Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1109 E. 2019/1229 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1109
KARAR NO : 2019/1229
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 05/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sonuçlanmayan bir kredi ilişkisine istinaden düzenlenmiş olması nedeni ile düzenlenmiş olması nedeni ile “bedelsiz” kalan ve yine müvekkil banka adına yetkisiz kişiler tarafından keşide edilmiş olması nedeni ile müvekkil bankayı bağlamayan 18.08.2014 tarihli 1,000,000.00 TL tutarlı … no’lu çek nedeniyle müvekkil bankanın davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …, davalılardan … ile … marka bir araç alım-satımı konusunda anlaştıklarını, bunun üzerine müvekkili davacı bankanın … Şubesi’ne bireysel tüketici kredisi temini için başvuruda bulunulduğunu, daha sonra satış işleminin gerçekleşmeyeceğini ve bu kredinin kendisini ekonomik olarak zor durumda bırakabileceğini düşünen müvekkilinin kredi başvurusundan vazgeçtiğini, davacı banka, krediden vazgeçilmesine rağmen, davalı …’NA 1.000.000-TL bedelli çek olarak teslim ettiğini, davacı bankanın iddiası bu yönde olduğunu, bu durumda müvekkilinin vekkilinin dava konusu çek ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki bulunduğu dilekçeleri ekinde bilgileri sunulan … Marka araç diğer davalı … tarafından satın alınmak istendiğini, davalı müvekkili ve diğer davalı arasında yapılan görüşmeler sonucunda aracın davalıya satılması konusunda anlaştıklarını, müvekkili aracın bilgilerini davalı …’a verdiğini, davalı taraf da davacı bankanın … şubesinden kredi temini için başvuruda bulunmuş olduğunu, davalı …’ın isteği üzerine müvekkili davacı bankanın … şubesine giderek hesap açtırdığını, ancak davalı müvekkiline diğer davalı ve de davacı banka tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmayınca da davalı müvekkil aracı davacıya teslim etmediğini, işbu davaya konu çek kesinlikle davalı müvekkiline teslim edilmediğini, çek üzerindeki ciro ve imzanın da müvekkiline ait olmadığını, sözde müvekkiline ait olan cironun da bizce diğer davalı … tarafından atılmış olduğunu, bu konuda davacı bankanın sözde çekin bankaca teslim edildiği tarihe ilişkin görüntü kayıtlarının celp edilmesini talep etiklerini, davacı bankanın … şube yetkilileri ile … birlikte hareket ederek müvekkili ve de davacı banka tüzel kişiliğini dolandırmaya çalıştıklarını, yapılan usulsüz işlemlerde davalı müvekkilin bilgisi bulunmadığını, arz ve izah olunan sebeplerden dolayı; Davacı tarafın haksız ve mesnetsiz davasının reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Davalı … müvekkili davalı …’a olan borcuna istinaden davacı … Bankası A.Ş.’ne ait 1.000.000,00-TL’lik … emrine blokeli 18.08,2014 tarihli çeki 11.08.2014 tarihinde çekin arkasını ciro etmek suretiyle müvekkil …’a verdiğini dava konusu çek … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyadan icra takibine konu edildiği, icra dosyasından borçlu olan … İcra hukuk mahkemesinin … esas sayılı dosyasına İmza itirazında bulunarak dava açtığını, bu dava dosyasına cevap verilerek çekteki imzanın davacı …’na dair deliller ile kendi el yazısı ile yazdığı belgeler sunulduğunu, bu deliller sunulduktan sonra davacı … bu davadan feragat ettiğini, mahkemece feragat nedeni ile karar verilerek kararın kesinleştiğini, davacı banka bu kesinleşmiş karar ve dosyada bulunan tüm bu delillere rağmen diğer davalı … adına imza itirazında bulunarak çek bedelini ödemekten kurtulmaya çalıştığını, bu durum usul ve yasaya aykırı olup açıkça kötü niyetli olduğunu, Bankanın, davalı …’na çeki teslim ettiğini beyan ettiğini, … ise çeki teslim almadığını, çekteki imzanın onun olmadığını çeki de müvekkiline teslim etmediğini beyan ettiğini, davalı …’nun işbu çeki bir borcuna istinaden de 11.08.2014 tarihinde …’a teslim ettiği, bu teslime ilişkin olarak da ekte belirtilen çek teslim tutanağı düzenlenmek suretiyle, davalı … tarafından çek teslim alındığını, (Ek:2 çekin … tarafından cirosunu içerir şekilde teslim edildiğine dair imzasını içerir teslim tutanağı) açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Dava, keşidecisi olduğu … …llan emrine düzenlenen 18.08.2014 ödeme tarihli, 1.000.000.00-TL tutarlı … nolu çekin, dolandırıcılık ve çekin bedelsiz kaldığı iddiasının tespitine ilişkindir.
Mahkememizin 25/02/2016 tarihli celsesi 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 04/05/2016 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ:
Yukarıda açılımı yapılan imation marka DVD’ler içerisinde bulunan banka güvenlik kamera görüntülerinin teşhis ve tespit yapmaya elverişli görüntüler içerdiği, açılımı yapılan ve ek de fotoğrafları sunulan … ile … isimli şahısların güvenlik kamera görüntülerindeki şahıslar ile yapılan mukayeseli karşılaştırmasında, … isimli şahsın saat:15:09:20 sıralarında bankaya geldıgı ve yanında 3 şahsın daha bulunduğu tespit edilmiştir. … ile gelen ve peşinden bankaya giren her üç şahsı üzerinde de ayrı ayrı yapılan görüntü iyileştirme çalışmaları sonucunda elde edline fotoğraflar ile tarafıma vesikalık fotoğrafı verilen … isimli şahsın mukayeseli karşılaştırma işlemlerinde 3 şahsında farklı şahsılar olduğu tespit edilmiştir. …’ın banka çalışanı tarafından karşılanarak banka içerisinde kamera açısının görmediği bir bölüme gittikleri, sonrasında …’ın yanında bulunan orta yaşlarda kırmızı üst giysili bir şahıs ile bankanın önüne çıktığı telefon ile konuştuğu ve siğara içtikten sonra bankaya girerek kamera görüş açısından çıktığı ve görüntülerin saat:17:00:00 itibarı ile … bankadan çıkmadan bittiği, banka güvenlik kamera görüntülerinde tarafıma vesikalık fotoğrafı verilen … isimli sahsa rastlanılmamıştır.
Banka güvenlik kamera görüntülerinden tespit edilen şahısların görüntülerinde gerekli görüntü iyileştirme çalışmaları (-interpolasyon görüntü büyültme işlemi),-filtreleme/onarma (görüntü işleme süzgeçlerinin uygulanması)- renk ve parlaklık değerlerinin düzenlenmesi işlemleri yapılmış, yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen tespitler fotoğraf baskısı olarak sunulmuştur.
Bilirkişi Raporu tarafımdan düzenlenerek doğruluğu imza ile tasdik edilmiş, takdiri Sayın Hâkimliğinize ait olmak üzere saygılarımla bilgilerinize arz ederim.” denilmiştir.
Mahkememizin 28/02/2017 tarihli ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 05/07/2017 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ
Detayları yukarıda verilen tespit ve incelemelerden sonuç olarak;
1.)Davacı Bankanın çek keşidecisi sıfatı ile davalılar … (Kredi Borçlusu) ve …’na (Çek Lehtarı) borçlu olmasına karşın, her iki davalının, edimlerini yerine getirmediklerinden çekin bedelsiz kaldığı,
2.)Çek hamili …’ın, iyi niyetli hamil sıfatıyla davalı bankadan çek tutarı 1.000.000,00,-TL alacaklı bulunduğu, çekin ibraz tarihinden (18.08.2014) borç ödenene kadar avans faiz talep edilebileceği,
3.)Tarafların masraf ve benzeri diğer taleplerinin ise Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 19/10/2017 tarihli celsesi 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 28/03/2018 tarihli ek raporunda özetle;
”İNCELEME TARTIŞMA VE DEĞERLENDİRME:
1.)Sayın Mahkemeniz ara kararı kapsamında, “… ve …’in çekin keşide tarihi olan 18.08.2014 tarihinden önce banka adına kambiyo taahhüdü altına girerek işlem yapıp yapmadıkları”na ilişkin olarak aşağıda fotokopisi sunulan banka kayıtlarında yapılan incelemede, 18.08.2014 tarihi öncesi Şube tarafından sistem girişi yapılarak düzenlenen bir bloke çek tespit edilmemiştir. (Devreden bakiye 0,00.-TL)
19.08.2014 tarihinde takasa ibraz edilen çek işlemsiz olarak iade edildiği, bloke çek ile ilgili herhangi bir fış iptali kayden görülmemiştir.
