Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/750 E. 2019/345 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2014/750
KARAR NO :2019/345
DAVA :Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ :15/02/2011
KARAR TARİHİ :04/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağı sebebiyle borçlu … hakkında İstanbu… İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, kesinleşen takip sonucunda borçlunun, dosya alacağını karşılayacak mal varlığının tespit edilemediğini, bu nedenle borçlunun, davalı şirketteki hisselerine TTK’nın 522. maddesi gereğince haciz konulduğunu, davalı şirkete borca ilişkin muhtıra çıkarıldığını, yasal süresi bitmesine rağmen borcun ödenmediğini, bu nedenlerle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini, dava süresince davalı şirket yetkililerinin şirketi borçlandırıcı veya şirket aktiflerini elden çıkarmayı amaçlayan tasarruflarının önlenmesi bakımından şirket yetkililerinin yetkilerinin ihtiyati tedbir yoluyla kısıtlanmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine şirketin feshi ve tasfiyesi istemiyle açılan işbu davanın TTK’nın 522. maddesi gereği öngörülen şartların yerine getirilmemesi nedeniyle usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili şirketin feshi ve tasfiyesine yönelik iradesini bildiren muhtıranın şirketi temsile yetkili kişilere süresinde ve usulüne uygun tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili kişiler tarafından düzenlenmeyen senet davacı …tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası tahtında icra takibine konu edilmiş, müvekkil şirket ortaklarından …’ın adresinde haciz işlemi gerçekleştirildiğini, açıklanan nedenlerle davacı tarafından gerek müvekkil şirketin feshi ve tasfiyesiyle ikame etmiş olduğu işbu dava TTK’nın 522. maddesi ve İİK esasları gereğince belirtilen şartları taşımaması gerekse müvekkil şirket ortaklarından …’ın şirket hissesi üzerine uygulanmaya çalışılan haciz işleminin usulüne uygun bir işlem olmaması nedeniyle ikame edilen haksız ve hukiki mesnetten yoksun davanın reddine, davacının ihtiyati tedbir isteminin usul ve yasaya aykırı olması ve Mahkememizce bu yönde bir karar ittihaz edilmesi durumunda müvekkil şirket açısından telafisi güç derecede zararlara sebep olabileceğinden ihtiyati tedbir isteminin reddine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı şirketin TTK’nın 522. maddesi gereğince fesih ve tasfiyesine ilişkindir.
Yargıtay 8.Hukuk Dairesi E:2014/11272 K:2015/13721 sayılı emsal kararı : “somut olayda anılan fesih taleplerinin ortaklardan ayrı bir tüzel kişilik olan şirkete dahi değil şirketin diğer ortaklarına bildirilmesinin yasal hiç bir dayanağı bulunmamaktadır” şeklindedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E:2012/843, K:2013/851 sayılı emsal kararı : “TTK’nın 522’nci maddesi uyarınca feshi ihbarın tüm ortaklara ayrı ayrı tebliği gerekmektedir. Bu nedenle, borçlu ortağa fesih ihbarı tebliğ edilmeden açılan davanın, bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken” şeklindedir.” şeklindedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E:2013/11895, K:2014/1364 sayılı emsal kararı : “Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; TTK’nın 522. maddesi gereğince davalı şirketlerin tüm ortaklarına 6 ay önceden feshi ihbarda bulunulması gerektiğini, icra dosyasından, dava dışı ortağın ortaklık payının haczedildiği, davalı şirketlere tebliğ edilmiş ise de tüm ortaklara bildirimde bulunmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla şirketin bu sebeple feshi için gereken koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir… davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir” şeklindedir.
Davalı şirketin ortağının davacı şirkete olan borcunun tahsili için başlatılan icra takibinde, borçlunun davalı şirketteki hisselerine haciz konulduğu ve sadece davalı şirkete TTK’nın 522. maddesine göre feshi ihbar tebligatının yapıldığı işbu davada; 6762 S. TTK’nın 522’nci maddesi uyarınca feshi ihbarın tüm ortaklara ayrı ayrı tebliği gerekmektedir. Her ne kadar 6762 S. TTK’nın 522’nci maddesinde ihbar yapılacaklar somut olarak belirtilmemiş ise de; talep kaynağının şirket işlerinden kaynaklanmaması, talebin şirketin varlığını etkileyeceğinden ortakların mülkiyet hakkında ilişkin anayasal haklarını ilgilendirmesi hususları dikkate alındığında 6762 S. TTK’nın 522’nci maddesi uyarınca feshi ihbarın tüm ortaklara ayrı ayrı tebliği gerektiği, ayrıca Yeni TTK’da şirket ortağının borcundan dolayı paya konulan haciz nedeniyle şirketin feshi düzenlemesi bulunmadığı da dikkate alındığında anayasal mülkiyet hakkının ihlal edilmemesi zorunluluğunun bu görüşü teyit ettiği anlaşılmış ve sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuşutur.
HÜKÜM:Yukarıda ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gereken maktu 44,40-TL harcın, peşin alınan 18,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,00-TL harcın 492 sayılı Yasanın 28. maddesi gereğince davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı … şirketi, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … şirketine verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.04/04/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”