Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1392 E. 2019/1000 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1392 Esas
KARAR NO : 2019/1000 Karar
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2014
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 22.08.2014 tarihli dilekçesinde özetle; “Davalı … Acentesi … ile davacı arasında 01.01.2014 tarihinde tanzim ve imza edilen 5 yıl süreli “Acentelik Sözleşmesi” bulunduğunu, bu acentelik sözleşmesinin 2. maddesi uyarınca davalı, müvekkili işyerinin bankalarla yaptığı sözleşmeler uyarınca kendisine verilen ATM kartları, kredi kartları ve şifreleri, mağaza kartları, internet bankacılığı şifreleri ve kredi kartı sözleşmelerini de içeren ve bankalar tarafından müşterilere gönderilen her türlü emtia, evrak ve basılı evrakı kullanıcılarına teslim etme yükümlülüğü altına acente sıfatıyla girdiğini. Davalının sözleşme kuralları çerçevesinde yapması gereken emtia teslimine ilişkin olarak usulsüz teslimatlar da içerisinde olmak üzere gelen şikayetler ve yapılan araştırmalar neticesinde Acentelik Sözleşmesi görülen lüzum gereği davacı tarafından tek taraflı olarak 02.06.2014 tarihinde feshedildiğini ve acenteye bildirildiğini, bankalar nezdinde müşkül duruma düşen davacı, adına … Cumhuriyet Başsavcılığıma Güveni Kötüye Kullanma suçundan şikâyette bulunarak, teslimi gereken emtialar dair arama ve el koyma talebinde bulunduğunu, söz konusu aramalarda şikayet dilekçesiyle talep ettikleri hiçbir emtianın bulunamamasına rağmen davalı aynı gün Yankesicilik Dolandırıcılık Büro Amirliğinde verdiği yazılı ifadesinde; arama konusu yapılan müşterilere ait kredi kartı, bankamatik kartları ve şifrelerinin halen kendisinde bulunduğunu ikrar etmiş, bu beyanı tutanak altına alındığını, davalının sözleşme koşullarına aykırı bu davranışı nedeniyle 1390 adet kartın akıbeti hakkında bankalara bilgi verildiğini, bankalar tarafından bütün kartlar için kapatma işlemleri gerçekleştirilmiş ve bu çerçevede bankalarla davacı arasında akdedilen sözleşmeler gereği davacı, kart kapama cezaları ve tazminatlar tahakkuk ettirildiğini, tüm bu nedenlerle müvekkili şirketin bankalar nezdinde ki itibarını telafi edilemeyecek derecede zedelenmiş, maddi zararlarla da karşı karşıya kaldığını beyan etmiş, sonuç olarak; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bankalar kesilen cezalar ve yapılan tüm masraflar nedeniyle şimdilik 100-TL maddi tazminat talepleri ile davacı itibarının zedelenmesi nedeniyle 25.000-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen 09.06.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının bir sermaye şirketi olduğunu, ayrıca dava konusu olayda, davacının kişisel onuruna şerefine bir saldırıda gündemde olmadığını, bu yüzden davalının dava konusu olayda manevi tazminat talep edemeyeceğini, …’ın … A Ş.’nin acentesi olduğunu, davalı davacının kendisine teslim ettiği kredi kartı gibi belgeleri alıcılarına götürüp teslim ettiğini, davalı işbu taşıma karşılığında ücretini aldığını, dava konusu olayda, davacı müvekkilinin 2014 yılı Nisan ve Mayıs aylarında yaptığı taşımalarının ücretini ödemediğini, ve davacı ile aralarındaki acente sözleşmesini haksız olarak fesih ettiğini, davacı bir diğer taraftan acente sözleşmelerini fesih etmeden önce davalıya ihtarda da bulunmadığını, davalıda … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile faturaya dayanarak 2014 yılı Nisan ayına ait alacağını davacıdan talep ettiğini, davacının itirazı üzerine müvekkilim 2014 yılı Nisan ayında yaptığı taşıma ücretini … Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyası ile dava açarak talep ettiğini, davalı 2014 yılı Mayıs ayında yaptığı taşıma ücretinde … Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyası ile dava açarak talep ettiğini, davalının taşıma işini yapan acente olduğunu, davalının taşıma ücretinin ödenmediğini, davacı şirket davalı taşıma ücretini ödemediği için, davalıya taşımak için teslim ettiği belgelerin kendisine iade edilmesini talep etmeye hakkı olmadığını beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 09.10.2016 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı ticari defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yaptırdığı TTK 64,70 ve 82.maddeleri gereğince sahibi lehine delil niteliği taşıyıp taşımadığı hususunun mahkemenin takdirlerinde olduğu, Taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin açık olduğu davaya konu olan tazminat tutarın fazlasının sözleşmenin 21 .maddesinin Fesih konulu başlığın E bendinde “…’ten kiraladığı her türfü ekipmanı aynı gün …’e bir zabıtla teslim etmeyi, aksi taktirde …’in sair zarar hakları ayrıca saklı kalmak kaydı ile; …’e beher teslimat detaytarı, emtia, bilgisayar programı, kiralık ekipman ve doküman ile ilgili 50,000-$ cezai şart ödemeyi bunun ifaya eklenen cezai şart olduğunu ve fahiş olmadığını…. Taahhüt eder” açık olarak belirtildiği ve sözleşmede her iki tarafın İmzalarının var olduğu, Davacı tarafa ait bankaların cezai işlem yaptığına dair faturaların ve maileerin çıktıların varlığı, Davalının davacıya emtiaları teslim etmesi için gönderdiği İhtarname ve cevabın varlığı, Davacı ticari defterlerinde davalıya ait fatura ve ödeme bilgilerinin kaydedildiği, faturanın ve ödemelerin usule uygun şekilde düzenlendiği, tespit edildiği, Davacı defterinde davacı firmanın davalıya borcunu kalmadığı tespit edildiği” Sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosyada bu raporla karar vermek mümkün olmadığından dosya yeni bir bilirkişşiye verilerek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Yeni Bilirkişinin düzenlediği 15.01.2019 tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Taraflar arasındaki 01.01.2014 tarihli sözleşmeyi Davacının 02.06.2014 tarihli ihtarnameyle sona erdirdiği, Sözleşme ve dosya kapsamında haksız bir fesihten söz edilemeyeceği, Davacının dilekçelerinde beyan ettiği tutarlarda zarara uğratılmış olması ve bu zararın Davalının kusurundan kaynaklanmış olması halinde bir fatura keserek bu zararı Davalı tarafa yansıtması ticari hayatın bir gereği olduğu halde, Davacının Davalıya kestiği bir faturaya dosyada rastlanmadığı, Mahkemece ilgili bankalardan celp edilen, Davacı ile aralarında kredi kartı ve sair evrakların taşınması hususunda anlaşma olup olmadığı, bu anlaşma çerçevesinde taşıma ve teslim için davacıya teslim edilen ancak sonradan kapatılan kredi kartlarının olup olmadığı, Davacı tarafından yapılan iskontonun sebebinin açıklanması ve buna dair kayıtların gönderilmesi, davacıya herhangi bir ceza uygulanıp uygulanmadığı hakkında bilgi verilmesi konularındaki müzekkerelere cevaplardan bankaların Davacıya ceza uyguladıkları ya da Davalının hizmet ifasındaki eksiklikler sebebiyle Davacıya yapacakları ödemelerden kesinti yaptıkları sonucunun çıkarılamayacağı, Bankalardan celp edilen yazılardan ve ayrıca Davacı tarafça dosyaya sunulan üç ayrı banka tarafından Davacıya kesilmiş olan faturalardan, Davalının kusuru sebebiyle Davacının zarara uğradığına dair bir sonuç çıkarılamayacağı, Davacı tarafından kayıp kartlar sebebiyle bankalarca iskontoların uygulanıp uygulanmadığı hususunun, uygulandı ise bu iskontoların gerekçesinin ve mahiyetinin açıklanmadığı; bankalardan celp edilen yazılarda da bu konuda açıklık bulunmadığı, Davacı tarafından iddia edilen iskonto tutarlarının bankalarla yapılan e-posta yazışmalarındaki tutarlarla uyumlu olmadığı, Huzurdaki Dava tarihi itibariyle, Davacı … ’in Davalıya 6.001.37 TL borçlu olduğunun Davacının kendi kayıtlarından ve ayrıca Davalı kayıtlarından tespit edildiği, Davalının Davacıdan huzurdaki dava tarihi itibariyle 6.001,37-TL alacağına dayanarak Davacıya iade etmesi gereken malzemeler için, dilekçelerinde ileri sürdüğü hapis hakkını kullanıp kullanamayacağı hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu” tespit ve kanaatlerine ulaşılmıştır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ile yeni bilirkişiden alınan rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada Davacı ile davalı … Acentesi … arasında 01.01.2014 tarihli imza edilen 5 yıl süreli “Acentelik Sözleşmesi” bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu acentelik sözleşmesinin 2. maddesi uyarınca davalı, davacı işyerinin bankalarla yaptığı sözleşmeler uyarınca kendisine verilen ATM kartları, kredi kartları ve şifreleri, mağaza kartları, internet bankacılığı şifreleri ve kredi kartı sözleşmelerini de içeren ve bankalar tarafından müşterilere gönderilen her türlü emtia, evrak ve basılı evrakı kullanıcılarına teslim etme yükümlülüğü altına acente sıfatıyla girdiği anlaşılmaktadır.
Davalının sözleşme kuralları çerçevesinde yapması gereken emtia teslimine ilişkin olarak usulsüz teslimatlar da içerisinde olmak üzere gelen şikayetler ve yapılan araştırmalar neticesinde Acentelik Sözleşmesi görülen lüzum gereği davacı tarafından tek taraflı olarak 02.06.2014 tarihinde feshedildiği davacı tarafından bildirilmiştir.
Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu taraflar arasındaki 01.01.2014 tarihli sözleşmeyi Davacının 02.06.2014 tarihli ihtarnameyle sona erdirdiği, Sözleşme ve dosya kapsamında haksız bir fesihten söz edilemeyeceği belirlenmiştir.
Davacının dilekçelerinde beyan ettiği tutarlarda zarara uğratılmış olması ve bu zararın Davalının kusurundan kaynaklanmış olması halinde bir fatura keserek bu zararı Davalı tarafa yansıtması ticarî hayatın bir gereği olduğu halde, Davacının Davalıya kestiği bir faturaya dosyada rastlanmamaktadır.
Mahkememizce ilgili bankalardan celp edilen, Davacı ile aralarında kredi kartı ve sair evrakların taşınması hususunda anlaşma olup olmadığı, bu anlaşma çerçevesinde taşıma ve teslim için davacıya teslim edilen ancak sonradan kapatılan kredi kartlarının olup olmadığı, Davacı tarafından yapılan iskontonun sebebinin açıklanması ve buna dair kayıtların gönderilmesi, davacıya herhangi bir ceza uygulanıp uygulanmadığı hakkında bilgi verilmesi konularındaki müzekkerelere cevaplardan bankaların Davacıya ceza uyguladıkları ya da Davalının hizmet ifasındaki eksiklikler sebebiyle Davacıya yapacakları ödemelerden kesinti yaptıkları sonucunun çıkarılamaz.
Bankalardan celp edilen yazılardan ve ayrıca Davacı tarafça dosyaya sunulan üç ayrı banka tarafından Davacıya kesilmiş olan faturalardan, Davalının kusuru sebebiyle Davacının zarara uğradığına dair bir sonuç çıkarılamaz.
Davacı tarafından kayıp kartlar sebebiyle bankalarca iskontoların uygulanıp uygulanmadığı hususunun, uygulandı ise bu iskontoların gerekçesinin ve mahiyetinin açıklanmadığı, bankalardan celp edilen yazılarda da bu konuda açıklık bulunmadığı sabittir.
Davacı tarafından iddia edilen iskonto tutarlarının bankalarla yapılan e-posta yazışmalarındaki tutarlarla uyumlu olmadığı, Huzurdaki Dava tarihi itibariyle, Davacı … ’in Davalıya 6.001.37-TL borçlu olduğunun Davacının kendi kayıtlarından ve ayrıca Davalı kayıtlarından tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Tüm yukarıda açılanan nedenlerle kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın Reddine,
2- 44,40-TL karar harcının peşin alınan 428,65-TL den düşümü ile kalan 384,25-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 3.012,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır