Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/142 E. 2020/374 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/142 Esas
KARAR NO : 2020/374

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2013
KARAR TARİHİ : 06/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin kırk yıla yakın süredir faaliyet gösterdiğini, saygın bir şirket olduğunu, davalı … davacı şirket yetkililerine gelerek bilişim sistemleri konusunda uzman olduğunu, ancak bilgisayar teknolojisi yatırımına sahip olmadığı için müşterilere hizmet veremediğini, davalı kendi adına olan şirketini vergi borçları nedeniyle kapatamadığını ve yeni kurulacak bir şirkete de bu aşamada sermaye koyamayacağını belirttiğini, davalının bu beyanları üzerine beyanlara güvenerek davacı şirketin davalı ile birlikte iş yapmayı kabul ettiğini, davacı şirket bünyesinde … Sistem adı ile bir yapılanma oluşturulduğunu, bu arada davalı yeni şirket kurulması için gerekli olan mali gücünü toparlayana kadar davalı ile var olan şahıs şirketi üzerinden elde edilecek kar esasına dayanılarak fatura karşılığında hizmet alınması hususunda anlaşmaya varıldığını, davacı şirket ile davalı … arasında 15/10/2012 tarihli sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme karşılığı hizmet verileceğini, karşılığında net karın %35’inin davacı şirket tarafından davalıya ödenmesi şeklinde anlaşmaya varıldığını, diğer yandan davacı şirket ile davalı … şirketi arasında 18/10/2012 tarihli İşbirliği Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre proje kapsamında müşteri hangi taraf aracılığı ile geldi ise faturayı o taraf kesecek ve hizmeti veren diğer tarafa faturadan doğan karın yarısını ödeyeceğini, sözleşme süresince müvekkil şirket dışında üçüncü bir kişi ile çalışması sözleşmesine aykırılık teşkil eden diğer davalı ile sözleşmeye aykırılık ve haksız rekabet teşkil eden bir işbirliği içine girmiş olup bu suretle davacı şirketin büyük zarara uğradığını, davalı … anonim Şirketine keşide edilen Beşiktaş … Noterliğinin 15/03/2013 tarihli …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile hukuka aykırı eylemlerine son verilmesinin hitar edildiği, ihtarnameye karşılık olarak sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, diğer davalıya da Beşiktaş … Noterliğinin 15/03/2013 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğinin davalı …’in hukuka aykırı eylemlere devam ettiğini, davalı şirketin sözleşmeyi süresinden önce haksız ve tek taraflı olarak feshetmiş olup bu hususta da tazminatı gerektirdiğini belirterek davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının beyanlarının doğru dolmadığını, herhangi bir ortaklık programı satın alma söz konusu olmadığını, ortaklık programını davacı şirketin kendisinin almadığını, davalıların arkadaşı dava dışı olan… isimli kişiye ait sertifikalar sayesinde davacı şirkete verilmesini sağlandığını, ortaklığın dava dışı … isimli kişinin davacı şirketin söz verdiği alacaklarını almaması ve kendisine söz verilen imkanların sağlanmaması nedeniyle sona erdiğini, davacının tamamiyle kötüniyetli olduğunu, davalının 03/05/2010 tarihinde bilişim alamında çalışmaya başladığını ve 31/10/2012 tarihine kadar …isimli firma üzerinde çalışmaya devam ettiğini, talep edilen faiz türünün yanlış olduğunu, yapılan sözleşme uyarınca görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Mahkememizin görevsiz olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın belirsiz dava olduğunu, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, söz konusu şirketin bilişim alanındaki faaliyet süresi dava tarihine kadar sadece bir yıl olduğunu, davacı şirketin müşteri portföyümü almaya çalışıyorlar iddiasının asılsız ve yersiz bir iddia olduğunu, portföy sahibi olarak davalı şirket olduğunu, mevcut ve potansiyel müşteri adı verilen listenin gerçekle uzaktan ve yakından hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacı şirketin bilişim alanında bir geçmişi olmadığı gibi herhangi bir protföyü de bulunmadığını, davacı şirket ile davalı şirketin 18/10/2012 tarihinde işbirliği sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin sözleşmeye aykırı hareket ettiklerine dair iddialar dışında dosyaya hiçbir somut veri ve belge sunulmadığını, davalı şirket ile diğer davalı … önceden birbirlerini tanıdığını, talep edilen faiz türünün kanuna aykırı olduğunu belirterek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-15/10/2012 ve 18/10/2012 tarihli sözleşmeler
2- İhtarnameler
3-Tarafların ticari defter ve kayıtları
4-Bilirkişi raporları
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, haksız rekabet nedeni ile uğranılan maddi zarar, cezai şart, mahrum kalınan kar ve yatırım bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Öncelikle rekabet kavramı ve genel olarak rekabete ilişkin yasal düzenlemelere değinilmesinde yarar bulunmaktadır:  
Ticari hayatta rekabetin; işletmelerin verimini arttırıcı, üretilen mal ve hizmetlerin kalitesini yükseltici ve fiyatları düşürücü fonksiyonları bulunduğu ileri sürülmekte olup; bu yönüyle yararlı olan rekabetin dürüstlük kuralları içinde yapılması ve kötüye kullanılmaması gerekir. (Arkan Sabih Ticari İşletme Hukuku ,Bankacılık Enstitüsü, 2011, s:308).  
