Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1276 E. 2019/1082 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1276 Esas
KARAR NO : 2019/1082 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/01/2012
KARAR TARİHİ : 05/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 30.01.2012 tarihli dilekçesinde özetle; “müvekkillerin miras bırakanı olup, memleketi olan Muş ilinin Malazgirt ilçesinde tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan … …; 2001 yılı Kurban Bayramı’ nda yetiştirdiği bir kısım büyük baş hayvanını satmak üzere İstanbul’ a getirdiğini, muris … …’ın İstanbul’ a geldikten sonra, hayvanlarını satmak için Sefaköy’ de … Caddesi üzerinde bir çadır kurarak hayvanlarını burada satışa sunduğu, kurban bayramının ilk günü sabahı, davalı, yanında kardeşi … ve isimlerini belirttikleri kişiler bulunan miras bırakan … …’ ın yanına gelerek, kendisinin 150 metre kadar yukarıda kasaplık yaptığını, bayramın sonuna kadar miras bırakanın hayvanlarının tamamını satamaması halinde elinde kalan hayvanları kendisinin bedelde uzlaşırlarsa satın alabileceğini söylediğini, davalının bu teklifini olumlu karşılayan miras bırakan, davalıya elinde satamadığı hayvan kalırsa, kendisine satışı ile ilgili görüşmek üzere mutlaka yanma geleceğini belirttiğini, tarafların bu şekilde ayrıldıktan sonra miras bırakan elinde bulunan tüm hayvanları bayramın sonuna kadar satmaya çalıştıklarını ancak, o sırada ülkede yaşanan ekonomik krizin de etkisiyle, miras bırakan elinde bulunan hayvanlarının önemli bir kısmını satamadıklarını, bunun üzerine, miras bırakanın elinde kalan hayvanlarının satışıyla ilgili daha önce kendisiyle bu doğrultuda görüşme yapılmış olan davalının … Caddesi üzerindeki Kasap dükkanına bayramdan sonra giderek davalıyla elinde kalan 20 adet büyükbaş hayvanın davalıya satışı konusunda görüştüğünü ve söz konusu hayvanların 72 600,00 TL’ sı bedelle davalıya satışı konusunda karşılıklı olarak uzlaştıklarını, müvekkilinin anlaşmaları doğrultusunda davalıya 20 adet büyükbaş hayvanı aynı gün teslim ettiğini, ancak davalının müvekkiline satış bedelini hemen ödeyemeyeceğini, kendisine bir ay bir süre verilmesini işlerini toparladıktan sonra söz konusu karşılıklı olarak uzlaştıkları bedeli kendilerine ödeyeceğini belirttiğini, bunun üzerine davalının yanından ayrılan miras bırakan … …’ın davalının yanına, uzlaşılan bir aylık sürenin üzerinde neredeyse iki katı bir süre geçtikten sonra, 02.05.2001 tarihinde giderek, satış bedelinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, davalının bu görüşme sırasında miras bırakan … …’a parayı temin edemediğini, ancak kendisine 10.05.2001 tarihinde ödeyebileceğini ve eğer isterse bu bedeli kendisine belirttiği tarihte ödeyeceğine ilişkin bir bono verebileceğini belirttiğini, miras bırakan davalının bu teklifini olumlu karşıladığından, davalının huzurdaki davaya konu, 02.05.2001 tanzim, 10.05.2001 vade tarihli bonoyu düzenleyerek müvekkiline verdiğini, söz konusu bononun vadesinin gelmesine rağmen, davalının müvekkiline ödemeyi taahhüt ettiği bedeli ödemediğini, bunun üzerine müvekkilinin davalıyı arayarak, söz konusu senet bedelini neden ödemediğini sorunca, davalı söz konusu miktarı ödemek için durumunun uygun olmadığını, ancak mümkün olan en kısa süre içinde söz konusu, müvekkilinin toplam alacağını müvekkile ödeyerek senedini teslim alacağını müvekkiline beyan ettiğini, bunun üzerine beklemeye başlayan müvekkilinin, davalının kendisine taahhüt ettiği toplam bedeli ödemesi için birkaç ay davalıyı hiç aramadığını, müvekkilinin söz konusu uzun bekleme süresinin sonunda tekrar davalıyı arayarak, davalıya, neden hala borcunu ödemediğini, eğer söz konusu toplam bedeli bir ay içinde kendisine ödememesi halinde söz konusu toplam alacak bedelini, kendisinden tahsile yönelik yasal işlem başlatacağını belirttiğini, müvekkilinin bu beyanı üzerine davalının söz konusu toplam borç miktarını müvekkiline uzlaştıkları gibi bir ay içinde ödeyeceğini belirttiğini, ancak son olarak uzlaşılan tarihte de müvekkiline söz konusu toplam alacak miktarını ödemediğini, bu arada işleri sebebiyle memleketine dönmek durumunda kalan müvekkilinin, köydeyken üzerinde bulunan söz konusu bonoyu kaybettiğini, uzun süre aramasına rağmen söz konusu bonoyu bulamadığını, bu arada köyde olması sebebiyle davalı ile teması kopan müvekkilinin uzun süre İstanbul’a gitmediğini, davalı ile görüşmelerinin üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra İstanbul’a yeniden gelen müvekkilinin, davalının daha önce görüştüğü adresten ayrıldığını öğrenince, bono aslını kaybetmesi sebebiyle yaşadığı üzüntüsü bir kat daha arttığını ve en son köydeki evinde yaptırdığı bir tadilat sırasında, müvekkilinin uzun süre önce kaybettiği davalıya ait bonoyu bulduğunu, ancak bu arada, bononun bono olarak tahsilinin talep edilebilmesi için üst süre olan 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gibi, 3 yıllık sürenin üzerinden de oldukça uzun bir süre geçmiş olduğunu, bu arada, uzun yıllar sonra bulduğu söz konusu bono bedelini tahsil için taraflarınca davalı hakkında … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe ilişkin ödeme emrinin davalıya 08.06.2011 tarihinde yapıldığını ve davalı tarafça tebliğ tarihinden 5 gün sonra huzurdaki davaya konu takibe haksız olarak itiraz edildiğini, davalı tarafça söz konusu ilamsız icra takibine yönelik yapılan itiraz üzerine takiplerinin durduğunu, davalı tarafa 02.05.2001 tarihinde yapılan hayvan satışı sırasında müvekkilinin yanında bulunan tanıklarının da, daha sonra kendileriyle yaptıkları görüşme sırasında kendilerine, taraflar arasında huzurdaki davaya konu alım satım ilişkisine tanık olduklarını, müvekkilince davalıya satılarak teslim edilen 20 adet büyükbaş hayvan karşılığında, davalının da huzurdaki davaya konu bonoyu düzenleyerek müvekkiline verdiğini ve eğer istenmesi halinde söz konusu satış işlemine ilişkin kendilerinin tanıklık yapabileceklerini kendilerine beyan ettiklerini, müvekkilin davalı taraftan olan alacak hakkını tahsile yönelik taraflarınca icra dosyasıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik, davalı tarafça haksız, mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, davalının icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde müvekkilinin alacak hakkının, dayanağı bononun vade tarihine göre zamanaşımına uğradığını ve zaten müvekkilin davalıdan hiçbir alacağının bulunmadığını belirttiğini, oysaki davalıya takip açtıkları tarih itibarıyla olduğu gibi bugün de müvekkilinin alacak hakkının zamanaşımına uğramadığını, gerçekten huzurdaki davaya konu menkul mal alım satım sözleşmelerinde satım bedeli için kanunda öngörülen zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu ve huzurdaki davaya konu ihtilafta bu süre kesinlikle dolmadığını, tüm bu sebeplerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, davalı tarafa yönelik açtıkları … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasında, davalı tarafça takibe konu hak ve alacaklarının tamamına yönelik yapılan itirazın iptaliyle, takibin kaldığı yerden devamına, huzurdaki davaya konu takibe davalı tarafça yapılan itirazın, müvekkilinin alacak hakkını tahsilini engellemeye yönelik, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olması sebebiyle, davalı tarafın taraflarına, mahkemece lehlerine hükmolunacak bedelin % 40′ ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine ve ayrıca davalı tarafın yargılama giderleri ve ücreti vekaleti ödemesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü üzere, muris … … ile aralarındaki alışverişin 2001 yılı kurban bayramında gerçekleştiğini, 2001 yılı kurban bayramı, 05 Mart 2001 gününe rastladığını, davacının iddiasına göre, aralarındaki alışverişin 2001 yılı kurban bayramında, yani 05 Mart 2001 tarihinde gerçekleştiğini, bu tarih dikkate alındığında alacak ve davanın zamanaşımına uğradığını, öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, senet üzerindeki imzanın da kendisine ait olmadığını, kendisinin muris … …’a takip ve davaya konu edildiği şekilde 72.600.000.000- eski TL tutarında bir senet kesinlikle vermediğini, ayrıca senet üzerindeki imzanın da kendi imzasına benzemediğini, ayrıca senet üzerindeki yazılarında kendi yazısına hiç benzemediğini ve kendisine ait olmadığını, bu nedenle senedi ve senet üzerindeki imzayı kabul etmediğini, … …’tan iddia ettikleri gibi 20 adet büyükbaş hayvan almadığını, bir an için davacının iddiasının doğru olduğunu ve kendisinin muristen 20 adet büyükbaş hayvan aldığı kabul edilse bile, 2001 yılı itibariyle toplam bedeli 72.600.000.000-TL tutan 20 büyükbaş hayvanın, tanesi 2001 yılı itibariyle 3.630.000-eski TL’na tekabül ettiğini, bunun mümkün olmadığını, 11 yıl sonra dahi bir büyükbaş hayvanın fiyatı ancak 3.000-TL civarında iken, 2001 yılında bir büyükbaş hayvanın tanesinin bugünkü para ile 3.630-TL olduğu, 20 büyükbaş hayvan nedeniyle kendilerine 72.600.000.000-eski TL borçlu olduğu iddiasının doğru olmasının mümkün olmadığını, davacı iddiasının gerçek dışı olduğunun sadece bundan bile anlaşılacağını, 2001 yılında, bir büyükbaş hayvanın fiyatı ilgili kurumlardan araştırıldığında, davacı iddiasının gerçekdışı olduğunun ve kötüniyetli olduğunun açıkça anlaşılacağını, kendisinin davacıya ve mirasçılarına herhangi bir borcunun olmadığını, kaldı ki 72.600-TL nin az bir rakam olmadığını, hele hele 2001 yılı için çok ciddi bir rakam olduğunu, murisin bu miktarda bir alacağı olsa idi, böyle büyük bir alacak için 10 yıl hiçbir işlem yapmadan beklemesinin normal insan davranışı yahut basiretli tacirden beklenebilecek bir durum olmadığını, davacının 20-Adet büyükbaş hayvan sattığı iddiasından anlaşıldığı üzere, kendisinin “Tacir” olduğunu, TTK gereği basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğunu, gerçekten 2001 yılının parasıyla 72.600.000.000-TL alacaklı olmuş olsa, bu büyüklükteki bir alacak için 10 yıl boyunca hiçbir işlem ve takip yapmamış olmasının düşünülemez ve kabul edilemez olduğunu, bununla birlikte, davacı “Tacir” olduğuna göre, iddiasını ticari defter ve kayıtları ile de ispatlamak zorunda olduğunu, tacirlerin tutmakla yükümlü olduğu defter ve kayıtların gerek T.T.K.’da gerekse vergi mevzuatında belirtildiğini, davacının kendisine 20 büyükbaş hayvan sattığı iddiasında ise, bunu ticari defter ve kayıtları, fatura, irsaliye, hayvan sevk ve giriş çıkış belgeleri ve sair tüm yasal kayıt ve belgeler ile ispatlamak zorunda olduğunu, 10 yıl sonra ortaya atılmış afaki bir iddia ile bu miktardaki bir alacağının olduğunun kabulü hem yasaya hem hayatın gerçeklerine uygun olmadığını, davacının, dava dilekçesinde alım satım sözleşmelerinde satım bedeli için kanunen öngörülen zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu belirtmekte olduğunu, davacının iddiasına göre satış işleminin 5 Mart 2001 tarihinde gerçekleşmiş olduğunu, satışın taksitli satış olduğu yönünde yazılı bir sözleşme olmadığına göre, kabul etmemekle birlikte, taraflar arasında bir satış sözleşmesi yapılmış ise, bu sözleşmenin peşin satış olduğunu kabul etmenin zorunlu olduğunu, satışın peşin satış olduğunun kanunen kabul edildiği durumda; davacının iddia ettiği alacağının, yani mal bedelinin satışın gerçekleştiği anda ödendiği yahut ödenmesi gerektiğinin kabul edilebileceğini, bu durumda satış bedelinin peşin olarak ödendiğini, ödenmemiş olsa bile satışın gerçekleştiği an ( 5 Mart 2001 tarihi) aynı zamanda satış bedelinin ödenmesi gerektiği ( muaccel olduğu ) tarih olduğunu, davacının gerçek dışı iddiasının doğru olduğu kabul edilse bile, zamanaşımı süresinin 5 Mart 2001 tarihinde başladığının kabulü ve buna göre de alacağın zamanaşımına uğradığının kabulünün zorunlu olduğunu, dava ve takip konusu senedi kabul etmediğini, davacının iddialarının kesinlikle gerçek dışı olduğunu, haksız ve gerçek dışı iddialarla kötüniyetli olarak açılmış işbu davanın öncelikle zamanaşımından reddini, gerçekdışı iddialarla alacak talebinde bulunan ve şahsını mağdur eden kötüniyetli davacının %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ileride davada kendimi avukatla temsil ettirdiğim takdirde avukatlık ücretinin de davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Taraflar delillerini bildirmişler, takibe konu … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde alacaklının … …, borçlunun … olduğu, 10.05.2001 vadeli 72.600,00 TL lik senet yönünden yapılan ilamsız takipte 72.600,00 TL alacağın faiz masraf ve vekalet ücreti ile birlikte tahsilinin talep edildiği, borçlu vekilinin borca, faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durdurulduğu ve itirazın iptaline ilişin davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davaya konu icra takibinde 02.05.2001 tanzim tarihli, 10.05.2001 ödeme günlü 72.600,00 TL lik senet yönünden davacı tarafça ilamsız takip yapıldığı, takibe itiraz edildiği, söz konusu senedin zamanaşımına uğradığı ve yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu görülmekle taraf tanıkları dinlenilmiş, davalı cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazı ile senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca ticari ilişkinin davacının tacir olması sebebiyle ticari defterlerle kanıtlanması gerektiği, kaldı ki 2001 yılında 1 büyükbaş hayvanın değerinin 3.630,00 TL ( 3.630.000,00 eski TL) olmasının mümkün olmadığı. 72.600.00 TL lik bir senedin 10 yıldır hiçbir işlem yapmadan bekletilmesinin basiretli bir tacirden beklenecek durum olmadığı hususlarını ileri sürdüğünden, toplanan deliller çerçevesinde 2001 yılında 1 dananın fiyatının 3.630,00 TL olduğu yönünde dosyada herhangi bir delil ve belge olmadığı gibi, 12 yıl kadar önce 1 dananın satış fiyatının 3.630,00 TL olması hayatın olağan akışına aykırı olup davacı alacağının ispatlanamadığı, bu sebeple davacı tarafa resen yemin teklifi hususu hatırlatılmış, davacı vekili 04.06.2013 havale tarihli dilekçesi ile davalıya yemin teklif etmediklerini, tanık beyanına göre davanın ispatlandığını belirtmiş, davacı tarafça davalıya yemin teklif edilmediği görülmektedir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; ” Davacıların davasının reddine.” karar verilmiştir.
Bu karar davacı taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/5581 E, 2014/9288 K sayılı 15.05.2014 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “Dava zamanaşımına uğramış bono nedeniyle temel ilişkiye dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davalı cevap dilekçesinde açıkça alacağın dayanağı olan zamanaşımına uğramış bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece öncelikle davalının bu savunması üzerinde durulup, dava konusu bonodaki imzanın davalıya ait olup olmadığı konusunda imza incelemesine esas tanzim tarihinden önceki tarihli belge asılları getirtilerek, davalının mahkeme huzurunda imza örnekleri aldırılarak HMK 208 vd. maddeleri uyarınca bono üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle rapor alınarak bonodaki imzanın davalıya ait olduğunun tespiti halinde ise mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, zamanaşımına uğramış bono yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, temel ilişki tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir. Davacıların söz konusu bononun 20 adet büyükbaş hayvan için verildiği yönündeki beyanları da dikkate alınarak davaya konu bono nedeniyle, tarafların alacak borç durumunun tespiti gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Bozma ilamına uyulduğundan İnceleme konusu v İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe konu senetteki … adına atılı bulunan borçlu İmzalarının … isimli şahsın mukayese el yazılan ve imzalan ile karşılatılması istemi ile dosya grafolog bilirkişiye verilmiştir.
İncelenecek senette Ödeyecek …, alacaklı … … adlarına düzenlenmiş 02.05.2001 tanzim ve ödeme tarihli 72.600.000.000.-TL değerli bir adet senet olduğu anlaşılmaktadır. .
… İsimli şahsın mukayese imzalarım içeren Bila tarihli huzurda alınmış 6 (altı) adet mukayese belgesi. 22.11.2012 tarihti duruşma tutanağı. Bila tarihli … Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben yazılmış bir adet dilekçe. 13.06.2011 tarihinde … Noterliğince … Y.No ite düzenlenmiş genel vekaletname fotokopisi mukayese edilmiştir.
Grafolog bilirkişice optik ve teknik aletler, regula cihazı, yatay ve dikey ışık kaynaklan, yardımlarıyla, üstten, alttan ve yandan (yatay) ışık vererek imza kopyacılığı tetkiki, bilgisayar ortamında çeşitli görüntüleme programlan ile büyüterek kıyaslama ve çakıştırma vb. metotlar kullanılması suretiyle, gerekil incelemeler yapılarak İnceleme konusu Ödeyecek …, alacaklı … … adlarına düzenlenmiş tanzim ve 10.05.2001 ödeme tarihli 72.600.000.000.-TL. değerli bir adet senetteki … adına atılı bulunan borçlu imzalarının inceleme konusu ödeyecek …, alacaklı … … adlarına düzenlenmiş tanzim ve 10.05.2001 ödeme tarihli 72.600.000.000.- (Yetmişikimilyaraltıyüzmilyon) TL. değerli bir adet senetteki … adına atılı bulunan borçlu imzalarının mevcut mukayese el yazılan ve imzalarına atfen kuvvede muhtemel … isimli şahıs eli mahsulü oldukları kanaati ile raporlarını sunmuşlardır.
Bu bilirkişi raporuna yapılan itiraz üzerine bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda özetle; İnceleme konusu Ödeyecek …, alacaktı … … adlarına düzenlenmiş 02.05.2001 tanzim ve 10.05.2001 ödeme tarihli 72.600.000.000.- (Yetmişikimilyaraltıyüzmilyon) TL değedi bir adet senet üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığı hususunda yapılan incelemede; Rakamla değer belirtilen bölümdeki “72.600.000.000.-” Rakamlarının tamamı üzerinden mürekkep tonları birbirine yakın birden fazla mürekkepli kalemle gidilmiş olduktarı, “7″ rakamının yazım kompozisyonu açısından kısmen daha düzensiz olduğu görülmüş olup, gözlenmiş olan düzensizlikler rakamla değer belirtilen bölümün kuvvetle muhtemel “2.600.000.000.-” TL. iken “72.600.000.000.-” durumuna dönüştürülmüş olabileceği kanaatini vermekte ise de bütün rakamlar üzerinden farklı mürekkepli kalemlerle müteakip defalar gidilmiş olması nedeniyle, anan bölümde tahrifat yapılıp yapılmadığı kanaatini güçlendirecek derecede bulgular tespit edilemediğinden daha ileri derecede bir görüş belirtilmesi mümkün olamamıştır. Görüşü ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı murislerin sunduğu belgeleri. Mahkememizce dinlenen tanıklar, verilen ilk hüküm, Yargıtay Bozma ilamı ve bozma ilamına uyulması üzerine yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen grafolog rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacıların miras bırakanı olup, memleketinden 2001 yılı Kurban Bayramı’nda yetiştirdiği bir kısım büyük baş hayvanını satmak üzere İstanbul’ a getirdiğini, muris … …’ın İstanbul’ a geldikten sonra, hayvanlarını satmak için Sefaköy’ de … Caddesi üzerinde bir çadır kurarak hayvanlarını burada satışa sunduğu anlaşılmaktadır. Davacıların murisi bayramın sonuna kadar hayvanlarının tamamını satamaması halinde elinde kalan hayvanları kendisinin bedelde uzlaşırlarsa satın alabileceğini söylediğini, davalının bu teklifini olumlu karşılayan miras bırakan, davalıya elinde satamadığı hayvan kalırsa, kendisine satışı ile ilgili görüşme yapılmıştır. Bunun üzerine davalı ile fiyatta anlaştığından davalının … Caddesi üzerindeki Kasap dükkanına bayramdan sonra giderek davalıyla elinde kalan 20 adet büyükbaş hayvanın davalıya satışı konusunda görüştüğünü ve söz konusu hayvanların 72.600,00 TL’ sı bedelle davalıya satışı konusunda karşılıklı olarak uzlaştıkları kanaatine varılmıştır. Ancak davalının davacıların murisine satış bedelini hemen ödeyemeyeceğinin anlaşılması üzerine 02.05.2001 tarihinde giderek, satış bedelinin karşılığında davalının huzurdaki davaya konu, 02.05.2001 tanzim, 10.05.2001 vade tarihli 72.600,00 TL’ lik bonoyu düzenleyerek davacıların murisine verdiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı senetteki imzasını inkar etmiş ise de yaptırılan bilirkişi incelemesinde senetteki imzanın davalının eli mahsulü olduğu belirlenmiştir. Bonodaki imzanın davalıya ait olduğunun tespit edildiğinden zamanaşımına uğramış bono yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, temel ilişki tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir. Davacıların söz konusu bononun 20 adet büyükbaş hayvan için verildiği yönündeki beyanları da dikkate alınarak davaya konu bono nedeniyle davalının davacıların murisine borçlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle İş bu davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 72.600 Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 29.040.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın Kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 72.600-TL üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmasına,
% 40 icra inkar tazminatı 29.040-TL nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
2- Karar ve ilam harcı 4.959,30-TL nin peşin alınan 715,15-TL den düşümü ile kalan 4.244,15-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 739,60-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 833,55-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5- Davacılar kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 8.336,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacıların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır