Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/610 E. 2019/122 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/610
KARAR NO : 2019/122

DAVA : Adi ortaklığın tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 07/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket, tasfiye halinde olduğunu, tasfiye haline girmeden önce 1993 yılı başında Güney Afrika kökenli 11.773.405 ton kömürü 4 Mart 1993 tarihli fatura ile 765.271.USD karşılığında davalı şirkete sattığını, akabinde bu kömürün Türkiye iç pazarında satılması ve %50’şer hisse oranında adi ortaklık (joint venture) kurulması konusunda tarafların anlaştığını, kömürün yarı satış bedeli olan 382.635.USD’nın kendileri tarafından üstlenilmesi için bu miktarda davalı şirket tarafından kendileri adına fatura kesildiğini ve kendilerinin de davalı şirkete bu miktar kadar teminat mektubu verdiğini ayrıca gümrük ve nakliye bedeli olarak ödenen paranın yarısı olan 183.547.USD’ı davalı şirkete 11.03.1993 tarihinde ödediğini, 16 Nisan 1993 tarihinde kendilerinin tasfiye sürecine girdiğini, davalı şirketin 2 Kasım 1993 tarihinde dava dışı teminat mektubunu veren bankadan borcun ödenmediğini belirterek 382.635.USD bedelli teminat metubunun nakte çevrilmesinin istendiğini kabul edilmemesi üzerine davalı şirket tarafından dava dışı banka aleyhine … Ticaret Mahkemesine 382.635.USD’lık teminat mektubunun ödenmesi istemi ile dava açıldığını ve yargılama aşamasında bu davanın kendisine ihbar edildiğini, davalı yanında davaya müdahalede bulunduğunu ayrıca davalı ile aralarındaki adi ortaklık sözleşmesine uyulmadığı için gümrük ve nakliye bedeli olarak ödediği 183.574.USD’nın davalı aleyhine karşı dava açıldığını, … Ticaret Mahkemesinin 27 Mart 1997 tarih ve … sayılı kararı ile davalı şirket tarafından davadışı banka aleyhine açılan davanın kabulü ile açtıkları karşı davanın reddine karar verildiğini, verilen bu kararın kendileri tarafından adi ortaklıktan dolayı kömür satışından elde edilen gelirin %50 hissesi olan 618.104.USD’ın davalıdan tahsili istemi ile birlikte temyiz edilmesi üzerine … İstinaf Mahkemesinin 02.03.2001 tarih ve … sayılı kararı ile verilen kararın onanmasına ve 618.104.USD yönündeki talebp hususunda temiz makamı olarak ilk derece mahkemesi olarak karar verme hakları bulunmadığının belirtildiğini, böylece taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu hususunun kesinleştiğini, 2013/14609- 2013/30249 davalının adi ortaklığa konu 11.773.405 ton kömürün satışından dolayı elde ettiği 1.236.207.USD gelirden %50 hisselerine düşen 618.103.USD ile 183.547.USD’nın 24.11.1994 tarihinden itibaren, 434.447.USD’nın 13.06.1997 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının USD üzerinden açılan bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ve … Şirketinin organizasyon ve sorumluluğunda partiler halinde kömür gönderildiğini ancak bu kömürlerin belirtilen evsafta çıkmadığını, gönderilen kömürün çok düşük kalitede olması nedeniyle uzun süre elde kaldığını, yine davacı tarafça, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden, her nevi navlun, depolama ve gümrük vergileri de müvekkili tarafından karşılandığını, davacı tarafça gönderilen hükümlerin ülkeye girişinin sağlanması için 183.547-ADB Doları gönderildiğinin iddia edildiğini, farazi zararın hesap tarzının da anlaşılmadığını, partiler halinde gönderilen kömürler nedeniyle müvekkili şirketin herhangi bir kazanç sağlamadığını, davacı tarafın üstlenmesi gereken katılım payını dahi ödemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda özetle; dava ile ilgili zaman aşımı süresinin dolmadığını, İTO verilerine göre kömürün ton fiyatı olarak 60 USD esas alındığında davacının dava konusu alacak ile ilgili olarak talep edebileceği tutarın 352.062,12 ABD doları olarak hesaplandığını, 80 USD esas alındığında 469.416.16-ABD doları olarak hesaplandığını, davacının ithalat masraflarınında bu tutar içerisinde olduğunu belirtmişler, ancak Ancak Prof. Dr. …’ın ayrık olarak tanzim ettiği raporunda, borçlu aleyhine açılacak davanın zaman aşımını kesebilmesi için, bu davanın yargıç tarafından kabul edilmiş olması gerektiğini, reddedilen bir davanın zaman aşımını kesen etkisinden söz açılamayacağını, yeni bir zamanaşımı süresinin işlemesine de esas olamayacağını, davacı … …’in 1993 yılında girişilen adi ortaklık ilişkisi nedeniyle Belçika Ticaret Mahkemesinde 1997 yılında karşı dava ile talepte bulunmuş olup, Belçika mahkemesinin adı geçen şirketin talebini usule uygun olmadığı için red ettiğini,bu reddin kesinleştiği 2.3.2001 tarihinden itibaren BK. 137. maddesi gereğince 60 gün içinde yetkili ve görevli mahkeme önünde usulüne uygun bir dava açılmamış olduğundan, talebin 2.5.2001 tarihinde zaman aşımına uğradığını belirtmiştir.
