Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/399 E. 2018/1224 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/399 Esas
KARAR NO : 2018/1224

DAVA : Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/06/2013
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, taraflar arasında imza edilen 21.02.2012 tarihli nakliye sözleşmesine istinaden müvekkili şirketin üst taşıyıcı olarak naklini üstlendiği … AŞ’ye ait emtianın … arasında transit taşınması hususunda anlaşma yapılmış olduğunu, taşınacak emtianın 25.04.2012 tarihinde yükleme yerinden davalı tarafından teslim alınmış olup, taraflar arasında sözleşmede transit süre 6-7 gün olarak kararlaştırılmış ve bu transit nakliye işine ilişkin olarak; davalı ile araç başına 7.200 USD’ ye anlaşıldığını, iki araç ile taşıma yapan firma 14.400,00 USD bedelli fatura kesmiş ve fakat firmaya malların teslimi için fazla bedel talep eden davalıya ( üst taşıyıcı sıfatıyla taşıyana karşı sorumlu olduğu için) 16.720,00 USD ödeme yapılmış olduğunu, buna rağmen davalının, taşınan emtiayı 31 mayıs 2012 tarihi itibariyle teslim etmemiş, müvekkilinin davalıya hiçbir şekilde ulaşamamış ve yaptığı araştırmalar neticesinde taşınan emtianın İran’da bulunduğu bilgisini almış ve fakat ne emtianın tam nerede olduğunu ne de emtiaya ne olduğunu bilemez durumda kalmış olduğunu, bunun üzerine; davalıya 31 Mayıs 2012 tarihli ihtarname gönderilmiş ve taşıyıcılar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, aradan geçen zamanda müvekkili firmanın taşınan emtianın yerini tespit etmiş ve yeniden navlun vs. bedelleri ödemek suretiyle emtiayı teslim noktasına taşıtmış olduğunu, müvekkili firmanın bu nakliye işleminde zarara uğramış olduğunu, zira malın transit taşıması için ödenen navlun bedelinin daha yüksek olup, müvekkilinin davalıya transit taşıma bedeli ödemiş olduğunu, oysa davalı tarafından mal transit değil, birkaç noktada aktarmalı taşınmış ve davalının daha fazla kâr amacı güderek müvekkili firmayı mağdur etmiş olduğunu, müvekkilinin emtiasını taşıdığı firmaya karşı edimini geç ifa etmiş olmaktan ve emtiaya ulaşamadığından bir hayli sıkıntı yaşamış ve taşıtana durumu izahta zorlanmış ve ticari itibarının sarsılmış olduğunu, müvekkilinin, aktarmalı çok daha ucuza yaptırabileceği bir işi transit bedelinin de çok üzerinde bedel ödeyerek yaptırmak zorunda kalmış, ancak müvekkilinin taşıtana karşı yükümlülükten kurtulmak için bu külfete katlanmış olduğunun beyanla, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL Maddi Tazminatın taşımanın yapıldığı tarihten itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile, 10.000,00 TL Manevi Tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, taraflar arasında … arasında bir kısım emtianın taşıması hususunda 21.02.2012 tarihinde sözleşme akdedilmiş olduğunu, ancak taraflar arasında emtia taşımasına dair akdedilen tek sözleşme bu olmayıp aynı şartlar altında müvekkil şirket ile davacı şirket arasında 06.02.2012 tarihinde iki adet, 21.02.2012 tarihinde iki adet, 19.03.2012 tarihinde iki adet, 20.03.2012 tarihinde bir adet, 24.03.2012 tarihinde bir adet, 24.04.2012 tarihinde bir adet olmak üzere 9 adet sözleşme imzalanmış olup, bu sözleşmelerin dilekçeleri ekinde sunulmuş olduğunu, anılan sözleşmeler nedeni ile davacı şirketin müvekkili şirkete 114.900,00 USD borçlanmış olup bu borcun 107.090,00 USD kısmının ödenmiş, 7.810,00 USD lık kısmının ödenmemiş olduğunu, ödemelere ilişkin banka dekontlarının dilekçeleri ekinde sunulmuş olduğunu, ödenmeyen 7810 USD tutarında meblağdan davacı şirketin haberdar edilmiş, buna rağmen ödeme yapılmaması üzerine CMR evrakında da göründüğü üzere malın, … konumunda başka bir araca devrolunarak taşıma işleminin gerçekleştirilmiş olduğunu, dava dilekçesinde emtianın transit şekilde taşınacağının sözleşmede yer aldığı hususu ileri sürülmüş ise de; bu iddianın gerçeklere dayanmadığını zira davacı yanın bahsetmiş olduğu ve dilekçeleri ekinde sunulmuş bulunan 21.02.2012 tarihli sözleşme metninde, emtianın aktarma yapılmadan transit taşınacağına dair hiçbir şart ve hüküm bulunmadığını, ayrıca bu tarihte taraflar arasında iki adet sözleşme yapılmış olup, söz konusu aktarmanın … plakalı araçların konu olduğu sözleşme kapsamında yapılmış olduğunun, müvekkil şirketin taşıma ücretinin kendisine tam ödenmemesine rağmen emtiayı yurt dışında kendi haline bırakmamış, teslimat yerine aktarma yaparak göndermiş olduğunu, ancak sözleşme metninde aktarma yapma hususunu yasaklayan bir hüküm bulunmamasına rağmen davacı şirketin iş bu davayı açmış ve Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş olduğunu, bu olguların dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları tanıkların istinabe yoluyla dinlenilmesiyle ispat olunacağını, müvekkili şirketin bu hareketi sözleşme hükümlerine uygun olduğundan davacı tarafın iddiasının reddinin gerekmekte olduğunun beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra ön inceleme günü tayin edilmiş, taraflara tebliğ edilmiş, ön incelemede taraflar arasındaki uyuşmazlık tespit edilerek tahkikata geçilmiştir.
Mahkememizce yürütülen tahkikat kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan 28/02/2014 havale tarihli ilk bilirkişi heyeti raporunda dava konusu nakliye hizmetine ilişkin olarak davalı yanın davacı yana düzenlediği 14.400 USD tutarındaki fatura, buna karşılık davacı yan tarafından yapılan 16.720 USD tutarındaki havale işlemi ve davacı yanın nakliye hizmetine konu malların davalı yanca tesliminin tamamlanmaması nedeni ile yarım kalan nakliye işini başka firmaya tamamlattırdığı iddiası ile ödediği ancak davalı yan cari hesabına kaydettiği 11.150 USD tutarındaki havale işleminin defter kayıtlarında yer aldığı, davalı yanın huzurdaki davada ihtilaf konusu taşıma ilişkin olarak yapmış olduğu 16.720 USD avans ödemesinden önce kendi defter kayıtlarına nazaran davalı şirkete 8.540 USD 04/06/2012 ihtarname tarihi itibari ile ise 8360 USD borçlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Taraf vekilleri bu rapora karşı beyan ve itirazlarını yazılı olarak sunmuşlar, itirazlar sonrasında yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, öncelikle davalının ticari defter ve kayıtları istinabe yolu ile incelenmiş, bundan sonra dosya Mahkememiz yargı çevresinde yeni bir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi dosyaya sunduğu 02/02/2018 tarihli raporu ile taraflar arasında nakliye yükleme sözleşmeleri akdedildiği, iki adet sözleşmeye istinaden malların 25/04/2012 tarihinde taşıma için davalı firmaya teslim edildiği, sözleşmedeki ödeme şekli ile ilgili satırda ifade edildiği üzere taşıma bedelinin %80’inin tır karne faksından sonra %20’sinin ise orijinal CMR tesliminde yapılacağı, iki sözleşmeye istinaden malların 3 araçla 20900 USD’ye taşınacağı, davacının taşıma bedelinin %80’i olan 16.720 USD’yi 30/04/2012 tarihinde davalı hesabına ödediği, her iki sözleşmeye istinaden davalı tarafından düzenlenen fatura numaralarının … ve … olduğu, her iki sözleşme için davacının kalan ödeme tutarının 4180 USD olduğu, bunun 2880 USD’sinin 21/02/2012 tarihli sözleşmeden ve 1300 USD’sinin 24/04/2012 tarihli sözleşmeden kalan tutar olduğu, sözleşmelere istinaden düzenlenen iki adet faturanın davacı kayıtlarında yer aldığı, davacının 08/06/2012 tarihinde dava dışı firmaya 11150 USD ödeme yaptığı, açıklama kısmında davalıya rücu hakları saklı kalmak kaydı ile yapıldığının belirtildiği, bu tutarın davalıya borç kaydı ile bakiye borcun 11150-4180= 6790 USD olduğu, 21/02/2012 tarihli sözleşmeye uygun olarak tamamlanmayan taşıma işi olup 24/04/2012 tarihli sözleşmeye uygun olarak tamamlanan taşıma hizmeti bulunduğu, bu sözleşmenin bedelinin 6500 USD olup kalan miktarının 1300 USD olduğu, tamamlana taşımaya ilişkin bu bedelin davalıya borç kaydedilen 11150 USD’den mahsubu ile bakiyenin 9850 USD olduğu, tamamlanmayan iş için ödeme talep edilmesi hakkaniyete uygun olmadığından 2880 USD kısmın davalı alacağı olarak dikkate alındığı, davacı tarafından davalıya yapılan 3630 USD tutarındaki ödemenin davalı kayıtlarında yer almadığı, bu ödemenin belgelendirilmesi halinde 9850 USD’nin alacağın oluştuğu 08/06/2012 tarihindeki kur üzerinden 17.920,11 TL olarak davacı alacağı tespit edildiğini bildirmiştir.
Taşıma işleri konusunda uzman bilirkişi de 28/06/2018 tarihli raporunda davalının Türkmenistan taşımasını yarıda kestiği, aktarma yaparak İran’dan sonra seferi sürdürmediği, İran sonrası taşıma bedellerinin davacı tarafından daha pahalı ödenmesine yol açtığı, bunları gecikme zararı olarak davalının tazmin etmesi gerektiği, davalının %20 bakiye alacağını almamış olmasının zararın ve tazminatın hesabında dikkate alınması gerektiği, dosyada bilirkişi raporlarının bu hususu gözettiği, toplam taşıma bedelinin %80’inin davacı tarafından ödendiği, dava tarihinden öncesine ilişkin faiz talebinin CMR 27.madde uyarınca yerinde olmadığı, 3630 USD miktarlı ödemenin ispatlanması halinde davacı alacağının 17.920,11 TL olacağını bildirmiştir.
Davacı vekili raporlarda geçen ve davalı kayıtlarında yer almayan ödemeye ilişkin banka dekontunu sunmuş, davasını raporlarda hesaplanan miktar üzerinden ıslah etmiştir.
Tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, taraflar arasında iki adet nakliye sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmelerden 24/04/2012 tarihli sözleşmeye istinaden yapılan taşımanın tamamlandığı, 21/02/2012 tarihli sözleşmeye ilişkin taşımanın ise davalı tarafından tamamlanması nedeni ile davacı tarafından dava dışı üçüncü firmaya tamamlattırılarak 11150 USD ödeme yapıldığı, bu ödemenin davalıya rücu hakları saklı tutulmak kaydı ile yapıldığı ve davalı hesabına borç kaydedildiği, her iki sözleşmeye istinaden davacı tarafından taşımanın %80 kısmının ödendiği, bakiye %20 kısmın 1330 USD’sinin tamamlanan sözleşmeye ilişkin, 2880 USD’sinin ise tamamlanmayan sözleşmeye ilişkin davacı borcu olduğu, 11150 USD’den tamamlanan sözleşmeye ilişkin davalı alacağı mahsup edildiğinde bakiye 9850 USD davacı alacağı bulunduğu, davalı kayıtlarında yer almayan ödemenin davacı tarafından sunula dekontla ispat edilmesi karşısında , davacı tarafından ödemenin yapıldığı tarihteki kur üzerinden alacağın 17.920,11 TL olduğu bilirkişi eli ile hesaplanmış olmakla, bu miktar üzerinden davanın kabulüne; ispatlanamayan manevi zarar isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile 17.920,11 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; manevi tazminat isteminin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan alınması gerekli 1449,26 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvuru harcı, 256,20 TL peşin harç ile 256,20 TL ıslah harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından karşılanan 2.904,00TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 2.150,41TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/3.maddesine göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 25/12/2018

Katip …

Hakim …