Hizmet akdinin sona ermesinden sonra işçiyi işverene karşı rekabet oluşturacak faaliyetlerden kaçınmakla yükümlü kılan rekabet yasağı sözleşmesi, piyasa ekonomisinin ve teknolojideki gelişmelerin bir ürünü olarak yirminci yüzyıldan itibaren önem kazanmaya başlamıştır (Soyer Polat, Rekabet Yasağı Sözleşmesi, Ankara 1994, S: 3).  
6102 sayılı TTK’nın 54. ve devamındaki maddelerde haksız rekabete ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup haksız rekabet; aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir şeklinde tanımlanmıştır. Aynı yasanın 55. Maddesinde ise haksız rekabet halleri düzenlenmiştir.
Kar mahrumiyeti talebi ise Yargıtay içtihatlarına göre süresinden önce feshedilen sözleşmenin fesih tarihinden sözleşmenin sonuna kadar olan bölümü için değil davacının yeniden sözleşme yapabilmesi için gerekli makul süre kadar olmalı ve kar mahrumiyeti bu makul süreye göre hesaplanmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, sözleşme ve ihtarnameler incelenmiş, tanıklar dinlenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Davacı ile davalı … arasında yapılan 15/10/2012 tarihli sözleşme incelenmesinde;
3.1. maddesinde, “… sistemin müşterilerine … Profesyonelleri ile kurumsal …çözümleri konularında ileri düzeyde hizmet sağlamak amacıyla faaliyete geçmiş olup, danışmanın bu kapsamda …sisteme ve …sistem müşterilerine hususlarında hizmet vereceği…”
3.2 maddesinde, “Danışmanın 3. 1 maddesinde belirtilen hizmetin yanı sıra …sistemin faaliyetinin ve hizmetlerinin artmasını sağlayıcı faaliyetlerde bulunmayı, işin gelişmesini sağlamayı, bu amaçla gerekli her türlü organizasyonu kurmaya yardımcı olmayı, işletmeye faydalı olabilecek plan ve projeler geliştirmeyi, yatırımlar konusunda fizibilite raporları hazırlamayı kabul ve taahhüt ettiği… “
3.3. maddesinde, “Danışmanın verdiği hizmete karşılık… sistem iş bu sözleşme kapsamındaki iş ile ilgili elde ettiği net karının, %35′ in.i Danışmana ödeneceği.. “
3.4 maddesinde “… Sistem üzerinden müşterilere verilecek olan … hizmeti ile ilgili olarak … Sistem tarafından, iş bu sözleşmenin akdedilmesinden önce yapılan ve yapılacak olan yatırımların %35 i Danışman tarafından … Sistemin ilk talebi üzere … Sisteme ödeneceği…”
3.7. Maddesinde, ” Danışman iş bu sözleşme yürürlükte kaldığı sürece iş bu sözleme, konusu hizmetlerle ilgili kendi adına veya başka bir şirket adına çalışamaz, işbirliğine giremez, bu yönde iş alamaz..”
3.8 maddesinde, “Danışmanın iş bu sözleşme süresi sona erse dahi, … sistemin müşterilerine … sistem aracılığı olmaksızın doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir şekilde iş bu sözleşmede belirtilen hizmetleri veremez, bu müşterilerin çalışanı olamak, … sistemin müşteri portföyünden hiçbir şekilde yararlanamaz..”
3.9 maddesinde, ” Danışman iş bu sözleşme kapsamını …sistemden ve … A.Ş.’den ve / veya … sistem müşterilerinden danışmanlık hizmetlerinin ifası sırasında herhangi bir surette temin ettiği bilgileri, ticari sırları gizli tutacağını , kısmen veya tamamen doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir şekilde 3. Şahıs ve kurumlara açıklamayacağını, kendisine çıkar sağlamak amacıyla kullanılmayacağını kabul beyan ve taahhüt eder. Danışmanın bu yükümlülüğü sözleşme süresi boyunca ve sözleşme sona erdikten sonra devam eder..”
