Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/688 E. 2019/898 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2014/688 Esas
KARAR NO: 2019/898 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/08/2014
KARAR TARİHİ: 24/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 13/08/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil şirket ile davalı arasında yapılan bayilik sözleşmesine göre davalı şirkete hizmet verildiği, ticari ilişki nedeniyle verilen hizmet karşılığında cari hesap kaydı oluştuğu ve cari hesapta oluşan borcun ödenmesi talep edildiği, davalı borçlunun aldığı bu hizmeti inkar ederek borçlu olmadığı iddiasında bulunduğu, borçlu aleyhine başlatılan icra takibine yetkili İcra Dairesinin Manisa olduğu iddiası ile yetki itirazında bulunulduğu, taraftar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinde “ …ihtilaf ve anlaşmazlıklardan İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkili olduğunu her iki tarafça kabul ve tasdik edilir” düzenlemesinin yer aldığı, borcun para borcu olması ve alacaklının ikametgâhı nedeniyle İstanbul İcra Dairesinin yetkili olacağı, şeklinde açıklandıktan sonra, sonuç ve istem olarak; davalı borçlunun haksız ve kötü niyetle yaptığı itirazın iptali ile icra takibinin devamına, alacak miktarının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 27.08.2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uzun yıllardır akaryakıt sektöründe yatırımları olan bir firma olduğunu, aleyhle başlatılan ilamsız takibe kendi muhasebe kayıtlarında davacı şirket lehine bir alacak kalemi bulunmadığından itiraz ettiğini, şirket kayıtlarının tetkikinde alacak kaleminin bulunmadığının anlaşılacağı, İstanbul İcra Müdürlüğünden başlatılan ilamsız takibe ilişkin 28.04.2014 tarihli ödeme emrinde takip dayanağı cari hesap alacağı olduğundan ve sözleşmeden bahsedilmediğinden yetkili mahkemenin Manisa olduğunu beyan etmiş, sonuç olarak; yetki itirazıma kabulünü, haksız davanın reddi ile davacı aleyhine icra inkâr tazminatına ve vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 22.648.-Tl asıl alacağa avans faizi tutarı 444,74 Tl ile birlikte toplam 23.092,74 Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 14.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 16.05.2014 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için Mahkememizce alacağın olup olmadığının tespiti ve söz konusu borç alacağa ilişkin faizi hesaplamasının yapılması” için Doğubeyazıt Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Doğubeyazıt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/43 Talimat nolu dosyası ile atanan bilirkişiden alınan 03.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda; “Raporun IV. Bölümünde tespit edilen hususlarda görüleceği üzere: tarafıma tevdi edilen belgelere göre; davalı tarafından alınan malların (akaryakıtların) bedellerinin tamamının ödendiği bu durumun her iki firma kayıtları ile doğrulandığı, temel sorun ise tablo 3 ‘teki (hizmet alım ve çek iadesi gibi) bazı hesapların davacı firma kayıtlarında mevcut olmaması; tablo 4 tablo 5 teki hesapların ise davalı firma hesaplarında olmaması yani tarafların her ikisinin kayıtlarında eksikler bulunması sebebiyle taraflardan hangisinin borçlu veya hangisinin alacaklı olduğu tarafımızca tespit edilememiştir, iki firmanın muhasebe kayıtlarının birbirlerini doğrulanması gerektiği görülmüş olup, takdir yüce mahkemenize aittir.” gerekçesi ile raporunu sunmuştur.
Mahkeme tarafından davacının ilişki dönemine (2011 yılından itibaren) ve belgeleri ile karşılaştırarak davacının davalıdan takibe konu fatura ve cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, varsa asıl alacak ve feriler yönündetı hesaplama yapılması” şeklinde yazılan talimat üzerine Mersin Asliye Ticaret mahkemesine talimat yazılmıştır.
Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Talimat nolu dosyası ile atanan bilirkişiden 28.06.2016 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; “31.12.2015 tarihi itibariyle davacının ticari defter kayıtlan kapsamında, davalı … Şti.’nin Davacı …A.Ş. ‘ye 22.648,01-TL borçlu olduğu, Davalı … Şti.’nin ticari defter kayıtları kapsamında; Dava dosyasında bulunan 03.08.2015 tarihli ve … rapor nolu SMMM… tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda 05.07.2013 tarihi itibariyle davalının davacıya 76.455,96-TL fazla ödeme yapıldığı, diğer bir ifade ile Davalı … Şti. ’nin 76.455,96-TL Davacı … ‘den alacaklı olduğu, sonuçlarına varılmıştır.
