Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1201 Esas
KARAR NO : 2023/445
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2014
KARŞI DAVA TARİHİ : 05.01.2015
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 30.12.2009 tarihinde müvekkilinin maliki bulunduğu taşınmazda inşa edilecek otelin mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin ifası konusunda sözleşme akdedildiğini, sözleşme gereğince davalı şirkete toplamda 550.000,00-TL tutarında ödeme yapıldığını, davalı tarafların sözleşmenin 5. maddesi gereğince en geç 31.03.2010 tarihinde bitirileceği taahhüt edilen projeyi teslim etmediğini, sözlü olarak ihtar edilmesine rağmen alınan ödemenin faturasını düzenlemekten imtina ettiğini, bu nedenle davalı şirkete Beyoğlu … Noterliğinin 14.06.2012 tarihli ve… yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek davalının edimlerini derhal ifa etmesi, ihtarnamenin keşide edildiği tarih olan 14.06.2012 tarihine kadar işlemiş gecikme cezasının ödenmesi ve sözleşmenin ifasında temerrüte düşmesi sebebiyle sözleşmenin feshedildiği hususlarının ihtaren bildirildiğini, davalı tarafın bu ihtarnameye cevap vermediğini ve borcunu ifa etmediğini, sözleşmenin 14.06.2012 tarihinde feshedildiğini ve davalının 550.000,00-TL tutarlı ödemeyi haksız olarak yedinde bulundurduğunu, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının ise haksız olarak takibe ve ödeme emrine itiraz ettiğini, davalılardan …’in yöneticisi ve baskın ortağı olduğu şirketin alacağı olan 350.000-00-TL’nin kendi şahsi hesabına gönderilmesine sebep olduğunu, bu yolla ortağı olduğu şirket ile şahsi mal varlığının karışmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Sözleşmeye konu projenin davacı tarafa teslim edilmediği iddiasının gerçekleri yansıtmadığını, davacı tarafın iddiasının aksine dava konusu sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından hazırlanmış ve Beşiktaş …Noterliği tarafından tasdik edilmiş toplam 7 adet proje olduğunu, yapılan çalışmalarda taşınmazın imar durumunun alınmamış olduğu için uygulama projesi çizilemediğini, iş başlangıcında müvekkiline iletilen imar durumunun geçerliliğini yitirmiş 07.08.2008 tarihli bir belge olduğunu, taşınmazın imar durumunu ancak 30.05.2011 tarihinde alındığını, arazi içinde bulunan İski kanalının tüm projenin başkan ele alınmasını gerektirdiğini, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine sözleşme konusu edimlerini ifa etmekte geciken tarafın müvekkili değil bizzat davacının kendisi olduğunu, müvekkilinin davacı şirketin yapılacak yatırıma ilişkin kararını netleştirmesini ve taşınmazın imar durumunun alınmasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmesini iyi niyet ile beklediğini, müvekkilinin projeleri çizmiş ve davacıya teslim etmiş olmasına rağmen davacının proje bedelinin KDV tutarı olan 99.000,00-TL’yi ödemeden müvekkiline ihtarname göndermesi üzerine müvekkilinin çizmiş olduğu projeleri tespit ettirmek üzere notere başvurduğunu, davacının hiçbir iş yapmamış iddiasında bulunduğu müvekkiline para ödemesi yapmasının hayatın olağan akışıyla bağdaşmayan bir husus olduğunu, davacı tarafından projenin hazırlanması sırasında müvekkiline otel yapımı fikrinden vazgeçildiğini ve otel yerine konut yapımı kararı alınıp beklenileceğinin bildirildiğini, bu yeni imar durumunun iş veren tarafından 11.07.2014 tarihinde ancak elde edilebildiğini, davacıya karşı dava açtıklarını, sözleşmenin 4. maddesi gereği kararlaştırılan iş bedelinin 550.000,00-TL ve KDV (99.000,00-TL) olduğunu, müvekkilinin sözleşme uyarınca 99.000,00-TL alacaklı bulunduğunun sabit olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu ek çalışmalara ilişkin olarak hak ettiği ücretlerin karşı taraftan talep edilebilmesi için bilirkişi inceleme yapılmasını talep ettiklerini, bu nedenle asıl davanın reddini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, karşı davalarının kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalının karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı/ karşı davacının kdv alacağı bulunmadığını zira geçerli bir fatura bulunmadığını, gerek delilleri ekinde gerekse davalı/karşı davacının delilleri ekinde ibraz edilen 15.07.2014 tarihli ihtarname incelendiğinde görüleceği üzere bu ihtarname ile ifa edilmeyen hizmetin faturasının düzenlenmesi talep edilmemiş, “müvekkilin bu faturanın düzenlenmemesi ve teslim edilmemesinden kaynaklanacak her türlü maddi manevi zararından sorumlu olacağı, kamu kurumları tarafından müvekkil aleyhine ceza kesilmesi halinde davalıya rücu edileceği” bildirildiğini, eğer davalı/karşı davacı taraf; faturayı hizmetin ifası ile düzenlemesi gerektiği kanaatinde ise ; fatura, projenin teslimi ile düzenlenmesi gerektiği,
eğer davalı/karşı davacı taraf fiili ödeme tarihinde fatura düzenlemesi gerektiğini kanaatinde ise ; her bir ödeme tarihinde fatura düzenlenmesi gerektiği, eğer davalı/ karşı davacı taraf yapılan ödemeleri avans olarak nitelendirip sözleşmenin ifasının tamamen neticelenmesi ile fatura düzenlemesi gerektiği kanaatinde ise; bu halde de iş bu faturayı sözleşme süresi içinde düzenlemeyerek sözleşmeyi zamanında ifa etmediğini açıkça ikrar etmiş bulunduğunu, devamla Davalı/karşı davacının 11.08.2014 tarih 066924 no’lu 649.000 TL bedelli faturasının gerek VUK md 231/5. Maddesi gerek sözleşmenin ifa edilmemesi ve sözleşmenin feshedilmiş olması sebepleri ile kabulü elbette ki mümkün olmadığını, bu sebeple Üsküdar … Noterliği 15.08.2014 tarih … yevmiye no’lu ihtarname ile söz konusu fatura iade edildiğin, belirsiz alacak iddiasında bulunan tarafın asgari alacağını bildirmesi gerekmekte iken, davalı/ karşı davacı asgari bir miktar belirlemediğin, bu eksikliğin bulunması sebebi ile talebinin reddini, davalı/karşı davacı tarafın ücret talebi belirlenebilir nitelikte olup HMK Md 108 gereğince belirsiz alacağı söz konusu olmadığını, bu sebeple davalı/ karşı davacının bu talebinin açıklanması ve uygun miktarda harç yatırması için kesin süre verilmesini,
davalı/karşı davacı taraf, sözleşmenin 3.3. maddesi çerçevesinde değişiklikleri bedelsiz olarak uyarlayacağını taahhüt ettiğini, bu madde gereğince ek ücret talep etme hakkı bulunmadığını, davalı/karşı davacı mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin ifa edilmesini taahhüt ettiğini, mühendislik hizmetlerinin 3. bir şahıstan aldığı iddiası ile ödediği ücreti asıl davacıdan talep edemeyeceğini, ilaveten davalı/ karşı davacının iddiasına konu “bir başka şirketten mühendislik hizmeti alınması için fiyat teklifi alınması” bir iş/bir mesai olmayıp davalı/karşı davacıya ücret talep hakkı vermediğini belirterek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddini talep etmiştir.