Sonuç olarak 2. derecede imza yetkileri bulunan, … ve … …’in 18.08.2014 tarihinden önce banka adına kambiyo taahhüdü altına girerek işlem yaptıklarına ilişkin bir işleme rastlanmamıştır.
2.)05.07.2017 Alındı Belge tarihli Kök Raporun 8. Sayfası 8.Maddesi 3. Paragrafında; “İMZA YETKİSİ:Kambiyo senetlerinin birinci derecede imza sahiplerinden herhangi ikisi tarafından imzalanmasına…. karar verilmiştir. (Türkiye Tic. Sicil. Gaz. 31.12.2013 tarih 8476 sayılı Gazetenin 563 Sayfasında yayımlanmıştır.
Keşide edilen çek üzerinde imzaları bulunan … ve …’in imza sirkülerlerinde, her ikisinin de İkinci Derecede imza yetkisine sahip oldukları görülmüştür.
3.)Banka uygulamasının konuya ilişkin Genel uygulamasının incelenmesinde; aşağıdaki işlemler tespit edilmiştir. (İşlemlere ilişkin kayıt dökümü yukarıdaki tabloda görülmektedir.)
23.10.2014 tarihli 375.000,00,-TL bedelli çek ilgili tarihte banka çalışanı … ve … tarafından imzalanmış olduğu.
13.01.2015 tarihli 419.000,00,-TL bedelli çek ilgili tarihte banka çalışanı … ve … tarafından imzalandığı.
10.02.2015 tarihli (çek üzerinde hataen 2014 yazıldığı, sonrasında çekin keşide tarihi 2015 olarak değiştirildiği) 500.000,00,-TL bedelli çek ilgili tarihte banka çalışanı … ve … tarafından imzalandığı.
01.04.2015 tarihli 383.800,00 TL bedelli çek ilgili tarihte banka çalışanı … ve … tarafından imzalandığı.
22.01.2016 keşide tarihli 500.000 USD bedelli çek (sonradan iptal edildiği) ilgili tarihte banka çalışanı … ve … tarafından imzalandığı.
İlgili kişilere ait imza sirküleri ilişikte yer almakta olup, bloke çek düzenleyen kişilerin 1. Derecede imza yetkilisi oldukları tespit edilmiştir. (İLİŞİK: 1)
4.)İşlemlerin belirlenen yetki kapsamında kullanıldığı, yüksek miktarda işlemlerde işlemi yapan personelin onay alması gereken mercii bulunmadığı şube yetkililerinin beyanlarından anlaşılmıştır.
SONUÇ:
Sayın Mahkemenizin ara kararı gereğince yapılan tespit ve değerlendirmeler raporun ilgili bölümlerinde sunulmuş olup, yüksek Mahkemenizin takdirlerine arz olunur” denilmiştir.
Her ne kadar Mahkememizin 22/11/2018 tarihli celsesi 2 ve 6 numaralı ara kararları verilmiş ise de, davalı vekili 06/12/2018 tarihli dilekçesi ile Mahkememizin 22/11/2018 tarihli celsesi 2 ve 6 numaralı ara kararlarından rücu edilmesinin talep edildiği, Mahkememizin 15/12/2018 tarihli ara karar ile ”dosya tekamül etmiş olmakla, farklı gerekçe ile 2 ve 6 nolu ara kararlardan vazgeçilmesine,” karar verilmiştir.
Mahkememizin 28/11/2019 tarihli celsesinde, diğer davalılar açısından davanın tekemmül etmiş olduğu, davalı … açısından imza incelemesi gerekmekle davalı … açısından davanın tefrikine karar verilerek Mahkememizin 2019/620 Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Dava 18.08.2014 tarihli 1,000,000.00 TL tutarlı … no’lu çek nedeniyle müvekkil bankanın davalılara borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Her ne kadar … çekteki lehdar cirosunun kendisine ait olmadığını beyan ederek çekten kaynaklanan bir alacağının bulunmadığını kabul etse de, imzanın gerçekten …’e ait olup olmadığının incelenmesi yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından gerekmekle diğer davalılar hakkındaki yargılamayı uzatmaması açısından davalı … hakkındaki davanın tefrikine karar verilerek ayrı bir esas kaydedilmiştir.
Menfi tespit talep edilen 18.08.2014 tarihli 1,000,000.00 TL tutarlı … no’lu çekte davalı … ne lehdar ne de keşideci olup, bu çekin verilmesine neden olan Genel Kredi Sözleşmesi de davalı … tarafından imzalanmamış olup davaya konu çekte kambiyo senedinden kaynaklanan nedenlerle davalı …’in bir hakkı bulunmamakla davalı … açısından açılan davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Çekte davacı banka adına imzaları bulunan … ve … …’in, çek düzenlenme tarihinde 2. Derecede imza yetkisi olup, kambiyo senetlerinin ancak 1. Derecede imza yetkisine sahip 2 kişinin imzası ile düzenlenebileceği, buna göre davaya konu çekin yetkisiz kişilerce imzalandığının sabit olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay’a göre, ortada ticari vekile kambiyo senedi düzenleme yetkisi veren yazılı bir belge olmasa dahi. bazı koşulların bir arada bulunması, ticari vekilin geçerli biçimde kambiyo senedi düzenlemesine imkân vermektedir. Eğer ticari vekil tarafından yapılan işlem şirket yetkilisi tarafından kabul edilmişse, taraflar arasında daha önce de bu tur işlemler yapılageldiyse yani bu durum tarafların ticari ilişkisi bakımından teamül haline geldiyse, kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmesinde aranan açıklığın var olduğu kabul edilmektedir. Gerçekten temsil belgesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi açıkça yer almamış olmasına rağmen, taraflar arasında daha evvel bu temsilci aracılığıyla kambiyo taahhüdünde bulunulmuş ve vekil eden kambiyo taahhüdünün gereğini yerine getirmişse, vekil edenin karşı tarafta ticari vekilin kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin bulunduğu konusunda uyandırdığı güven korunmalıdır. Görüldüğü üzere burada açıklık, vekil edenin teamül halini almış davranışlarıyla sağlanmaktadır.
Bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu üzere çekte davacı banka adına imzaları bulunan … ve … …’in 18.08.2014 tarihinden önce banka adına kambiyo taahhüdü altına girerek işlem yaptıklarına ilişkin bir işleme rastlanmadığı, gibi aslında teamüle ilişkin aranması gereken husus da bu teamülün sadece taraflar arasında olup olmadığına bakılması olup, her halükarda taraflar arasında davacı banka adına hmet … ve … …’in 18.08.2014 tarihinden önce banka adına kambiyo taahhüdü altına girerek işlem yaptıklarına ilişkin bir teamül olmadığı sabittir.
18.08.2014 tarihli savcılık şikayet dilekçesinde davacı bankanın beyanlarının, yetkisiz temsil ile keşide edilen çekin davacı tarafından kabul edildiği davalı … tarafınca iddia edilmiş ise de, yetkisiz temsile rağmen bu durumun kabulüne ilişkin açık bir beyan bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesi, dolandırıcılık (iddiası) eylemi kapsamında banka çalışanları tarafından verilen çeke ilişkin anlatım niteliğindedir. Muhataba ve işlemin onaylanmasına ilişkin bir kabul bulunmamaktadır ki şikayet dilekçesinde dolandırıcılık eylemini gerçekleştirdikleri gerekçesiyle bulunulan şikayette yetkisiz temsile rağmen yetkisiz temsile rağmen bu durumun kabullenilerek işleme onay verildiği anlamını çıkartmak açıkça şikayet dilekçesinin amacına aykırı olacağı da aşikardır.
Tüm bu hususlara göre yetkisiz kişilerce imzalanan çekte, taraflar arasında bu hususa ilişkin bir teamül bulunmadığı gibi, kabul de bulunmadığı buna göre çekin davacıyı bağlamayacağı anlaşılmış ve sonuçta açılan davanın davalı … açısından kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … sıfat yokluğundan REDDİNE,
2-Davalı … açısından davanın KABULÜ ile, 18.08.2014 tarihli 1.000.000-TL tutarlı … nolu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 68.310,00-TL ilam harcından peşin alınan 17.077,50-TL’nin mahsubu ile bakiye 51.232,50-TL ilam harcının davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 17.077,50-TL peşin harç ile 25,20-TL başvuru harcının davalı … tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden,karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 53,950,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı …, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.göre hesaplanan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.710,00-TL yargılama giderinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.05/12/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”