Davalı tarafın bilirkişi heyet raporuna yaptığı itiraz üzerine mahkemece gerekli duyulduğu üzere yeniden aynı bilirkişi heyetine ek inceleme yaptırılmış olup, bilirkişi heyetinin 14.5.2010 tanzim tarihli ek raporunda, gerekli incelemeyi yapmak suretiyle sonuç olarak … Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasında davacının … Tic.A.Ş .davalının … olup davanın …’a ihbar edildiğini, …’ın ise davacıya yönelik karşı dava açtığını, …’ın açtığı karşı davasının konusu ile huzurdaki davanın konusu aynı olup, karşı davada …’ın …dan joint venture anlaşmasının varlığını hiçe saydığı ve toplam kömürü kendi sattığı için ona fazladan ödediği 183.457 doların istirdadını talep ettiğini, … Ticaret Mahkemesinin …’ın açtığı karşı davanın reddine karar verdiğini, istinaf mahkemesinin 2.3.2001 tarihinde bu kararı onadığını, kararın bu tarih itibariyle kesinleştiğini, borçlu aleyhine açılacak davanın zaman aşımını kesebilmesi için, bu davanın yargıç tarafından kabul edilmiş olması gerektiği, red edilen bir davanın zaman aşımını kesen etkisinden söz açılamayacağını, Belçika Mahkemesinin …’in talebini usule uygun olmadığı için red ettiğine dair kararın kesinleştiği 2.3.2001 tarihinden itibaren BK 137. maddesi gereğince 60 gün içinde görevli ve yetkili mahkeme önünde usule uygun dava açılmadığından …’in talebinin 2.5.2001 tarihinde zaman aşımına uğradığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince, dosyamızda yeni bir heyetten bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin 26.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Taraflar arasındaki adi ortaklığın dava tarihi itibariyle sona erdiği, taraflar arasında tek malvarlığını oluşturan dava konusu ihtilafın Sayın Mahkemece karara bağlanması halinde, tasfiyenin de gerçekleşmiş olacağı, davalının ayıplı ifa nedeniyle adi ortaklıktan kaynaklanan alacağın davacıya ödenmediği iddiasının yerinde olmadığı, … Gemisi ile getirilen Güney Afrika kökenli 11.773.405 ton kömürün dava tarihi olan 10.03.2016 tarihi itibariyle Türkiye’deki satış değerinin tespit edilerek, bu değerin, davacının adi ortaklıktaki hisse oranı olan, %50’sinin davacıya ödenmesi gerektiği, davalının temerrüdünün dava tarihi itibariyle oluştuğu dolayısıyla da tespit edilen alacağa dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanması gerektiği, yapılan hesaplamaya göre davacının talep edebileceği alacak miktarının 362.580,82-USD olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 23/12/2016 tarihli ek raporunda özetle; ek raporun 3 gemi üzerinden hesaplandığını, ek raporda yine aşağıda detayları verilen değerlendirmeler sonucu taşınan yükün değerini 18.731,795 ton için 61.17$ üzerinde, 21.771 ton için ise 55,95$ üzerinden hesaplamışlar, %4 fire düşerek 3 geminin taşımasının gelirinin 2.287.401,02$ olacağını saptamışlar, CIF ve İthalat/Tahliye Maliyetlerini 3.369.304,76$ olarak saptamışlar, ithalat sonrası depolama maliyetini 235,800$ , eleme, analiz, stoklama, sevk edilme ve sair diderleri 133.131$ olarak tespit etmişler, … gemisi akreditif kırma masrafı olarak 57.511 $’ın adi ortaklık hesabına dahil edilmesi gerektiğini belirtmişler, böylelikle toplam giderlerin 3.795.746,76$ olduğunu bulmuşlar, giderlerin 804.202$’lık kısmının davacı, bakiyesinin ise davalı tarafından karşılandığını ifade etmişler ve neticede davacıya 50.029,13 USD iade edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Mahkememizin 13/7/2017 tarihli celsesinde önceki heyetlerden alınan kök ve ek raporlar arasında çelişkiler olduğu anlaşılması neticesinde, dosyanın …, … ve …’tan oluşan yeni bir heyete tevdine karar verildiği görülmekle, bilirkişi heyetinin 21/05/2018 tarihli raporunda özetle; heyetimizce yapılan hukuki, sektörel ve mali değerlendirmeler sonucu, davacı ile davalı arasında kurulmuş olan adi ortaklığın 3 gemi ile yapmış olduğu taşımalar sonrasında davalı … Ticaret San. Ve Tic. A.Ş’nin davacı tasfiye halindeki … Şirketi’ne 79.241,01$ ödemesi gerektiği görüşü beyan edilmiştir.