Mahkemenin 10.10.2017 tarihli ara kararı ile dosyaya sunulan ve talimat yoluyla alınan raporların yeterince aydınlatıcı olmadığı nazara alınarak ve tarafların kayıtlan karşılaştırılarak, ayrıca tarafların raporlara karşı yazılı beyanlan ve itirazları da değerlendirilerek ayrıntılı ve açıklayıcı rapor düzenlemesi istenmiştir. Bu kapsamda düzenlenen 08.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda; Taraflar arasında 11.07.2011 tarihinde akdedilmiş bir istasyonlu bayilik sözleşmesinin mevcut olduğu, sözleşmenin ticari defter ve kpyıtlar başlıklı 50. Maddesinin delil anlaşması mahiyetinde olduğu ve buna göre davacı tarafin ticari defter kayıtlarının taraflar arasındaki anlaşmazlıklarda geçerli olacağı konusunda anlaşmaya varılmış olduğu, aynı maddenin son paragrafının “ …bayi kayıtları ve …kayıtlan arasında bir farklılık olması durumunda …’in kayıtları geçerli olacaktır..” şeklinde olduğu, Buna göre dosya mevcudundaki cari hesap ekstreleri ve diğer bilirkişi raporları incelendiğinde; Davacının cari hesap kayıtlarına göre davalıdan 22.648,00-TL alacaklı olduğu, Davalının cari hesap kayıtlarına göre davacıdan 76.455,96-TL alacaklı olduğu, Taraflar arasındaki farkın Doğubayazıt Asliye Hukuk Mahkemesinin bilirkişi raporunda detaylı anlatılmış olduğu, Takdir mahkemeye ait olmak üzere davacının davalıdan sözleşmenin 50. Maddesine göre 22.648,00-TL asıl alacak ve 444,71-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.092,74-TL alacaklı olduğu, Şayet mahkemece sözleşmedeki delil anlaşması maddesine itibar edilmemesi durumunda ise, davalının kendi muhasebe kayıtlarında Havacıdan alacaklı durumda olmasına nazaran davalı yanın alacaklı olmasına sebep teşkil eden ve alınan raporda detayları verilen, farkı oluşturan (davalıyı alacaklı konuma getiren kayıtlara ilişkin) belgelerin net bir şekilde sunulması gerektiği, sonuçlarına varılmıştır,
Mahkemenin 05.06.2018 tarihli ara karan ile davacının cari hesap alacağı olarak talep ettiği alacağın dayanağının defter ve kayıtlarda ve davacı tarafça sunulan delillerde var olup olmadığı, borcun nerden kaynaklandığı hususunda ek rapor istenmesi üzerine düzenlenen 03.09.2018 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; Sözleşmenin 50. maddesine göre bir anlaşmazlık durumunda davacı ticari defterlerinin delil niteliğinde olacağının kararlaştırılmış olduğu, buna göre davacının kesin delil vasfına haiz ticari defterlerinde 22.648,01-TL alacaklı durumda olduğu, Dosyaya sunulan faturaların tamamının muavin dökümüne göre davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, Hesap bakiyesini oluşturan faturaların davacı tarafından davalıya düzenlenmiş olduğu, bedeli ödenmemiş açık fatura olduğu, faturaların açıklamalarının otomasyon bedeli-vade farkı- kıyafet olduğu, faturaların irsaliyeli fatura olduğu, ancak faturaların altındaki teslim alan kısımlarıma boş olduğu, faturaların teslimine ilişkin takdirin mahkemenize ait olduğu, Sözleşmenin 50. Maddesi ve kök rapordan sonra sunulan belgeler sayın mahkemece kabul edildiği takdirde davacının davalıdan 22.648,00-TL asıl alacak ve 444,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.092,74 TL alacaklı olduğu” sonuçlarına varılmıştır
Daha sonra dosya dosyamızdaki tüm raporları inceleyerek karar vermeye uygun hale getirebilmesi için konusunda uzman bilirkişi …’ye toparlayıcı rapor düzenlenmek üzere verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 04.02.2019 tarihli 9 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Sözleşmenin 50. maddesine göre bir anlaşmazlık durumunda davacı ticari defterlerinin delil niteliğinde olacağının kararlaştırılmış olduğu, buna göre davacının kesin delil vasfina haiz ticari defterlerinde 22.648,01-TL alacaklı durumda olduğu, Dosyaya sunulan faturaların tamamının muavin dökümüne göre davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, Hesap bakiyesini oluşturan faturaları davacı tarafından davalıya düzenlenmiş olduğu, bedeli ödenmemiş açık fatura olduğu, faturalann açıklamalarının “Otomasyon Bedeli, Vade Farkı, Kıyafet..” olduğu, faturaların irsaliyeli fatura olduğu, ancak faturaların altındaki teslim alan kısımlarının boş olduğu, faturaların teslimine ilişkin takdirin mahkemenize ait olduğu. Sözleşmenin 50. maddesi ve kök rapordan sonra sunulan belgeler Mahkemece kabul edildiği takdirde davacının davalıdan 22.648,00-TL Asıl Alacak ve 444,74-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.092,74-TL alacaklı olduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen talimat ile alınan Doğubeyazıt ve Mersin talimat raporları, heyet raporu, heyet ek rapor ve toparlayıcı rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava bir İtirazın İptali davası olup, davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas saydı dosyası ile; 22.048,00-TL Asıl Alacak, 444.74 -TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 23.092,74-TL üzerinden takibe geçilmiş olup, davalının vaki itirazı üzerine işbu dava ikame edilmiştir. Takip dayanağı olarak “…22.648,00-TL lik 26/02/2014 vade tarihli Cari Hesap Alacağı…” gösterilmiştir.
