Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/206 E. 2018/466 K. 09.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/206
KARAR NO : 2018/466

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2014
KARAR TARİHİ : 09/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkillerinin ortak murisi …’in 29.5.2007 tarihinde vefat ettiğini,mirasçı olarak geriye eşi 2 nolu davalı …’i ve kendisinden önce vefat eden erkek kardeşinin çocukları olan yeğenleri ve müvekkillerini bıraktığını, terekenin tespitine yönelik … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas dosyasında işlem yapıldığını, davalı banka dışındaki iki ayrı bankanın (…bank ve … Bankası) muhtelif şubelerindeki murise ait hesaplarda usulsüzlükler yapılmak suretiyle hesap sahibi veya yetkili kıldığı kişiler dışındaki kişilerce ve özellikle de davalı … tarafından yetki dışı paralar çekildiğini, paraların çekilişlerinde banka görevlilerinin sözleşme,bankalar mevzuatı vs. mevzuat hükümlerine uymadıklarını,bu işlemlerin murisin ölümünü takip eden 1 yıl içinde dahi devam edildiğini, yapılan işlemler nedeniyle … CBS’ye suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın … numarasına kayıtlı olduğunu, davalı banka tarafından tereke hakimliğine sunulan …’in imzasının bulunduğu hesap sözleşmesindeki imzanın müvekkillerinin murisi …’e ait olmadığını,imzanın sahte olduğunu, hesap sahibi murisin ölüm tarihi 29.5.2007 tarihinden sonra,hesaptan otomotik ödeme adıyla davalı …’in tüketimindeki elektrik ve telekom hizmetleri için toplamda 5.819,55-TL’nin ödendiğini, bankanın bu paraları yasaya aykırı ödediğini, bu nedenlerle davalı bankanın ağır kusurlu olarak ödemiş olduğu paralardan; diğer mirasçı davalı … uhdesinde kalan 1.000-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı bankadan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle;davacıların dava dilekçseinde yer alan taleplerinin tümünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını,usul ve esas bakımından haksız yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı 29/04/2016 tarihli dilekçesiyle davayı ıslah ettiğini,dava konusu taleplerinin davalı …’in payıda dahil olmak üzere terekeden usulsüz çıkarılan meblağın tümünün terekeye dönmesinin sağlanması yönünde değiştirilerek ve dava değerini artırarak faiz taleplerini değiştirirek ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … ıslah dilekçesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde;Rapora itirazları değerlendirilmeden ıslahı kabul etmediklerini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, imza incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Yargılama sırasında davalı … vefat etmiş olup davacı tarafça dosyaya davalının veraset ilamı sunulmuş, sunulan veraset ilamında mirasçı olarak … ve …’in kaldığı tespit olunmuştur.
Davacı taraf mirasçı olarak davalı mirasçılarının davaya dahil edilmesi için dahili dava dilekçesi sunmuştur. Dava dilekçesi, dahili davalılara usulüne uygun olarak tebliğ olunmuştur.
Dahili davalılardan davalı …, muris …’in mirasının reddinin tespitine ilişkin … 13.Sulh Hukuk Mahkemesinin 13/07/2017 tarih 2017/238 Esas 2017/727 Karar sayılı ilamını sunmuş ve … vekili müvekilinin davaya dahil edilmesinin hukuken mümkün bulunmadığını beyan etmiştir.
Diğer davalı … vekili vasıtasıyla Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davacıların iddialarının haksız olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı taraf mirası rededenen …’in alt mirasçılarının bulunduğunu, Sulh Hukuk’la veraset ilamıyla … ve …’nın mirasçılık sıfatına sahip olduğunu beyan ederek davaya beyan edilmelerinin talep etmiş ve dahili dava dilekçesi vermiştir.
… ve … vekilleri vasıtası ile mahkememize sunmuş oldukları beyan dilekçesiyle birlikte … 11.Sulh Hukuk Mahkemesinin 05/02/2017 tarih 2017/923 Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri … ve …’nun muris …’in mirasını red ettiklerine ilişkin mahkeme kararı sunmuşlar ve müvekkillerinin davaya dahil edilmesinin hukuken mümkün olmadığını beyan etmiştir.
Davacılar, … 16.ATM’nin 2014/635 Esas, 2014/379 Karar sayılı dosyasında davalı …,davalı …, davalı …bank TAŞ’ı hasım göstermek suretiyle murisleri …’in davalı banka nezdindeki hesaplarının usulsüz olarak kullanıldığını ve davalıların sorumlu olduğunu beyan ederek Mahkememizdeki açılan davada olduğu gibi 59.877,00-TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
Mahkememizce davacıların aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçe yapılmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş,verilen karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09/02/2016 tarih, 2015/3872 Esas 2016/1191 sayılı ilamı ile onanmıştır.
Davalı … vekili yukarıda açıklanan karar ve Yargıtay onamasını emsal olarak dosyamıza sunmuş ve davanın aktif husumet yokluğundan reddini talep etmiştir.
Davacı talep üzerine ve sunulan Mahkeme ve Yargıtay Onama Kararını gerekçelendirirek davayı ıslah ettiğini beyan etmiş ve davalı …’in de payı da dahil olmak üzere tespit edilecek miktarın terekeye ödenmesine karar verilmesini talep etmişlerse de, … davalı sıfatı ile davada yer aldığı anlaşılmakla usulüne uygun ıslah bulunmamaktadır.
Davacı tarafça davaya dahili talep edilen … ve altsoy mirasçıları … ve …’in mirasını kayıtsız şartsız red etmiş oldukları ve Mahkemelerce de bu hususlar tespit edildiğinden dahili dava sıfatı kazanamayacaklardır.
Davacı, davalı iddiaları ve tüm dosya kapsamı, dosyaya sunulan emsal karar ve Yargıtay onama kararı esas alınmak suretiyle;
Muris …’in terekesinin tasfiye edilmediği, iştirak halinde olduğu, davanın davacılar miras paylarına yönelik olarak açıldığı ve dava tarihi itibariyle davanın tüm mirasçılara açılması, mahkememiz dosyasında olduğu gibi bu mümkün olmadığı takdirde tereke mümessil tayini suretiyle tereke adına dava açılması gerekirken iştirak halinde mülkiyetin devam ettiği sürece mirasçıların terekeyi ilgilendiren hususlarda miras payına ilişkin doğrudan talepte bulunamayacağından ve dava açma ehliyetine sahip olmadığından davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın aktif Husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken maktu 35,90-TL harcın, peşin alınan 25,20-TL harç ile 1619,50-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.644,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.608,80-TL harcın 492 sayılı Yasanın 31. maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalılar, kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/04/2018

Katip …

Hakim …