Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/471 E. 2020/650 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/471
KARAR NO : 2020/650

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/05/2002
KARAR TARİHİ : 22/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili, …A.Ş. … Şubesince …Ltd. Şti’ne kullandırılan 2.000.000 …’lik kredi ile ilgili olarak T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının 23.01.2001 tarih 6119 sayılı yazısı ve BDDK Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulunun 05.12.2000 tarih R-7, R-8 sayılı soruşturma raporu ile belirlendiği gibi; bankanın …Şubesi müşterilerinden olan … Ltd. Şti’nin 21.02.1995 tarihinde 500 milyon TL sermaye ile kurulduğunu, 31.12.1997 tarihli verilere göre 2,8 Milyar TL ödenmiş sermayesi bulunduğunu, 1997 yılı faaliyetlerini 18 Milyar TL zararla kapattığını, mali yapısı bu durumda olan bir firmaya … Şubesince 23.03.1998 tarihinde 2.000.000 … lik … kredisi teklif edildiğini, bu teklifin Proje Kredileri Müdürlüğünce reddedildiğini, red gerekçesinde firmanın mali yapısının olumlu bulunmadığının belirtildiğini, raporda devamla şubenin adı geçen kredi teklifine istinaden, ilk kredi teklifini reddeden daire başkanlığınca firmanın mevcut mali yapısında olumlu etki yapacak yeni unsurlar olmamasına karşın öz kaynakları negatif düzeyde iken ve yeterli öz kaynaklar sağlanmadan mali yapısının karşılayabileceği ölçeklerin üzerinde kredi tespit edilerek kullandırılmasını ve kredilendirmede taşınmaz mal ipoteğinin esas alınarak yeterli fizibiliteye dayanmadan orta vadeli … verilmesi Banka Yönetim Kurulunca değerlendirilmediğini ve bankanın 2.000.000 DM zarara uğratıldığını, firmanın kredilendirilmesinde kredilendirme ilkelerinin dikkate alınmadığını, gereken tedbir ve basiretin gösterilmediği ve neticeten davalıların her kademede gerek genel geçer bankacılık usul ve esaslarına ve gerekse de davacı bankanın iç mevzuatı ile getirilmiş usul ve esaslara aykırı davranarak ve görevlerini suiistimal ederek bankayı zarara uğrattıklarını iddia ederek uğranılan 2.000.000 DEM karşılığı 1.022.583,77 Euro banka zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, gerek şahsen ve gerekse de vekilleri aracılığı ile muhtelif tarihlerde vermiş oldukları dilekçeleri ile özetle, haklarındaki usulsüzlük iddialarını reddetmekte, bankacılık usul ve esaslarına uygun olarak banka iç mevzuatı doğrultusunda kredinin ilgili firmaya kullandırıldığını, kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını, ilgili firma hakkında alacağın tahsilini teminen hukuki girişimlerin sürdüğünü, bu bağlamda kısmi tahsilatlar yapıldığını, icra takipleri ve davaların devam ettiğini, henüz ilgili firma hakkındaki alacağı tahsil sürecinin sonuçlanmadığını, bu anlamda kendilerinden istenebilecek bir zarar bulunmadığını, ayrıca haklarında verilmiş bir ceza kararı bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesi isteminde bulunmuşlardır.
Huzurdaki dava, davacı bankanın yönetim kurulu üyelerine karşı açılan bir sorumluluk davasıdır.
Mahkememizce dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin raporunda özetle;
“Bankanın çalışanları hakkında açtığı davanın sözleşmesel sorumluluğa veya haksız fiile dayanabileceği, somut olayda teknik incelemede … Bankasının çalışanlarının kredinin kullandırılmasında yönetmelik esasları çerçevesinde işlem yaptıkları kanaati hasıl olduğundan sorumluluğun hukuka aykırı bir eyleme değil, çalışanlarla banka arasındaki sözleşmesel ilişkiye aykırılığa dayanılabileceği, kredi verme işleminde kesin yetkinin Genel Müdürlük ve Yönetim Kurulunda olması karşısında Yönetim Kurulu Üyeleri dışındaki şube çalışanlarının eylemleri ile zarar arasında bir illiyet bağının bulunmadığı ve bu nedenle sorumlu tutulamayacakları, banka ile Yönetim Kurulu üyeleri arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesi olması itibariyle bu sözleşmenin vekile özen borcu yükleyen bir sözleşme olduğu, davalı banka yöneticilerinin ağırlaştırılmış özen sorumlulukları bulunmakla birlikte, kredi verme işinin bünyesinde risk taşıyan bir işlem olması itibariyle bu özen borcuna aykırılık bulunulup bulunulmadığının saptanması gerektiği, sonucun ortaya çıkmamasının bu ispatın yerine gelmiş sayılmasını gerektirmeyip, vekilin mesleğin kurallarına uygun olmayan bir davranışta bulunmasının hayat deneylerine ve işlerin normal akışına göre sonucun meydana gelmemesinde etken olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerektiği, özen borcunun yerine getirilip getirilmediğinin ispatında kredi verme kararında başlangıçta göze alınabilir riskin varlığının olup olmadığı, sonradan gelişen ekonomik olayların bu zararın gerçekleşmesinde ne kadar katkıda bulunduğunun önemli olduğu, bu değerlendirmede Heyetimiz uzman olmadığından davacı tarafından getirilecek ek deliller olarak uzman görüşlerinden faydalanılabileceği, eğer banka yöneticilerinin sözleşmeden doğan borçları olan özen borcunu gereği gibi yerine getirmedikleri sonucuna varılırsa tazminat takdirinde rapor içeriğinde belirtilen hususların nazara alınması gerektiği” görüş ve kaanati ile raporlarını sunmuşlardır.
Bilirkişi raporunda belirtilen eksiklik nedeniyle Bankalar konusunda uzman 3 kişilik Hukuk Fakültesi Öğretim görevlilerinden oluşmuş kuruldan yeniden rapor alınmasına karar verildiği, yeni bilirkişi kurulunun raporlarında özetle; ”davacı banka genel kurulunun yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde almış olduğu herhangi bir karar bulunmaması nedeniyle huzurdaki davanın dinlenebilirle koşulunun mevcut olmadığı, davacı Banka’nın uğramış olduğu zararı tazmin etme amacına yönelik olarak açılan huzurdaki sorumluluk davasında, sorumluluğun ön koşulu olan “zarar” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin henüz belli olmadığı, davacı bankanın Krediler Yönetmeliğinde öngörülen usul, esaslar ve mekanizma uygulanmak suretiyle davaya konu olan kredi işlemi gerçekleştirilmiş bulunduğundan, yönetim kurulu üyelerinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacı Banka’nın Samsun şubesi çalışanlarının kredi tahsis işlemin herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı” kanaati ile raporlarını sunmuşlardır.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/03/2007 tarihli, … Esas, …Karar sayılı ilamı ile, her iki bilirkişi kurulu raporunda da saptandığı üzere davacı Banka genel kurulunun yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde almış olduğu herhangi bir karar bulunmaması nedeniyle huzurdaki davanın dinlenebilirle koşulunun mevcut olmadığı, davacı Banka’nın uğramış olduğu zararı tazmin etme amacına yönelik olarak açılan huzurdaki sorumluluk davasında, sorumluluğun ön koşulu olan “zarar” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin henüz belli olmadığı, davacı bankanın Krediler Yönetmeliğinde öngörülen usul, esaslar ve mekanizma uygulanmak suretiyle davaya konu olan kredi işlemi gerçekleştirilmiş bulunduğundan, yönetim kurulu üyelerinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı” gerekçeleriyle işbu davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafça temyiz edildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2008/8444 Esas, 2008/11150 Karar sayılı ilamı ile, ”Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, TTK.nun 341.maddesi uyarınca banka yöneticileri hakkında böyle bir davanın banka adına açılabilmesi için genel kurulda dava açılması yönünde karar alınması ve davanın denetçiler tarafından asaleten yada vekil aracılığı açılması gerekmektedir. Ancak, açıklanan koşullar dava şartı olmayıp, sonradan da tamamlanabilir. Dolayısıyla, bu yöndeki usuli eksiklik davanın hemen reddini gerektirmez.
Somut olayda, davacı banka vekili tarafından yönetim kurulu kararı ile işbu dava açılmış olup, dava dosyası içerisinde davalı eski yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılmasına yada açılan davaya muvafakat verilmesine ilişkin bir genel kurul toplantı tutanağı da bulunmamaktadır. Davacı banka vekili tarafından, bankanın genel kurulu ve denetim kurulu olmadığı ileri sürülmüş ise de,23.9.2005 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak yürürlüğe giren Tasfiye Halinde …Bankası A.Ş. Anasözleşmesinin 7. ve devamı maddelerinde bankanın genel kurulunun ve denetim kurulunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece HUMK.nun 39-40 madde hükümleri uyarınca, davacı tarafa süre verilerek, genel kurulca açıklanan şekilde bir karar alınmasına ve dava tarihi itibariyle şirketin denetçilerinin davaya iştiraki yada onlardan vekaletname alınmasına olanak tanınmak, verilen süre içerisinde bu koşullar yerine getirilmez ise dava reddedilmek gerekirken, resen dikkate alınması gereken bu yön üzerinde durulmadan, hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin gerekçe yapılan ikinci hususa gelince; davacı banka eski yönetim kurulu üyeleri ve banka çalışanları tarafından gerek bankanın kredi verme koşulları ile ilgili iç mevzuatı ve gerekse de basiretli bir tacir gibi davranma zorunluluklarına aykırı olarak kredi verilmemesi gereken dava dışı şirkete kredi verilmesi halinde kredinin vadesinde ödenmemesi üzerine bankanın en azından munzam karşılık ayırmak suretiyle zarara uğradığının kabulü gerekir. Kaldı ki, dava konusu olayda olduğu gibi dava dışı firmaya kredi verilmesine ilişkin banka şubesinin teklifi 17.4.1998 tarihinde ilgili şirketin özvarlığının eksi 15.600,000.000 TL olduğu gerekçesiyle reddedilmiş, aradan çok kısa bir süre sonra 20.4.1998 tarihinde aynı şube tarafından kredi verilmesine ilişkin teklif yinelenmiş ve davacı bankanın yönetim kurulunun 21.4.1998 tarihli kararı ile ilgili şirkete 2.000.000 DM kredi verilmesine karar verilmiştir.
Bu itibarla, başlangıçta kredilibitesi bulunmadığı belirlenen şirkete kredi kullandırılması halinde kredinin geri dönmemesi durumunda dönmeme tarihinde bankanın zararının oluştuğunun ve bankanın kredi borçlusu şirket ile müteselsil borçlu bulunan sorumlular bakımından dava açma hakkının bulunması karşısında, mahkemece zarar oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.” denilerek dosyamızın Mahkememize iade edildiği ve Mahkememizin… Esasına kaydedildiği anlaşıldı.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/05/2020 tarihli 4 nolu celsesinde davanın reddine karar verildiği, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, …Karar sayılı ilamı ile, ”Yargıtay bozma ilamında belirtildiği gibi dava tarihindeki denetçilere ilişkin herhangibir belge ve vekaletnamenin davacı tarafça dosyaya sunulamadığı ve yargıtay bozma ilamında belirtilen koşulların verilen süreye rağmen yerine getirilmediği, bu usulü eksiklikliklerin dava devam ederken ve bozmadan sonra da tamamlanamadığı anlaşıldığından davanın davacı tarafça ispat edilemediği” gerekçeleriyle işbu davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafça temyiz edildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2010/15760 Esas, 2012/20145 Karar sayılı ilamı ile, ”Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Bozma ilamındaki dava tarihi itibariyle şirketin denetçilerinin davaya iştiraki ya da onlardan vekaletname alınmasına olanak tanınması gerektiği yönündeki açıklamada geçen “dava tarihi” ibaresi maddi bir hatadan kaynaklanmıştır. Davacı bir anonim şirket olup, organları aracılığıyla işlemlerde bulunmaktadır. Yetkili organlarının aldığı karar ve yaptığı işlemler davacı şirket hakkında hukuki sonuç doğurur. Yetkili organları oluşturan kişilerin değişmesi, ayrılması, ölmesi veya sonradan fiil ehliyetlerini kaybetmesinin bir önemi olmayıp, önemli olan organın varlığı ve devamıdır. Şirket adına yapılacak işlerde işlem anındaki yetkili organın karar alması veya işlem yapması yeterli olup, bu kural yasal mevzuat ile şirketlerin mahiyetine de uygun bulunmaktadır. Bu nedenle bozmaya uyulması yasa hükmünü ortadan kaldırmayacağından mahkemece bozma ilamında belirtilen usuli eksiklikler giderildikten sonra yargılamaya devam edilmesi gerekir. Bu itibarla somut olayda, bozma sonrası yapılan yargılama sırasında işbu davaya muvafakat verilmesine ilişkin olarak genel kurul tarafından alınan karar üzerine aynı genel kunılda seçilen denetim kurulu üyeleri tarafından verilen vekaletname ile bozma ilamında belirtilen usuli eksiklikler giderilmiş olup, mahkemece yargılamaya devam olunarak uyuşmazlığın esasına girilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” denilerek dosyamızın Mahkememize iade edildiği ve Mahkememizin …Esasına kaydedildiği anlaşıldı.
Mahkememizce dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin raporunda özetle;
”Bankacılıkta kredi tahsis sürecinde yer alan yetkililer açık usulsüzlük yapıldığı tespit edilmediği durumlarda sorunlu hale gelen kredilerden ötürü şahsen sorumlu tutulmayacakları,
Davalılar birinci kredi teklifinin reddedilmiş olmasına rağmen kısa süre sonra yapılan aynı teklifin kabul edilmiş olması ile ilgili her iki kredinin farklı vade için teklif edilmesinden kaynaklanan tekııik bir konu olduğunu savunduğu, ikinci kredinin uzun vade yerine kısa vadeli olarak teklif edilmesi halinde öz kaynaklara ilave edilmemesi gereken bazı değerlerin, kredi uzun vadeli olarak tahsis edilecekse öz kaynaklara ilave edilmesi gerektiği şeklindeki banka mevzuatının dikkate alınması sonucunda her iki kredi değerlendirmenin farklı olduğu ifade edildiği, Banka yetkililerinin bu değerlendirmesinin, bankanın yazılı mevzuatına uygun olduğu, sadece bu firmaya münhasır bir uygulama olmadığının anlaşıldığı,
Davalılar, ortaya çıkmış olan bilanço zararının makinelerin kira (leasing) ödemeleri işlemlerin muhasebeleştirilme usulünden kaynaklandığını savundukları, Kanaatimizce bilanço verilerinin değerlendirilmesi yapılırken, leasing kiraları gerçek anlamda gider değil, satın alınan makinenin taksit ödemeleri gibi değerlendirilmesinin daha isabetli olacağı, leasing taksitlerinin gider yazılması nedeniyle bilançoda zarar görünmesi, firmama karlı olmadığını söylememize yetmeyebileceği,
Toplam 639.534TL ekspertiz değeri tespit edilmiş taşınmazlar üzerinde riskin beş katı kadar tutarında ipotek tesis edildiği, Davacı taraf, bu taşınmazların daha sonra Banka’nın Teftiş Kurulu tarafından yaptırılan ekspertiz çalışması sonucunda 243.000TL değerinde olduğunu belirtildiği, davalılar ise bu durumun kredi işlemlerinden sonra ortaya çıkan ekonomik krizden kaynaklanmış olduğunu savundukları, taşınmazların değeri davalılar tarafından dcğîl, dava dışı eksperler tarafından belirlenmiş olduğu dikkate alınması sayın mahkemenin takdirinde olduğu,
Davalıların ekspertiz değerlerinin objeklif kriterlere göre belirlenmiş olduğu değerlendirmesiyle teminat oluşturduğu kabul edilirse bu takdirde krediyi teminatlandırdıkları sonucuna varılacağı,
Hukuki sorumluluk davasının açılabilmesi için, aranan ön koşulun gerçekleştiğinin tespit olunduğu, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu gerektiren diğer şartların varolup olmadığı tespit edilmesi gerektiği,
Akdi sorumluluk açısından bu şartların da “Kanma veya Sözleşmeye Aykırılık, Zarar, İlliyet Bağı, Kusur” başlıkları altında toplanabileceği,
Zararın varlığını ispat külfeti davacıda olduğu, görülmekte olan davada talep edilen zarar; 1.022.583,77 EURO anapara olduğu, burada zarar şirket tüzel kişiliğinin uğramış olduğu zarar olduğu, bu noktada önem taşıyan husus anılan zararın nasıl tespit edilmesinin gerektiği olduğu,
Kusurlu bir biçimde uygun illiyetin mevcudiyetiyle kanun veya esas mukaveleye aykırı davranış var ise anonim ortaklık yönetim kurulu üyesinin sorumlu tutulabileceği,
Heyetimizin bankacı bilirkişisinin tespitleri doğrultusunda davalılara banka içi raporlamalardan çıkan sonuçlar ve o dönemde dünyada yaşanan ekonomik kriz nedeniyle kusurlu davranış olgusunun atfolunması kabil olmadığı, ifade edilerek takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere açıklanan sebeplerle derdest davada davalı YK üyelerinin şirketin uğradığı zararı kusurlarına binaen vermemiş olmaları çerçevesinde zarardan sorumlu tutulmalarının kabil olmayacağı yolundaki kanaatini bildirmişlerdir.
Mahkememizce dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin ek raporunda özetle;
Dava dışı …İth. İhr. Ltd. Şti.’nin (…Ltd. Şii.) Bankanın … Şubesinden kullandığı …Kredisinin nakte dönen bedelinden ötürü 2.000,000 … ve bu tutarın faizi olup da alacaklı muhabir yabancı bankaya 10.05.2000 devre faizi olarak ödenen 96.178.20 …’ın ilavesiyle anapara borç tutarı 10.05.2000 tarihi itibarı ile 2.096,178.20 …’e ulanmış olduğunun tespit edildiği,
Borcun EURO para birimine çevrildiği 28.10.2004 tarihine kadar tamamı gayrı menkul satışlarından olmak üzere toplam 276.698,33 …tahsilat sağlanmış ve bu tutar toplam borçtan düşüldüğü, bu tahsilatlardan sotıra bankanın anapara riski 1.819.479,87 … olduğu,
28.10.2004 tarihinde yapılan EURO para birimine dönüştürme işlemi sonucunda risk 930.285,29 Euro olarak kayıtlara alındığı, dönüştürme işlemi resmi kur olan 1€ = 1.95583…paritesi kullanılarak gerçekleştirildiği,
Sonuç olarak bankanın talep ettiği %36 yıllık basit faiz oranı ile faiz alacağının 4.938.233,54 EURO ve toplam alacağının da 5,607.906,93 EURO olduğunun hesaplandığı,
Bankaların EURO para birimi üzerinden kabul ettikleri mevduatlara uyguladıkları en yüksek faiz oranlarının ortalamasının olan %11.27 uygulanması suretiyle faiz alacağı 1.545.941,43 EURO ve anaparanın ilavesi ile oluşan toplam alacağın da 2.215.614,82 EURO olduğunun hesaplandığı mütalaa edilerek rapor sundukları tespit edilmiştir.
Mahkememizce dosyamızda 24/05/2018 tarihli celsesi 1 nolu ara kararı gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 11/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle;
” İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
Davacı Tasfiye Halinde …A.Ş. vekilinin dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Ltd. Şti’ne kullandırılan 2.000.000 … Harici Garanti Kredisi ile ilgili Bankalar Yeminli Murakıplarınca düzenlenen 05.12.2000 tarih R-7,R-8 sayılı rapor ile …Bankası Disiplin Kurulu’nun 26.02.2001 tarih ve … nolu kararında dava dışı firmaya banka mevzuatına ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olarak kredinin tahsis edilerek kullandırıldığı, davalıların haksız eylemleri sonucu oluşan banka zararlarından 2.000.000.-… karşılığı 1.022.583,77 EURO’nun tahsilde tekerrür olmamak; munzam zarar ve fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla fîili ödeme günündeki Türk Parası karşılığının kredinin verildiği tarihten itibaren kamu bankalarının 1 yıl vadeli döviz hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken vc müteselsilen tahsili talebiyle huzurda görülen davanın açıldığı yönünde beyanda bulunulmuştur.
>Davadışı …Ltd.Şti, Hakkında Genel Bilgi
…Ltd. Şti. 21.02.1995 tarihinde 500TL sermaye ile kurulmuştur. Yıllık 620.000 adet kaynak suyu şişeleme kapasitesi ve 32 bayisi olan Firmanın 1995 yılında girdiği ihaleyle Hazineye ait su ve suyun arazisini satın almış, pet şişe üretimi konusundaki yatırımına 1997 yılında başlayarak aynı yıl üretime geçmiştir. Pet şişe üretimi için iki adet PVC makinesini leasing yolu ile …A.Ş.’den sağlayan Firmanın, 31.12.1997 tarihli verilere göre 2.875TL ödenmiş sermayesi olup, 1997 yılı faaliyetlerini 18.000TL zararla kapatmıştır.
>Kredi Kullanılırım Öncesi İstihbarat Raporu
Bankaca kredi kullandırımı öncesinde firma ile ilgili olarak istihbarat ve mali tahlil raporu düzenlenmiştir. Düzenlenen 20.04.1998 tarihli raporda da firma sermayesinin taahhüt edilen kısmının 10.000TL, ödenmiş sermayesinin 2,875TL olduğu, protesto ve çek yasağına rastlanılmadığı, moralitesinin iyi olduğu, ortaklara olan borçlarda görülen 39,031TL’nin sermaye artırımında kullanılması durumunda pasif yapısı 20.350TL banka borcu ve (-)15.662TL’lik özvarlık mahsup edildikten sonra kalan pozitif 3,107TL, bankanın ekspertiz net farkının 28.631TL toplam ekspertiz değerinin 31.738TL olarak tespit edildiği ifade edilmiştir, Raporun değerlendirmesinde özetle; Firma’nın kaynak suyu şişeleme ve pet şişe üretimi sektöründe faaliyette bulunduğu, 32 civarında ana bayisinin bulunduğu, Cari dönemde 22.157TL’lik satış yapmasına karşın finansal kiralama yöntemiyle alınan iki adet makinanın taksit ödemesinin etkisiyle dönemi 18.056TL zararla kapattığı, yurtdışından temin ettiği kredi için 2,5 yıl vadeli 6’şar aylık dönemlerde ödemeli ipotek karşılığı harici… kredisi talebinde bulunulduğu, ekonomik konjonktürde önemli dalgalanmalar yaşanmadığı sürece firmanın orta vadede kredi taksitlerim ödeyebileceği kanaatinin bildirildiği tespit edilmiştir.
>Şubenin Yaptığı Kredi Önerisi
…Ltd. Şti. ile ilgili … Şubesi tarafından 23.03.1998 tarihinde kredi teklifinde bulunulduğu … Proje Kredileri Müdürlüğünün 17.04.1998 tarih ve … sayı numaralı yazısı ile firmanın mali yapısının olumlu bulunmadığı belirtilerek teklifin iade edildiği, 20.04.1998 tarihinde aynı firma ile ilgili firmanın aktifinde kayıtlı gayrimenkul vc taşınmazların yeni ekspertizinin yapılmasıyla özvarlıgında değişim olması ve yatırıma yönelik Orta ve Uzun Vadeli İşletme Kredisi kullanacağından bahisle tekrar ve Bankanın dahili mevzuatının orta ve uzun vadeli kredi kullanacak firmalarda işletme içi kıymetlerin özkaynâklara ilavesini ve dolayısıyla öz kaynaklarının artması sonucunu doğurmasını öngörmesi sebebiyle kredi talebinde bulunulduğu tespit edilmiştir.
> Kredinin Yönetim Kurulunca Onaylanması
… Şube Müdürlüğünün teklifi ile, Yönetim Kurulu onayına sunulan 2.000.000 …Ltd. Şti. lehine Harici …Mektubu Kredisinin yönetim kurulunun 21.04.1998 tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilmiştir. Yönetim kurulu kararı davalılar …, …, …, … ve… imzalarıyla oybirliği ile kabul edilmiştir. Bahsi geçen Yönetim Kurulu kararında kredi koşulları; Harici … Mektubu Kredisinin güvencesi olarak; ekspertiz değerinin % 500 fazlasıyla 1. Dcrecede l. sırada ipotek tesis edilmesi talep edilmiştir. Buna ilave olarak Bankanın alacaklı Firmanın borçtu ve firma ortaklarından …, …, …ve …’un müşterek ve müteselsil kefil olduğu riskin %40 fazlası tutarında dövize natık kambiyo senedi alınacağı karara bağlanmıştır.
>Banka Yönetim Kurulunca Kredi Şartlarının Değiştirilmesine İlişkin Karar
Şube tarafından 15.09.1998 tarihinde … Ltd. Şti’nin söz konusu nakit kredi için finansör kuruluş ile yapılan anlaşma gereği faizlerin ö’şar aylık dönemlerde alınıp, anaparanın kredi vadesi hitamında ödeneceği, ayrıca alınan nakit kredi ile büyük yatırımlara girildiği ve ortakların hisse devri yapıldığından bahis konu kredi kullandırım koşullarının 2.maddesinin 6 şar aylık faiz ve anapara ödemesi yerine 6’şar aylık faiz ödemeli ve anaparanın kredi vadesi hitamında ödenmesi şeklinde şart değişikliği talep ettiği ve şube tarafından da olumlu karşılandığı bildirilmiştir. Yönelim Kurulunun 30,09,1998 larih ve 24/1279 sayılı karan ile talep kabul edilmiştir.
>Krediler için alınan maddi teminatlar
Krediler için Samsun ili Çarşamba ilçesinde … parsel üzerinde müşterek tesis edilen I. Derecede 1.685.000TL, 2. derecede 3.000.000TL Banka lehine ipotek tesis edilmiş, … vekili …, …, …, … ve …’un kefaletlerini içeren 4.685.000TL’lik genel kredi sözleşmesi imzalanmış,bankanın alacaklı, firmanın borçlu ve firma ortaklarının kefil olduğu 2,800.000 … tutarında dövize natık kambiyo senedi alınmıştır. Dosya incelemesinde gayri menkuller ile ilgili farklı tarihlerde tespit edilmiş ekspertiz raporlarının bulunduğu tespit edilmiş ve aşağıya tablo olarak çıkarılmıştır.Yine … İcra Tetkik Mercii Hakimliği’nin 10.05.2001 tarih ve … E…. K. sayılı karan ile görevlendirilen İnşaat ve Ziraat Mühendislerinden oluşan bilirkişilerce düzenlenen raporda gayri menkullerin değeri 1.005.645 olarak tespit edilmiştir.
>Banka Yönetim Kurulunca mali mesuliyet davası açılmasına karar verilmesi … Bankası Disiplin Kurulu’nun 26.02.2001 tarih … nolu kararında davalılar hakkında 399 sayılı KHK’nın 11, maddesine aykırı davrandıkları ve Bankayı 2.000.000 …’lik riske soktukları ve haklarında da TCK’nun 230. maddesi mucibince kanuni soruşturma yapılmasına karar verildiği, …Yönetim Kurulunun 28,02,2001 tarih ve 07 sayılı toplantısında davalılardan …, …, …, … ve … hakkında 4483 sayılı Kanunun 6 ve 399 sayılı KHK 11. maddesi gereğince soruşturma izni verilmesine, diğer davalılar …, …, … ve …’nın 4833 sayılı kanun kapsamına girmemeleri sebebiyle genel hükümlere göre işlem yapılmasına oybirliği karar verilmiştir. Faaliyette bulunduğu dönemde bir Kamu İktisadi Teşebbüsü olan bankanın tabi olduğu 399 sayılı KHK’nın “Teşebbüs Personelinin Yükümlülük ve Sorumlulukları” başlıklı II. maddesi aynen aşağıdaki gibidir: Teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel müdür, müessese müdürü, yönetim ve danışma kurulu veya yönetim komitesi üyeleri ile her çeşit personeli;
a)Teşebbüs ve bağlı ortaklıklara verilen sermayeyi ve sağlanan diğer kaynakları verimlilik ve karlılık esaslarına göre kullanmak ve değerlendirmek hususunda gereken gayret ve basireti göstermekle sorumlu ve yükümlü olup, görevleri ile ilgili olarak mensup oldukları teşebbüs ve bağlı ortaklığa verdikleri zarardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabidirler,
b)(İptal Ana. Mah.nin 4.4.1991 tarih ve E. 1990/12, K. 1991/7 sayılı kararıyla; yeniden düzenleme:5.2.1992-3771/3 md.) Teşebbüslerin ve bağlı ortaklıkların paralarına ve para hükmündeki evrak ve senetlerine ve diğer mevcutlarına karşı işledikleri suçlar ile bilanço, tutanak, rapor ve benzeri her türlü belge ve defterleri üzerinde işledikleri suçlar ile ifa ettikleri görevlerinden doğan suçlardan dolayı memur sayılarak haklarında Türk Ceza Kanununun 2. kitap üçüncü ve altıncı baplarındaki hükümler uygulanır.
c)(İptal;Ana. Mah.nin 4/4/1991 tarih ve E. 1990/12. K. 1997 sayılı Kararıyla; yeniden düzenleme;5/2/1992-3771/3 md.) Görevlerini yaptıkları sırada öğrendikleri gizli bilgilen, görevden ayrılmış olsalar bile, yetkili amirin izni olmadan açıklayamazlar. Aksi halde haklarında Türk Ceza Kanununun 229 uncu maddesi hükümleri uygulanır.
d)(Değişik: 2.12.1999 – 4483/17 md.) Teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerini icra sırasında işledikleri suçlardan dolayı yargılanmaları, ilgili bakanın iznine bağlı olup; bu konuda Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır”
>Açılan Ceza Davaları ve Akıbeti
Davalılar …, …,…, …ve …haklarında…Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma bürosu tarafından sanıkların eylemlerinin 4616 sayılı Kanun kapsamına girmiş olması nedeniyle 19.02.2002 tarih ve …Hazırlık No …Karar No ile Görevi Kötüye Kullanmak suçundan ertelemesine zaman aşımı süresi kadar takip edilmeleri için işlem yapılmasına, yine davalılardan …, …, … ve …haklarında sanıkların eylemlerinin 4616 sayılı kanun kapsamına girmiş olması nedeniyle Samsun … Asliye Ceza Mahkemesi 09.05.2002 tarih ve … E. …Karar No ile Görevi Kötüye Kullanmak suçundan ertelemesine, zaman aşımı süresi içinde suç işlemedikleri takdirde ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Firmaya Kullandırılan Kredi ile İlgili Değerlendirme
Dava dışı … Ltd. Şti.’nin Samsun Şubesi tarafından 10.05.1998 tarihinde 07.05.2000 vadeli olarak kullandırılan 2.000.000 …’lık … kredisinin incelenmesi sonucunda; ilk kredi teklifinin, yatırımla ilgili harcamalar yapmasına karşın oluşan zararı açıklayıcı bir proje raporunun bulunmaması nedeniyle reddedildiği, … Bölge istihbarat Müdürlüğünden proje raporu talebinde bulunulduğu, düzenlenen proje raporunda zararın makine kira bedellerinden kaynaklandığı neticesinde şubenin tekrar yapılan teklifinin değerlendirmeye alındığı tespit edilmiştir.
Kredi kullandırım koşulları arasında önceki sayfalarda da belirtildiği üzere firmanın özvarlığının zayıf olması nedeniyle teminat olarak alınacak taşınmaz ipoteği ile ilgili ekspertiz değerinin%500 fazlasıyla banka lehine ipotek tesisi edilmesi şartının bulunduğu ve yapılan ekpertiz neticesinde tespit edilen değerlere göre kredi kullanan firmanın kredi teminatı ekpertiz raporları dosyada bulunan 6 parsel taşımaz ile ilgili 1.derecede 1.685,000TL ve 2.derecede 3.000.000TL olarak ipotek tesis edilmiştir. Ayrıca Genel Kredi Sözleşmesi ile davadışı şirket ile yapılan sözleşmede 4.685.000TL davadışı …, …, …vekili …, 1.685.000TL …, … müşterek müteselsil kefil olarak kefaletlerinin alındığı tespit edilmiştir.Yine bankanın alacaklı, firmanın borçlu ve firma ortaklarının kefil olduğu 2,800.000 DEM tutarında dövize natık kambiyo senedi alındığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere bankanın kredilendirme süreci, Bankacılık teamülleri ve uygulamalarına uygun olmadığı görülmekledir. Şöyle ki, şube tarafından yapılan kredi teklifinin teminat/vade/faiz oranı vb. koşullarında değişiklik yapılarak, firmanın mali verilerinde değişiklik olamayacak kadar kısa sürede (bir ay içinde) yenilenmesi ve kabulü bankacılık uygulamalarında ve teamüllerinde çok rastlanılan bir durum değildir. Kanaatimize göre bu kredilendirme süreci alışılmış bir biçim olan şubeden başlayarak htyerarşik olarak yukarı doğru gerçekleşmemiş olup tam tersi bir yolla süreç üstten başlayarak aşağıya doğru ilerlemiştir.
Hesapların İncelenmesi
Davadışı …Ltd. Şti.’nin …Şubesinden kullandığı 2.000,000 … tutarlı Harici …Kredisi 10.05.2000 tarihinde davacı bankaca nakden tazmin olunmuştur. Tazmin tarihi olan 10.05.2000 itibariyle işlemiş faiz tutarı 96.178.20 …’in de alacaklı muhabir yabancı bankaya ödenmesiyle birlikte anapara borç tutarı 10,05.2000 tarihinde 2.096.178,20 …’e baliğ olmuştur.
Borcun EURO para birimine çevrildiği 28.10.2004 tarihine kadar Bankaca gayrimenkul satışlarından 31.12 2001 tarihinde 170.722,48 …; 09.04.2002 tarihinde 43.051,44 DEM; 28,02,2003 tarihinde 42,311,44 DEM: 29.07.2003 tarihinde 20.612,97 DEM olmak üzere dört adette toplam 276698,33 DEM tahsilat sağlanmıştır. Bu tahsilatlardan sonra Bankanın anapara risk bakiyesi 1.819.479,87 DEM seviyesine gerilemiştir.
EURO para biriminin yürürlüğe girmesi ve DEM para biriminin kullanımdan kaldırılmasını takiben, mevzuat hükümleri doğrultusunda Banka’nın DEM türünden olan alacağı EURO para birimine çevrilmiş, 28.10.2004 tarihinde yapılan EURO para birimine dönüştürme işlemi (1€ = 1,95583 DEM) sonucunda risk 930.285,29 Euro olarak kayıtlara alınmıştır.
Dava dışı … Ltd. Şti.’nin 31.12.2018 itibariyle davacı bankaya olan borcunun toplam 1.382.166,44 EUR olduğu tespit edilmiştir.
Sorumluluk
…Ltd. Şti. ile ilgili … Şubesi tarafından 23-03-1998 tarihinde kredi teklifinde bulunulmuş olmasından sonra, …Proje Kredileri Müdürlüğü 17.04.1998 tarih ve 102 sayı numaralı yazısı ile firmanın mali yapısının olumlu bulunmadığını belirtilerek teklifi red etmiştir.Bunun üzerine, …Şubesi tarafından 20.04.1998 tarihinde aynı firma ile ilgili bazı şartlan değiştiren teklif hazırlanmıştır.Şöyle ki;20.04.l998 tarihinde aynı firma ile ilgili firmanın aktifinde kayıtlı gayrimenkul ve taşınmazların yeni ekspertizinin yapılmasıyla üzvarlığında değişim olması ve yatırıma yönelik Orta ve Uzun Vadeli İşletme Kredisi kullanacağından bahisle tekrar ve bankanın dahili mevzuatının orta ve uzun vadeli kredi kullanacak firmalarda işletme içi kıymetlerin özkaynaklara ilavesini ve dolayısıyla öz kaynaklarının artması sonucunu doğurmasını öngörmesi sebebiyle kredi talebinde bulunulduğu tespit edilmiştir. … Şube Müdürlüğümün teklifi ile, Yönetim Kurulu onayına sunulan 2.000.000 DEM tutarlı …İhracat Ltd. Şti. lehine Harici … Mektubu Kredisinin yönetim kurulunun 21.04.1998 tarih ve …sayılı kararı ile kabul edilmiştir. Yönetim kurulu kararı, davalılar …, …, …, …ve … imzalanyla oybirliği ile kabul edilmiştir. Bankacılık teamülleri ve uygulamalarına göre şube tarafından yapılan kredi teklifinin teminat/vade/faiz oranı vb. koşullarında değişiklik yapılarak, firmanın mali verilerinde değişiklik olamayacak kadar kısa sürede (bir ay içinde) yenilenmesi vc kabulü çok rastlanılan bir husus değildir.Kanaatimize göre bu kredilendirme süreci alışılmış bir biçim olan şubeden başlayarak hiyerarşik olarak yukarı doğru gerçekleşmemiş olup tam tersi bir yolla süreç üstten başlayarak aşağıya doğru ilerlemiştir. Yukarıda arz ve izah edilen gerekçelerden dolayı 31.12.2018 tarihi itibariyle oluşan 1.382.166,44 Euro tutarındaki banka zaranndan;
i-Genel Müdür…, Yönetim Kurulu Üyesi-Genel Müdür Yardımcısı …, Yönetim Kurulu Üyesi – Genel Müdür Yardımcısı …, Yönetim Kurulu Üyesi …, Yönetim Kurulu Üyesi…’ın sorumluluklarının bulunduğu,
ii-Proje Krd. Ve İsth. Daire Başkanı …, Şube Müdürü …, Samsun Şube Müdür Yardımcıları … ve …ün sorumluluklarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
SONUÇ VE KANAAT
Sayın Mahkemenin 24.05.2018 tarihli arar kararı ile Bilirkişi Kurulumuza verdiği görev uyarınca, iddia, savunma, davacı banka kayıtları ve Yargıtay Bozma Kararı dikkate alınmak suretiyle heyetimiz tarafından Banka kayıtları üzerinden yaptığımız incelemede;
•…Ldt. Şti. ile ilgili Samsun Şubesi tarafından 23.03.1998 tarihinde kredi teklifinde bulunulduğu, … Bankası Proje Kredileri Müdürlüğü 17.04.1998 tarih ve 102 sayı numaralı yazısı ile firmanın mali yapısının olumlu bulunmadığından bahisle teklifin red edilmiş olduğu,
•Firmanın koşullarında üç gün gibi kısa süre içinde değişiklik bulunmadığı halde, şube tarafından yeni bir teklifin sunulmasının bankacılık işleminin olağan akışına uygun düşmediği, ve teklifin de bir gün sonra yönetim kurulu tarafından kabul edilmiş olmasının, kredilendirme sürecinin yukarıdan aşağıya doğru işlediği sonucu olarak değerlendirildiği, bu sürecin yönelim kurulunun insiyatifı altında gerçekleştirilmiş olduğunu gösterdiği,
•Bu çerçevede 2.000 000 …tutarlı… Ltd. Şti. lehine Harici … Mektubu Kredisinin yönetim kurulunun 21.04.1998 tarih ve …sayılı kararının davalılar…, …, …, … ve … imzalarıyla oybirliği İle kabul edilmiş olduğu tespit edilmiştir. Firına’nın koşullarında herhangi bir değişiklik olmaksızın kredinin Şubece kullandırımma dayanak teşkil eden yönetim kurulu kararını imzalayan davalılardan …, …, …, … ve …’ın 31.12. 2018 tarihi itibariyle işlemiş faizleri dahil oluşan 1.382.166,44 Euro tutarındaki banka zararından dolayı sorumluluklarının bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizce dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin ek raporunda özetle;
”DEĞERLENDİRME:
Sayın Mahkemenizin ara karan uyarınca heyetimize tevdi edilen görev gereğince davacı vekili Av. …’nun da hazır bulunduğu davacı bankanın Beyoğlu Tünelde bulunan merkezinde yapılan inceleme sonucunda bilirkişi kök raporu tanzim edilmiştir. Bu sefer Sayın Mahkemenizin talep ettiği hususlar ile ilgili kanaat ve değerlendirmelerimize iş bu ek raporda yer almaktadır.
Sayın mahkemenin 04.04.2019 tarihli ara kararında bilirkişiliğimize verilen görev ile ilgili değerlendirmeler ilgili başlıklar altında aşağıda verilmiştir.
• İkinci teklifin yapılın kredinin verilmesinin nedeni olarak ileri sürülen her iki kredinin farklı vadeli olmasının sonuca etkisi
Kredinin uzun ya da kısa vadeli olmasının sonuca etkisi banka içi düzenlemeden kaynaklanmakta olup aşağıda açıklanmıştır.
1-Firma ile ilgili olarak …Bölge Başmüdürlüğü tarafından düzenlenen 08.03.1998 tarih ve … sayılı raporun Mali Bünye Analizi başlığında:”…Pet şişe üretimi için 2 adet JVC makinasını leasing yoluyla … A.Ş’den aylık 15.198 $ ödemeli olarak 24 ay vade ile toplanı 364.851 $’a kiralayan firma, 1997 yılında 22.157 milyon TL satış yapmasına karşın, genel yönetim giderleri içerisinde yer alan ve dönemde ödenen 6 adet (91.188 $) taksit tutarının etkisi ile dönemi 18.056 milyon TL zararla kapatmıştır…” denilmektedir. 1997 yılına ilişkin Özkaynak Toplamı ise (-)15.662 Milyon TL olarak hesaplanmıştır.
Sonuç olarak bu kredi teklifi Proje Kredileri Müdürlüğü’nce reddedilmiş ve durum 17.04.1998-102 tarih ve sayılı cevabı ile şubeye bildirilmiştir.
2-İlk kredinin reddedilmesinden sonra ve ikinci tekliften önce Banka’nm İstihbarat ve Mali Tahlil Müdürlüğü “Mali Tahlil ve İstihbarat İşlemleri Hk.da “konulu 31.03.1998 tarihinde 3661 tarihli genelge çıkarılmış ve bazı değişiklikler/düzenlemeler yapılmıştır.
Bu genelge’de özetle:
“…Günümüz finans tekniklerinde yaşanan gelişmeler, yeni yönelim tekniklerinin gelişmesi ve paralelimle değişen uygulamalar ışığında Bankamı- İstihbarat ve Mali Tahlil uygulamalarının güncelleştirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu çerçevede 10.02.1995 Tarih ve 3267 Sayılı Genelgede aşağıdaki düzenlemeler yapılmış olup, bundan böyle hazırlanacak İstihbarat ve Mali Tahlil raporlarında aşağıda yer alan hususlar dikkate alınacaktır.
…Ancak sermaye şirketlerince kullanılan yeniden değerlendirme katsayısının ülke bazında geçerli olması ve yöresel şartları göz önüne almaması sabit kıymetlerin gerçek değerinin altında değerlendirilmesine neden olmakta bu durum kredi talep eden sermaye şirketlerinin özvarlıklarınm da realiteden uzak tespitine neden olmaktadır. Bu nedenle bundan böyle, düzeltilmiş bilanço K/Z cetveli üzerinden yapılan değerlendirmelerde mali bünyesi yeterli, moralitesi ve faaliyetleri olumlu bankamıza verimli olabilecek sermaye şirketleri için yeniden değerleme yapılmış olsun yada olmasın inceleme yılı itibariyle bilançoya kayıtlı ve işletme etkinliğinde kullanılan sabit kıymetlerin bankamız mevzuatına göre tespit edilmiş ekspertiz değeri baz alınarak hazırlanmasına değer farkı aktiflcştirilmeksizin özvarlık oluşum tablosuna ilave edilebilecektir.” denilmektedir.
3-31.03.1998 tarihinde 3661 tarihli genelge ile yapılan düzenlemeler sonrasında bankanın …Bölge Başmüdürlüğü tarafından firma ile ilgili yeniden Proje Değerlendirme Raporu hazırlanmış ve 20.04.1998 tarih ve 02877 sayılı yazı ekinde Proje Kredileri Ve İstihbarat Daiıc Başkanlığına gönderilmiştir. Yukarıda belirtilen ve 31.03.1998 tarih ve 3661 Genelge’ye göre yeniden hazırlanan Proje Değerlendirme Raporunun “Bünye Analizi” bölümünde:”…Ortaklara olan borçlarda görülen 39.031 Milyon TL’nin sermaye artlırımmda kullanılması durumunda firmanın pasif yapısı merkez bankasından alınan … yazıya göre 20.350 Milyon TL banka borcu 15.662 Milyon TL’lik firma özvarlık değerlendirme, formunda bulunan özvarlık mahsup edildikten sonra kalan pozitif 3.107 Milyon TL’lik bilanço içi özvarhğa ulaşılmış, varsayımlar buna göre geliştirilmiştir.
Firmanın bina … tesislerine 20.04.1998 tarihinde yapılan ekspertiz raporuna göre … Şube Müdüründen alınan şifahi bilgiye göre bina ekspertiz değerinin 40 Milyar TL, olduğu öğrenilnıiştir.
Buna göre firmanın bilanço içi özvarlığı; 3.107 Milyon TL,
Binaların ekspertiz değer net farkı:28.631 Milyon TL,
… ekspertiz değerli özvarlık; 31.738 Milyon TL olarak tespit edilmiştir.” denilmektedir.
1997 yılma ilişkin Özkaynak Toplamı ise (-) 3.107 Milyon TL olarak hesaplanmıştır.
İlk raporda (-)15.662 Milyon TL olarak hesaplanan Özkaynak ‘Toplamı kredinin kabul edilmeme gerekçelerinden biri olmuştur.
Ancak iki kredi teklifinde de kredi vadesi 2.5 yıl üzerinde yapıldığı, kredi tekliflerinde açıkça belirtilmektedir. Dolayısıyla her iki kredi teklifinin vadelerinde her hangi bir değişiklik bulunmamaktadır. Banka Genel Müdürlüğünce yapılan genelge değişikliğinden sonra ortaklara olan borçların sermayeye eklenmesi,ayrıca banka eksperlerine taşınmazların cari değerlerinin tespit yeniden edilerek şirket özvarlığının eksiden artıya dönüştürülmesi yönündeki “Tahlil Çalışması” bir simülasyon çalışması mahiyetinde olup, işbu değerlendirme Muhasebe Standartları bakımından şirketin bozuk olan likidite yapısında bir değişiklik meydana getirmemiştir.
Kısa vadeli kredide özkaynaklara ilave edilmemesi gereken değerler olup olmadığı
Gerek uygulamada ve gerekse kurumsal olarak, Kurumlar Vergisi mükelleflerinde özkaynaklar aşağıda (+, -) kaynaklardan oluşmaktadır.
Sermaye (+)
Ödenmemiş Sermaye (-)
Yasal Yedek (Dağıtılmamış Kar’lar dahil) (+)
Yeniden Değerleme Fonu (+)
Emisyon Primi (Hisse Senedi İptal Karları Dahil) (+)
Sabit Kıymet Yenileme Fonu (+)
Net Cari Dönem Karı (Vergi Sonrası Kar) (+)
Geçmiş Yıl Zararları (-)
Cari Dönem Zararı (-)
Geçmiş Yıl Karları (+)
Özkaynak hesaplaması basitçe:
Özkaynak: Ödenmiş Sermaye + Kar (kır) – Zarar(lar) formülüyle yapılmaktadır.
Bundan dolayı firmaların uzun veya kısa vadeli kredi ile borçlanmalarının özkaynaklara etkisi olmamaktadır. Özellikle yabancı kaynakta finanse edilecek yatırım projelerinde orta ve uzun vadeli kredi kullanılması bir zarurettir. Somut olayda olduğu gibi kısa vadeli kredilerle yapılacak yatırımlar da kısa şiire sonra işletme sermayesi gereksinimi yatırımcıyı darboğaza sokması kaçınılmazdır. Şirkete nakit sermaye girişi sağlanmaksızın bilanço operasyonları ile yapay şekilde icra edilecek özkaynak eklemeleri şirketin mali yapısına olumlu etkide bulunamaz.
Ancak hemen belirtmek gerekir ki, kısa vadeli krediler ödeme takvimlerinden dolayı firmalar üzerinde borç baskısı oluştururlar ve “net işletme sermayesini” ve “likiditesini” negatif yönde etkilerler. Özellikle yabancı kaynakla yatırım yapan firmaların, faaliyete geçerek gelir üretebilmek için belirli bir süreye ihtiyacı olduğundan, en az beş yıl ve daha uzun vadeli kredileri tercih etmesi gerektirdiği, yatırını siiresi sonunda işletme sermayesine gereksinim duydukları dikkate alınmalıdır.
> Leasing kira ödemelerinin muhasebeleştirme usulünün kredi raporlarına etkisi
Konuyla ilgili olarak bankanın… Bölge Başmüdürlüğü tarafından 08.03.1998 tarih ve … sayılı raporunun Mali Bünye Analizi başlığında; …Pet şişe üretimi için 2 adet PVC makinasını leasing yoluyla … A.Ş’den aylık 15.198 $ ödemeli olarak 24 ay vade ile toplam 364.851 $’a kiralayan firma, 1997 yılında 22.157 milyon TL satış yapmasına karşın, genel yönetim giderleri içerisinde yer alan ve dönemde ödenen 6 adet (91.188 $) taksit tatarının etkisi ile dönemi 18.056 milyon TL zararla kapatmıştır.” denilmektedir.
İşlemin yapıldığı tarihlerde konuyla ilgili olarak:”Leasing yoluyla kiralanan ve üretimde kullanılan makinalar firmanın aktifinde kayıtlı değildir, bu yolla kiralanan makinalara amortisman ayrılamaz, leasing firmasına ödenen taksitler bilançoda gider (ve dolayısıyla zarar) yazdığından özkaynaklara negatif etkisi vardır. “Şöyle ki; 1997 yılında 2 Adet PVC Pet Şişe Üretim (Makinası) için …A.Ş. yapılan ödeme aylık 15.198 USD olmak üzere toplamı 91.188 USD (1997 ortalama ($) kuru 154.893.27 üzerinden 91.188*154.893.17=14.124.407.504.47TL) ödeme yapılmıştır. Bir an için fınansal kiralama ödemelerinin geçici hesaplarda aktilleştirilerek gelecek yıllara ötelenmiş olsa dahi likidite bakımından şirketin mali bünyesinde olumlu katkısı olamaz.
Borcun 5 katı tutarında ipotek alınarak krediye onay verilmesi gibi hususları raporlarında teknik olarak incelemediklerinden bu hususların irdelenmesi
Bu konunun mevzuatı ilgilendiren bir uygulama değildir, tamamen banka içi uygulamadır. Genel kabul görmüş bankacılık usul ve teamüllerine göre herhangi bir kredi, firmanın esas faaliyetine bakılmaksızın çok kıymetli bir taşınmazın ipoteği bile teklif edilse dahi taşınmazın kıymetli olması ve verilen kredinin birkaç katı ipotek alınacak olması herhangi bir kredinin verilmesinde tek başına etkili değildir. Asıl olan firmanın faaliyetleri sonucu yarattığı kazanç ile borcunu ödeyebilecek likidite yapısına sahip olmasıdır. Bundan dolayı kredi onay kararlarında esas unsur, verilen/alınan ipotek olmayıp kredi kullanan firmanın ticari faaliyetlerindeki likidite yapısı ile karlılığıdır.
>Faiz hesaplaması yapılmasına gerek olmamakla anapara borcunun, hangi tarihte kesilerek tamamen muaeeel hale geldiğinin tespiti
Dosyanın tamamı incelenmiş sadece … Bankası A.Ş. Samsun Şubesi tarafından Samsun … Noterliği aracılığıyla çekilen 10.05.2000 tarihli … yevmiye numaralı 601.781.318.547.-TL üzerinden “Hesap Kafi ve Muacceliyet” konulu ihbar ve ihtarın fotokopisine ulaşılmıştır. İhtarnamenin belge aslı görülememiştir.
Muhataplar: …Ltd. Şti…., …, …, …, …’dan tebliğden itibaren 3 giin içinde borç miktarının yatırılması istenilmiştir.
Hesap Kat’ı ve Muacceliyet konulu ihbar ve ihtarın fotokopisinden haricinde bilgiye ulaşılamadığından temerrüt tarihini tespit etmek mümkün olmamıştır.
Kredi sözleşmesindeki özel temerrüt faizi düzenlemesinin ne olduğu
Dosya muhteviyatında Genel Kredi Sözleşmelerinin tam nüshası görülememiş, dosyaya koyulan fotokopilerden ulaşılabilen bilgiler aşağıda yer almaktadır. Banka ile firma/Müşterek Müteselsil Borçlu ve Müteselsil Kelli/Kefiller tarafından imzalanan 2 adet Genel Kredi Sözleşmesi görülmüştür.
Dosya muhteviyatında Genel Kredi Sözleşmelerinin tam nüshası görülememiş, dosyaya koyulan fotokopilerden ulaşılabilen Kredi sözleşmesindeki özel temerrüt faizi düzenlemesi ile ilgili maddeler aşağıya çıkarılmıştır.
“MADDE 39-Müşterinin Borçlarını Tamamen Ödeyinceye Kadar Yükümlülükleri ve Temerrüt Faizi
Carî hesabın/hesapların kesilmesinden veya işbu sözleşmenin feshinden sonra, müşteri, harç bakiyesinin tamamı ödeninceye kadar faiz, komisyon, masraf ve diğer yükümlülüklerin; nakdi kredilerde kredinin kesilmesi anında, gayri nakdi kredilerde ise tazmin (ödeme) tarihi itibariyle işbu Genel Kredi Sözleşmesinden doğan borçlarının, tamamını gününde ödemediği takdirde, bunları bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için yetkili mercilerce veya bankaca belirlenmiş kısa, orta ve uzun vadeli en yüksek genel kredi faiz oranına 30 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak faiz oram üzerinden temerrüt faizi ödemeyi kabul eder ve üstlenir. Ayrıca, icra yoluyla veya mahkemede kanuni takibe geçilmeden önce tahakkuk etmiş bulunan temerrüt faizi (cezai şart niteliğinde olmak üzere) müşteri tarafından üstlenir. Temerrüt faiz oram % …’dur. Müşteri, yukarıda belirtildiği şekilde, genel kredi faiz orantna 30 puan ilavesiyle bulunacak oranın, belirlenen temerrüt faizinden daha yüksek olması durumunda, hesaplamada hu oranın dikkate alınmasını kabul ve taahhüt eder.
MADDE 48 – Müşterinin Belli Tarihlerde Hesaba Para Yatırması
Müşteri, bu sözleşme ile açılan ve kullandırılan orta ve uzun vadeli kredilerin geri ödenmesi amacıyla aşağıda miktarları belirtilen paraları hizalarında yazılı tarihlerde, Cari Hesap ve Hesaplarına alacak yazılmak üzere Bankaya yatırmayı, yatırmadığı takdirde borçlarının tamamının muaccel hale geleceğini beyan ve kabul eder. Müşteri bu ödemeleri yapmayı aynen kabul ettiğini ve son ödeme tarihînden önce cari hesabını feshedemeyeceğini bildirir.
MADDE 52 – Ayrıcalık Taşıyan Krediler
Müşteri İhracat, Döviz, Prefinansman ve Orta Vadeli Krediler Harici … Mektubu Aval Kredisi gibi teşviklerden yararlanan ve faiz bakımından ayrıcalık taşıyan kredileri, tahsis gayelerine uygun olarak kullanacağını buna bağlı taahhütlerin süresi içerisinde yerine getireceğini, yerine getirmediği takdirde yararlanacağı ayrıcalıklar ve teşviklerin kalkması ve sözleşmenin çeşitli bölümlerinde belirlenen taliki, şarta bağlı borçların doğması halinde, gerek kredi faizinin başlangıçtan itibaren cari ticari faiz oranına yükseltilmesi suretiyle ortaya çıkan fark faiz tutarının ve yararlanan tüm teşviklerin kaldırılması sureliyle uygulanacak müeyyide tutarının, gerekse bu Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullanılmış bu tür krediler ve diğer kredilerde faiz, komisyon, vergi, fon kesintisi vs. masrafların tahakkuk tarihinden belirli biıgiinde tasfiyesi gereken kredi bölümlerini vade tarihinden, vadesi gelen taksitlerini taksit vadesinden itibaren 7 gün içinde gecikme faizi ile birlikte nakden veu; hesaben ödenmediği takdirde; Banka herhangi bir yazılı ihtar ve ihbarına gerek kalmaksızın ödenmeyen hu bölümlerin (%2H) oranında temerrüt faizi oranına tutulmasını kabul eder.”
Yukarıda arz ve izah edilen gerekçelerden dolayı davacı bankanın itirazları Bilirkişi Kurulu Kök Raporumuzda bir değişiklik yapılmasını gerektirmemektedir. Keyfiyet takdiri Savın Mahkemeye ait olmak üzere arz olunur. ” denilmiştir.
Bilirkişi raporları, icra dosyaları, banka kararları, kayıt ve yazışmaları ve ticari defterler, ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davalı…’in tüm mirasçıları mirası reddetmiş olduğundan Ankara … SHM … Tereke sayılı kararı ile terekenin tasfiyesinin borçlu olarak kapatılmasına karar verilmiş, hiç bir malvarlığı bulunmadığı için de tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı …’in mirasçıları mirası reddetmiş olduğundan Ankara … SHM … Tereke sayılı dosyasında …tasfiye memuru olarak atanmıştır.
Yargılamanın devam ettiği sırada alacağın devir edildiği, aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı iddia edilmiş ise de temlik bedeli ve 14.11.2019 tarihli cevabi yazı dikkate alındığında davaya konu banka zararının temlik edilmediği, davacının aktif husumet ehliyetinin devam ettiği anlaşılmıştır.
Davacı bankanın yönetim kurulu üyelerine karşı açılan sorumluluk davasında davacı şirketin genel kurulunun bu yönde karar vermesi gerekliliği tamamlanabilir bir dava şartı olduğundan bozma ilamı sonrası bu eksiklik tamamlanmıştır…., … ve …”dan oluşan bilirkişi kurulundan en son rapor aldırılmış, ikinci teklifin yapılıp kredinin verilmesinin nedeni olarak ileri sürülen her iki kredinin farklı vadeli olmasının sonuca etkisi, kısa vadeli kredide özkaynaklara ilave edilmemesi gereken değerler olup olmayacağı , leasing kira ödemelerinin muhasebeleştirme usulünün kredi raporuna etkisi, borcun 5 katı tutarında ipotek alınarak krediye onay verilmesi gibi hususlarında raporlarında teknik olarak irdelenmesi ile ek rapor düzenlenilmesi istenerek ek rapor alınmıştır.
… Ltd. Şirketi ile ilgili…Şirketi Şubesi tarafından 1998 tarihinde kredi teklifinde bulunulduğu, … Bankası GEnel Müdürlüğü Proje Kredileri Müdürlüğünün 17/04/1998 tarih ve … sayılı yazısı ile firmanın mali yapısının olumlu bulunmadığı belirtilerek teklifin iade edildiği, 20/4/1998 tarihinde ise aynı firma ile ilgili firmanın aktifinde kayıtlı gayrimenkul ve taşınmazların yeni ekspertizinin yapılmasıyla öz varlığında değişim olması ve yatırıma yönelik orta ve uzun vadeli işletme kredisi kullanacağından bahisle tekrar ve bankanın dahili mevzuatının orta uzun vadeli kredi kullanacak firmalarda işletme içi kıymetlerin öz kaynaklara ilavesini ve dolayısıyla özkaynaklarının artması sonucunu doğurmasını öngörmesi nedeniyle kredi talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
… Kredi Müdürlüğünün teklifi ile yönetim kurulu onayına sunulan 2.000.000DEM tutarlı Soğanlı Şirketi lehine harici garanti mektubu kredisinin banka yönetim kurulu 21/4/1998 tarih ve 10/446 sayılı kararı ile kabul edilmiş olup, yönetim kurulu kararında davalılar …, …, Reha, … ve …oybirliğiyle atılan imzaların bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalılar…, …, …,… ve … hakkında, … CBS’nin … sayılı kararı ile 4616 sayılı kanun kapsamında görevi kötüye kullanma suçundan zamanaşımı süresi dolana kadar takip koşuluyla dava açılmasının ertelenmesine karar verildiği, davalılar.., …, …ve … hakkında da yine aynı gerekçelerle Samsun …Asliye Ceza Mahkemesinin … Sayılı kararı ile karar verilmesinin ertelenmesine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Davaya konu kredinin incelenmesinde ilk kredi teklifinin yatırımla ilgili harcamalar yapmasına karşın oluşan zararın açıklayıcı bir proje raporunun bulunmaması nedeniyle reddedildiği, … Bölge İstihbarat Müdürlüğünden proje raporu talebinde bulunduğu, düzenlenen proje raporunda zararın makine kira bedellerinden kaynaklandığının bildirilmesi neticesinde şubenin tekrardan yapılan teklifin değerlendirilmeye alındığı anlaşılmıştır.
Yeniden hazırlanan proje değerlendirme raporunun bünye analizi bölümünde “ortaklara olan borçlarda görülen 39.031.000-TL’nin sermaye artırımında kullanılması durumunda firmanın pasif yapısı, merkez bankasından alınan yazıya göre 20.350.000-TL banka borcu, 15.662.000-TL firma özvarlık değerlendirme formunda bulunan öz varlık mahsup edildikten sonra kalan pozitifin 3.107.000-TL’lik bilanço içi özvarlığa ulaşılmış ve varsayımlar buna göre geliştirilmiştir” denilmekte olup, ilk raporda -15.662.000-TL olarak hesaplanan öz kaynak toplamı kredinin kabul edilmeme gerekçelerinden biri olmuşken 2. Kredi teklifinde kredi vadesi 2,5 yıl üzerinden yapıldığı, dolayısıyla her iki kredi teklifinin vadelerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı, ortaklara olan borçların sermayeye eklenmesi ve ayrıca banka eksperlerince taşınmazların cari değerlerinin yeniden tespit edilerek şirket öz varlığının eksiden artıya dönüştürülmesi yönündeki tahlil çalışması muhasebe standartları yapısından şirketin bozuk likitide olan yapısında bir değişiklik meydana getirmediği anlaşılmıştır.
Öz kaynak hesaplaması ödenmiş sermaye, karların toplamından zararların çıkarılması sonucunda bulunmakta olup, bundan dolayı firmaların uzun veya kısa vadeli kredi ile borçlanmalarının da öz kaynaklara bir etkisi bulunmamaktadır,
İşlemin yapıldığı tarihlerde leasing yoluyla kiralanan ve üretimde kullanılan makineler firmanın aktifinde kayıtlı olmayıp, bu yolla kiralanan makinelere amortisman ayrılamayacağı gibi leasing firmasına ödenen taksitler bilançoda gider ve dolayısıyla zarar yazıldığından öz varlıklara negatif etkisi de bulunmaktadır. Finansal kiralama ile yapılan ödemelerin geçici hesaplarda aktifleştirilerek gelecek yıllara ötelenmiş olsa dahi, likidite bakımından şirketin mali bünyesinde olumlu bir katkısının bulunmayacağı anlaşılmıştır. Ayrıca şirketin kredi borcunun 5 katı tutarında olsa dahi ipotek vermiş olmasının kredi verilmesi için tek başına yeterli olmadığı, asıl olan şirketin faaliyetleri sonucu yarattığı kazanç ile borcunu ödeyebilecek likitide yapısına sahip olması olduğu anlaşılmıştır.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2008/11150 karar sayılı bozma ilamında belirtildiği gibi başlangıçta kredilibitesi bulunmadığı belirlenen şirkete kredi kullandırılması halinde kredinin geri dönmemesi durumunda dönmeme tarihinde bankanın zararının oluştuğu, buna göre başlangıçta kredilibitesi bulunmadığı belirlenen şirkete kredi tahsisi nedeniyle dönmeme tarihinden sonra ödemelerin olmasının sorumluğa bir etkisinin olmayıp, ancak hukuki menfaat açısından miktara etki edeceği, olayımızda dava tarihinden sonra sağlaan tahsiller nedeniyle 292.784,63 EURO açısından davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu kredi nedeniyle 6 taşınmaz üzerinde 1. Dereceden ipotek alınmış ise de; kredi tahsisi sırasında kredilibitenin bulunmaması ve vade tarihinde kredinin dönmemesi sorumluluğun doğması için açısından yeterlidir. Nihayetinde banka vermiş olduğu kredi nedeniyle munzam karşılık ayırmış olup, borca yettiği kabul edilse dahi ipoteğin paraya çevrilmesi aşaması sırasında bankacılık faaliyetinin gerektirdiği sermaye bu süre içinde eksik kalacaktır.
Bankanın yukarıda anlatılan kredilendirme süreci bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere, bankacılık teamüllerine ve uygulamalarına uygun olmadığı, şube tarafından yapılan kredi teklifinin teminat, vade, faiz oranı gibi koşullarda değişiklik yapılmasının firmanın mali verilerinde değişiklik olmayacak kadar kısa sürede, 1 ay içerisinde yenilenmesi ve kabulünün bankacılık uygulamalarında ve teamüllerinde çok rastlanılan bir durum olmadığı, buna göre kredilendirme sürecinin şubeden yukarıya doğru değil banka yönetiminden şube yönetimine doğru geliştiği kanaatine ilişkin bilirkişi raporuna mahkememizce katılınmıştır. Bu nedenle 31/12/2018 tarihi itibariyle oluşan 1.382.166,44 EURO tutarındaki banka zararından Genel Müdür…, Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı …, Yönetim Kurulu Üyesi Genel Müdür Yardımcısı …, Yönetim Kurulu Üyesi…, Yönetim Kurulu Üyesi …’ın oluşan zararda sorumlulukların oluştuğu, Proje Koordinasyon ve İstihbarat Daire Başkanı …, Şube Müdürü…, Şube Müdür Yardımcısı …ı ve …’ün oluşan zarardan sorumluklarının bulunmadığı kaanatine varılmıştır.
Mahkememizce …, … ve …”dan oluşan bilirkişi kurulundan alınan kök rapor ve ek rapor doğrultusunda davalılar …, …, …, …, …açısından 669.673,39 EURO üzerinden davanın kabulüne, davacı haklı olsa da 292.784,63 EURO talepte davanın konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, yine bu davalılar açısından 60.125,74 EURO talebin reddine karar verilmiş, diğer davalılar açısından ise davanın reddine karar verilmiştir.
07.05.1998 tarihinde Euro bulunmadığından bu tarihten …’ın kaldırıldığı 28.02.2002 tarihine kadar 1 Euro=1,95583 DEM dönüştürme kat sayısına göre icra aşamasında dönüştürülerek 3095 S.K.nun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının DEM ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında temerrüt faizi borç miktarı hesaplanacak 28.02.2002 tarihinden itibaren ise 3095 S.K.nun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında temerrüt faizi ile borç miktarı hesaplanacaktır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın davalılar …, …, …, …, … açısından kabulüyle 669.673,39 EURO’nun 07.05.1998 tarihinden itibaren 3095 S.K.nun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında temerrüt faizi ile bu davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Bu davalılar açısından 292.784,63 EURO talepte davanın konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Yine bu davalılar açısından 60.125,74 EURO talebin reddine,
2-Diğer davalılar açısından davanın reddine,
3-962.458,02 EURO (669.673,39 + 292.784,63 EURO toplamı) (Karar tarihindeki Euronun efektif alış kuru olan 9,2323 TL kura göre) üzerinden;
-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 606.982,24-TL ilam harcından peşin alınan 165.898,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 441.084,24-TL ilam harcının davalılar …, …, …, …, …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan 165.898,00-TL peşin harç ve 4.96,-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 165.902,96‬-TL’nin davalılar …, …, …, …ve…’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 177.482,01-TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan 18.246,70-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 17.173,80-TL’nin davalılar …, …, …, …ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar …, …, …, … , kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden red olunan 60.125,74 EURO miktar üzerinde hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 44.804,95-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …, …, … ve …’e eşit olarak verilmesine,
5-Davalılar …ve …, kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 183.033,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve…’e eşit olarak verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.22/10/2020

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”