Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/552 E. 2018/113 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/552 Esas
KARAR NO : 2018/113
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2013
KARAR TARİHİ : 30/01/2018
Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, taraflar arasında 2012 yılında araç kiralama işinden kaynaklı sözlü bir anlaşma yapılarak kiralama karşılığı müvekkilinden imzalı boş bir senet alındığını , ancak davalının kötü niyetli olarak hayatın olağan akışına ters düşecek şekilde 150.000,00 TL bedelli olarak ayrıca sanki bu meblağ müvekkiline nakit olarak verilmiş gibi doldurularak müvekkili hakkında İstanbul … Icra dairesinin … esas sayılı icra takibine konu edildiğini beyanla senedin borçlusu olmadığının tespitine karar verilmesini ve davalının %40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili yanıt dilekçesi ile davacının müvekkili şirkete ait oto kiralama firmasından lüks otomobil kiraladığını, bu araç davalı nezdindeyken 15/07/2013 tarihinde yanarak kullanılmaz hale geldiğinden müvekkilinin uğradığı maddi zarar nedeniyle davacı tarafından rızaen bu zarara karşılık olarak araç bedeli tutarında senet verildiğini, senedin düzenlenme tarihinin yine olay tarihi olduğunu ileri sürerek haksız davanın reddini istemiştir.
Dava, kira sözleşmesi kapsamında tanzim edilen kambiyo senedini nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine dairdir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115.madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Aynı yasanın 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Yasanın 138.maddesi gerekçesinde de belirtildiği üzere yargılamada usule ilişkin iddia ve savunma sebeplerinin hallinden sonra işin esasına girilerek uyuşmazlık çözümlenir. Usule ilişkin hususlar ya dava şartıdır ya ilk itiraz niteliğindedir. Usule ilişkin hususlar şekli nitelik taşıdığından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karar bağlanabilir. Ancak Mahkeme kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa bunu da tahkikat aşamasında değil ön inceleme oturumunda yapacaktır. Aynı husus Yasanın 140/1.maddesinde de belirtilmiş olup ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için hakimin gerekli gördüğü takdirde tarafları dinleyebileceği hükme bağlanmıştır.
Yasanın “Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi” başlığını taşıyan 4.maddesi gereğince Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler.
Somut durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, yukarıda belirtilen gerekçe ile davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemelerine aittir. Dava şartı olan görev hususunda yapılan değerlendirme sonucunda, görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 03/10/2016 tarih, 2015/10428 esas ve 2016/5617 karar sayılı ilamı; 01/10/2015 tarih, 2015/8087 esas ve 2015/7737 karar sayılı ilamı; Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 12/12/2017 tarih, 2017/16711 esas ve 2017/17495 karar sayılı ilamı; 29/03/2017 tarih, 2017/1820 esas ve 2017/4186 karar sayılı ilamı; Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 26/04/2017 tarih, 2017/2058 esas ve 2017/6010 karar sayılı ilamı; 16/02/2017 tarih, 2017/2425 esas ve 2017/1505 karar sayılı ilamı; Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 26/01/2017 tarih, 2016/3083 esas ve 2017/535 karar sayılı ilamı.
HÜKÜM:
1- Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2- 6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3- 6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 30/01/2018
Katip …

Hakim …