Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/723 E. 2018/1192 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/492 Esas
KARAR NO : 2018/1194

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2014
KARAR TARİHİ : 18/12/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, davalı … şirketi tarafından 18.04.2012-2013 vadeli ve … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı sayılı aracın 10.06.2012 tarihinde dava konusu … plakalı araca tam kusurlu olarak çarpmak suretiyle hasar verdiğini, araçta 2.200 TL değer kaybı ve 420,00 TL kazanç kaybı oluştuğunu ileri sürülerek meydana gelen değer kaybı ve kazanç kaybı alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, açılan hasar dosyasına göre meydana gelen 1.203,00 TL’nın … A.Ş’nin rücu başvurusu uyarınca ödendiğini, başkaca sorumluluklarının kalmadığını, değer kaybının sigorta kapsamına dahil olmadığı beyanla tazminat talebinin reddini talep etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra yapılan ön incelemede taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı şirkete ait … plakalı araca olay tarihi olan 10/06/2012 tarihinde … sevk ve idaresindeki ve davalı şirkete zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı … plakalı aracın çarpması sonrası davacı aracında meydana geldiği ileri sürülen değer kaybının tahsili yönünden yapılan takipte, takibe itiraz üzerine itirazın iptaline yönelik açılan davada davacının sigorta poliçesi kapsamında davalıdan takibe konu araç değer kaybı alacağının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Kazaya karışan araçların trafik kayıtları ile hasar dosyası getirtilerek iddia ve savunma kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dosyaya sunulan 30/11/2015 teslim tarihli bilirkişi raporunda davacı aracında meydana gelen değer kaybının 100,00 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiş; 16/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı nezdinde sigortalı aracın tam kusurlu olduğu, davacı aracında oluşan değer kaybının 168,75 TL olduğu, kazanç kaybının ise 250,00 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı savunmasında belirtilen … kayıtlarının getirtilmesinden sonra, kaza ve poliçe tarihi nazara alınarak yerleşik Yargıtay uygulamasına göre aracın ikinci el hasarsız piyasa değeri ile yaşı, özellikleri, hasarın nev’i gibi hususlar dikkate alınarak hasarsız ikinci el piyasa değeri ile hasarlı ikinci el piyasa değerine göre, araçta oluşan değer kaybının belirlenmesi yönünde son raporu tanzim eden bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi ek rapor ile davacı aracında meydana gelen değer kaybının 1000,00 TL olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, ancak bilirkişi ücreti yatırılmadığından ara karar yerine getirilememiştir.
Dava trafik kazası nedeni ile davacı aracında meydana gelen değer kaybının, zarara yol açan aracın ZMMS poliçesini tanzim eden sigorta şirketinden tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine dairdir.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir.
Somut durumda kaza tarihi itibari ile davacı adına kayıtlı olan aracın davalı nezdinde sigortalı aracın kusur ile neden olduğu kaza sonucu değer kaybına uğradığı iddiası ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali talep edilmiş ise de yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda birbirinden tamamen farklı raporlar düzenlenmiş ve farklı değer kaybı tespit edilmiştir. Bilirkişiden tespiti istenen hususlar Mahkememiz bilgisi dışında teknik bilgiyi gerektiren hususlar olup raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve davacının değer kaybı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmeden karar verilemeyeceğinden, bu yönde ara karar tesis edilmiş ise de kesin süre, miktar ve ihtar içeren oturum zaptı davacı vekiline tebliğ edilmesine rağmen bilirkişi ücreti delil avansının yatırılmaması nedeni ile çelişki giderilememiştir.
Bu nedenle, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile belirlenen eksik harç, tahsil edilebilir miktarın altında kaldığından, tahsili yönünde hüküm tesisine mahal bulunmadığına,
3-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 296,45 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi.18/12/2018

Katip …

Hakim …