üzere davacının açtığı dava açıkça bir kısmi dava olduğunu, dava dilekçesinin hiçbir kısmında belirsiz alacak davası ibaresi olmadığını, davacının davası kısmi dava olup belirsiz alacak davası olmadığı için, belirsiz alacak davasının sonuçlarına bağlanmış olan hukuksal sonuçlar kısmi davaya bağlanamayacağını, bu davanın davacısı … olup, davacı olmayan …’ın uğradığını iddia ettiği gelir kaybı için … firması hiçbir talepte bulunamayacağını, … ile … arasındaki sözleşmenin davacı lehine hiçbir kanıt olma niteliği bulunmadığını, davacı başka firma, … başka firma olduğunu, sözleşmenin ifa edilmemesinde ağır kusuru bulunan davacının gecikme nedeniyle sözleşmesel gecikme cezası talebi kabul edilemeyeceğini, işveren sözleşmenin ifası için kendi sorumluluklarını yerine getirmemiş, arsayı ifaya elverişli bir biçimde müvekkile teslim edememiş olduğunu, istemin reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Devir; … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/… Esas sayılı dosyası devirle … Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/… Esasını almıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, birleşen (İst … ATM 2012/… E.) davacının … İcra Dairesinin 2012/… esas sayılı takip dosyasında … tarafından … aleyhine; borçlara ilişkin ödenen icra takibi bedellerinin rücusundan kaynaklanan 941,25-TL … SGK Iss aslı ve ferileri ödemesi, 11.233,67-TL … SGK prim aslı ve ferileri ödemesi olmak üzere toplam 12.174,92-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 23.10.2012 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 30/10/2012 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
(İTÜ) İnşaat Mühendisi akademisyen (2), SMMM(1) ve Konu uzmanı (1)ndan oluşan bilirkişi heyetinin 20/10/2014 tarihli 41 sayfadan ibaret raporunda özetle; Mali inceleme açısından sonuç: Davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup ulmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde bulunduğu, Davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olduğu, ancak kapanış onaylarına sahip olmadığı, davalı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde bulunduğu, Davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı yandan kaydı olarak 1.634.140,61 TL alacaklı goründüğü, Davalı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda ise, davacı yandan kaydı olarak 398.597,54-TL alacaklı göründüğü,
Hukuksal açıdan sonuç; Teknik değerlendirmeden bağımsız olarak; müteahhidin, olaya uygulanabilecek (eski) BK. m. 106 veya (eski) BK. m. 90 vd, hükumlerinde düzenlenen borçlu ve alacaklı temerrüdü hükümlerine ve (eski) TIK. m. 20/3 kapsamında düzenlenen prosedüre uygun hareket etmediği; bu kapsamda feshinin usulüne uygun olmadığı; tarafların cezai şart ve tazminat taleplerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği; nihai takdirin mahkemeye ait bulunduğu;
Teknik incelemeye göre sonuç:
1- Esas dosya yönünden: Davacının talep ettiği ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz işlemlerinin sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, eksik ifa sebebiyle davacının herhangi bir talebi olamayacağı, ayıplı ifa sebebiyle hak edişten 184.422,23-TL nefaset kesintisi yapılabileceği, bu kesintinin davacının talebi kısmında değertlendirilmiş olduğundan ayrıca değerlendirilmesine gerek olmadığı, cezai şart olarak 438.900,00-TL talcp edilebileceği, davacının bu kalemderi şimdilik 10,000-TL talep etmiş olduğu, Davacının gelir kaybı olarak KDV dahil 66.356,88-TL talep edebileceği, davacının bu kalemdarı şimdilik 10.000-TL talep etmiş olduğu, haksız fesih ve sözleşmeye aykırılık sebebiyle davacının bir taleple bulunamayacağı, davalı tarafa yapılan fazla ödemelerin talep edilebileceği, yapılan hesaplamaya göre davacının dosyadaki verilere göre davalı …’ya borçlu olduğu, Davacının manevi zarar talebinin Mahkemenin takdirinde olduğu,
2-Birleşen 2012/… Esas sayılı dosya yönünden: İşbu dosyanın davacısı …’nın, yaptığı imalat nedeni ile sunulan ödeme bilgilerinin ışığında davalı …’ndan KDV dahil 604.996,84 TL talep edebileceği, dava dilekçesi ile 209.003-TL talep edilmiş olduğu, sözleşmenin feshinin haklı olmaması karşısında kar kaybı adı altında bir talepte bulunamayacağı, davacının fiyat farkı adı altında bir talepte bulunamayacağı,
3- Birleşen 2012/… Esas sayılı dosya yönünden: İşbu dosyanın davacısı … Ltd. Şu. nin, davalı …tan ödenen SGK primi nedeni ile 12.174,92-TL’sini talep edebileceği, faiz ve icra inkar tazminatının Mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmişlerdir.
(…) İnşaat Mühendisi akademisyen (2), SMMM(1) ve Konu uzmanı (1)ndan oluşan bilirkişi heyetinin 11/09/2015 tarihli 20 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Mali inceleme açısından sonuç: Mali değerlendirme açısından kök rapordaki beyanların değişmediğini,
Hukuksal açıdan sonuç: Teknik değerlendirmeden bağımsız olarak; müteahhidin, otaya uygulanabilecek (eski) BK. m. 106 veya (eski) BK. m. 90 vd. hükümlerinde düzenlenen borçlu ve alacaklı temerrüdü hükümlerine ve (eski) TTK. m. 20/3 kapsamında düzenlenen prosedüre uygun hareket etmediği; bu kapsamda feshinin usulüne uygun olmadığı; tarafların cezai şart ve tazminat taleplerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği; nihai takdirin mahkemeye ait bulunduğu;
Teknik incelemeye göre sonuç:
1-Esas dosya yönünden: Davacının talep ettiği ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz işlemlerinin Mahkemenin takdirinde olduğu, eksik ifa sebebiyle davacının herhangi bir talebi olamayacağı, ayıplı ifa sebebiyle hak edişten 183.611,10 TL nefaset kesintisi yapılabileceği, davacının bu kalemden şimdilik 10.000-TL talep etmiş olduğu, cezai şart olarak 134.400,00-TL talep edilebileceği, davacının bu kalemden şimdilik 10.000-TL talep etmiş olduğu, Davacının gelir kaybı olarak bir talepte bulunamayacağı, haksız fesih ve sözleşmeye aykırılık sebebiyle davacının bir talepte bulunamayacağı, davalı tarafa yapılan fazla ödemeleri talep edebileceği, yapılan hesaplamaya göre bu kalemden davacının dosyadaki verile göre davalı …’ya borçlu olduğu, Davacının manevi zarar talebinin Mahkemenin takdirinde olduğu,
2-Birleşen 2012/… Esas sayılı dosya yönünden: İşbu dosyanın davacısı …’nın yaptığı imalat nedeni ile sunulan belgelerin ışığında davalı …’ndan KDV dahil 604.996,84-TL talep edebileceği, dava dilekçesi ile 209.003-TL talep etmiş olduğu, sözleşmenin feshinin haklı olmaması karşısında kar kaybı adı altında bir talepte bulunamayacağı, Davacının fiyat farkı adı altında bir talepte bulunamayacağı,
3-Birleşen 2012/… Esas sayılı dosya yönünden: İşbu dosyanın davacısı … Ltd. Şti. nin, davalı …tan ödenen SGK primi nedeni ile 12.174,92-TL sını talep edebileceği, faiz ve icra inkar tazminatının Mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
(…) İnşaat Mühendisi akademisyen (2), SMMM(1) ve Konu uzmanı (1)ndan oluşan bilirkişi heyetinin 31/08/2016 tarihli 9 sayfadan ibaret 2. ek raporunda özetle; Ek Raporda Yükleniciye yapılan toplam ödeme 4.104.917,08 TL olarak göz önüne alınarak fazla ödeme belirlendiğini, İnşaatın durdurulma tarihi itibarı ile gecikme cezası hesabı yapıldığını, bu tarihten sonra İnşaata devam edilemeyeceğinden daha sonraki tarih için cezai şart hesabına gerek olmadığını, yüklenicinin ruhsata aykırı İnşaat yapması nedeni ile nefaset kesintisi yapılmış olup, teminat mektubu konusundaki talep Mahkemenin takdirinde olduğunu, birleşen dosyadaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinin mahkemenin takdirinde olduğunu, davacının gecikmeleri göz önüne alınarak kusur durumu belirlendiğin, yer teslimi ve avans ödemesinden sonra davalı yüklenicinin hızla işe devam etmesi gerekirken bunun yapılmadığını, göçme olayı işin bitmesi gereken tarihten sonra meydana geldiğini, kaldı ki göçen kısımda bodrum kat inşaatından vazgeçildiğini, davalı …’in proje yönetim firması gibi davrandığının davalı Yüklenicinin işini nasıl etkilediği hususunda net bir kanıt sunmadığını, işin devamı sırasında yapılan tespitlere uyulmasından başka çare olmadığı kök raporda da beyan edildiğini, kurulun bu konuda hesaplama yapmış … ‘ın gelir kaybı ile ilgili sonucu ek raporda Mahkemenin takdirine bırakıldığını, gerek kök raporda gerekse ek raporda da beyan edildiği üzere ilk gecikmeden sonra davalı yükleniciye ödeme konusunda yeterli kolaylık gösterildiği kanısına varıldığını, işveren tarafından gereksinim duyulması halinde blokların kısım kırım teslim edilmesinin mümkün olduğunu, Tuzla Belediyesi tarafından işin durdurulması tarihi 24/10/2011 olduğunu, davalı yüklenici taahhüt konusu işi 21/10/2011 tarihinde tek taraflı olarak fesih ettiğini, fesihten sonra gerçekleşen mühürleme nedeni ile davalı yüklenicinin bunu lehine yorumlamak istemesinin haklı olmadığını, tespit raporu ile ilgili davalı iddialarına hem kök raporda hem de ek raporda gerekli açıklamaların yapıldığını, tespite karşı olan olumsuz görüşlerin yine Mahkeme marifetiyle karşı tespit ile cevaplandırılması mümkün iken bunun yapılmadığını sadece itiraz edilmekle yetirildiğini, bu hususun Mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varılmıştır denilmiştir.
(İTÜ) İnşaat Mühendisi akademisyen (2), SMMM(1) ve Konu uzmanı (1)ndan oluşan bilirkişi heyetinin 15/11/2017 tarihli 3 sayfadan ibaret 3. ek raporunda özetle; Davalı tarafa daha önce bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere çek ve havale yoluyla 4.089.777-TL ile davalı hesabına yaptırılan işlere ilişkin 130.600,00-TL olmak üzere 4.220.377,10-TL ödeme yapılmış olduğu tespit edildiği, 1. kök ve ek raporlarda eksik kalan işlere ilişkin yapıları ödemelerin toplamı ile, çıta tavanın aşılması halinde aradaki farkın istenebileceği belirtildiği; ancak ek raporlar belirlenen ödeme kalemi yerine ilk raporda belirlenen eksik ödeme tutarı (3.672.221,93-TL) hesaba alındığını ve çıta tavanı aşan bedel olmadığı belirtildiği, kök raporun 37. sayfasında davacı tarafından eksik bırakılan işlere ilişkin üçüncü kişilere yapılan ödemelerin talebinin mümkün olduğu belirtilerek bunların;
A) … faturaları için: 202.750,42-TL + KDV= 239,245,50-TL
B) … Ltd. faturaları için: 742 382,884 + KDV = 876.011 80-TL
C) faturaları için: 362 728,74-TL + KDV = 428.019,91-TL
D) … faturaları için: 115.729,26-TL + KDV = 136 560,53-TL
E) … faturaları için: 80.000-TL + KDV= 94,400,00-TL olarak tespit edildiği,
Raporun değerlendirme kısmında bu tutarların KDV dahil olmayan toplamının yazıldığı, bunun nedeninin ise bahse konu faturaların KDV’sinin zaten davacı defterlerinde indirime konu edilmesi olduğu, davacı yanı bu faturaların KDV’sini ödeyeceği KDV’den indirerek bir anlamda tahsil ettiği, dolayısı ile bu faturalara ait KDV’lerin yeniden tahsilatı, davacının bu tutarlar kadar sebepsiz zenginleşmesine neden olacağı, 1. kök raporda davacı yan tarafından talep edilebilecek cezai şart tutarı fesih tarihine kadar hesaplanmak suretiyle 438.900-TL olarak hesaplandığı, daha sonra 1. ek raporda cezai şart tutarı inşaatın 24/08/2011 tarihinde durdurulmasına kadar hesaplanarak talep edilebilecek cezai şartın 234.080-TL olduğu hesaplandığı, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının dava dilekçesinde talebinin 3.000-TL ile sınırlandırıldığı, dolayısı ile davacının 134.400,00-TL talep edebileceği kanaatine varıldığı, davacının itirazında bu görüşü değiştirecek bir hususa rastlanmadığı, cezai şartın işin durdurulma tarihine kadar işletilebileceği kanaatine varıldığı, bu konuda takdirin Mahkemenindir olduğunu, işin bitmesi gereken tarihin 20 Haziran olduğu, 19-20 aksları arasında kazı sırasında … sisteminde çökme meydana geldiği, bunun sonucu olarak inşaatın durduğu, bunda …’nın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, daha sonra da bu kısımda zemin katın yapılmasından vazgeçilmiş olduğu belirtildiği, sözleşmede olmasa da işin biten kısımların teslimine engel bir durum olmadığı sonucuna varıldığı, yüklenici 24.10.2011 tarihinden önce inşaat sahasını terkettiğinden bu tarihte inşaatın durdurulmasından etkilenmesi düşünülmediği, … ile …’ın kardeş şirketler olmasının davalı k. davacının işi yapmasına nasıl bir etkileri olduğu hususunda açıklama yapılmadığını, bu konunun sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, … firmasının …’nun yönetim firması gibi davranmasının davalı – k. davacıyı olumsuz olarak nasıl etkilediğine somut bir cevap verilmeyip bunun kabul edilemeyeceği dışında bir açıklamaya rastlanmadığını, sözleşme ile yasalara uygun olmayan iş emirlerinin dinlenmemesi gerektiğinin izahtan vareste olduğu, bu konunun Mahkemenin takdirlerinde olduğu, bu konuda tespit raporunda perde imalatlarında kalıp takviyelerinin yetersiz olması ve A aksı üzerindeki perdelerde imalat haltalarından dolayı dönme ve şakulsüzlükten sapmalar tespit edildiği, bu konuda davalı – k. davacı nasıl etkilendiğini açıklamadığı, 19-20 akslarının iptal edilmesinin davalı – k. davacıyı nasıl olumsuz etkilediğinin açıklaması yapılmadığı, Mahkemece incelenmesi istenen hususlarda yapılan inceleme tespit ve değerlendirmeler sonucunda; yapılan değerlendirmeler ışığında davacı itirazlarında kök rapordaki görüşleri değiştirmeye yetecek bir hususa rastlanmadığı kanaatine varılmıştır denilmiştir.
İnşaat Mühendisi, SMMM ve İnş Müh.Yapı Denetim Uzmanından oluşan bilirkişi heyetinin 17/01/2019 tarihli 41 sayfadan ibaret raporunda özetle;
A. Asıl Dava Talepleri Bakımından Yapılan İncelemede;
Davacı – İşveren …’nun; sözleşme edimlerini tam olarak yerine getirmediği, bu kapsamda; sözleşme ile kararlaştırılan süre içerisinde ve şekilde avans ödeme edimini yerine getirmediği; dava konusu inşaatı, inşaata ve Davalı – Yüklenici …’nın çalışmalarına elverlşli bir durumda ve zamanında teslim edemediği; parçalı ve seri inşaata elverişsiz yer teslimleri nedeniyle, Davalı – Yüklenici …’nın maliyetlerinin artmasına neden olduğu; Sözleşme ile kararlaştırılan süreler içerisinde, Davalı – Yüklenici …’ya ait 3- 4 ve 5’nolu hak edişleri onaylamadığı ve hak ediş ödemelerini zamanında yapmadığı anlaşılmakla; takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, Davalı – …’nın; sözleşme feshinde haklı olduğu, sözleşme feshinin haklı olması nedeniyle, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, Davacı – İşveren …’nun; eksik / ayıplı ifa nedeniyle tazminat cezai şart ile gelir kaybı ve haksız fesih / sözleşmeye aykırılık adı altında tazminat taleplerinde bulunamayacağı, Davalı …’nın; 268.763,16-TL tutarında bakiye kesin hak ediş alacağının bulunması nedeniyle, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; istirdadı gereken herhangi bir fazla ödeme bulunmadığı, Davacı – İşveren …’nun, 250.000-TL tutarındaki manevi tazminat talebi ile tarafların sair hususlardaki taleplerinin takdirinin ise Mahkemeye ait bulunduğu,
B. Birleşen Dava: 1 Talepleri Bakımından Yapılan İncelemede;
Takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; teknik açıdan Sözleşmenin, Davacı – … tarafından haklı nedenlerle feshedildiği, Bölüm: 2F’de yapılan hesaplamalar sonucu, takdiri, Mahkemeye ait olmak üzere; Davacı …’nın, Davalı …’ndan; 268.763,16-TL tutarında bakiye kesin hak ediş alacağı bulunduğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği, Davacı …’ya; 209.003-TL ödenebileceği, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; sözleşmenin haklı feshi nedeniyle, gelir kaybı talebinin Mahkeme tarafından kabul görmesi halinde, Bölüm: 2P’de yapılan hesaplamalar sonucu, Davacı …’nın; 412.834,21-TL tutarında kar kaybı talebinde bulunabileceği, Davacı …’nın faiz talebi ile tarafların sair taleplerinin takdirinin Mahkemeye ait bulunduğu,
C. Birleşen Dava: 2 Talepleri Bakımından Yapılan İncelemede;
SGK tarafından … İcra Müdürlüğü – 2012 /… E. sayılı dosya kapsamında başlatılan icra takibi üzerine, Davalı …’ya ait 12.174,92-TL tutarındaki SGK ödemesinin; Davacı … tarafından icra dosyasına yatırıldığı ve söz konusu ödemenin Davalı … ait olduğu konusunda ise taraflar arasırıda uyuşmazlık bulunmadığı, SGK tarafından ödeme emrinin kendilerine tebliğ edilmediği ve ödeme emrini tebliğ alan Davacı …’nun ise haber vermeden ödeme yaptığı, dolayısıyla temerrüde düşürülmeden icra takibine geçildiği gerekçesiyle, Davalı …’nın; asıl borcu kabul ettiği ancak icra harç ve sair masraflarına itiraz ettiği, ayrıca iş bu davada takas ve mahsup talebinde bulunduğu, Bölüm: 2F’te Davalı …’nın, Davacı …’ndan; asıl dava kapsamında 268.763,16-TL tutarında bakiye kesin hak ediş alacağı bulunduğu, bu durumda takas ve mahsup talebinin, Mahkemece kabul görmesi halinde, takdiri Mahkeme’ye ait olmak üzere; Davalı …’nın, Davalı …’ndan bakiye; 256.588,24-TL (= 268.763,16-TL – 12.174,92-TL ) tutarında kesin hak ediş alacağının bulunduğu anlaşılmakla, iş bu davada tarafların taleplerinin takdirinin Mahkeme’ye ait bulunduğu kanaatine varılmıştır denilmiştir.
İnşaat Mühendisi, SMMM ve İnş Müh.Yapı Denetim Uzmanından oluşan bilirkişi heyetinin 22/04/2019 tarihli 6 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Mahkemenin; 07.02.2019 tarih – 3 ve 4 nolu ara kararı gereği, Birleşen Dava : 1 de; Fiyat Farkı çıkarılmak suretiyle hesaplama yapıldığında ise Davalı – …’ ya ödenmesi gereken Kesin Hak Ediş tutarının, 2.849.505,52-TL olabileceği, buna karşılık Davacı … tarafından Davalı – …’ ya; avans ödemeleri düşülmüş şekliyle, toplam net 2.789.777-TL (= 4.089.777-TL – 1.300.000-TL) tutarında ödeme yapıldığı anlaşılmakla, Davalı …’nın; Davacı …’ndan, net 59,728,52-TL (= 2.849.505,52-TL – 2.789.777-TL ) tutarında bakiye kesin hak ediş alacağı bulunduğu değerlendirildiği,
Birleşen Dava: 1’de, sözleşmenin haklı feshi iddiasından hareketle, Davacı … tarafından talep edilen kar kaybının; Mahkeme tarafından kabul görmesi halinde: sözleşme çıta tavanı, 5.225.000-TL (KDV hariç) olarak belirlendiği, Davacı …’nın toplam hak ediş tutarı ise Tablo: 1’de KDV hariç 3.915.254-TL olarak hesaplandığı, anılan tutardan; ilave işler ve fiyat farkları düşüldüğünde, sözleşme kapsamı işler toplam hak ediş tutarı = [3.726.504,33-TL – ( ilave işler toplamı, 53.211,34-TL + demir fiyat farkı, 260.570,57-TL + C25 beton fiyat farkı, 85.899,88 TL + C14 beton fiyat farkı, 13.152,42 TL)] – 3.313.670.12-TL olarak bulunmaktadır, sözleşme çıta tavan tutarı olan 5.225.000-TL (KDV hariç)’den, sözleşme kapsamı işlere ait toplam hak ediş tutarı olan 3.313.670.12-TL düşüldüğünde, Davalı …’ndan kaynaklanan nedenlerle, Davacı …’nın eksik yapmak zorunda kaldığı iş tutarı; 1.911.329,88-TL (= 5.225.000-TL – 3.313.670.12-TL ) olarak bulunduğu, sektör verilerinden hareketle, ciro üzerinden; vergi öncesi net kar marjının, takdiren yaklaşık %20 olabileceğinden hareketle, Davacı …’nın kar kaybının; 451.073,85-TL [=1.911.329,88-TL x 0.20 x 1.18 (KDV )] olabileceği değerlendirilmiştir denilmiştir.
İnşaat Mühendisi, SMMM ve İnş Müh.Yapı Denetim Uzmanından oluşan bilirkişi heyetinin 10/10/2019 tarihli 6 sayfadan ibaret 2.ek raporunda özetle;
1. Asıl Dava Talepleri Bakımından Yeniden Yapılan Hesaplama ve Revizyonlar:
-Davacı … tarafından yapılan ayıplı imalatlar nedeniyle, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; teknik açıdan hedef indirimi şartlarının oluştuğu, dolayısıyla işbu Ek Rapor (2)’de 3.726.504,33-TL (KDV hariç) olarak hesaplanan toplam hak ediş bedelinden, takdiren %5 hak ve nefaset kesintisi yapılmak suretiyle, asıl davada tenkis edilebilecek ayıplı imalat bedelini 286.325.22-TL (= 3.726.504,33 TL x %5) olabileceği değerlendirildiği,
2. Birleşen Dava: 1 Talepleri Bakımından Yeniden Yapılan Hesaplama ve Revizyonlar:
-Ayıplı imalatlar bedeli düşülmeksizin yapılan hesaplamalarda, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, Davacı …’nın; toplam hak ediş tutarının, 2.947.408,01-TL olabileceği, buna karşılık Davacı … tarafından Davalı …’ya; avans ödemeleri düşülmüş şekliyle, toplam net 2.789.777-TL (= 4.089.777-TL – 1.300.000-TL) tutarında ödeme yapıldığı anlaşılmakla, Davalı …’nın; Davacı …’ndan, 157.631,01-TL ( 2.947.408,01-TL – 2.789.777-TL ) tutarında bakiye hak ediş alacağı bulunduğu,
-Mahkemede; Demir ve Beton fiyat farklarının, bakiye hak ediş alacağı tutarına ilavesi gerektiği kanaati hasıl olduğu taktirde ve takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; Davalı …’nın, bakiye hak ediş alacağına ilave edilmesi gereken tutarın; 170.027,53-TL (= Demir Fiyat Farkı, 123.474,11-TL + C25 Beton Fiyat Farkı, 39.977,21-TL + C14 Beton Fiyat Farkı, 6.576,21-TL) olabileceği,
-Mahkemede; sözleşme süresinin öngörülemeyecek şekilde uzaması nedeniyle, artan işçilik bedellerinin, bakiye hak ediş alacağı tutarına ilavesi gerektiği kanaati hasıl olduğu taktirde ve takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; Davalı …’nın, bakiye hak ediş alacağına ilave edilmesi gereken tutarın; takdiren 372.650,43-TL (= KDV’siz hak ediş toplamı 3.726.504,33 TL x %10) olabileceği,
-Teknik açıdan sözleşmenin feshinin haklı olduğu değerlendirmekle birlikte, teknik kurulumuzun bu değerlendirmesine Mahkeme tarafından itibar edilmesi ve gelir kaybı talebinin Mahkeme tarafından kabul görmesi halinde; sözleşme çıta tavanı, 5.225.000-TL (KDV hariç) olarak belirlendiği, Davacı …’nın toplam hak ediş tutarının 3.726.504,33-TL (KDV hariç) olarak hesaplandığı, anılan tutardan; ilave işler düşüldüğünde, sözleşme kapsamı işlerin, KDV hariç toplam hak ediş tutarının = 3.673,292,97-TL [3.726.504,33 TL – (ilave işler toplamı, 53.211,37-TL)] olarak bulunduğu, sözleşme çıta tavan tutarı olan 5.225.000-TL (KDV hariç)’den, sözleşme kapsamı işlere ait toplam hak ediş tutarı olan 3.673.292,97-TL düşüldüğünde, Davalı …’ndan kaynaklanan nedenlerle, Davacı …’nın eksik yapmak zorunda kaldığı iş tutarının; 1.551.707,03 TL (= 5.225.000-TL – 3.673.292,97-TL) olarak bulunduğu, sektör verileri ve … Ticaret Odası – Asgari Kar Hadleri Cetvelinden hareketle, ciro üzerinden; vergi öncesi kar marjının, takdiren yaklaşık %20 olabileceğinden hareketle, Davacı …’nın bakiye hak ediş alacağına ilave edilmesi gereken kar kaybı tutarının; KDV hariç, 310,341,41-TL (= 1.551.707,03-TL * 0.20] veya KDV dahil 366.202,86-TL (= 310.341,41TL * 1.18) olabileceği ve son olarak, Davacı …’nın faiz talebi ile tarafların sair taleplerinin takdirinin ise Mahkemeye ait bulunduğu değerlendirildiği,
3. Birleşen Dava: 2 Talepleri Bakımından Yeniden Yapılan Hesaplama ve Revizyonlar:
-SGK tarafından … İcra Müdürlüğü 2012/… Esas sayılı dosya kapsamında başlatılan icra takibi üzerine, Davalı …’ya ait 12.174,92-TL tutarındaki SGK ödemesinin; Davacı … tarafından icra dosyasına yatırıldığı ve söz konusu ödemenin Davalı … ait olduğu konusunda ise taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı görüldüğü, öte yandan, SGK tarafından ödeme emrinin kendilerine tebliğ edilmediği ve ödeme emrini tebliğ alan Davacı …’nun ise haber vermeden ödeme yaptığı, dolayısıyla temerrüte üşürülmeden icra takibine geçildiği gerekçesiyle, Davalı …’nın; asıl borcu kabul ettiği ancak icra harç ve sair masraflarına itiraz ettiği, ayrıca iş bu davada takas ve mahsup talebinde bulunduğu görüldüğü,
-Asıl dava kapsamında Davalı …’nın, Davacı …’ndan; 157.631,01-TL tutarında bakiye kesin hak ediş alacağı bulunduğu, bu durumda takas ve mahsup talebinin, Mahkemece kabul görmesi halinde ise takdiri Mahkeme’ye ait almak üzere; Davalı …’nın, Davacı …’ndan bakiye; 145.456,09-TL (= 157.631,01-TL – 12.174,92-TL) tutarında kesin hak ediş alacağının bulunduğu,
4. Tarafların Diğer İtirazları Bakımından Yeniden Yapılan İnceleme ve Değerlendirmeler:
Anılan itirazlar kapsamında yeniden yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; her ne kadar ek raporda, demir + beton fiyat farkları toplamı, sehven 359,622,87-TL olarak hesaplanmış (demir fiyat farkı, 260.570,57-TL + C25 beton fiyat farkı, 85.899,88-TL + C14 beton fiyat farkı, 13.152,42-TL) ise de, iş bu Ek Rapor ( 2 ) aşamasında, söz konusu maddi hata fark edilerek, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; demir + beton fiyat farkları toplamı; iş bu ek rapor (2)’de, bu kez 170.027,53-TL (demir fiyat farkı, 123.474,11-TL + C25 beton fiyat farkı, 39.977,21-TL + C14 beton fiyat farkı, 6.576,21-TL) olarak revize edildiği, ayrıca, takdiri Mahkemeye ait almak üzere, hak ve nefaset kesintisi miktarı ise yukarıda m.1’de hesaplandığı görüşüne varılmıştır denilmiştir.
Hakediş/Kesin Hesap Uzmanı, SMMM, Konu uzmanından oluşan bilirkişi heyetinin 04/04/2022 tarihli 26 sayfadan ibaret raporunda özetle; Asıl Davada; -Gecikme Cezası Yönünden: Gecikmenin davacı işveren …ndan kaynaklandığına
kanaat edilmiş olup gecikme cezası kesilmesi şartları oluşmadığına kanaat edildiği zira
gecikme her iki tarafın da kabulünde olduğu, gecikme cezası kesilebilmesi için 3-4-5 nolu hakkedişlerin incelenip onaylanıp ödenmiş olması, ayrıca işin normal süresi dolduğu gün
işverenin taşeronu bir ihtar veya yazı ile uyarmış olması ve artık cezalı çalıştığının
bildirilmiş olması, taşeronun cezalı çalıştığının bilmesi ve hakkedişlerinden de bu cezanın
kesilmiş olması gerektiği, bunlar yapılmadığından gecikmenin tarafların kabulünde
olduğuna kanaat edilmiş olup bu bağlamda gecikme cezasının kesilmesine yer olmadığına
kanaat edildiği,
-Gelir Kaybı Yönünden: Sözleşmenin davalı taşeron tarafından fesih edilmesinin haksız
olduğuna kanaat edilmişse de işin süresinde bitirilmediği ve yaklaşık bir yıl uzadığı, bu
gecikmenin de işverenden kaynaklı olduğuna kanaat edildiğinden, davacının gelir kaybı talebinde bulunamayacağına kanaat edildiği,
-Eksik ve Ayıplı İfa Yönünden: Dosyanın münderecatından ve bilirkişi raporları ile tarafların
kabul ve beyanlarından işin eksik ve kusurlu yapıldığı anlaşılmış olup bunun için toplam iş
tutarının %5 oranında nefaset kesilmesi gerektiğine kanaat edildiği, bu konunun taraflarında
kabulünde olduğunu ancak 2. bilirkişi raporunda işlerin kusurlu yapılmasında işverenin denetim
firması olan …’nin de ağır kusuru olduğu ve bu bedelin %50’sinin …’e rücu
edilmesi gerektiği belirtilmişse de bu görüşe katılmanın mümkün olmadığını, zira davalının
taşeron firma sözleşme gereği üstlendiği işleri fen ve teknik kurallara uygun, doğru ve tam
kusursuz olarak yapma yükümlülüğü bulunduğundan, tespit edilen nefaset bedelinin tamamından davalı teşeron …nın sorumlu olduğuna kanaat edildiğini, bu ayıplı imalat
bedelininde (3.726.504,33 x %5) = 186.325,22-TL olabileceği değerlendirildiği,
-Prestij Kaybı ve Uğranılan Zararlara İlişkin: Eserin süresinde tamamlanmamasının davacının
prestij kaybına neden olduğu iddia edilmiş ancak bundan kaynaklı olarak başka işlerin
kaybedildiği vs. gibi somut bir delil ortaya konulmadığı, bu nedenle maddi zarar olarak
gecikmenin bu etkisinin olduğunun ortaya konulması şart olup, bir maddi zarar hesabı
yapılamadığı, manevi zarara yol açıp açmadığı hususu ise Mahkemenin
takdirinde olduğunu,
-Fazla Ödemelerin İstirdadı Yönünden: Her iki raporda da davacının fazla ödemelerin
istirdadı taleplerinin haklı bulunmadığı tespit edilmiş olmakla, heyetçe de bu tespitin
benimsendiği,
Birleşen Davada (… ATM 2012/…); -Yapılmış İşler Bedeli Yönünden: Kesin hak ediş tablosunda davacı taşeron şirketin hak ediş
alacağı 157.631,01-TL olarak tespit edildiği, bu bedelden, rapor içerisinde hesaplanan
nefaset tutarı düşüldüğünde 157.631,01 – 186.325,22 = (-) 28.694,21-TL, davalı işveren
28.694,22-TL alacaklı konuma geldiğinden, 209.003,00-TL tutarında bir alacaktan
bahsedilemeyecektir,
-Yoksun Kalınan Kar Kaybı Yönünden: Sözleşmenin davacı taşeron tarafından fesih
edilmesinin haksız olduğuna kanaat edilmişse de bunun hukuki olduğu ve teknik olarak
davacı taşeronun bu kendi feshinden kaynaklı bir talepte bulunamayacağı sonucuna
varılmıştır,
-Beton ve Demirde Oluşan Fiyat Farkları Yönünden: Demir ve Beton Fiyat farkları, (Demir
Fiyat Farkı, 123.474,11-TL + C25 Beton Fiyat Farkı, 39.977,21-TL + C14 Beton Fiyat Farkı,
6.576,21-TL) = 170.027,53-TL olabileceği değerlendirildiği,
-İşçilik Bedelleri Yönünden: Dosyada bu hesaba yönelik yeterli bilgi belge olmadığından
ispata muhtaç kaldığı,
Kesin hesap sonucunda davacının davalıdan 129.158,40-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği,
Birleşen Davada (… ATM 2016/…); … GYO ile … arasında akdedilen sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zarar yönünden: 20/10/2014 tarihli raporda tespit edildiği şekli ile davacının 66.356,88-TL kira kaybı hesaplanmış olup, hesaplama sonucuna katılmak gerektiği, davacının bu talebini
46.449,82-TL olarak belirtmiş olması karşısında takdirin mahkemeye ait olduğu,
-Davacı şirket tarafından üçüncü kişilere yapılan ödemeler ile birlikte çıta tavan olarak
belirlenen bedelin aşılması sebebiyle uğranılan zarar yönünden: 20/10/2014 tarihli raporda
tespit edildiği şekli ile kalan işler nedeni ile davacının ödediği bedel 1.503.591,30-TL olarak
hesaplandığı, (… geliştirme Proje firması faturaları hariç), 5.225.000,00 çıta
bedelinden, kesin hak ediş tablosundan hesaplanan davalının yapmış olduğu iş bedeli
(3.726.504,32) düşüldüğünde kalan 1.798.495,68-TL dikkate alınarak davacının aşan kısma
ilişkin zararının 1.798.495,68 – 1.503.591,30 = 294.904,38-TL olarak hesaplandığı,
Birleşen Davada (…. ATM 2012/…); 20/10/2014 tarihli raporda tespit edildiği şekli ile davacı yanın davalı yandan 12.174,92-TL
SGK alacağını talep edebileceği değerlendirildiği kanaatine varılmıştır denilmiştir.
Hakediş/Kesin Hesap Uzmanı, SMMM, Konu uzmanından oluşan bilirkişi heyetinin 25/01/2023 tarihli 4 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Taraf itirazları da dikkate alınarak yapılan ek inceleme ve değerlendirmeler sonucunda kök raporda
yer verilen tespit ve değerlendirmeler aynen muhafaza edilmiştir denilmiştir.
Dava, Asıl davada, …’nun eksik ifa , ayıplı ifa, cezai şart, gelir kaybı, haksız fesih nedeniyle tazminat, fazla ödemelerin istirdatı, Prestij kaybı nedeniyle manevi tazminat;
Birleşen … ATM 2012//… esas sayılı dosyasında …’nın, ödenmeyen yapılmış işler bedeli, yoksun kalınan kar kaybı, sözleşme süresinin öngörülemeycek şekilde uzaması nedeniyle beton – demirdek ifiyat farkları ve artan olağanüstü işçilik bedelleri nedeniyle tazmin;
Birleşen 2. dava … ATM’nin 2012/… esas sayılı dosyasında …’nun, …’nın sorumluluğunda olan SGK borçlarını ödediği iddiasına dayalı tazmin,
Birleşen 3. davada … ATM 2016/… esas sayılı dosyasında …’nun, … ile … Tic. A.Ş arasında akdedilen kira sözleşmesi … tarafından 16.01.2012 tarihinde fesh edilmesi nedeniyle uğranılan zararıntazmini, eksik işlerin tamamlanmasından sonra yapılan işlerle birlikte çıta tavanın aşılması nedeniyle yapılan fazla ödemenin
Tazmini taleplerine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden temel uyuşmazlıklar;
1-…’nun arsa ve yer teslimini grobeton alt kodunda sıkıştırılmış ve tesviyesi yapılmış halde 08/11/2010 tarihinde …’ya teslim edip etmediği, kısmi yer teslimi yapıp yapmadığı, …’nun sözleşmeye göre böyle bir yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı,
2-…’nun hafriyat çalışmalarını, gerektiği gibi yapıp yapmadığı, bu sebeple … kazıklarının yıkılıp yıkılmadığı, kazıkların yıkılması nedeniyle Tuzla Belediyesi tarafından 21/08/2011 tarihinde inşaat faaliyetinin durdurulup durdurulmadığı bu faaliyetlerin …’ya tarafın gecikmesine sebep olup olmadığı,
3-…’nun sözleşmede kararlaştırılan 08/03/2011 iş bitim tarihine B ve C blok hafriyatını tamamlayıp tamamlamadığı, bu faaliyetlerin davalı …’nın gecikmesine sebep olup olmadığı,
4-…’nın tarafça sözleşmenin süresinde yerine getirilip getirilmediği, getirilmemiş ise sebepleri,
5-…’nın eksik ve kusurlu imalat yapılıp yapılmadığı,
6-…’nın sözleşmeyi feshinde haklı olup olmadığı,
7-…’nun eksik ifa alacağı, ayıplı ifa alacağı, cezai şart alacağı, gelir kaybı alacağı ve haksız fesih ve sözleşmeye aykırılık iddiasıyla uğradığı zarar olup olmadığı,
8-…’nun …’ya tarafa istirdatı gereken fazla ödemesi bulunup bulunmadığı,
9-Malzeme ve kalıpların bedelinin … tarafından ödenip ödenmediği, bunların sözleşmenin feshi sonrasında da … tarafça sökülüp götürülüp götürülmediği,
10-Teminat mektuplarının süresinde temin edilip edilmediği, geçerli olup olmadığı,
11-Hakediş dosyalarının süresinde onaylanıp onaylanmadığı
Hususlarıdır.
Yargılamada 2 ayrı heyetten aldırılan bilirkişi kurulu raporları arasında çelişkiler bulunmakla, her bir talep kalemi hakkında alacağın doğup doğmadığı ve miktarı açısından hangi sonuca varıldığı, bu sonuca varılırken hangi gerekçe ve delillere dayandığı karşılaştırmalı olarak öncelikle tespiti ile raporlarda her bir kalem açısından ayrı ayrı çelişkilerin giderilmesi için 3. heyetten rapor ve ek rapor aldırılmıştır.
Öncelikle …’nın feshi irdelenmesi gerekmektedir. İlk bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporlarda; davalının fesih bildiriminin 818 sayılı Borçlar Kanunu doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiği, davalının basiretli bir tacir olarak davranma yükümlülüğü bulunduğu, davalının 818 sayılı TBK m. 90 vd. hükümleri kapsamında alacaklı temerrüdü hükümlerine uygun davranmadığı için davalının sözleşmeyi usulüne uygun şekilde feshetmediği görüşü beyan edilmiştir.
İkinci bilirkişi kurulu ise …’nun bir kısım ödeme edimlerini yerine getirmemesi, gerek yasal engeller ( mühürleme ve yapının tatil edilmesi ); gerek kalan işlerin tamamlanabilmesi için imalata elverişli uygun koşulların bulunmaması ve gerekse profesyonel bir şantiye yönetiminin bulunmaması hususları dikkate alındığında; …’nın, sözleşme feshinde haklı olduğu görüşü beyan edilmiştir.
Öncelikle her ne kadar fesih olarak isimlendirilse de; somut olayımızda …’ kullanığı bozucu yenilik doğuran hak, sözleşmeden dönmedir. Dönme için şartlar ise; borçlu alacaklı temerrüdü, ayıplı ifa gibi hallerin bulunması ve ayrıca borçlu temerrüdü halinde, şekli koşulların da sağlanması gerekir. Dolayısıyla somut olayımızda ikinci heyetin de belirttiği gibi …’nın sözleşmeden dönmek için var olan haklı sebepleri gerkeçe göstererek … nu temerrüde temerrüde düşürmesi gerekmekte idi. Ancak temerrüde düşürmeye ya da mehil vermeye yönelik usul … tarafından yerine getirilmemiştir. Bu şekilde işlem yapılması gerekliliğini -dürüstlük kuralı çerçevesinde gerek olmadığı ortaya konulmadığından- ortadan kaldıran bir neden de bulunmamaktadır.
Çelişkileri de gideren bilirkişi kurulu raporunun da beyan ettiği gibi dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere her iki tarafında da kusurlu davrandığı, “feshin kendi başına bir sonuç doğurmadan, sözleşmenin edimsiz olarak fesih edildiği” en son heyetin görüşü ne mahkememizce de katılınmıştır. Sonuç olarak sözleşmenin kim tarafından fesih edildiğine bakılmaksızın edimsiz fesih olduğu kabul edilecek ve buna göre bilirkişilerce yapılan hesaplamaya itibar edilecektir.
İşin gecikmesi nedeniyle maliyetlerdeki artışlar nedeniyle …’nın fark talep edip etmeyeceği hususunda da; önceki her iki bilirkişi kurulu; inşaat sahasının her ne kadar kağıt üzerinde teslim edilmiş olduğu görünse de fiili durumun buna uygun olmadığı ve parçalı teslim yapıldığı tespitini yapmış olup, 3. heyette bu görüşe iştirak etmiştir.

İşin yaklaşık 1 yıl gecikmesinde kimin kusurlu olduğu hususunda ise çelişkileri gideren 3. heyet, 2. heyetin görüşünün doğru olduğu kanaatini bildirmiştir. Gerçekten de işin gecikmesinin “işverenin sahadaki kontrol ve yönetim firması olan … firmasının işi şantiye sürecini ve taşeronlar arası organizasyonu iyi yapamaması, döküm tasarrufu için kazıların şantiye sahasına yığıldığı, teknik denetim ve kontrollerini gereği gibi yerine getirememesi, sonucu şevlerin kaydığı, ve belediyece şantiyenin mühürlendiği, bu sebeple işlerin geciktiği, ve bitim süresinin uzadığı, şantiye mühürlü olmasına rağmen işveren …nun işin bitirilmesi için gönderdiği ihtarnamenin bir anlam ifade etmeyeceği, taşeron tarafından mühür fekki yapılarak çalışılmasına rağmen 4 aylık işin süresinin 1 yıldan daha fazla uzadığı anlaşılmış olup taşeron …’nın ayrıca 3-4-5 nolu hakedişlerinin onaylanmadığı ve ödenmediğinden gecikmenin davacı işveren …ndan kaynaklı olduğu” şeklindeki son heyet raporu doğrultusunda mahkememizce kanaat getirilmiştir.
İşin süresinde bitmemesi, … kanyaklı olmakla uzayan bu süre nedeniye malzeme ve işçilik farkı isteme hakkının bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar … bu hususa Götürü bedelle ilişkin Sözleşme A1-03.4 maddesi gereği imatların miktarı ve cinsi ne olursa olsun 5.225.000 TL’yi geçemeyeceği itirazında bulunmuş ise de bu durum, işin gecikmesinde …nun sebep olduğu, başka bir deyişle malzeme ve işçilik farkların oluşmasına bizzat kendisinin neden olduğu durumu kapsamadığından bu görüşe itibar edilmemiştir.
“Davacı – …’nun sorumlulukları arasında bulunan hafriyat işlerinin zamanında ve emniyetli bir şekilde yapılmadığı, … projesindeki hatalı hesaplamalar veya uygulama hataları sonucu; 24.08.2011 ve 24.10.2011 tarihlerinde, iki kez … kazıklarının yıkıldığı ve anılan tarihlerde düzenlenen iki ayrı Yapı Tatil Tutanağı ile dava konusu inşaatın mühürlenerek ve şantiyedeki tüm inşai faaliyetlerin durdurulduğu, başka bir deyişle 24.08.2011 tarihi itibariyle, şantiyede yasal bir imalat yapma imkanı bulunmamakla birlikte, Davalı – … imalatlarında yaşanan asıl gecikme nedenlerinin, Davacı – … sorumluluğunda bulunan işlerden; hafriyatın zamanında yapılarak inşaata elverişli bir şekilde Davalı – …’ya teslim edilmemesi ile Davacı – …’nun; sözleşmeye uygun bir şekilde avans ve hak ediş ödemelerini yapmaması ve Davalı-…’nın fi yat farkı verilmesi taleplerini kabul etmemesinden kaynaklandığı değerlendirilmiştir” şeklindeki 2. heyetin görüşüne çelişkileri gideren 3. heyette katılmış olmakla mahkememizce uygun görülen bu görüşe itibar edilmiştir.
Ayıplı imalat nedeniyle nefaset kesintisinde ise; çelişkileri gideren 3. heyetin raporu doğrultusunda dosyadaki bilgi ve belgelerden ayıplı imalatların bulunduğu, bunun yapılan işin % 5’i oranında olduğu anlaşılmıştır. …’in bu hususta sorumluğu bulunmasının taşeron olan …’nın işini tam ve doğru yapma görevi bulunduğundan kusurun tamamından sorumlu olmasını ortadan kaldırmayacağı anlaşılmıştır. Çelişkiyi gideren en son heyetin belirttiği gibi 1. heyetin tespit ettiği % 5’lik nefaset uygulanması ile 2. Bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere KDV hariç 3.726.504,33 TL olarak hesaplanan toplam hakediş bedelinin % 5’i olan 186.325,22 TL olduğu, ancak 10.000 TL’yi aşan miktar açısından ıslah ile talep edilen miktarın zamanaşımına uğradığı anlaşılmıştır. Kısa hükümdeki “-Ayıplı ifa 10.000 TL (Ayıplı ifa 186.325,22 TL)’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” kısmındaki “(Ayıplı ifa 186.325,22 TL)’ ibaresi yanlışlıkla yazılı olmakla bu husus gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
Her üç heyette …’nun eksik ifa, fazla ödemlerin istirdatı taleplerinin yerinde olmadığı belirtilmiş olup, mahkememizde bu görüş yerinde kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı gibi gecikmenin davacı işveren …’ndan kaynaklanması nedeniyle gecikme cezası kesilmesi şartları oluşmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca gecikme cezası kesilebilmesi için 3-4-5 nolu hakkedişlerin incelenip onaylanıp ödenmiş olması, ayrıcı normal süresi dolduğu gün işverenin taşeronu bir ihtar veya yazı ile uyarmış olması ve artık cezalı çalıştığının bildirilmiş olması, taşeronun cezalı çalıştığının bilmesi gerekirdi.
Prestij kaybı nedeniyle manevi tazminat talep edilmiş ise de; gecikmenin zaten bu talebi ileri süren …’ndan kaynaklanması nedeniyle bu şartın tazmin talebinde bulunmadığı anlaşılmıştır.

Birleşen … ATM 2016/… esas sayılı dosya açısından ise;
Gelir kaybı talebi açısından ise; …, yapılacak binanın alt kısmındaki bağımsız bölümlerden biri için … A.Ş. ile kira sözleşmesi imzalamış; ancak binanın süresi içinde bitmeyeceği anlaşılınca … sözleşmeyi feshetmiştir. Gelir kaybı talebi için öncelikle yüklenicinin temerrüdü gereklidir. Her ne kadar taşeron …’nın fesih beyanının haksız olduğu beyan edilmiş ise de; bu …’nın borçluyu temerrüde düşürmekte usulü şartları yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere işin yaklaşık 1 yıl gecikmesinde kusurlu taraf …’dur, …’nın temerrüdü bulunmamaktadır, bu nedenle gelir kaybından …’nın bir sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmıştır.
Birleşen … ATM 2012/… esas sayılı dosya açısından ise;
Çelişkileri gideren 3. heyet kesin hesabı da çıkarmış olup teknik ayrıntıları bilirkişi kök raporunda bulunmaktadır. Bu dosyada …’nın talep ettiği yapılmış işler bedeli açısından sonuç hesaplamada 157.631,01 TL bulunan … alacağından, 186.325,22 TL ayıplı imalat nedeniyle nefaset kesinti miktarı düşüldüğünde …’nın alacağı kalmadığı görüşü beyan edilmiş ise de; ayıplı imalat nedeniyle tazmin talebi … şirketi tarafından asıl dosyada talep edilmiş olup söz konusu dosya üzerinden karar bağlanması gerektiği bu dosyada mahsuba konu olamayacağı anlaşılmıştır. Ancak aşağıda açıklandığı gibi Birleşen … ATM 2012/… esas sayılı dosyada dava konusu edilen icra takibinde, … takibe konu borca karşı takas beyanı nedeniyle 157.631,01 TL alacaktan 12.174,92 TL’nin düşülmesi gerektiği anlaşılmıştır.
…, yoksun kalınan kar talebinde bulunulmuş ise de; usuli şartlara uymaması nedeniyle sonuçta haksız olan feshine dayalı olarak yoksun kalınan kar talep edemeyeceği anlaşılmıştır.
Birleşen … ATM 2012/… esas sayılı doysa açısından ise; icra takibinde, … takibe konu borca karşı takas beyanında bulunması ve bu beyan ile 157.631,01 TL alacaktan 12.174,92 TL alacağın varlığının sona erdiği buna göre de hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Tüm bunlara göre sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;

1-Asıl davada
a-Eksik ifa, cezai şart, gelir kaybı, fazla yapılan ödemeler, haksız fesih nedeniyle maddi tazminat, manevi zarar taleplerinin REDDİNE,
b-Ayıplı ifa 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Ayıplı ifa açısından fazlaya ilişkin istemin zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
d-Kabul edilen 10.000,00-TL maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 683,10-TL ilam harcından peşin alınan 4.455,00-TL’den mahsup edilmesine,
-Reddedilen 250.000,00-TL manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 179,90-TL ilam harcının da peşin alınan 4.455,00-TL’den mahsubu (alınacak 683,10-TL ve 179,90-TL mahsup edilerek) ile bakiye 3.592,00-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
e-Davacı tarafından yatırılan 18,40-TL başvuru harcı ve 683,10-TL peşin harç (maddi tazminat talebi yönünden) olmak üzere toplam 701,50-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
f-Maddi tazminat talebi yönünden; Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen 10.000,00 TL üzerinden takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Maddi tazminat talebi yönünden; Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen 40.000,00 TL üzerinden takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Manevi tazminat talebi yönünden; Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/3 maddesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g-Davacı … tarafından yapılan 21.642,65-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 721,42-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
ğ-Davalı … tarafından yapılan 11.634,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 11.246,20-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,

2-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012//… Esas sayılı dosyasında
a-Yoksun kalınan kar kaybı, sözleşme süresinin uzaması nedeniyle işçilik bedeli taleplerinin REDDİNE,
b-Yapılmış işler bedeli nedeniyle 145.456,09-TL (157.631,01-TL – 12.174,92-TL = 145.456,09-TL) ile sözleşme süresinin öngörülemeyecek şekilde uzaması nedeniyle beton – demir fiyat farkları nedeniyle 170.027,53 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 21.550,69-TL ilam harcından peşin alınan 3.133,40-TL peşin harç ve 11.07.2019’da yatırılan 7.800,00-TL, 100,00-TL, 6.150,00-TL tamamlama harçları olmak üzere toplam 17.183,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.367,29-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
d-Davacı tarafından yatırılan 3.133,40 peşin harç, 21,15-TL başvuru harcı ve 11.07.2019’da yatırılan 7.800,00-TL, 100,00-TL, 6.150,00-TL tamamlama harçları olmak üzere toplam 17.204,55-TL’nin birleşen davalı …’dan tahsili ile birleşen davacı …’ya verilmesine,
e-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 47.167,71-TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
f-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 10.167,51-TL ücreti vekaletin davacı …’dan tahsili ile davalı …’na verilmesine,
3-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/… Esas sayılı dosyasında borcun icra takibinde takas beyanı ile sona erdiği anlaşıldığından hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın REDDİNE,
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 179,90-TL ilam harcından peşin alınan 120,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 59,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Birleşen mahkememizin 2016/… Esas sayılı davasının REDDİNE,
a-Alınması gereken maktu 179,90-TL ilam harcından peşin alınan 8.051,12-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.871,22‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 69.002,39-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca asıl ve birleşen dosyalarda yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”