Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1152 E. 2019/1084 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1152 Esas
KARAR NO : 2019/1084 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2014
KARAR TARİHİ : 05/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 23.09.2014 tarihli dilekçesinde özetle; ” Taraflar arasındaki ticari alışveriş sonucunda müvekkili tarafından davalıya tıbbi ürünlerin teslim edildiğini, ürün bedellerinin faturalandırıldığını ancak, davalı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığını, davalı şirket tarafından ödenmeyen miktarlara karşılık İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla neticelen fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydı ile itirazın iptaline, takibin devamına, dava konusu alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davaya tahmiline karar verilmesi…” talebinde bulunduğu görülmektedir.
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; “…davacının müvekkili şirket tarafından tıbbi ürünlerin satın alındığın ve müvekkili şirkete faturalarının gönderildiğini iddia etmekte olup, dava dilekçesi ekindeki faturaların teslim alan kısımlarının boş olduğunu, davacı tarafından davaya konu edilen fatura ve sevk irsaliyelerinin orjinallerinin dosyaya sunması gerektiğini, Yargıtay 11. ve 15. Hukuk Dairelerinin Mustakar içtihatları uyarınca faturaya dayalı alacak iddialarında, faturaların muhataba gönderilmiş, teslim edilmiş yada muhatabın ticari defterlerinde kayttlı olmasının herhangi bir önem taşımadığını, teslim olgusunun ispat edilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin sona ermeden takibe geçilmesinin anlaşılmadığını beyanla neticeten; öncelikle davaya konu alacağın dayanağını teşkil eden fatura ve sevk, irsaliyelerinin davacı tarafça dosyaya ibrazına ve işbu belgelere karşı itirazlarını sunmak üzere taraflarına tebliğine, davanın reddine, muhakeme masrafları ile ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesi…” talebinde bulunulduğu görülmektedir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 92.022,53 Tl asıl alacağa ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, Takip dayanağı olarak “92.073,00.-Tl. tutarında muhtelif tarihli ve muhtelif miktarlardaki faturalar…” gösterilmiştir. Ödeme emrinin 30.09.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 07.10.2013 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 20.10.2015 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; Faturalara itiraza ilişkin herhangi bir belgeye rastlanamadığı ve taraflar arası sözleşme olduğundan, fatura müncer atının kabul edildiği, Davacının yevmiye defteri tutmuş olması nedeniyle ve davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, dava konusu fatura münderecatı malların teslim edildiğinin kabulü halinde, davacının 92.121,89-TL alacaklı göründüğü anlaşılmakta olup, mahkemece davacı mal teslimine ilişkin irsallyell faturalarda davalının imzasının bulunmadığından ve bu nedenle faturaların geçerli olabilmesi için teslime dair belge sunulamaması durumunda, dava konusu faturaların karşı tarafın defterlerinde de kayıtlı olması gerektiği, fakat davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığından inceleme yapılamadığını” belirler raporunu sunmuştur.
Daha sonra atanan bilirkişice yeniden rapor düzenlenmesi istenilmiştir
Bilirkişinin düzenlediği 02.09.2019 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Taraflar arasında sözleşmeye bağlı bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının kendi defterlerinde, takip tarihi itibariyle davalıdan 92.022,53-TL alacaklı durumda olduğu, Mahkememizce belirlenen inceleme gün ve saatinde davalı tarafından herhangi bir ticari defter ve/veya belge ibraz edilmemiş olup, bu nedenle davalıya ait ticari kayıtların tarafımızca incelenmesinin mümkün olmadığı, Davacı tarafından davalıya düzenlenen tüm faturaların irsaliydi fatura olduğu ve faturaların teslim alan kısımlarının boş olduğu, Davacı, söz konusu ürünlerin davalıya kendileri adına dava dışı … şirketi, tarafından tesliminin yapıldığını iddia etmekte olup, davalıya düzenlenen irsaliyeli faturalardaki ürünler ile dava dışı şirketin …Hastanesi adına düzenlemiş olduğu sevk irsaliyelerindeki ürünlerin ve davalı tarafından düzenlendiği iddia edilen Mahkeme kasasındaki sipariş formlarındaki ürünlerin birbiri ile örtüşmüş olduğu, bunların Mahkemenin değerlendirnesine göre, bir ispat vesikası olarak mütalaa edilebileceği, bu aşamadaki işleyiş hakkında Mahkemenin Bilirkişiliğimiz dışında “Ecza/İlaç/ Malzeme depoculuğu konusunda uzman bir bilirkişiden rapor almakta muhtar bulunduğuni, söz konusu sevk irsaliyelerin teslim alan kısımlarında çeşitli ad, soyadların …,…, …, …, ……, ) mevcut oluğu, bu şahıslardan …kesenin söz konusu tarihlerde davalı şirketin sigortalı çalışanı olduğu anlaşılmakla diğer kişilere ilişkin ise mübrez evrakta herhangi bir kayda rastlanılmadığı mezkur veçhile davalı yanın belge vs. ibraz etmemesi sebebiyle onun defterlerinde inceleme gerçekleştirilemediği” yönündeki tespitlerini sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, yeni bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada Taraflar arasındaki ticari alışveriş sonucunda davacı tarafından davalıya tıbbi ürünlerin satılıp teslim edildiğini, ürün bedellerinin faturalandırıldığını ancak, davalı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığı, Davalı şirket tarafından ödenmeyen miktarlara karşılık İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiği ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmakla süresi içerisinde itirazın iptali için bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında 16.06.2008 tarihli, 20.04.2011 tarihli, 09.09.2011 tarihli ve 07.02.2012 tarihli Sözleşme’lerin akdedilmiş olduğu, anlaşılmaktadır. Dosyamızda sureti bulunan sözleşmelerin altında her iki tarafın da kaşe ve imzalana olduğu görülmektedir.
Sözleşmelerin uyarınca davalının bir yıl içerisinde 500.000-TL lik …marka Hormon, Bıokimya, lepatit ve kan sayım cihazlarının kitlerini davacıdan almayı kabul etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı şirket tarafından sunulan ticari defterlerin tetkikinde: Davalı ile olan ticari münasebetini 120 nolu Alıcılar hesap cari hesap kodu alanda takip etmekte olduğu, bu hesabın hareketlerine göre Davacıya düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın borcuna, davalı tarafından yapılan ödemeleri ise bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu, Bu hesabın takip tarihi itibariyle 92.022,53-TL borç bakiyesi vermiş olduğu ve akabinde 128 Şüpheli Alacaklar hesabına virman edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacı kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 92.022,51 TL acaklı durumdadır.
Mahkememizce belirlenen inceleme gün ve saatinde davalı tarafından herhangi bir ticari defter ve/veya belge ibraz edilmemiş olup, bu nedenle davalıya ait ticari kayıüann tarafımızca incelenmesi mümkün olmamıştır,
Bilirkişiden takip dayanağı faturalara konu malların davalıya teslim edilip edilmediği, davacının nakliye ve teslimini yaptığım iddia ettiği şirketlerden getirtilen evraka konu malın takip dayanağı fatura konusu mal olup olmadığı, bunun tespitinin mümkün olup olmadığı yönünde rapor alınması istenilmiştir.
Bilirkişice davacı delil listesi ekindeki davalı tarafa düzenlenmiş irsaliye faturalarının tetkikinde; Davacı tarafından davalıya düzenlenen tüm faturaların irsaliyeli fatura olduğu, faturaların bedeli ödenmemiş, açık fatura okluğu, faturaların açıklamasının “…İlaç ve Tıbbi Medikal ürünlerin…” olduğu görülmektedir.
Düzenlenen faturaların irsaliyeli Fatura olduğu anlaşılmakta olup, irsaliyeli fatura, malın tesliminden itibaren faturanın yedi gün içinde düzenlenmesi imkanından vazgeçerek bu yükümlülüğü derhal yerine getirmek isteyen mükelleflerce kullanılan, fatura ve sevk irsaliyesinin ayrı ayrı değil, bir arada düzenlendiği resmi bir evraktır. İrsaliydi fatura düzenlenen hallerde ayrıca sevk irsaliyesi aranmaz, Faturaların teslim alan kısımlarına bakıldığında tamamının boş olduğu görülmektedir.
Diğer yandan, davacı, söz konusu ürünlerin davalıya kendileri adına dava dışı …Ltd.Şti, tarafından tesliminin yapıldığını iddia etmekte olup, davacı tarafından davalıya düzenlenen irsaliydi faturalardaki ürünler ile dava dışı şirketin … Hastanesi adına düzenlemiş olduğu sevk irsaliyelerindeki ürünlerin ve davalı tarafından düzenlendiği iddia edilen kasasındaki sipariş formla andaki ürünlerin birbiri ile örtüşmüş olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda yapılan tespitlere nazaran söz konusu sevk irsaliyelerinin takibe ve davaya konu cari hesap bakiyesini oluşturan irsaliydi faturalara ait olduğuna kanaat getirilmesi durumunda irsaliyelerin teslim alan kısımlarında çeşitli ad, soyadların (…, …, …, …,……, ) mevcut olduğu görülmektedir.
Söz konusu kişilerin davalı çalışanı olup olmadıklarına ilişkin SGK Başkanlığına müzekkere yazılmış olup, SGK Başkanlığı … Sosyal Güvenlik Merkezinden gelen 24/07/2018 tarihli cevabi yazı ekindeki belgelerin tetkikinde; … isimli şahsın o tarihlerde davalı şirketin sigortalı çalışanı olduğu anlaşılmakta olup, mübrez evrakta diğer kişilerin davalı şirket çalışanı olup olmadığına ilişkin ise herhangi bir kayda rastlanılmamıştır.
Bilindiği gibi salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturayı aldığı halde 8 gün içinde münderecatına itiraz etmemiş olması ve faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin borçluya tesliminin yapılmadığının ispatlanması suretiyle alacaklının fatura düzenleme hakkının doğmadığının ispatlanmamış olması gerekmektedir. Davalı taraf faturaların tebliğ edilmediğini kanıtlaya bilmiş değildir.
Bu durumda hesabın takip tarihi itibariyle 92.022,53-TL borç bakiyesi vermiş olduğu ve akabinde 128 Şüpheli Alacaklar hesabına virman edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacı kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 92.022,53-TL alacaklı durumdadır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Zaten talepte bu yöndedir.
Tüm bu nedenlerle bu davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 92.022,53-Tl üzerinden iptali ile bu miktara yasal faizi uygulanmak suret ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 18.404,-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın Kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 92.022,53-Tl üzerinden iptali ile, bu miktara yasal faizi uygulanmak suret ile takibin devamına,
% 20 icra inkar tazminatı 18.404.-TL nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 6.286,05-TL nin peşin alınan 1.111,45-TL den düşümü ile kalan 5.174,60-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.140,45-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.476,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 10.111,80-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır