Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1123 E. 2018/562 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1123 Esas
KARAR NO : 2018/562

DAVA : Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 09/05/2018

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 17/03/2009 tarihli kullanmış olduğu konut kredisi kapsamında 150.000,00 TL kullandığını, … Mahallesindeki taşınmazı 23/03/2009 tarihinde iktisap ettiğini, aynı zamanda bankanın kredi kartını kullandığını, 21/12/2011 tarihinde kredi kartına asgari ödemekle yükümlü olduğu tutarı yatırmasına rağmen kartın onay vermediğini ve 23/12/2011 tarihinde hesabın kat edilerek kullanıma kapatıldığını, Merkez Bankasına kredi kartı borcu ile birlikte konut kredisi borç bakiyesinin de eklenerek 59.000,00 TL borç bildiriminde bulunulduğunu, tacir olan müvekkilinin bu kusurlu işlem nedeniyle zarara uğradığını, diğer bankalar nezdinde de kredibilitesinin düştüğünü belirterek 5.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davacının hem kredi kartı, hem de konut kredisi borcuna ilişkin taksitleri zamanında ödemediğinden eldeki davanın dayanaksız olduğunu, bir bankadaki kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle diğer bankalardaki kredinin iptali gibi bir uygulama olmadığını, davacının işlerinin bozulması ile müvekkili banka işlemleri arasında illiyet bağının bulunamayacağını, bankanın işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, kredi hesabının haksız yere kat edildiği ve Merkez Bankasına bildirimde bulunulması iddiası ile davacının uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tazminine ilişkindir.
Taraflar arasındaki konut kredisi ve kredi kartı kullanımına dair kredi ilişkisinin kurulduğu ve davalı banka tarafından Merkez Bankasına davacının kredi borcunu zamanında ödemediği yönünde bildirimde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı bu bildirimin hukuka aykırı ve kusurlu olması, bu bağlamda ticari itibarının sarsılması nedeniyle manevi zarara, kredibilitesinin düşmesinden ötürü de ticaret hayatı yönünden maddi zarara uğradığını iddia etmektedir.
Davacının ödeme planı kapsamında ifa etmesi gereken taksitleri vadesinde ödemediği, konut kredisi taksitlerinden birbirini izleyen en az iki taksitin vadesinde ödenmediği ve davacının sözleşmesel ilişkiyi sürekli birbirini izleyen iki taksit borçlu olarak devam ettirdiği hesap ekstrelerinden anlaşılmıştır. Dolayısıyla, davacının kredi borcunu ödemekte mütemerrit duruma düştüğü belirgin ve sabittir.
Bankacılık Kanununda ön görülen düzenleme ile Türkiye Bankalar Birliği nezdinde banka kredi müşterilerinin ödeme istikrarı ve risk verilerinin toplanması için Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi Yönetmeliğinin 9. maddesi uyarınca müşterilerin kredi risklerinin ve tasfiyesi zorunlu kredilerin bankalar tarafından risk merkezine bildirilmesi ön görülmüştür. Nitekim, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezinin negatif nitelikli ferdi kredi ve kredi kartı ile ilgili olarak liste oluşturması ve buna ilişkin istatistikleri kamuoyuna açıklaması da mevzuatın emredici hükümlerindendir.
Somut olayda, TBK’nın 117. maddesi uyarınca davacının kredi borcunu ödemekte temerrüte düştüğü, borcunu ifa etmediği ve buna göre davalı bankanın bankacılık kanunun 51. Ve 52. maddeleri uyarınca gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğu, yapılan bankacılık işlemlerinin kanuna uygun olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim, taraflar arasında münakit Sabit Faizli Konut Finansman Kredisi ve Teminat Sözleşmesinin muacceliyete ilişkin 5. maddesinde müşterinin birbirini izleyen en az iki taksiti vadesinde ödememesi halinde bankanın kalan borcunun tümünün ifasını talep etme hakkının saklı olduğunu, bankanın müşteriye en az 1 ay süre vermek suretiyle kalan borcunun tümünü muaccel kılmaya yetkili olduğu düzenlenmiştir. Davalı bankanın … 6. Noterliği … tarihli, … sayılı hesap kat ihtarnamesinin davacı tarafa 05/06/2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Banka kayıtlarının bilirkişi marifetiyle tetkikinde, 23/03/2012 tarihli taksitin az bir kısmının kat öncesi tahsil edildiği, büyük bölümününse kat sonrası 26/06/2012 tarihinde tahsil edildiği, diğer taksit tahsilatlarına ilişkin ise ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalardan sonra davalı bankanın kredi ve kredi kartı ilişkisi kapsamında yapmış olduğu kat işlemlerinin ve bildirimlerinin gerek bankacılık mevzuatına, gerekse de taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiği, bankanın herhangi bir kusurunun bulunmaması nedeniyle maddi manevi tazminat taleplerinin dinlenemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35.90 TL red harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 3.600,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilleri yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.09/05/2018

Katip
¸

Hakim
¸

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*