Tanık … tanıklığında “Ben …Gayrimenkul şirketinde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım, davalı … ile de çalıştık, muhtelif kez …Şirketinin sahibinin talepleri üzerine projelerde çeşitli değişiklikler yapıldı, çalışmalar yapıldı, düz oldu, yüksek oldu, otel oldu. İmar ile ilgili sorunlardan dolayı gecikmenin bir kısmı bundan kaynaklandı. Ayrıca gelire dayalı bir proje olduğundan dolayı proje ilerleyen aşamalarda farklılaştı. Budin’in taleplerinin değişmesinin nedeni çeşitli projelere göre elde edeceği gelirden dolayıydı. …’den kaynaklanan benim tanık olduğum bir gecikme olmadı.4 5 e yakın maket çizim yapıldı, proje planları yapıldı. Gelire dayalı ölçümlerin olduğu business plan davalı tarafından yapılmıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 15.10.2020 tarihli celsesinde dinlene tanık …’in beyanında; “Ben …Gayrimenkul şirketinde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım, davalı … ile de çalıştık, muhtelif kez …Şirketinin sahibinin talepleri üzerine projelerde çeşitli değişiklikler yapıldı, çalışmalar yapıldı, düz oldu, yüksek oldu, otel oldu. İmar ile ilgili sorunlardan dolayı gecikmenin bir kısmı bundan kaynaklandı. Ayrıca gelire dayalı bir proje olduğundan dolayı proje ilerleyen aşamalarda farklılaştı. Budin’in taleplerinin değişmesinin nedeni çeşitli projelere göre elde edeceği gelirden dolayıydı. …’den kaynaklanan benim tanık olduğum bir gecikme olmadı.4-5’e yakın maket çizim yapıldı, proje planları yapıldı. Gelire dayalı ölçümlerin olduğu business plan davalı tarafından yapılmıştır.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Yüksek Mimar (2) ve Konu Uzmanı bilirkişi heyetinin 08/06/2016 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; Sözleşmede kararlaştırılan tarihe kadar davalı tarafın hizmetleri bitirilememesinin, davacı …A.Ş. tarafından son imar durumunun vaktinde verilememesinden kaynaklandığı, bu durumda, işveren olan davacı …A.Ş.’nin kendisinden kaynaklanan bir gecikme sebebiyle davalı taraftan, sözleşmede öngörülen işin teslim tarihi olan 31.03.2010’dan itibaren ihtarnamenin gönderildiği 14.06.2012 tarihine kadar geçen süre için ihtarnamede yer alan günlük 100 Euro gecikme cezası talebinin yerinde olmadığı, bu bedelin istenemeyeceği,
-Taraflar arasındaki sözleşmenin, söz konusu otelin inşasında verilecek mimarlık hizmetlerini düzenleyen ve iki tarafa borç yükleyen bir eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, sözleşmeye göre yüklenicinin yapacağı esere, sunacağı hizmetlere karşılık, davacı işverenin de bedel ödeme borcu bulunduğu,
-Davacının sözleşme bedelinin tamamını (KDV hariç) ödemiş olmasının, Türk Borçlar Konunu gereği bir yükümlülük olduğu ve tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan birinin borcunu ifa etmiş olmasının karşı tarafında borcunu tam ve usulüne uygun ifa ettiği anlamına gelmeyeceği, TBK. m. 97 gereği; alacağını tam ve usulüne uygun bir şekilde alamayan alacaklının sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre ödemezlik defi öne sürerek borcunu ifadan kaçınabileceği, fakat bu defi imkanının tarafın takdirinde bulunduğu, borcunu ifa etmek isterse buna da hukuki bir engel bulunmadığı, bu kapsamda davacının borcunu ifa etmiş ödemezlik definde bulunmamış olmasının, karşı tarafın borcunu tam ve usulüne uygun ifa ettiği anlamına gelmeyeceği,
-Sözleşmenin 3.3 maddesinde yer alan uyarlama ifadesi dikkate alınarak değişikliklerin yükleniciye getirdiği yük durumuna göre değerlendirme yapmak gerektiği, davalı tarafça yapılan 7 adet projenin basit bir uyarlama olarak nitelendirilemeyeceği, bu durumda hiçbir hizmetin bila bedel yapılma olanağı bulunmaması gerektiği ve hukuk ile teamüle uymayan sözleşme maddelerinin (3.3, 6.7) somut olay bakımından “bedelsiz” olarak değerlendirilemeyeceği ve projelerin Türkiye Mimarlar Mühendisler Odaları Birliği Mimarlar Odası mimarı proje en az bedeli hesabına göre değerlendirilmesi gerektiği,
-Tetkikat bölümü 3C’de açıklanan iş bu çalışmaların T.M.M.O.B mimarlar odası en az bedeli toplamının 948.360 TL olarak tespit edildiği, sadece mimari proje hizmeti bedeli olan bu ücrete statik, elektrik, mekanik projelerin dahil olmadığı, zaten davalının iş bu mühendislik hizmetlerini yapmadığı, her bir iş için ayrı ayrı ücret takdir edilmesi gerekip gerekmediği hususunun mahkemenin takdirinde bulunduğu,
-Davalının, tacir olduğu düşünüldüğünde sözleşme yapılırken uyarlama işlemlerinin bedelsiz olarak yapacağını bildiği, T.M.M.O.B mimarlar odası en az bedeli uygulamasını da bilmemesinin mümkün olmayacağı, uyarlama işlemlerinin maliyetinin kararlaştırılan bedeli aşması durumunda, bu durumu derhal karşı tarafa bildirmesi gerektiği, fakat dosya kapsamında böyle bir bildirimin yapıldığı hususunun anlaşılamadığı, TTK. m. 18 gereği basiretli tacir gibi hareket etmesi gereken davalının bu ilkeye uyup uymadığının takdirinin mahkemede olduğu, hal böyle iken, kararlaştırılan bedelin üzerine çıkılması durumunun davacıya yükletilemeyeceği hususunun da mahkemenin takdirinde olduğu, kanaatimizce sözleşme bedelinin üzerindeki tutarın davacıdan talep edilemeyeceği, fakat yapılan işlerin de yok sayılamayacağı, davalı tarafın yapmış olduğu çalışmalar karşılığında davacının proje bedeli için ödediği 550,000 TL’nin davalıdan geri istenemeyeceği,
-30.12.2009 tarihli hizmet sözleşmesiyle borçlanılması üzerine 01.10.2010 tarihinde 550 bin TL ödemesi tamamlanan hizmet işine ilişkin 11.08.2014 tarihinde keşide edilen faturadan davacı üzerinde doğan bir KDV borcunun bulunup bulunmadığı hususunun mahkemenin takdirinde bulunduğu”nu belirtmişlerdir.
Yüksek Mimar (2) ve Konu Uzmanı bilirkişi heyetinin 09/05/2017 tarihli 9 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Davacı …Gayrimenkul Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin davalı …’e sözleşme ödeme tarihlerinden geç de olsa (son ödeme 01.10.2010) KDV hariç tüm proje bedelini 550.000-TL olarak tamamını ödemiş olması, proje hizmetinin davalı tarafından yapıldığı bilirkişi heyetinin kanaati olduğunu,
-Sözleşmenin 3.3 maddesinde “…Gayrimenkul Yatırım San. ve Tic. A.Ş talite ve standartları değiştiği ve bu değişik yükleniciye bildirildiği takdirde, yüklenici mimarlık hizmetlerini bildirecek değişik kalitede standartlara bedelsiz uygulayacaktır” yazıldığı, vakıf ve hayır hizmetleri dışında hiçbir hizmetin bila bedel yaptırılması şartı hukuka ve teamüle uymayan iş bu sözleşme maddelerinin (madde 3.3, 6.7) uygulanamaz oluşu ile yok sayılması kanaati oluşan davalı … Mim. İnş. San. Tic. Ltd. Şti’nin yapmış olduğu ve dosyaya ibraz ettiği 7 adet mimarı projeyi Türkiye Mimarlar Mühendisler Odası Birliği Mimarlar Odası “mimari proje en az bedeli” hesabına göre değerlendirme gereği bilirkişi heyeti kanaati olduğu, tahkikat bölümü 3C’de açıklanan iş bu çalışmaların TMMOB Mimarlar Odası En Az Bedeli toplamı olarak; 948.360 TL + KDV olduğunu, sadece mimari proje hizmeti bedeli olan bü ücrete statik, elektrik, mekanik projeler dahil olmadığı, zaten davalının iş bu mühendislik hizmetlerini yapmadığı, davalı …’in 948.360 TL toplam en az bedel hak ediş talebinin mahkemenin takdirinde olduğu, davacının kabul etmediği ve geri gönderdiği 550.000 TL + KDV faturanın kanunen davacıya ait olan KDV’sini (99.000 TL) olarak ödediğini beyan eden davalı tarafın iş bu KDV ücretinin davacı tarafından (99.000 TL) davalının talep ettiği şartlarla ödenmesi gerektiği,
-Sözleşmede yazılan bitim süresinin 31.03.2010 olarak kabul edildiği, davacının sözleşmeye göre bitiş tarihi ile fesih etmek isteği 14.06.2012 tarihi arasındaki gün sayısı ile 100 Euro gün cezai şartın çarpımından toplam, davalıdan talep edemeyeceği ve proje bedeli için ödediği 550.000 TL’nin davalıdan geri isteyemeyeceği kanaatine varıldığı”nı belirtmişlerdir.
Prof Dr…’nun (Akademisyen- İTÜ Mimar) bilirkişinin ayrık görüş raporunda özetle; Davalı/karşı davacı tarafın ürettiği 2 adet proje için talep edebileceği bedel 265.198,00 TL olarak hesaplandığı, davacı/karşı davalı tarafça yapılan ödeme miktarı 550.000,00 TL olduğundan aradaki farkın (284.802,00 TL) davalı/karşı davacı … Mimarlık Ltd. Şti. tarafından davacı/karşı davalı …Gayrimenkul Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye iadesi uygun bulunduğu belirtilmiştir.
Yüksek Mimar (2) ve Konu Uzmanı bilirkişi heyetinin 20/04/2018 tarihli 7 sayfadan ibaret 2. ek raporunda özetle; Kök ve birinci ek raporlarındaki değerlendirimizde bir değişiklik bulunmadığı, sözleşmede belirlenen teslim süresinde işin teslim edilememesinin, bir başka ifadeyle işin gecikmesinin davacı taraftan kaynaklandığı ve bu nedenle davacının gecikme tazminatı talep edemeyeceği, noter tasdikli maket ve yakıt tarihi belli olan cd’lerin dosya kapsamında incelenmesi ve delil niteliği bulunduğu yönündeki değerlendirme ve kanaatlerimizde de bir değişiklik bulunmadığı, davalı/karşı davacı …’in bu kadar çeşitli çalışma yapabilmesi için, bu proje çalışmalarını davacı/karşı davalı …A.Ş.’ye proje ve cd ile arz etmiş olması gerektiği, bütün bu çalışmaları davalı/karşı davacı …’in kendi inisiyatifi ile yapamayacağı, yan parselin alınması tasarrufunun davalı/karşı davacı …’de olamayacağı, bu projelerin tümünün …A.Ş.’nin isteği ve talebi doğrultusunda yapıldığı, projelerin hazırlandığı noktasında çoğunluk bilirkişi heyeti ile ayrık rapor sunan sayın bilirkişinin raporları arasında bir aykırılık bulunmadığı, her iki raporda da projelerin hazırlandığı sonucuna ulaşıldığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mimar (2) ve İnşaat Mühendisi bilirkişi heyetinin 15/01/2019 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin konusunun; davacı işverenin tapuda sahip olduğu parsel üzerine… A.Ş kalite ve standartlarına uygun şekilde inşa edilecek otel ile ilgili, dökümü iş bu sözleşmeye “A-Eki” olarak ekli “Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri” başlıklı belgede yazılı hizmetlerin yüklenici tarafından taahhüt edilmesi ile ilgili ilke kayıt, şart, esas ve hükümlerin tayin ve tespiti olduğunu,
-Arsa üzerinde yapılabilecek binanın kat yüksekliğini, çekme mesafelerini, yapının niteliğini gösteren imar durum belgesi inşaat yapabilmek için alınması gereken resmi zorunluluk olup, sözleşme süresinde yürürlükte olan imar belgesinin sözleşmenin 3.5 maddesi çerçevesinde davacı işveren tarafından ilgili belediyeden temin edilerek, davalı yükleniciye verildiği kanaatine varıldığı, davacı yüklenicinin de sözleşme süresi içinde yürürlükte olan imar durumu çerçevesinde, dosya kapsamına cd içinde sunulan dijital ön proje/teklif, proje/avan projeleri tanzim ettiği, imar durumunun davacı işveren tarafından davalı yükleniciye verilmemesi durumunda söz konusu çalışmaların yapılamayacağı,
-Sözleşme süresi içinde yürürlükteki imar durumu çerçevesinde cd içinde 6 adet teklif/ön proje/avan proje sunulduğu, davalı yüklenici tarafından da ikinci 6. çalışmanın uygulama projesi olduğu belirtilmişse de, 6 nolu uygulama projesi olarak adlandırılan çalışmanın; uygulama projesi niteliğinde olmadığı zira; avan projenin davacı işveren tarafından onaylanıp, kesin proje safhasına geçilmeden ve kesin proje safhasında da; tekrar düzeltilmesi gereken hususlar olursa düzeltilerek, projenin kesinlik kazanmasından ve işverence onanmasından sonra uygulama projesinin tanzim edilmesi gerekirken, kesin projenin mevcut olmadığı gibi, diğer taraftan sözleşmenin eki olan Ek-A “Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri”nde; “söz konusu hizmetler, sözleşmede belirtilmiş olan yapı ile ilgili olarak belediyelerin isteyebileceği ve işverenin onayından geçmiş her türlü; mimari projeler, statik ve betonarme projeleri, mekanik ve tesisat projeleri, elektrik projeleri ile tatbikat esnasında gerekebilecek her türlü revizyon projeleri ve detay projelerini içerdiği” dikkate alındığında; kesin proje çalışmasına paralel olarak mühendislik hizmetleri çalışmalarının da devam etmesi gerekirken, bu çalışmaların da mevcut olmadığı dosya kapsamı çerçevesinden anlaşıldığı,
-Cd içinde yer alan 4 nolu ve 5 nolu proje olarak adlandırılan “teklif çalışmaları” sözleşme konusu arsanın, yanında yer alan parselin tevhidi durumunda yapılacak otel inşaatı için araştırma projesini kapsamında olup ancak sözleşme kapsamındaki arsanın yanında yer alan parsel ile birleştirilmesi durumunda, yapılacak otel inşaatı ile ilgili araştırma projesi dizaynını içeren sözleşmede bir madde yer almadığı gibi, davacı işveren tarafından sözleşme dışı verilmiş bu çalışmanın yapımını kanıtlayan bir belgenin davalı yüklenici tarafından dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından ve ayrıca bu çalışmanın ayrı bir sözleşme konusu oluşturduğundan 4 ve 5 nolu teklif çalışmalarının dikkate alınmadığı,
-1 nolu, 2 nolu, 3 nolu, 6 nolu proje çalışmaları ayrı ayrı müstakil proje çalışası olarak kabul edilemeyeceği, otel projesinin çözümü ile ilgili ve sözleşmenin 3.1 ve 3.3 maddesi çerçevesinde işveren davacıya sunulmuş, değişik versiyonlarda hazırlanmış teklif çalışmaları/avan proje çalışmaları olduğu, her bir çalışma için ücret talep edilemeyeceği kanaatine varıldığı,
-Davalı yüklenicinin sözleşme süresi içinde sözleşme ve eki Ek-1 çerçevesinde görevini tamamlayamadığı, sözleşme süresi sonrasında değişen 25.05.2011 tarihli imar durumu çerçevesinde cd içinde sunulan 7 nolu uygulama projesi olarak adlandırılan projede yapılan incelemede, yukarıda (e bendinde) detaylı izaha çalışıldığı üzere, uygulama projesi olarak adlandırılan projenin uygulama projesi niteliğinde olmadığı kanaatine varıldığından, heyetimizce kabul görmediği,
-Davacı işverenin sözleşme süresi sonrasında da ödemelere devam etmesi, sürenin zımnen uzaması ve ikinci 25.05.2011 tarihli imar durumunun 30.05.2011 tarihinde edinilmesi, sözleşmenin 14.06.2012 tarihinde feshedilmesi dikkate alındığında; davalı yüklenicinin ikinci imar durumunun edinildiği tarih ile sözleşmenin feshi tarihi arasında geçin bir senelik zaman dilimi içinde de mimarlık ve mühendislik hizmetlerini tamamlayamamış olduğu,
-Sözleşmenin 4. maddesinde; mimarlık ve mühendislik hizmetleri dokümanında yer alan yüklenicinin yükümlendiği birinci bölümdeki işlere ilişkin ödenecek ücret 550.000,00-TL+KDV olarak hesap edildiği,
-İfa edilen teklif projesi/ön proje/avan proje olduğundan, kesin proje, uygulama projesi, statik ve betonarme projeleri, mekanik, tesisat projeleri, elektrik projeleri mevcut olmadığından ruhsat almaya elverişli olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mimar (2), Konu uzmanı Akademisyen (1) ve İnşaat Mühendisi(1) bilirkişi heyetinin 11/01/2021 tarihli 12 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Teknik açıdan sonuç ve kanaate göre:Profesyonel olarak bu işi yürüten davalı mimarlık şirketinin; sözleşme öncesi dava konusu taşınmaza dizayn edeceği proje ile ilgili; araziyi görmeden, arazinin topoğrafik durumu hakkında bilgi edinmeden projeyi dizayn edemeyeceği gibi, imar mevzuatına göre yapılaşma hakkını gösteren resmi belge olan imar durum belgesi hakkında bilgisi olmadan projenin hazırlanamayacağından hareketle, her ne kadar, imar durum belgesi alma yükümlütüğü sözleşme gereği davacıya ait olsa da, davalı mimarlık şirketinin sözleşme öncesi dava konusu taşınmaza dizayn edeceği proje ile ilgili imar durumu hakkında bilgi edindiği, aksi taktirde davalı mimarlık şirket tarafından dizayn edilmiş mevcut otel avan projesini sözleşme öncesinde ve sonrasında tanzim edemeyeceği ve tanzim ettiği projelerin hiçbir geçerliliğinin olmayacağı görüşüne varıldığı,
Kaldı ki, Davalı vekili bir taraftan İmar Durum belgesini geçersiz kılarken, diğer taraftan bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içerin dilekçesinde: Dava konusu olan projelerin, sözleşme kapsamında hazırlandığını belirterek, dolaysıyla Sözleşmenin bağlı olduğu 07.08.2008 tarihli İmar Durum Belgesine göre projelerin hazırlandığının kabul edildiği,
1 no’lu, 2 no’lu, 3 no’lu, 6 no” lu proje çalışmaları;Ayrı ayrı müstakil proje çalışması olarak kabul edilemeceği, otel projesinin çözümü ile ilgili ve sözleşmenin 3.1. ve 3.3 maddesi çerçevesinde; İşveren/davacıya sunulmuş, değişik versiyonlarda hazırlanmış teklif çalışmaları/avan proje – çalışmaları olduğu, her bir çalışma için ücret talep edilemeyeceği,
Her ne kadar, davalı-karşı davacı vekilince, proje çalışmalarda metrekarelerde farklılık olduğu beyan edilmişse de; 1 no’lu, 2 no’lu, 3 no’lu ve 6 no’lu Avan Proje çalışması niteliğinde olan projede;
İmar durumuna göre yapılacak olan atel inşaat projesinin; taban alanının, arsa alanının ne kadarına yapılacağının oranı (TAKS) ve kat alamnı kat sayısı (KAKS) nın değişmeyeceğinden/değişemeyeceğinden, değişik alan ölçülerinin dikkate alınmadığı, yapılan bu üç teklif çalışmalarının; değişik varyasyonlarda hazırlanmış teklif çalışmaları olup, ücret talep edilemeyeceği,
3-6 no’lu uygulama projesi olarak adlandırılan çalışmanın; uygulama projesi niteliğinde olmadığı, zira; avan projenin davacı işveren tarafından onaylanıp, kesin proje safhasına geçilmeden ve kesin proje safhasında da; tekrar düzeltilmesi gereken hususlar olursa düzeltilerek, projenin kesinlik kazanmasından ve işverence onanmasından sonra uygulama projesinin tanzim edilmesi gerekirken, kesir projenin mevcut olmadığı gibi,
Diğer taraftan, Sözleşmenin eki olan, Ek-A “Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri” nde belirtildiği üzere; Kesin proje çalışmasına paralel olarak mühendislik hizmetleri çalışmalarının da devam etmesi gerekirken, bu çalışmaların da mevcut olmadığı dosya kapsamı çerçevesinden anlaşıldığı,
CD içinde yer alan 4 no’lu ve 5 no’lu proje olarak adlandırılan “Teklif Çalışmaları”’; Sözleşme konusu arsanın, yanında yer alan parselin tevhidi durumunda yapılacak Otel inşaatı için araştırma projesini kapsamakta olup,
Ancak, sözleşme kapsamındaki arsanın, yanında yer alan parsel ile birleştirilmesi durumunda; yapılacak atel inşaatı ile ilgili araştırma projesi dizaynını içeren sözleşmede bir madde yer almadığı gibi, davacı/fişveren tarafından sözleşme dışı verilmiş bu çalışmanın yapımını kanıtlayan bir belgenin davalı/yüklenici tarafından dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından ve ayrıca bu çalışmanın ayrı bir sözleşme konusunu oluşturduğundan, 4 ve 5 no’lu teklif çalışmalarının dikkate alınmadığı,
Davalı/Yüklenici’ nin sözleşme süresi içinde Sözleşme ve eki Ek-1 çerçevesinde görevini tamamlayamadığı, sözleşme süresi sonrasında değişen 25.05.2011 tarihli imar durumu çerçevesinde CD içinde sunulan, 7 no’lu Uygulama Projesi olarak adlandırılan projenin yukarıda (D bendinde) detaylı izaha çalışıldığı üzere, uygulama projesi olarak adlandırılan projenin uygulama projesi niteliğinde – olmadığı kanaatine varıldığından, heyetce kabul görmediği,
Davacı/İşveren’ in sözleşme süresi sonrasında da ödemelere devam etmesi, sürenin zımnen uzaması ve ikinci 25.05.2011 tarihli imar durumunun 30.05.2011 tarihinde edinilmesi, sözleşmenin 14.06.2012 tarihinde fesh edilmesi dikkate alındığında;
Davalı/Yüklenici’ nin, ikinci imar durumunun edinildiği tarih ile sözleşmenin feshi tarihi arasında geçen yaklaşık bir senelik zaman dilimi içinde de mimarlık ve mühendislik hizmetlerini tamamlayamamış olduğu,
Sözleşmenin 4. maddesinde; Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri dokümanın da yer alan Yüklenici’ nin yükümlendiği birinci bölümdeki işlere ilişkin ödenecek ücret 550.000,00 TL4KDV olup, Davalı/Yüklenici’ nin ifa etmiş olduğu Ve25’lik hizmet bedelinin, 137.500,00 TL.+KDV olarak hesap edildiği,
Bu hakediş miktarına davacı vekilinin itirazı olmakla beraber, Heyetce “CD” içinde mevcut yapılan çalışmalar ve hakkaniyet doğrultusunda hakediş hesaplaması yapıldığı,
CD içinde yer alan çalışmaların teklif/ön proje/avan proje olduğundan, kesin proje, uygulama projesi, statik ve betonarme projeleri, mekanik, tesisat projeleri, elektrik projeleri mevcut olmadığından ruhsat almaya elverişli olmadığı görüşüne varıldığını;
Eser Sözleşmesi Yönünden Sonuç ve Kanaate Göre; Yüklenici şirketin sözleşme konusu kapsamında yapacağı işlerin düzenlendiği sözleşmenin A ekinin dosya kapsamında bulunamaması nedeniyle; yüklenicinin yerine getirmeyi yükümlendiği hizmetlerin yer aldığı Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri başlıklı belge incelenememiş ve davalı yüklenicinin bir adet proje çizimi ile ücrete hak kazanıp kazanamayacağı, projeyi nihayete erdirme ve somut olarak gerçekleştirilmesini sağlama yükümlülüğü olup olmadığı, davacı işverenin yükleniciden talep edebileceği değişikliklerin neler olabileceği, yüklenicinin hangi durumda işi yapmış kabul edileceği ve bunun gibi hükümlerin nasıl düzenlendiğinin açıklığa kavuşturulamadığı,
Sözleşmenin 14.06.2012’de feshedildiği dikkate alındığında, sözleşme süresinin uzamış ve sözleşmenin 14.06.2012 tarihine kadar ayakta olduğu,
Davacı taraf, her ne kadar işin anahtar teslim bir iş olduğunu ve süresinde teslim edilemeyen iş sebebiyle ödemiş olduğu sözleşme bedelinin iadesini talep etmişse de bu sözleşme konusu işin, yukarıdaki teknik incelemede ve kök raporda belirtildiği üzere, bir kısmı ifa edilmiş olup kalan kısmının bu proje çizimleri üzerinden tamamlanmasının mümkün olduğu, işin, sözleşmenin feshedildiği 14.06.2012 tarihine kadar bitirilememiş olmasının davalı yüklenicinin kusurundan kaynaklandığının tespit edilemediği, aksine, yüklenici tarafından alternatif özelliklere göre çizimler yapıldığının görüldüğü, yüklenici, işverenin talep ve talimatıyla bağlı olduğundan, bu proje çizimlerini davacı firmanın talep ve talimatı dışında yaptığının düşünülemeyeceği, bu durumda işin nihayete erdirilememesinin tek başına yükleniciye atfedilebilir bir kusurdan kaynaklanmadığı,
Sözleşmenin 3.3. ve 6.7.maddesi uyarınca davalı tarafın, davacının sözleşme konusu içinde kalan değişiklik tatepleri için yaptığı çizimler ve değişiklikler için ayrıca ücret talep edemeyeceği, önceki teknik heyet ile işbu teknik heyetteki görüşler dikkate alındığında, karşı davada yüklenicinin 1-2 ve 3.proje çizimleri için ayrı ayrı ücret talep edemeyeceği, bunların sözleşme bedeli içinde değerlendirileceği, verilen bu hizmetin karşılığı bedelin sözleşme bedeline oranlanarak davalı yükleniciye ait olduğunun belirtilebileceği,
Yüklenicinin hak kazandığı ücret üzerinden davacı işverene KDV bedeli yansıtılabileceğinden, yüklenicinin KDV bedeli alacağının, hak kazanacağı ücret üzerinden hesaplanması gerektiği,
Yine teknik heyetçe sözleşme konusu dışında kaldığı tespit edilen 4 ve 5.proje çizimlerinin sözleşmeden ayrı bir proje oluşturduğu dikkate alındığında yükleniciye bu çizimler karşılığı bir ücret takdir edilmesi gerektiği,
4-6 ve 7 nao.lu proje çizimleri hakkında teknik heyetlerin görüşleri birbiriyle çelişkili olduğundan net bir sonuca ulaşılamadığı ve bu projelerin niteliğinin de uzmanlık alanım dışında kaldığından anlaşılamadığı, dolayısıyla davalı tarafın bu proje çizimlerinden dolayı ücrete hak kazanıp kazanmadığının belirlenemediği,
Ayrıca yükleniciye, 4 ve 5. proje çizimleri karşılığında da bir ücret ödenmesi gerektiği dikkate alındığında, bu proje çizimleri karşılığı bedelin sözleşme bedelinden takas-mahsup edilerek yüklenici yedinde bırakılmasının mümkün olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Mimar (2), Konu uzmanı Akademisyen (1) ve İnşaat Mühendisi(1) bilirkişi heyetinin 25/05/2021 tarihli 13 sayfadan ibaret 2. Ek raporunda özetle; Teknik Açıdan;
-6 nolu avan projesi ile 6 nolu avan projesinin meydana gelmesine katkı sağlayan değişik alternatiflerde çizilerek, işverenin beğenisine sunulan 1, 2 ve 3 nolu teklif/etüt çalışmaları; 07.08.2008 tarihli imar durumu çerçevesinde hazırlandığı görüş ve kanaatine varılmış olup, bu görüşün; dosya kapsamına davalı … tarafından sunulan Doç. Dr. …’ın uzman görüşünde de aynen kabul edildiği,
-1. Bilirkişi heyeti 6. projeyi kesin proje olarak, davalı vekili ise 6. projeyi uygulama projesi olarak nitelemiş olmakta ise de; projelendirme aşamasında; ilk önce etüt/teklif çalışmaları, sonrasında avan proje/ön proje tanzimi olup, avan proje sonrasında kesin proje ve sonrasında da uygulama projelerinin hazırlanması olduğu dikkate alındığında; bilirkişi heyetinin bir taraftan 1, 2 ve 3 nolu teklif/etüt çalışmalarını avan proje olarak nitelendirmiş olduğundan, diğer taraftan bir an için 6 nolu projenin, kesin proje olarak kabul edildiğinde dahi, ilgili projenin kesin proje tekniğine ve prensiplerine uygun olmadığı, davalı vekili ise; 6 nolu projeyi uygulama projesi olarak nitelendirmişse de kesin proje olmadan uygulama projesi tanzim edilemeyeceği gibi, bir an için 6 nolu projenin uygulama projesi olarak kabul edildiğinde dahi, 6 nolu projenin uygulama projesi tekniğine ve prensiplerine uygun olmadığı, avan proje niteliğinde olduğu, davalı … tarafından sunulan Doç. Dr….’ın uzman görüşünde; 6 nolu proje, yeni proje olarak yorumlanarak, kesin ya da uygulama projesi olup olmadığı hakkında bir fikir beyan edilmediği,
-1, 2 ve 3 nolu projeler teklif/ön çalışma projeleri olup, mimarın verilen konu üzerinde ilk düşüncelerini değişik alternatiflerde müşteriye/davacıya sunulan çalışmalar olduğunu, istenilen projeye ulaşılana kadar farklı fikirlerde üretilen çalışmalar olup, ayrı birer proje olmadığı, dolayısıyla her bir çalışma için sözleşmenin 3.3 maddesi çerçevesinde bedel ödenemeyeceği, bu çalışmalar sonrasında taraflar arasında mutabakata varılmasıyla da mimari tasarımın ilk ve kesin olmayan hali olan aynı tek parselde avan proje tanzim edilmiş olup, 6 nolu projenin sözleşme bedeli kapsamında kaldığı, 6 nolu avan/ön proje çalışması ile 6 nolu projenin meydana gelmesini sağlayan değişik alternatiflerde çizilmiş 1, 2 ve 3 nolu teklif çalışmalarının; Mimarlar Odası’nın; en az bedel hesabı/yeni mimarı proje bedeli hesabında; toplam %100 oranı içinde; davalının yapmış olduğu toplam hizmet oranı, önceden tanzim etmiş olduğumuz raporlarda maddi hata yapılarak %25 yazılmış sa da maddi hata düzeltilerek, davalının yaptığı toplam hizmet oranı %20 olup, bedelinin 110.000,00 TL olarak hesap edildiği,
-6 nolu projenin yapıldığı aynı tek parselde, 7 nolu projenin de dizayn edildiği, 7 nolu proje kat yüksekliği bakımından 6 nolu projeden farklı ise de, 7 nolu proje rezidans olarak değil, otel projesi olarak dizayn edildiği ve projenin “antet” kısmında da belirtildiği üzere “teklif projesi” olduğunun anlaşıldığı, her iki proje arasındaki kat/kot farkı dikkate alındığında, 7 nolu teklif projesi sözleşme bedeli kapsamı dışında kalmakta olup yukarıda 5. madde de detaylı izah edildiği üzere, yeni imar durum alınmadan alınacak yeni imar durumuna göre plan notları beli olmadan, 7 nolu çalışmanın hiçbir geçerliliğinin olmadığı, bu çalışmanın yeni alınacak imar durumu sonrasında tanzim edilecek, avan projesine mesnet teşkil etmeyeceği, davalının sözleşme dışı tanzim ettiği ve geçerliliği olmayan 7 nolu teklif projesi, iş görmez olduğundan bir bedel hesabı yapılmasının gerekmediği,
-4 ve 5 nolu teklif çalışmaları sözleşme bedel, kapsamında kalmakta olup, 4 nolu proje komşu parselin satın alınıp tevhit edilmesi, 5 nolu proje ise komşu parselin alınmasının gecikmesi halinde binanın 2 etapta yapılarak sonradan birleştirilmesine yönelik olarak dizayn edilmiş olmakla berabere, tevhit edilmesi düşünülen yan parsel alınmadan, halihazırda imar durumu belirsiz olan bir arsaya; yan parsel alınmış ve tevhit edilmiş ve imar durumu belirlenmiş gibi 4 nolu otel projesi yapılamayacağı gibi, yine aynı sebeplerle komşu parselin alınmasının gecikmesi haline yönelik ve imar durumu belirli olmadan, 5 nolu 2 etapta proje yapılarak sonradan birleştirilmesine yönelik projenin hiçbir geçerliliğinin olmadığı, bu çalışmanın yeni alınacak imar durum sonrasında tanzim edilecek; avan projesine mesnet teşkil etmeyeceği, davalının sözleşme dışı tanzim ettiği ve geçerliliği olmayan 4 ve 5 nolu teklif projesi iş görmez olduğundan, bir bedel hesabı yapılmasının gerekmediği kanaatine varılmıştır denilmiştir.
Eser Sözleşmesi Yönünden;
-4, 5 ve 7 nolu projeler her ne kadar geçerli ve sonuç doğuracak nitelikte projeler olmaları nedeniyle mevcut durum itibariyle bir alternatif oluşturmasa da bu projelerde öngörülen değişikliklerin zaman içinde gerçekleştirilmesinin ihtimal dahilinde olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiği, nitekim söz konusu projelerin, iş sahibinin talebi üzerine sözleşme dışında ayrı bir iş olarak yapılmış proje teklif çalışmaları olduğu,
-İş sahibi, 21 katlı bir projenin mevcut imar durumuna göre hayata geçirilemeyeceğini bilmesine rağmen böyle bir proje çizilmesini istediğinde, bu işin ayrı bir emek ve mesai gerektireceğini ve dolayısıyla ek ücret ödemesi gerekeceğini bilmesi gerektiği, yine henüz tevhit işlemi gerçekleştirilmeden, taşınmazın yan parsel ile tevhit edilmesi halinde nasıl bir proje söz konusu olabileceğine dair çizim yaptırması ek bir emek ve mesai gerektireceğinden bunun için de ek bir ücret belirlemesi gerektiği, bu çizimler bakımından ücret, işin nihayete erdirilmesi şartına bağlı olmadığı, eser sözleşmesinde proje çiziminin yapılmasıyla ücrete hak kazanılacağı, davacının bu çizimleri gelecekte değerlendirmesinin de mümkün olabileceği, bu çerçevede 4, 5 ve 7 nolu çizimler için de tarifeye göre bir ücret belirlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmakla teknik heyetin görüşünden ayrıldığımızı ve 1. ek rapordaki görüşünün devam ettiğini kanaatine varılmıştır”denilmiştir.
Mimar (2), Konu uzmanı Akademisyen (1) ve İnşaat Mühendisi(1) bilirkişi heyetinin 02/03/2022 tarihli 11 sayfadan ibaret 3. Ek raporunda özetle; Sözleşme çerçevesinde davalının alacaklı olduğu bedel, 110.000,00 TL hesap edilmiş olduğundan, davalının, davacıya iade etmesi gereken bedelin = 550.000,00 TL – 110.000,00 TL = 440.000,00 TL olduğu, birleşen davada 550.000,00 TL faturadan kaynaklanan KDV’nin ödenmesi gereken bir miktar olmadığı, ancak 110.000,00-TL’den kaynaklanan (110.000,00 TLx0,18) 19.800 TL KDV alacağı olduğu, eser sözleşmesi bakımından görüşümüzde değişikliğe neden olacak bir hususa rastlanmamış olup, önceki raporlardaki değerlendirmelerin muhafaza edildiği görüş ve kanaatine varılmıştır denilmiştir.
Mimar (2), Konu uzmanı Akademisyen (1) ve İnşaat Mühendisi(1) bilirkişi heyetinin 02/12/2022 tarihli 3 sayfadan ibaret 4. Ek raporunda özetle; Davalı tarafından uygulama projesi olarak nitelendirilen 6 nolu projenin; gerek uygulama proje niteliği taşımadığı, gerekse mühendislik hizmetlerinin (yapının, statik, mekanik ve tesisat projelerinin) mevcut olmaması dikkate alındığında, 6 nolu projenin uygulama projesi olarak kabul edilemeyeceği ve ilgili belediye tarafından da uygulama projesi olarak onaylanamayacağı 6 nolu projenin avan proje niteliğinde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır denilmiştir.
Mimar (2) ve İnşaat Mühendisi(1) bilirkişi heyetinin 07/04/2023 tarihli 4 sayfadan ibaret 5. Ek raporunda özetle; 4, 5, ve 7 No’lu Projelerin yapıldığı yıl Mahalli Piyasa Rayiçlerine göre ve yapılan ”Teklif Proje” çalışmasının %20 oranı mertebesinde olduğu kanaatine varılarak, yukarıda detaylı izah edildiği üzere, 4, 5 ve 7 No’ lu ”Teklif Proje” çalışmalarının yapıldığı yıl Mahalli Piyasa Rayiçlerine göre toplam bedeli 151.329,00 TL’ye uygun olabileceği hesap edildiği belirtilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekilinin 14/12/2016 tarihli dilekçesi eskinde sunmuş olduğu Prof Dr Yük. …’nin 02/12/2016 tarihli hukuki mütalaasında özetle;
-7 adet projenin etüt, ön fikir aşamasında kaldığı ve belediye imar müdürlüğüne sunulacak düzeyde bir çalışma olan kesi proje aşamasına geçilmediği yapılan ayrıntılı inceleme ile saptandığı,
-Sözleşme bitim tarihini aşan 2 yıl 6 ay sonra mevcut, tevhit, yeni imar durumlarının sözleşme tarihleri arasında işverenden önerilmediği için tek proje söz konusu olduğunu,
-Sözleşmenin Ek-A içeriğindeki maddeler halinde dökümü ve tanımı yapılarak ödenen bedel içinde (550.000-TL) olduğu halde bu taahhüdün yüklenici tarafından yerine getirilmediği de ayrı bir saptama olduğunu,
-Davalı tarafça mimarlık – mühendislik hizmetleri kapsamlı kesin projenin zamanında teslim edildiğini kanıtlar nitelikte olduğu varsayımı ile kanıt cd’ler incelenmiş olup içeriğinin ön etüt kapsamında ve her zaman değiştirilebilir nitelikte olduğunun tespit edildiğini,
-Teslim tutanağı olmayan mimarlık ve mühendislik hizmetleri ve eki maketlerde sözleşme bitim tarihinden sonra hazırlanmış iddiası üzerinden TMMOB ve Bayındırlık Bakanlığı yönergeleri açısından hiçbir yasallığı bulunmayan, değiştirilebilir belgeler olduğunu,
-İşverenin talep ettiği standartların kesin projesi olmayan hizmetlere yansımadığının görüldüğü,
-Sözleşmede sözü edilen mühendislik hizmetlerinin hiçbir biçimde yüklenici tarafından ifa edilmediğinin anlaşıldığı ve böylece mimarlar – mühendisler odasının mimari proje çizimi ve sunuş standartları başlıklı teslim yükümlülüklerinin dışında kaldığının görüldüğünü, mimarlar odasının “mimari proje çizim ve sunuş standartları” başlıklı yazısında açıkça teslim yükümlülüğünden bahsedildiğini,
-İşverenin sözleşme konusu bedelin tümünü ödediği tarih ve iban numaralarından anlaşıldığı, buna karşın; yüklenicinin ibraz ettiği tüm etüt ve nitelikli ön çalışmalar aynı konunun imar değişikliğine tabi olmadığı, ayrıca mücbir sebepler olmamasına karşın yüklenicinin taahhüt ettiği ve karşılığı bedelin tümünü aldığı ve sözleşmeye tanımı açıkça belirtilen işi ifa etmediğinin gerçek bir saptama olarak görüldüğü, binanın niteliği büyüklüğü ve projesinin 2010 yılı içinde hazırlanması gerektiği dikkate alınarak, TMMOB Mimarlar Odası’nın “Yeni Mimari Proje Bedeli Hesabı”na göre 24.127 TL hazırlık ve etüt çalışmaları ve 72.381 TL öz proje çalışmaları olmak üzere toplamda 96.508 TL bedelin ödenebileceği düşünüldüğü,
-Bu durumda yüklenici firma işverene işi yapılmayıp sözleşmede adı geçen tüm ödemeden (550.000-TL’den dolayı 453.491-TL geri ödemesi ve cezai şart olan 80.500-Euro) geri ödeme yapılması gerektiği, yüklenici firmanın işveren ile yaptığı sözleşme maddelerine uymadığı, 18.000 m2 inşaat alanı üzerine yapılması gereken mimarlık ve mühendislik hizmetlerini ifa etmediği görüş ve kanaatine varıldığı” belirtmiştir.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul…İcra Dairesinin …esas sayılı takip dosyasında sözleşmeden kaynaklanan 550.000,00-TL asıl alacak 174.180,48-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 724.180,48-TL takip yapıldığı, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Sözleşmenin incelenmesinde; davacı şirket ile davalı … Mimarlık ve İnş Ltd Şti arasında 30.12.2009 tarihli davacının maliki olduğu Halkalı mah Dereboyu mevkii … pafta,… parsel Küçükçekmece İstanbul adresinde bulunan taşınmaza inşa edilecek otelin mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin ifası konusunda Mimarlık Hizmetleri Sözleşmesi akdedildiği,
Sözleşmenin 4.maddesine göre iş bedelinin 550.000,00-TL+KDV olarak belirlendiği ve bu bedelin işveren şirket tarafından 11.01.2010’da 150.000,00-TL, 01.03.2010’da 200.000,00-TL, 01.05.2010’da 299.000,00-TL olarak ödeneceğinin akdedildiği,
Sözleşmenin 5. maddesine göre sözleşme konusu hizmetlerin bitimin süresinin en geç 31.03.2010 olduğunun belirlendiği,
Sözleşmenin 6.02 maddesine göre işverenden kaynaklanan haller dışında geciken süreler için 100-Euro/gün gecikme cezası uygulanacağının, her evreye ilişkin geciken süreler toplamının 30 günü aşması durumunda ceza tahsil edilerek beklenebileceği veya tek taraflı sözleşmenin feshedilebileceğinin belirlendiği görülmüştür.
Asıl davanın, davalının edimini yerine getirmemesi nedeniyle feshedilen mimarlık ve mühendislik sözleşmesi gereği ödenen 550.000 TL’nin istirdatı için yapılan İstanbul… İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibine itirazın iptali istemine; karşı davanın ise, düzenlenen fatura nedeniyle Maliyeye ödenen 99.000 TL’lik KDV’nın tahsili ile ek çalışma kapsamında ve asgari ücret tarifesine göre bedelin tespiti taleplerine ilişkindir.
Yargıtay’ın kararlı uygulamasına göre de, eda davası açmak mümkün ise, tespit davası açılamaz ancak, somut olayımızda tespit talebi karşı davada ve 2 neticei talepten biri olarak talep edilmiş olup, gelinen aşamaya kadar bu talebin tefriki ile hukuki yarar yokluğundan ret kararı verilmemiş olması ve bu aşamada tespit talebine ilişkin tüm delillerin toplanıp hüküm kurmaya elverişli konuma dosyanın geldiği dikkate alındığında hukuki yarar yokluğu nedeniyle bu aşamada ret kararı verilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı tarfın tanık dinletme talebinin yargılamaya yarar sağlamayacağı gerekçesiyle tanık dinletme talbeninin reddine 17.09.2015 tarihinde karar verilmiş ise de; maddi vakıalara ilişkin tanık dinletilmesi mümkün olduğu da dikkate alınarak bu ara karardan vazgeçilerek teslim dahil tüm maddi vakıalara tanık olarak gösterilen davalılar tanığı … dinlenilmiştir.
Her ne kadar 1. Bilirkişi Heyeti 6. projeyi kesin proje olarak nitelemiş ve buna gerekçe de 6 nolu projenin 05.07.2010 tarihlli toplantıda kesin proje haline geldiği dayanak yapılmış ise de toplantı tutanakları bulunmamakta, 6. proje, …’in onay verdiği ispat edilmemekle bu nedene göre kesin proje niteliğinde kabulü mümkün değil ise de, teknik özellikleri gereği 6. projenin kesin proje veya uygulama projesi şartlarını taşıyıp taşımadığı, taşımıyor ise niteliğinin teklif, avan, hazırlık/etüd çalışması olup olmadığı , bu hususa ilişkin …tarafınca sunulan Doç. Dr. …’ın 14.02.2017 tarihli Uzman Görüşündeki gerekçenin de irdelenmesi; 6.projenin yan parselin alınmasın fikrinden vazgeçilip tekrar tek parsel üzerinden otel yapma kararı gereğince hazırlandığı … tarafından iddia edilmekle 6. projenin 3. projeden, farklı olup olmadığı, 3. projeden veya bundan önceki 1 ve 2. projelerden) farklı olarak yeni fikirlerle baştan çizilip çizilmediği, varılacak sonuca göre 6. projenin sözleşme bedeli kapsamında mı kalması gerektiği, yoksa vekaletsiz iş görme hükümlerine göre hesaplanacak bir miktarın ödenmesinin gerekip gerekmediği;7.projenin bina yüksekliği sınırlamasının kaldırılması İHTİMALİNE OTEL yerine REZİDANS yapılması amacıyla çizildiği Pekin tarafından iddia edilmekle 6. proje ile 7. proje arasında bina yüksekliğine ilişkin bir fark bulunup bulunmadığı, yine 6. proje ile 7 proje arasında binanın otel veya rezidans olarak planlanmasına ilişkin bir değişiklik bulunup bulunmadığı, tüm bunlara göre 7. projenin sözleşme bedeli kapsamında mı kaldığı yoksa yoksa vekaletsiz iş görme hükümlerine göre hesaplanacak bir miktarın ödenmesinin gerekip gerekmediği hususları irdeleyen ek apor aldırılmıştır.
1,2,3 nolu projeler aynı alana birden fazla varyasyonla hazırlanmış teklif niteliğindeler. 6 nolu avan proje için hazırlık niteliğinde olmakla sözleşme bedeli kapsamında kalmaktalar. Ayrıca ücret gerektirmediği anlaşılmıştır.
4 nolu proje komşu parselin tevhid edilmesi ihtimaline göre çizildiği, 5 nolu proje komşu parselin sonradan tevhid edilmesi ihtimaline göre binaların sonradan birleştirilmesine göre çizildiği buna göre 4 ve 5 nolu projeler, sözleşme kapsamında kalmadığı, teklif proje niteliğinde olduğu ek ücret gerektirdiği anlaşılmıştır.
Sözleşmedeki standart ve kalite nedeniyle değişiklik yapma hakkı , projenin imar değişikliği veya yan parselin eklenmesi veya otelden rezidansa dönüştürülmesini kapsamayacağı, ek işleri sözleşme kapsamında kabul edilmesine neden olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Budin’in onayını alarak kesin proje hazırlanması ve sonrasında tashihlerinde yapılarak uygulama projesi hazırlanmamasında dinlenen tanık beyanı ve proje gruplarındaki değişikliklerin niteliğine göre davalı şirketin bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
6 nolu proje için davalı şirket uygulama projesi olduğunu iddia etmiş ise de projedeki kendi notunda belediyeden onay alınması gerektiği, mühendislik projelerinin daha sonra alınacağı zaten kendi tarafından ikrar edilmiş olup uygulama projesi olmadığı anlaşılmıştır. 6 nolu projenin mimari tasarımın ilk hali olan avan projesi olduğu, kesin projesinin, statik, mekanik projelerinin bulunmadığı ve sözleşme kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
6.projenin yan parselin alınmasın fikrinden vazgeçilip tekrar tek parsel üzerinden otel yapma kararı gereğince hazırlandığı, imar durumuna göre otel inşaasının mümkün olmadığı itirazı açısından ise mümkün olmamasının eser sahibinin proje değişikliği istekleri nedeniyle hazırlandığı dikkate alındığında sorumluğunun eser sahibi olan davacıya ait olduğu anlaşılmıştır.
7 nolu projenin, 6 nolu proje gibi otel olarak çizildiği, antetinde teklif projesi yazılı olduğu, imar durumu dışında kalan çalışma olması nedeniyle sözleşme bedeli içinde olmadığı, teklif proje niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Yeni imar planı çıktığında avan projesine dayanak olamayacağından ücret talep edilemeyeceği iddia edilmiş ise de çizdiren eser sahibi davacı olup, sözleşme kapsamı dışında iş olup yeni çıkacak imar planına mesnet olamaması eser sahibinin sorunudur.
1. heyetin 6 nolu projenin 05.07.2010 tarihlli toplantıda kesin proje haline geldiğine ilişkin kanaati yersiz olup, buna ilişkin taraflar arasındaki toplantı tutanakları dosyada bulunmamaktadır.
Mühendisliğe ilişkin projelerin hiç yapılmadığı, bu nedenle yapılan işlere ilişkin karşı davacının ücrete hak kazanamayacağı iddia edilmiş ise de; en son bilirkişi ek raporu davacı şirketin eski yöneticisi olan tanığın ve tanığın beyanını da doğrulayan proje gruplarındaki değişikliklerin niteliğinden anlaşılacağı üzere gecikmenin davacı …’in isteklerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davalı şirketin sözleşmedeki ifa süresi içindeki imar durumuna göre sözleşme konusu işi ifa etmek sorunda ise de; davacı tarafın işin süresinden sonra yapılan kısmi ifalara rızası, karşı tarafın çeşitli imar ihtimallerine göre farklı etüt ön proje planları çizdirmesi nedenleriyle davalı şirketin bu durumlardan sorumlu tutulamayacağı anlaşılmıştır.
Tüm bu hususlara göre en son heyet 3. Ek raporunda açıklandığı üzere sözleşme kapsamında davalı-karşı davacının yerine getirdiği işlerin ederinin 110.000 TL olup ödenen 550.000 TL’nin 440.000 TL’lik kısmının iadesinin gerektiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda kabul gören 440.000,00 TL’lik asıl alacak yönünden 14/08/2012 fesih/temerrüt tarihi ile 12/09/2014 takip tarihi arasında işleyecek avans faizi için 125.107,67 TL hesaplanmıştır.
Asıl davada davalı gerçek kişi açısından da dava açılmış ise de; kural olarak tüzel kişiler kendilerini oluşturan kişilerden bağımsız ayrı kişiler olup “sınırlı sorumluluk” ilkesi çerçevesinde hukuki işlemlerde taraf olurlar. Kimi zaman sözleşme ve kanundan doğan borç ve yükümlülüklerden kurtulabilmek için tüzel kişiliğin araç olarak kötüye kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Bunun engellenebilmesi amacıyla doktrinde “perdenin aralanması “teorisi geliştirilmiş, zaman içerisinde Yargıtay uygulamalarında da bu teori benimsenmiştir.
Perdeyi kaldırmak (lifting the veil) diğer bir ifadeyle, hakkaniyet ve hükümlerin gaye ve ruhunun gerektirdiği anda, tüzel kişilik perdesi arkasına sığınmış tek veya büyük ortağa giderek, onun bu perdeden haksız yere faydalanmasını, sorumluluktan, dolayısıyla takipden kurtulmasını önlemektir. Doktrindeki hakim kanaat, tüzel kişilik kalkanının kullanılmasına, açıkça hakkın kötüye kullanıldığının (MK. 2. maddesi anlamında) ve adalet duygusunun zedelendiğinin tesbit edildiği anlarda artık, tüzel kişilik kalkanına izin verilmemesi ve kalkanın kaldırılması gerektiği yönündedir. Diğer bir ifadeyle, yükümlülük ve borçtan kurtulmak için tüzel kişilik bir araç olarak kullanılıyorsa, artık perde kaldırılmalıdır.
Davalı gerçek kişinin yükümlülük ve borçtan kurtulmak için tüzel kişiliği bir araç olarak kullanıldığına ilişkin -sözleşme bedelinin bir kısmının davalı şirketin ortağı olan davalı gerçek kişinin hesabına yatırılması isteği/olgusu dışında- bir delil ve ispat bulunmamaktadır. Sözleşme bedelinin bir kısmının davalı şirketin ortağı olan davalı gerçek kişinin hesabına yatırılması isteği/olgusu, yükümlülük ve borçtan kurtulmak için tüzel kişilik bir araç olarak kullanılmasını değil tam tersi bu türlü dolambaçlı yollara tevessül edilmediği göstermektedir. Sözleşme bedelinin bir kısmının davalı şirketin ortağı olan davalı gerçek kişinin hesabına yatırılması, perdenin aralanmasına ilişkin başkaca bir delil olmamakla- ancak davalı ortak ile davalı şirket arasındaki ortaklık ilişkisi kapsamında kalmaktadır.
Bu nedenlerle davalı gerçek kişi açısından davanın husumet ehliyeti nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatı yönünden; Dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın asıl davada % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kötü niyet tazminatı yönünden; Davanın reddedilen bölümü yönünden, davacının takibe girişmekte kötü niyetli olduğu sabit görülmediğinden, asıl davada davalının kötü niyet tazminatı talebi reddedilmiştir.
Karşı davacının sözleşme kapsamında yapılan iş bedeli için düzenlediği faturadan hak ettiği bedelin 110.00 TL olduğu dikkate alındığında karşı davalıdan tahsili gereken % 18 KDV miktarının 19.800 TL olduğu anlaşılmıştır.
Karşı davada tespit talebi açısından sözleşme dışı yapılan işin, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre bedelinin tespiti gerekmekte ise de; karşı davacının talebi açıkça asgari ücret tarifesine göre belirlenmesi olup, talep aşılmadan -sözleşme kapsamı dışında yapılan işlerin değerinin 83.083 TL olduğuna- karar verilmiştir.
Karşı davada temerrüt için ihtarnamenini tebliğ şerhi ibiraz edilmemiş olup bu nedenle temerrüt faizine dava tarihinden itibaren hükmedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, en son heyet kök ve ek raporlarında teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davalı şirket açısından bu davalının İstanbul … İcra Dairesinin… sayılı takip dosyasındaki şirket itirazlarının kısmen iptaliyle
440.000 TL asıl alacak,
125.107,67 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere,
toplamda 565.107,67 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek 3095 S.K.nun 2/f-2. maddesi hükmüne göreticari işlerde Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faizi oranında” şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
113.021,53 TL icra inkar tazminatının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine
2-Asıl davada davalı gerçek kişi açısından davanın husumet ehliyeti nedeniyle reddine,
3-Asıl davada kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Karşı davanın kısmen kabulüyle,
a-19.800 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 S.K.nun 2/f-2. maddesi hükmüne göreticari işlerde Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faizi ile davalı …Şirketinden alınarak karşı davacı … mimarlık şirketine verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine
b-Sözleşme kapsamı dışında yapılan işlerin değerinin 83.083 TL olduğunun tespitine,
5-Asıl dava yönünden;
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 38.602,50-TL ilam harcından peşin alınan 5.771,75-TL’nin mahsubu ile bakiye 32.830,75-TL ilam harcının davalı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davacı tarafından yatırılan 5.771,75-TL peşin harç ve 25,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 5.796,95-TL’nin davalı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 80.161,84-TL vekalet ücretinin davalı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Davalı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 24.860,92-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile iş bu davalı tarafına verilmesine,
e-Davanın husumet ehliyeti nedeniyle reddine karar verilen Davalı-karşı davacı gerçek kişi …(+mirasçıları) açısından kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile iş bu davalılar tarafına verilmesine,
f-Davacı tarafından yapılan 12.670,15-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 9.887,04-TL’nin davalı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
g-Davalı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti tarafından yapılan 3.375,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 741,35-TL’nin davacıdan tahsili ile iş bu davalı tarafına verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
ğ-Davalı … (gerçek kişi) tarafından yapılan 400,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile iş bu davalı tarafına verilmesine,
6-Karşı dava yönünden;
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.352,53-TL ilam harcından peşin alınan (27,70-TL peşin+1.690,67-TL karşı dava harcı toplamı) 1.718,37-TL’nin mahsubu ile fazla bakiye 365,84-TL ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti’ye iadesine,
b-Davalı-karşı davacı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti tarafından yatırılan 1.352,53-TL peşin harç ve 27,70-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.380,23-TL’nin davacı-karşı davalı …’den tahsili ile davalı-karşı davacı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti verilmesine,
c-Davalı-karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalı…’den tahsili ile davalı-karşı davacı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti tarafına verilmesine,
d-Davacı-karşı davalı …kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 12.672,00-TL ücreti vekaletin davalı-karşı davacı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti’den tahsili ile davacı-karşı davalı …tarafına verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”