Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1404 E. 2018/1159 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1404 Esas
KARAR NO : 2018/1159

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2014
KARAR TARİHİ : 04/12/2018

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, müvekkili şirkete ait çek koçanının çalındığını, çalınan çeklerle ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığına … ve … soruşturma numarasıyla şikayette bulunduğunu, … Bankası A.Ş … şubesi/… şubesine ait keşide yeri İstanbul olan, 05.05.2014 keşide tarihli, 27.000 USD bedelli, … seri numaralı çekin davalı şirket yetkilisi tarafından hem …baktan takas kapsamında hem de … Bankası … şubesinde yazdırıldığını, ancak müvekkilinin davalıya böyle bir borcu olmadığını, yazdırılan çekin müvekkili tarafından keşide edilerek verilmediğini, çekte bulunan imzanın müvekkili tarafından atılmadığını, çekin müvekkili tarafından düzenlenmediğini beyanla öncelikle yetkisiz kişi tarafından düzenlenen … çek numaralı çekin iptalini, hukuki ve cezai tüm hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla, davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı yana tebliğ edilmiş, davalı yanıt vermemiştir. Ancak Mahkememiz oturumunda davalı vekili sözlü beyanında davacı ile vekil eden davalı arasında alacak verecek ilişkisi olmadığını, dava konusu çekin takas yolu ile ibraz edildiğini fakat ödeme yasağı nedeni ile tahsilat yapılamadığını, davacı şirket yetkilisi olabilecek İskender isimli kişiden çek bedelinin haricen tahsil edildiğini, davacı yönünden bu çekle bir ilgileri kalmadığını, çek aslının bankada kaldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce ön inceleme yapılmış, taraflar arasındaki uyuşmazlık tespit edilmiş, tahkikat aşamasına geçilmiş ve deliller toplanmıştır.
Çek kayıtlarının istenilmesi için Bankaya müzekkere yazılmış, davacının çekin keşide tarihi itibari ile yetkili temsilcilerinin sorulması için Ticaret Sicili Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, cevabi yazılar dosya arasına konulmuştur.
Davalı vekili istifa dilekçesi sunmuş, dilekçe davalı asile tebliğ edilmiştir.
Çek aslının istenilmesi için bankaya yazılan müzekkereye yazılan verilen yanıtta çek aslının müşteriye iade edildiği bildirilmiştir. Bankadan cevap üzerine, 10/09/2018 tarihli ara karar ile davalıya çek aslının sunulması için kesin süre verildiğine dair ihtar gönderilmesine karar verilmiş, sonuçları hatırlatılarak davalıya çek aslını sunması için kesin süre verilmiş, fakat davalı tebliğe rağmen kesin süre içinde çek aslını sunmamış, beyanda da bulunmamıştır.
Dava 2004 sayılı Yasanın 72.maddesine dayalı menfi tespit istemine dairdir.
Davacı, çek koçanının çalınması sonrasında çek yaprağının sahte imza ile tedavüle konulduğunu beyan ile çekin iptalini ve borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı yanıt vermemiştir.
Bilindiği üzere imza inkarı mutlak def’ilerden olup senet üzerinde yer alan herkese karşı ileri sürülebilir. Bu noktada hamilin iyi niyetli veya kötü niyetli olmasının önemi bulunmamaktadır. Kambiyo senedindeki imzanın inkar edilmesi halinde, ispat yükü, imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı tarafa aittir.
Davalıya çek aslını sunması için süre verilmiş, davalı beyanda bulunmamış, çek aslına ulaşılamamış; davalı hamil tarafından çek aslı sunulamadığından imza incelemesi yaptırılamamıştır. Bu kapsamda davalı, ispat külfetini yerine getirememiştir.
Bu itibarla, davacının menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Davacının bir diğer istemi çekin iptalidir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Yasanın 818/1-c maddesi delaleti ile uygulanması gereken 677.maddesi uyarınca bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.
İmzaların bağımsızlığı(istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Yasanın 790.maddesine göre; “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”.
6102 sayılı Yasanın 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.”
Bu madde hükmüne göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki geri vermekle yükümlüdür. Kötü niyetle iktisap veya iktisapta ağır kusurun ispatı ise çek istirdadını talep eden davacıya aittir.
Çek iptali isteminin bu yasal çerçevede değerlendirilmesi sonucu, davacının imzasının sahteliğinin çeki geçersiz kılmadığı, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılan hamilin meşru hamil olup, ancak kötüniyeti halinde senedi geri vermekle yükümlü olduğu, somut durumda, davalının imzanın davacıya ait olduğunu ispat edemediği ancak, davacının da davalının kötüniyetini ispat edemediği, dosyada bu yönde delil bulunmadığı anlaşılmakla, çek iptali istemi yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak davacının menfi tespit isteminin kabulüne, iptal isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. Her ne kadar menfi tespit istemine konu çek bedeli 27.000 USD ise de davanın 1000,00 TL üzerinden harçlandırıldığı, Mahkememizce harç tamamlatılmadığı anlaşılmakla, hazineye irat kaydedilen harç dava değeri üzerinden ve fakat vekalet ücreti davacının harçlandırdığı dava değeri üzerinden hesaplanmıştır.
HÜKÜM:
1-Davacının menfi tespit isteminin kabulü ile … Bankası, … şubesinin … seri numaralı çeki nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine; çekin iptali isteminin reddine,
2-Menfi tespit istemine konu çek bedelinin dava tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi ile belirlenen dava değeri 60461,10 üzerinden hesaplanan alınması gerekli 4130,09 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı ile 25,20 TL peşin harç ve davacı tarafından karşılanan 236,50 TL yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 04/12/2018

Katip …

Hakim …