Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/418 E. 2019/197 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/418 Esas
KARAR NO : 2019/197 Karar

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2013
KARAR TARİHİ : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 26.07.2013 tarihli dilekçesinde özetle; “davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araç ile 24.06.2007 tarihinde trafik kazası yapan davacı sürücü aleyhine SGK tarafından … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile rücu davası açıldığını ve 9.605,00 -TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verildiğini, bu dava sonucunda verilen karara dayalı olarak …. İcra Müdürlüğünün 2012/5667 Esas sayılı dosyasına icra baskısı altında davacı tarafından 15.666,00-TL ödeme yapıldığını, davalı sigorta şirketine poliçe limiti dahilinde ödeme yapması hususunda Noter vasıtasıyla ihtarname keşide edilmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını beyan edip, fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydı ile, 9.605,51-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 09.03.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; “müvekkili sigorta şirketinin, davacı sürücü sevk ve idaresindeki … plakalı aracın olay tarihindeki trafik sigortacısı olduğunu, kazaya (kusura) ilişkin yeterli belgelerle ihbar edildiği tarihten itibaren sigorta şirketinin temerrüdünün gerçekleşebileceğini, diğer yandan sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, 6111 Sayılı Kanun gereği tedavi giderlerinin tamamından SGK sorumlu olduğundan karar kesinleşse bile sigorta şirketinden tedavi gideri talep edilmesinin mümkün bulunmadığı, ayrıca Genel Şartlara göre sigortalıya rücu hakkı olan durumlar varsa davanın reddi gerekeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak kaza tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 10.09.2018 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacının, davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından talep edebileceği rücu alacağının 3.571,45-TL olduğu, Davacının rücu alacağına, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 99’ncu maddesi uyarınca, … Noterliğinin 08.05.2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı sigorta şirketine tebliğ tarihini (ihtarname üzerinde tebliğ şerhi yoktur) İzleyen 8 işgünü sonrasındaki tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği” sonuç ve kanaatiyle raporlarını sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen hasar dosyası, davalı sigorta şirketinin düzenlediği hasar dosyası ve trafik kaza tutanağı ile belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Dava, trafik-iş kazası nedeniyle SGK tarafından açılan rücu davası sonucunda icra müdürlüğüne yapılan ödemenin zorunlu mali sorumluluk sigortacısından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Müteselsil borçluların iç ilişkisinde (rücuda) teselsül olamayacağı ilkesi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 167’nci maddesinin 2’nci fıkrasına göre “Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. ” Bu yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, sigortalı aracın sürücüsü İle diğer tazmin sorumluları zarar görene karşı müteselsilen sorumlu bulunsalar da kendi aralarındaki iç ilişkide (rücuda) teselsül olamayacağından, her biri kendi kusur paylarına isabet eden miktar ile sınırlı olarak sorumlu olacaktır.
… İş Mahkemesinin … Esas (Kapatılan … İş Mahkemesinin … Esas) sayılı dosyasında mevcut ve Yüksek Yargıtay’ın denetiminden geçerek kesinleşen karara esas alınan 10.01.2012 tarihli kusur raporuna göre, trafik-iş kazasının meydana gelmesinde; … plakalı aracın sürücü olan davacı … % 20 kusurludur. Motosiklet sürüsü olan dava dışı işçi … ‘in işvereni … % 30 kusurludur. … plakalı aracın sürücüsü olan dava dışı işçi … %50 kusurlu olduğu belirlenmiştir.
SGK’ca açılan rücu davasının konusu olan trafık-iş kazası 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu döneminde gerçeklemiş olup, Yüksek Yargıtay’m denetiminden geçerek kesinleşen karara esas alınan 30.04.2012 tarihli bilirkişi hesap raporunda, işveren ve üçüncü kişinin (…’in) toplam (20+30=) %50 kusuruna, 506 Sayılı Yasanın 10. maddesi hükmü gereğince kaza tarihi itibariyle sigortasız olarak çalıştırılan dava dışı sürücü-işçinin % 50 kusurunun yarısı ilave edilerek %75 kusur oranı üzerinden hesaplama yapıldığı görülmüştür.
Bu husus, Yüksek Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 30.01.2006 gün, … E. ve … K. sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır; “…Sigorta şirketleri, sigortaladığı aracın sürücüsü ile şayet tesbit edilmişse araç malikinin kusurlarıyla ve poliçe limitleriyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu tutulabilirler. Öte yandan, sigorta şirketleri yönünden faiz başlangıcı (temerrüt) tarihinin hiçbir duraksamaya sebebiyet vermeyecek açıklıkta belirlenmesi gerekir. İlgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98, 99 ve 108…maddelerinde yazılı şekilde sigorta şirketine başvurulduğu halde gerekli ödeme yapdmamışsa sekiz işgünlük sürenin sonunda sigorta şirketinin temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuru yapılmış ya da hiç müracaat edilmemişse sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemez. Bu durumda faiz başlangıcının; sigorta şirketi aleyhine icra takibine girişilmişse takip tarihi, dava açılmışsa dava tarihi olarak kabul ve tesbiti gerekir… ”
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 99’ncu maddesi uyarınca, davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısı bakımından SGK’nın rücu alacağına İhtarnamenin tebliğini izleyen 8 işgünü sonraki tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiğine göre, davacı sürücü tarafından yanılan ödemenin tamamı davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden (ihtarnamenin tebliğini izleyen 8 işgünü sonraki tarihten) önce gerçekleşen islemiş faize ilişkin bölümünden sorumlu değildir. Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu; asıl alacak tedavi gideri hariç) ile ilam vekalet ücreti, yargılama giderleri, icra vekalet ücreti, icra masraflarının asıl alacak tutarına isabet eden bölümlerinden ibarettir.
Yukarıda da arz olunduğu gibi, davacı zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu, sigortalı aracın sürücüsü olan davacı …’in %20 kusuruna isabet eden miktar ile sınırlı olup, %75 kusur oranı üzerinden yapılan toplam ödemenin, davacı … Sigorta Şirketinin iç ilişkide sorumlu bulunduğu bölümünün 20/75 oranına göre tespit edilmesi gerekmektedir. Bu duruma göre, davalı sigorta şirketinin sorumlu bulunduğu 13.392,94-TL nin 20/75 ise 3.571,45- TL olarak belirlenmiştir.
Bu durumda davacının, davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından talep edebileceği rücu alacağının 3.571,45-TL olduğu, Davacının rücu alacağına, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 99’ncu maddesi uyarınca, … Noterliğinin 08.05.2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı sigorta şirketine tebliğ tarihini (ihtarname üzerinde tebliğ şerhi yoktur) İzleyen 8 işgünü sonrasındaki tarihten itibaren yasa) faiz yürütülmesi gerektiği, ancak dava tarihi ile ihtarname tarihi arasında kısa bir süre bulunduğundan, dava tarihinde itibaren faize hükmedilmiştir.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere davanın Kısmen Kabulü ile 3.571,45-TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın Kısmen Kabulü ile 3.571,45-TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 243,97-TL nin peşin alınan 164,05-TL den düşümü ile kalan 79,92-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 192,10-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 894,10-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 332,44-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/02/2019

Katip …

Hakim …