Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1375 E. 2019/425 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1375 Esas
KARAR NO : 2019/425 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2014
KARAR TARİHİ : 26/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 26.11.2014 tarihli dilekçesinde özetle; “Davacı borçlu ile müvekkili arasında 01.01.2008 ile 2013 tarihleri arasında isim ve logo hakkı kullandırılması imtiyazlarını içeren sözleşme imzalandığını, taraflar arasında akdedilen Franchise sözleşmesi gereğince 24.04.2013 tarihinden 01.11.2014 tarihine kadar müvekkili şirketin yetkili ve Franchise bayisi olarak … / Bursa adresinde “…” olarak faaliyet yürüttüğünü, davalı tarafın haksız ve gerekçesiz 01.11.2014 tarihi itibari ile Franchise sözleşmesini tek taraflı fesh ettiğini, Franchise Sözleşmesi gereğince tarafların karşılıklı yükümlülükleri olduğunu, sözleşmeden kaynaklanan fatura ile cari hesap borcu sebebiyle …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında ilamsız icra takibine girişildiğini, Davalının sözleşmeden kaynaklanan ve online satış sistemi üzerinden tespit edilen ve aylık cirolar üzerinden hesaplanan isim ve logo bedelleri ile reklam tanıtım paylarını ödemediğini, davalı/borçluya 2014 Şubat-Temmuz tarihleri arasında, İsim ve Logo bedelleri, Reklam Tanıtım Payları, Menü Listesi, Vade Farkı, adı altında faturalar düzenlendiğini, söz konusu fatura bedellerinin ödenmediği, Davalı/borçlunun yetki itirazının reddi ile davanın esastan görülmesine, itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz sebebi ile davalı/borçlu yanın alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 19.01.2015 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili arasında 24.04.2013 tarihli Franchise sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin söz konusu sözleşmede üzerinde düşen edimleri yerine getirmediğini, Franchise sözleşmesi, müvekkili tarafından 01.11.2014 tarihinden itibaren haklı olarak feshedildiğini, … Noterliği’nin 28.10.2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı müvekkili şirket tarafından yapılan fazla ödemeleri ve maddi manevi zarar ve ziyanları talep ve dava etme hakkı saklı kalmak kaydıyla 24.04.2013 sözleşme tarihli Franchise sözleşmesini 01.11.2014 tarihinden itibaren haklı nedenlerle feshedildiğini, Davacı tarafın icra takibine konu edim ve hizmetleri yerine getirmediğini, 16.06.2014 tarihli ödeme emrinde 01.01.2014 – 31.12.2014 tarih aralıklı toplam 56.746,96 TL bedelli cari hesap ekstresi borcu olduğu belirtilmiş ise de müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığını, ödeme emrinde belirtilen faiz oranının fahiş olduğunu, Dava konusu olan faturaların sevk irsaliyelerinin düzenlenmediğini, söz konusu faturaların usulüne göre düzenlenmediğini, Yetki itirazının kabulünü, mahkemenin yetkisizliğine, haksız olarak açılan davanın reddini, kötü niyetli davacı aleyhine takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 56.746,96-TL asıl alacağa % 11,75 temerrüt faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 25.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 30.06.2014 tarihinde … İcra Müdürlüğünden gönderilen dilekçe ile süresi içinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davalı adresinin Bursa’da olması sebebiyle Davalı defter ve kayıtlarının bilirkişi incelemesi talimatla sağlanmıştır. 19.10.2015 tarihli 15 sayfadan ibaret bilirkişi raporunda, Dosyada bulunan davacının kendi defter kayıtlarında tuttuğu, davalı şirkete ait 2014 yılı cari hesap hareketleri ile Davalının kendi defterlerinde tuttuğu Davacıya ait 2014 yılı cari hesap hareketleri ilişkin defter kayıtlan karşılaştırılmalı olarak incelenmiştir. Bu Raporda, Davalı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu belirtildikten sonra Davalı şirket defter kayıtlarına göre Davacı şirketin 31.461,92-TL alacağı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra davalının Bursa’da bulunan defterleri de incelettirilmiş olmakla dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 11.03.2016 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı tarafın, 17.06.2014 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında 56.746,96 TL asıl alacak için 16.06.2014 tarihli cari hesap ekstresine dayalı takip başlatmış olduğu, Davacı tarafın incelemeye sunulan 2014 yıllarına ait ticari defterlerinin tastiklerini yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, Davacı tarafın ticari defter kayıtlarında, icra takip tarihi itibari ile davalı taraftan 56.746.96 TL alacaklı olduğu, Davacı tarafından, davalı adına düzenlenmiş olan 28.03.2014 tarih … nolu 25.285,04 TL tutarlı Vade Farkı açıklamalı faturanın alacak bakiyesi içerisinde yer aldığı, faturanın davalı firma kayıtlarında yer almadığı, faturanın tesliminin ispata muhtaç olduğu. Mahkeme 28.03.2014 tarih … nolu 25.285,04-TL tutarlı faturayı dikkate almaz ise davacı tarafın, icra takip tarihi itibari ile davalı taraftan (56.746,96 -25.285,04) 31.461,92-TL alacaklı olacağı” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu rapora yapılan itirazlar üzerine, itirazların yeniden değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 10.04.2016 tarihli 3 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davacı taraf ticari defter kayıtlarında icra takıp tarihi itibarı ile davalı taraftan 56.746,96-TL alacaklı olduğu, Davacı tarafın ek rapora konu incelemeye sunmuş olduğu, kargo faturası ve mail yazışmalarına ilişkin davalı taraf kayıtlarında yer almayan 28.03.2014 tarih L316304 nolu 25.285,04 TL faturanın teslimi hususunun takdirinin Sayın Mahkemede olduğu, söz konusu fatura dikkate alınmaz ise davacı tarafın davalı taraftan 31.461,92-TL alacaklı olacağı, Davalı tarafın takibe konu faturalara ilişkin yasal süresi içerisinde itiraz ettiğini gösterir herhangi bir belge sunmadığı” kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Bu ek raporda karar vermeye yeterli görülmeyince 2. Ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 29.01.2018 tarihli 2 sayfadan ibaret 2. ek raporunda özetle; “Davacı tarafın dava dosyası ekine sunduğu, 01.03.2013 tarihli sözleşme dikkate alınarak yapılan hesaplamada, davacı tarafın, davalı taraftan talep edebileceği vade farkı miktarının KDV dahil 1.085,35-TL olarak hesap edildiği, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin 01.01.2010 tarihinde başlamış olduğu dikkate alınarak yapılan hesaplamada, KDV dahil 31.254,63-TL olarak hesap edildiği, Davacı tarafın cari hesap kayıtlarında yer alan Vade Farkı miktarının 25.285,04-TL olduğu” kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Mahkememizce bu rapor ve ek rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığından yeni bir bilirkişi atanarak yeni rapor alınmasına karar verilmiştir.
Yeni bilirkişinin düzenlediği 03.10.2018 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “12.10.2015 ve 11.03.2016 tarihli bilirkişi raporlarında icra takibi tarihi olan 16.06.2014 tarihinde davacı şirketin 31.461,92-TL alacağı olduğunun tespit edildiği, 24.04.2013 tarihli sözleşmenin 4.3.6 maddesinde belirlenen hükümlere göre Davalı Şirketin alacak bakiyeleri üzerinden hak kazandığı vade farkı tutarının 24.04.2013-16.06.2014 tarihleri arasında TCMB avans faizinin üç katı üzerinden 7.097,40-TL olarak hesaplandığı, Mahkemece Davacının para borçlusu olduğu durumda Davalı lehine, Davacıyla aynı esasa tabi olarak, vade farkı/faiz hesaplanabileceği yönünde hüküm kurulması halinde Davacının Davalıdan talep edebileceği sözleşmeye dayalı vade farkı toplam tutarının 24.04.2013 – 16.06.2014 (icra takip tarihi) tarihleri arasında TCMB avans faizinin üç katı üzerinden 7.097,40-TL olarak hesaplandığı, Mahkemece Davacının para borçlusu olduğu durumda Davalı lehine vade farkı/faiz hesaplanamayacağı yönünde hüküm kurulması halinde, Davacının Davalıdan talep edebileceği sözleşmeye dayalı vade farkı toplam tutarının, aynı dönem için, (7.097,40 TL – 36,23 TL =) 7.061,17-TL olarak hesaplandığı, İcra takip (16.06.2014) tarihinden Dava tarihine (30.10.2014) kadarki dönem için, yıllık %,75 TCMB avans faizi üzerinden, 1.377,43 -TL faiz hesaplanmıştır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor, 2. ek rapor, yeni bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Dava Dosyasından taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin Davalı yanca feshedildiği ileri sürülerek bu sözleşmeden kaynaklanan sözleşme gereğince online satış sitemi ile belirlenen cirolar üzerinden hesaplanan isim ve logo bedelleri ile reklam tanıtım paylan, menü listeleri ve vade farklan olarak düzenlenen fatura alacaklannın tahsili için yapılan takibe itiraz edildiğinden bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme tarafından Davacının dava dilekçesinde dayandığı sözleşmenin 24.04.2013 tarihli sözleşme olduğu ve dava dilekçesi ekinde de bu sözleşmenin sunulduğu, sözleşmenin 4.3.6 maddesinde vade farkının ne şekilde hesaplanacağı ve vadenin ne olduğunun belli olduğu, Mahkememizce de bu maddeye göre hesaplama yapılması istenildiği halde yapılan hesaplamanın ara karara, dosya kapsamına uygun olmadığı, uyumsuzluğun ek raporla giderilemeyeceği anlaşılmakla bu hususta evvelki oturum ara kararı uyarınca rapor tanzimi istenmiştir.
Davacı vekilinin 21.11.2014 tarihli Dava Dilekçesi ekinde sunduğu 24.04.2013 tarihli Franchise sözleşmesinin “ödemelerde gecikme durumunda faiz” başlıklı 4.3.6 maddesi aynen aşağıya alınmıştır:
“Franchise alanın başlangıç bedelini ve her ayın 15. Gününde ödemekle yükümlü olduğu %s franchise ciro payı (isim hakkı) bedelini ve %2 reklam bedelini ve işbu sözleşmedeki maddi yükümlülüklerinden herhangi birini (sağlanan ürün bedelleri dahil) (Franchise verenin alacağı olup vadesinde ödenmeyen tüm borçlara), ana tedarikçi … Ticaret Ltd. Şti. ile franchise veren tarafından belirlenmiş ve belirlenecek olan diğer dış tedarikçilere zamanında ödenmediği durumlarda ilk günden başlamak ve günlük olarak hesap edilmek şartıyla, gecikme tarihinde geçerli olan T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar bakımından uyguladığı yıllık faizin 3 katı olacak şekilde faiz tahakkuk ettirilir. Ödemelerin bir yıl içinde iki kere bu şekilde aksatılması veya üst üste iki kez geciktirilmesi halinde Franchise veren derhal tüm mal ve hizmet teslimlerini kesebilir ve sözleşmeyi sona erdirme hükümlerine ilişkin prosedürü başlatabilir. Bu durum tamamen Franchise verenin takdir yetkisi içerisindedir.
Franchise alan, Franchise verenin ilerde belirleyeceği bankalarda oluşturacağı doğrudan tahsilat, doğrudan borçlanma (DBS) veya ortak havuzdan tahsilat gibi ya da Franchise verenin oluşturacağı ödeme sistemlerine uymayı kabul ve taahhüt eder.”
Bu aşamada, 24.04.2013 tarihli sözleşmenin 4.3.6 maddesinde belirlenen vade farkının tam olarak hesaplanabilmesi için icra takip tarihi olan 16.06.2014 tarihinde alacak tutarının belirlenmesi gereklidir.
12.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda (sayfa 15); icra takibine konu olan 7 adet fatura (… nolu faftıralar) arasından 6 faturanın Davalı şirketin de kayıtlarında bulunduğu, 28.03.2014 tarih ve … nolu ve tutan 25.285,04 TL olan faturanın (üzerinde vade farkı yazan fatura) Davalı şirketin kayıtlannda bulunmadığı ve bu fatura içeriği işlemin gerçekleştiği konusunda Dava dosyasında ispat edici bir bilgi veya belgeye rastlanmadığı tespiti yapılarak icra takip tarihinde Davacının alacağının 31.461,92 TL olduğu belirtilmektedir.
11.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda da benzer şekilde icra takibi tarihi itibariyle Davacı şirketin 56.746,96-TL alacaklı olduğu, Davacı Şirketin defterinde kayıtlı 28.03.2014 tarih ve … nolu, 25.285,04 -TL tutarındaki faturanın (üzerinde vade farkı yazan) faturanın Davalı şirkete teslim edilip edilmediğinin ispata muhtaç olması nedeniyle dikkate alınmazsa Davacı şirketin alacak tutarının 31.461,92 TL olacağı kanaatine varılmıştır.
Bu kapsamda yukarıda açıklanan iki bilirkişi raporunda da icra takibi tarihi olan 16.06.2014 tarihinde Davacı Şirketin 31.461,92-TL alacağı olduğu sonucuna varılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalıların itirazının 31.461,92-TL üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 6.292,38-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalıların itirazının 31.461,92, Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin Reddine.
% 20 icra inkar tazminatı 6.292,38.-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 2.149,16-TL nin peşin alınan 969,10-TL den düşümü ile kalan 1.180,06-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 998,10-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 1.800,00-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 998,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 3.775,43-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 3.034,20-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan 53,50-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 23,80-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2019

Katip …

Hakim …