Huzurdaki davada davacı, taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde davalının cari hesap borcundan kaynaklı borcunun meydana geldiği ve davalının cari hesaptan kaynaklanan bu borcunu ödemediği, bunun üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlatımındadır. Davalı ise, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı anlatımındadır. Taraflar arasında 11/07/2011 tarihinde akdedilmiş bir İSTASYONLU BAYİLİK SÖZLEŞMESİNİN mevcut olduğu, sözleşmenin altında her iki tarafında kaşelerinin ve imzalarının mevcut olduğu görülmektedir.
Sözleşmenin konusu :”… ile Bayi arasında imza edilen bu sözleşmeye göre taşınmaz üzerinde 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununa ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca ‘Akaryakıt’ tanımı kapsamında tanımlanmış her türlü ürünün ve madeni yağ ürünlerinin ve oto gaz LPG ürünlerinin satışı için … kurumsal kimliği altında İstasyonlu Akaryakıt Bayiliği verilmesine ilişkindir…” şeklindedir. Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl süre ile geçerli olacağının kararlaştırılmış olduğu görülmektedir. Sözleşmemn 53. maddesi :”..İşbu sözleşmenin ve bu sözleşmeye ek sözleşmeler ile değişiklik veya ilavelerden veya bunlann mevcudiyeti, geçerliliği, ifası, ihlali veya feshinden kaynaklanan yada bunlarla ilgili bütün ihtilaflar, görüş ayrılıkları veya talepler, davalar ve icra takipleri İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinde görülecek ve tarafından çözümlenecektir…” şeklindedir.
Yine yanlar arasında imzalanan sözleşmenin TİCARİ DEFTER VE KAYITLAR başlıklı 50. maddesi delil anlaşması mahiyetinde olup : “…İşbu Bayilik sözleşmesinin tatbikatı sırasında Bayi ile … arasında herhangi hir ihtilafın doğması durumunda …’ in ticari defter ve kayıtlarının HMK 287. madde anlamında münhasır ve kesin delil olacağı taraflarca kabııl edilmiştir. Bayi bayilik faaliyetlerinden doğan tüm ticari muameleleri kanunu defterlerine tam ve doğru olarak geçirmek ve her türlü vesaiki kanuni süresince muhafaza etmekle yükümlüdür. Bayi …’ in her türlü talebinde ve … tarafından helirlenrrek süre içinde … ile hesap mutabakatı yapmakla yükümlüdür. Bayi kayıtlan ile … kayıtlan arasında bir farklılık olması durumunda …’ in kayıtlan geçerli olacaktır…” hükmünü içermektedir.
Doğubeyazıt Asliye Hukuk Mahkemesinin …Tal sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporunun sonuç kısmında tevdi edilen belgelere göre; davalı tarafından alınan malların (akaryakıtların) bedellerinin tamamının ödendiği bu durumun her iki firma kayıtlan ile doğrulandığı, temel sorunun ise Tablo3 te belirtilen hizmet alım ve çek iadesi vb., hesapların davacı firmanın hesaplarında mevcut olmaması. Tablo4 ve Tablo5 teki hesapların ise, davalı firma hesaplarında olmaması yani tarafların her ikisinin kayıtlarında eksikliklerin bulunması sebebiyle taraflardan hangisinin borçlu veya hangisinin alacaklı olduğu tarafimızca tespit edilememiştir. İki firmanın muhasebe kayıtlarının birbirlerini doğrulanması gerektiği…” şeklinde kanaat bildirilmiş olduğu görülmektedir.
Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Talimat sayılı dosyası ile davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde oluşan bilirkişi raporunun sonuç kısmında ise Davacı … nin ticari defter kayıtlan kapsamında: Davacı şirketin 2011-2012-2013-2014-2015 yıllanna ait Ticari Defterlerinin Yeni TTK nun (6102. Kanun Md.) 64. madde hükümlerine göre Açılış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, Davan sirkelin 2011-2012-2013-2014 yıllanna ait Yevmiye Defterlerinin Yeni TTK nun (6102. Kanun Md.l 64. madde hükümlerine göre Kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığı.31/12/2015 tarihi itibariyle davacının ticari defter kayıtlan kapsamında davalı …Şti’ nin davacıya 22.648.01.-TL BORÇLU olduğu, Davalı … Şirketinin Ticari Defter Kayıtlan Dava dosyasında bulunan 03/08/2015 tarihli ve … Tal no ile SMMM … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, 04/07/2013 tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirkette 76.455,96-TL fazla ödeme yapıldığı, diğer bir ifade ile davalı şirketin davacı şirketten 76.455,96-TL alacaklı olduğu…” şeklinde kanaat bildirilmiş olduğu görülmektedir.
Dosya mevcudundaki raporlar ve taraflara ait cari hesap ekstreleri incelendiğinde; Davacının cari hesap kayıtlarına göre davalıdan 22,648,00.-Tl alacaklı olduğu, Davalının cari hesap kayıtlarına göre ise davacıdan 76.455,96.-TL alacaklı olduğu, Taraflar arasındaki farkın 03/08/2015 tarihli Doğubeyazıt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/43 Tal. saydı dosyası ile alman raporda detaylı şekilde anlatılmış olduğu, ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmeye bakıldığında sözleşmenin TİCARİ DEFTER VE KAYITLAR başlıklı 50. maddesinin delil anlaşması mahiyetinde olduğu ve buna göre davacı tarafın ticari defter kayıtlatırım taraflar arasındaki anlaşmazlıklarda geçerli olacağı konusunda anlaşmaya varılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Yine 50. maddenin son paragrafı :”… Bayi kayıtlan ile … kayıtları arasında bir farklılık olması durumunda …’ in kayıtlan geçerli olacaktır…” şeklinde olup, takdir Sayın mahkemeye ait olmak üzere davacının davalıdan 22.648,00,-TL alacaklı olduğu sonucuna vanlmıştır.
Diğer yandan Doğubeyazıt Asliye Hukuk Mahkemesinde davak yan ile ilgili aknan rapor incelendiğinde, bu raporun defter kayıtlanna dayanmadığı, muhasebe kayıtlanna dayandığı görülmektedir. Bundan çıkan sonuç, hazırlanan raporun davak yanın hesap ekstresi ile davacı yanın hesap ekstresinin karşılaştırılarak düzenlendiğidir.
Davacı yan icra takibinde, Asıl Alacak yanında İşlemiş; Faiz talebinde de bulunmuş olup, taraflar arasında akdedilen Sözleşme’nin ödeme başlıklı 40. maddesi: “-..Bayi herhangi bir nedenle doğacak Balpet nezdindeki borçlarına tahsil tarihine kadar TC Merkez Bankası avans faiz oranına +20 puan ekleyerek bulunacak faiz oranı üzerinden doyacak borçlarını ödemeyi kabul ve taahhüt etmektedir…” şeklindedir. Ancak davacı tarafından hesaplamada sözleşmenin bu maddesine ilişkin avans faiz oranı değil takip tarihindeki % 11,75 lik oran dikkate alınmış olup, buna göre davacının talep edebileceği faiz tutan 444,74-TL olarak hesaplanmıştır.
Tüm bu nedenlerle bu davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 23.092,74 Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan 22.648,-TL ye avans faiz yürütülmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 4.618,54-TL nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın Kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 23.092,74 Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan 22.648,-Tl ye avans faiz yürütülmesine, fazla istemin reddine,
% 20 icra inkar tazminatı 4.618,54-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 1.577,46-TL nin peşin alınan 279,00-TL den düşümü ile kalan 1.298,46-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 308,00-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.488,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.771,13-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …