Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1422 E. 2018/912 K. 12.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1422
KARAR NO : 2018/912

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2014
KARAR TARİHİ : 12/09/2018

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili şirketin internet sayfaları ile yapmış olduğu anlaşmalar doğrultusunda video reklam alanlarını 3.kişilere kullandırmak ve reklam gelirlerinden pay almak suretiyle faaliyet gösterdiğini, davalılardan …’in müvekkil şirketin eski yönetim kurulu başkanı olduğunu, tek başına şirketi yönettiği dönemde … sitesinin reklamlarının herhangi bir ücret almaksızın yayınlatarak şirketi maddi zarara uğrattığını, diğer davalının da bu hizmeti almasına rağmen reklam aracılık hizmetini ödemediğini, müvekkili tarafından davalı şirkete kesilmiş olan 30/11/2013 tarihli 125.000,00 TL + KDV tutarlı faturanın yapılan hizmetin niteliğine nazaran çok düşük bedel içerdiğini, icraya konulan bu bedelin de ödenmediğini belirterek, icraya konu olmuş alacak kısmı hariç tutulmak üzere müvekkili şirketin zararı 1.650.904,00-TL’nin 15/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılardan … vekili, davacı tarafın aralarındaki ticari ilişki sürecinden haberdar olduğunu, bedelsiz reklam gösterim hizmetinin söz konusu olmadığını, turizm sektöründe internet reklam alımlarının tıklanma başına ücretlendirildiğini, … analitik verileri üzerinden yapılacak inceleme sonucundan da tıklanma sayısının belli olduğunu, müvekkilinin davacı şirketi zarara uğratmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan … vekili, taraflar arasında fiyat ve hizmet mutabakatının bulunmadığını, talep edilen miktarın hayatın ve ticaretin olağan akışına aykırı olduğunu, belirtile tutar kadar hizmet almadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle; taraflar arasındaki münakit ticari turizm reklamcılık hizmet ilişkisi kapsamında verilen hizmete karşılık ücretlendirilmediği iddia olunan bedellerin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; verilen hizmete karşılık fiyatlandırmanın ne şekilde yapılması gerektiği ve dava dilekçesinde iddia olunan tutara denk geldiği kadar hizmet alınıp alınmadığı konusunda toplanmaktadır.
Tarafların aralarındaki ilişkide fiyatlandırmanın ne şekilde yapılacağına dair açık bir sözleşme hükmü bulunmadığından turizm ve reklam sektöründeki web sayfa uygulamalarında ticari teamül ile fiyatlandırma konusunda teknik bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Buna göre reklamcılık sektöründe, iki tür fiyatlandırmanın bulunduğu, CPV türünde reklam gösterim başına fiyatlandırma ile CPC türünde her bir reklam tıklanması başına fiyatlandırma çeşidinin olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere, taraflar arasında hangi türe göre fiyatlandırmanın tespiti yönünde bir anlaşma bulunmadığından TTK’nın 2.maddesi kapsamında turizm reklamcılığı sektöründeki ticari teamülün baz alınması gerekmiştir. Sektör bilirkişisinin kök rapordaki mütalaası uyarınca, turizm alanında online satış içerikli internet reklam alımlarının tıklanma başına, bir başka deyişle yukarıda belirtilen CPC metoduna göre fiyatlandırmanın yapıldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla da, teknik ve hesap bilirkişisi tarafından bu metot baz alınarak hesaplama yapılmıştır. Dava dilekçesinde ise, açık sözleşme hükmü olmadığı halde ticari sektördeki teamüle aykırı olarak görüntüleme bazlı fiyatlandırma yapıldığı anlaşılmaktadır. Oysa ki, gerek sektörel bilirkişi mütalaası gerekse de TÜRSAB’ın cevabi yazısı ve ayrıca dava dışı … şirketinin müzekkere yazı cevabının bir arada değerlendirilmesi sonucunda turizmcilik ve reklam alanında uygulana gelen, yerleşmiş teamülün tıklanma başına reklam satın alındığı yönündedir.
Davalının talebi üzerine dava dışı … A.Ş.’den görüntüleme verileri istenmiş ise de, özel firma olan ve piyasada baz alınmayan verilerin daha çok turizm sektöründe itibar edilen ve esas alınan … analitik verilerine aykırı olduğu anlaşıldığından bu cevabi yazı dikkate alınmamıştır.
Diğer taraftan … tarafından verilen cevabi yazıda tıklanma maliyetinin 0,40 ile 0,50-TL arasında değiştiği belirtilmiş ise de, daha özel bir alan olan turizm reklamcılığı branşında piyasayı, rayici daha iyi bilen sektörel bilirkişi tarafından fiyat aralığının 0,15 ile 0,45 aralığında değiştiği, buna göre ortalama maliyetin 0,30-TL olarak baz alındığı ve fiyatlandırmanın buna göre yapıldığı görülmüş olup somut olaya bu ortalamanın daha uygun düştüğü kanaatine varılarak kök rapordaki hesaplama metodu ve sonuç rakam mahkememizce benimsenmiştir.
Sonuç olarak, bilirkişi tarafından somut uyuşmazlıkta denetime elverişli olarak, objektif verileri haiz …’den temin edilen bilişim verileri doğrultusunda hizmet tıklanma sayısı karşılığına tekabül eden bedele KDV eklenmek suretiyle yapılan fiyatlandırma tespitinde davacının ayrı bir icra takibine ve itirazın iptali davasına konu edilmiş 125.000,00-TL+KDV tutarlı faturadan daha düşük bir alacağının çıktığı anlaşılmış olup, davacı şirketin bundan başka herhangi bir aşkın zararının yada bakiye alacağının bulunmadığı tespit edilmekle yerinde görülmeyen davanın tümden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 35.90 TL harcın, peşin alınan 28.193,35 TL harçtan mahsubu ile bakiye 28.157,45 TL harcın 492 sayılı Yasanın 31. maddesi gereğince davacıya iadesine,
3-Davalılar, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 73.477,12 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılardan … tarafından yapılan 80.20 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’ e verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi ile yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/09/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*