Öncelikli olarak Yargıtay bozması sonrası ibraz edilen delillerin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle hükme esas alınmayacağı iddia edilse de davanın niteliği ortaklığın tasfiyesi olup, BK.’ nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi gerekmekle bu görüşe katılınmamıştır.
İkinci olarak tasfiye edilecek gemi gelirleri hangileri olduğu açıklığa kavuşturulması gerekmekte olup … gemisine ilişkin yazışmalar yapılırken bile davacı şirket çalışanı … , davalının 11.05.2015 tarihli dilekçesinin 12 kulakçıklı delilinde görüleceği üzere … ünvanını şirketin kurulma aşamasında olduğunu belirterek kullanmışt olduğu hususu ile birlikte … şirketinin 28.05.1993 yılında kurulmuş olup, … gemisinin tahliye limanına varış tarihinin 21-23.04.1993 tarihinde vardığı dikkate alındığında … Gemisi yanında … Gemisinin yükününde de … şirketi ile kurulduğu iddia edilen ikinci ve dava konumuz olmayan bir ortaklığın konusu olduğu iddiasının yerinde olmadığı, 1. ve 2. Gemilerin bu durumu yanında yapılan yazışmalar dikkate alındığında 3. Gemi olan … Gemi yükünün de gerek yazışmalar gerek güven teorisi ve gerekse perdenin aralanması teorisi gereği taraflar arasındaki adi ortaklığın konusunu teşkil ettiği anlaşılmış ve tasfiye işlemi her üç geminin yükleri dahil edilerek yapılmıştır.
… ve arkadaşlarının düzenlemiş olduğu bilirkişi kurulu raporunda teknik ayrıntısı açıklandığı üzere …nun fiyatının tasfiye gelirinin hesaplanmasında dikkate alınmasının bu fiyatın perakende fiyat olması nedeniyle mümkün olmadığı, İTO rakamları dikkate alınması gerektiği, bu hususun davalının İngiliz Avukatı …’ın 26.09.1994 tarihli faks yazısındaki rakamlarla da uyuştuğu, buna göre ortalama satış fiyatı 62,17 $ olduğu, … gemisi ile taşınan yükten kalan 21.771,015 ton kömürün değer kaybı % 5 olacağı, Fire oranının %4 olduğu, toplam gelirin 2.352.337,76 $ olduğu, … İnternational’ın 27.10.1993 tarihli yazısında … gemisi üzerindeki 25.000 ton yük henüz ithal edilmeden bir alıcı tarafından alındığı belirtildiğinden bu kadar kısım adi ortaklık hesabının dışında tutulması gerektiği, giderlerin 3.375.801,75 $, CIF, İthal/tahliye maliyetleri banka 235.800 $, depolama maliyetinin 133.131 $ eleme, analiz, stoklama, sevk ve sair giderlerin 57.511 $ … gemisi akredetif kırma masrafı olmak üzere toplam giderin 3.802.243,75 $ olduğu, Giderlerin 804.202 $ davacı 2.998.041,75 $ davalı karşıladığı, tüm bunlara göre davacıya ödenmesi gereken 79.249,01 $ olduğu anlaşılmış, bu doğrultu da karar verilmiş ve başkaca tasfiyesi gereken bir değer bulunmadığından, tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına karar verilmiş, dava tarihi itibariyle temerrüde düşülmesi nedeniyle bu tarih itibariyle faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Sona ermiş olan adi Ortaklığın TASFİYESİNE,
79.249,01 $’ın dava tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının USD para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Bu şekilde tasfiyenin sağlanmasına,
Başkaca tasfiyesi gereken bir değer bulunmadığından, tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına,
Fazlaya ilişkin istemlerinin Reddine,
2-Alınması gereken 7.102,51-TL harcın, peşin alınan 10.931,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.828,69-TL harcın 492 sayılı Yasanın 31. Maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan mahsuben alınan 7.102,51-TL harç ile 12,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 7.114,71-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Kabul oranına göre, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.067,98-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Red oranına göre, davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 42.179,69-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 12.841,30-TL yargılama giderinden red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.648,90-TL lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 300,00-TL yargılama giderinden red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 261,40-TL lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay yasa yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.07/02/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu Belge 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.