4. Maddesinde “Danışman iş bu sözleşmenin 3.7, 3.8 ve 3.9 maddelerinde yer alan yükümlülükleri ihlal etmesi halinde … sisteme… 50.000 USD cezai şart ödemeyi, bu cezanın fahiş olmadığını ve hiçbir şekilde indirim talep edemeyeceğini kabul beyan taahhüt eder hususlarına yer verildiği görülmektedir.” düzenlemelerini içerdiği görülmektedir.
Davacı ile davalı şirket arasında yapılan 18/10/2012 tarihli sözleşme incelenmesinde; sözleşme süresinin 1 yıl olduğu,
3.1 maddesinde, “… sistem müşterilerine… profesyonelleri, bilgisayar tabanlı bilişim sistemlerinin yazılım uygulamaları, bilgisayar donanımının incelenmesi, tasarlanması, geliştirilmesi, yürütülmesi, yönetimi ve desteği ve ile kurumsal … çözümleri ve. Konularda hizmet vermektedir. Bu hizmetler kısaca “sistem işleri” olarak anılaşacaktır. … ise … kurumsal …entegrasyonu, kesintisiz internet çözümleri, kurumsal bilgi güveniliği çözümleri, … performans yönetimi vb. Konularda hizmet vermektedir. Bu hizmetler kısaca “…işleri” olarak anılacaktır. Bu kez taraflar, … işlerinin … tarafından, sistem işlerinin … sistem tarafından gerçekleştirilmesi esasına dayalı olarak müşterilere bir paket halinde tek kanaldan hizmet verilmesi (proje) hususunda mutabık kalmışlardır. Bu kapsamda… sistem müşterilerinin… işleri …, … müşterilerinin sistem işleri met sistem aracılığı ile gerçekleştirilecektir.”
3.2 maddesinde, “Müşteriye proje kapsamında sunulacak olan fiyatlandırma belirlenirken, sistem işleri için… sistem, … işleri için … fiyatlandırmayı belirleyecektir”.
3.3 maddesinde “Müşteri hangi taraf aracılığıyla geldi ise diğer taraf, kendi verdiği hizmet sonucunda elde ettiği karın yarısı müşteriyi getiren tarafa ödeyecektir…”
8. maddesinde, “Taraflardan herhangi birisinin iş bu sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı davranırsa diğer taraf bu durumun ortadan kaldırılmasını talep eden yazılı bir bildirim gönderecektir. Sözleşmeye aykırı davranan taraf bildirim tebellüğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde gerekli düzeltmeyi yapmaz ise, diğer taraf iş bu sözleşmeyi yazılı olarak bildirmek kaydıyla derhal feshedebilir”. Düzenlemelerini içerdiği görülmektedir.
Davacı tanığı … beyanında; “Ben halen davacı şirkette çalışmaktayım. 2012 yılı sonu olacak davalılardan … şirketimize gelip gitmeye başladı. Sanıyorum patronlara kendisini bir şeklide anlattı ve bu şahısla 2012 yılının son aylarında bir çalışma başlatıldı. Aslında çalıştığım şirket inşaat ve metal ve kimyevi maddeler üzerine iki ayrı kolda yatırımları vardır. Bu kolların dışında çalıştığım şirket bünyesinde … sistem adı verilen ve bilgisayar alanında faaliyet gösterecek yazılım programı hazırlayacak bir sistemin hazırlıkları yapıldı. Bilgisayarlar ve bu iş için gereken ürünler alındı. 2012 yılı sonundan 2013 yılı Martı başına kadar sistem yavaş yavaş faaliyete geçti. Şirketin patronu Fransız ticaret odasında da kayıtlıdır. Tarafıma iş yapılabilecek firmaların yaklaşık 400 kadar firmanın unvan ve adreslerini bilgisayara yüklemek üzere tarafıma verdi. Ben bunu hazırlayıp bilgisayara yükledim. Sözleşme sona erdiğinde … tarafından bu tablonun tümünün sistemden alındığı anladım. Şirket 40 yılı aşkın süredir yukarıda belirtiğim alanda faaliyet göstermekte ise de bu alanda daha evvel bir çalışması yoktu. Bu şirketlere zaman içerisinde ulaşmaya çalıştık, bir kısmı bize geri dönüş yaptı. Geri dönüş yapanlar hatırladığım kadarıyla …, …, …., … gibi şirketlerdi. Bu ismini saydığım şirketlerden iş aldık. … bu sistem kurulurken talepleri olduğunu biliyorum. Zaten istekler karşılandı, kendisinin bir sertifika meselesi vardı. Bu halloldu. Masrafını da şirket …fesih öncesi benim bildiğime göre herhangi bir şikayet veya uyarı bildirmedi” dedi.
Bilirkişi heyetinin 29/02/2016 tarihli 33 sayfadan ibaret bilirkişi raporunda özetle; davacı … davalı tarafların ticari defterlerinin incelendiğini, sözleşmeye aykırılık ve haksız rekabet teşkil eden eylemler nedeniyle uğranılan maddi zarar açısından; davacı tarafın taleplerinden birisi, haksız rekabet nedeniyle uğramış olduğunu maddi tazminata ilişkin olduğunu, TTK. M. 56/1-e hükmünde de ifade edildiği üzere, maddi tazminat olarak, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verilebileceğini, mali ve sektörel inceleme bölümünde, bu tazminat miktarı “sözleşmenin ilgili maddeleri kapsamında 111.420,55-TL. Satış gelirine ilişkin … şirketinin gelir tabloları uyarınca şirketin brüt karı 34.196,46-TL. Ve bu tutarın %50’lik kısmının 17.098,23-TL. ” şeklinde hesaplandığını, haksız rekabet eylemini her iki davalı işlediğinden bu bedelden her iki davalının müteselsilen sorumlu olması gerektiğini, sözleşmenin süresinden önce feshedilmiş olması nedeniyle uğranılan kar kaybı açısından; taraflar arasındaki sözleşmenin başlangıç tarihinin 18/10/2012 tarihi olduğunu, süresi bir yıl olarak kararlaştırılan sözleşmenin süresinden önce 26/03/2013 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, müspet zarar hesaplanırken davacının yapmak zorunla olduğu tüm giderlerin, erken fesih nedeniyle tasarruf eylediği değerler ve bakiye sürede sağlabileceği kar miktarlarının söz konusu miktardan mahsup edilmesi gerektiğini, yine aynı şekilde somut olayda olduğu gibi, sözleşmenin öngörülen tarihten önce feshedilmesi halinde, kar mahrumiyeti nedeniyle oluşan zararın tutar ve kapsamı tespit edilirken; kural olarak zarar görenin zararın azaltılması ve çoğalmasının önlenmesi için aldığı veya alması gereken tedbirlerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacının, aynı şartlarla yeni bir sözleşme yapabilmesi için geçmesi gereken makul süre dikkate alınarak kar mahrumiyetinin hesaplanması gerektiğini, bilirkişi heyetince bu sürenin en fazla 3 ay olması gerektiğini, buna göre davacının talep edebileceği kar kaybının 4.274,56-TL. Olarak hesaplandığını, cezai şart tazminatı talebi açısından; davacı ile davalı … arasında yapılan 15.10.2012 tarihli sözleşmenin 4. Maddesinde, “Danışman iş bu sözleşmenin 3.7, 3.8 ve 3.9 maddelerinde yer alan yükümlülükleri ihlal etmesi halinde … sisteme … Hiç bir şekilde indirim talep edemeyeceğini kabul, beyan, taahhüt eder..” hükmüne yer verildiğinden, davalının haksız rekabet eyleminde bulunduğu tespit edildiğinden, kararlaştırılan bu tazminatın davacıya ödenmesi gerektiğini, Yapılan yatırımlardan kaynaklanan tazminat talebi açısından; davacı ile davalı … arasında yapılan 15.10.2012 tarihli sözleşmenin 3.4 maddesinde, “… Sistem üzerinden müşterilere verilecek olan… hizmeti ile ilgili … Sistem tarafından, iş bu sözleşmenin akdedilmesinden önce yapılan ve yapılacak olan yatırımların % 35’i Danışman tarafından … Sistemin ilk talebi üzere … Sisteme ödeneceği…” hükmüne yer verildiğinden, yukarıda , mali ve sektörle inceleme bölümünde tespit edilen, davacının yapmış olduğu yatırımların %35’i olan 17.053,85-TL.’nin davacıya ödenmesi gerektiğini, davacı tarafından alınan bilgisayar ve bilgisayar ekipmanlarına ilişkin faturaların sunulduğunu, faturalar toplamının 44.486,75 TL olduğunu, davacı tarafından sınavlara ilişkin yapılan ödemeler hususunda şirket ortağı…kart ekstrelerinin sunmuş olduğunu, toplam 859,41 USD ödeme mevcut olduğunu, yine … işlemleri için … firmasına 1.610 USD verildiğini, davacı tarafından marka başvuru ve tecil işlemlerine ilişkin 970,00-TL avukatlık ücreti verildiği hususunda iki adet serbest meslek makbuzu sunulduğunu, davalının 2012 ve 2013 yıllarına ait gelir tablolarında mevcut tutarlar kapsamında net satışlar oranının %30,69 şeklinde hesaplandığı, sözleşmenin ilgili maddeleri kapsamında 111.420,55 TL satış gelirine ilişkin … şirketinin gelir tabloları uyarınca şirketin brüt karı 34.196,46 TL ve bu tutarın %50’lik kısmının 17.098,23 TL olarak hesaplandığını, sonuç olarak davalı şirketin haksız rekabet eyleminde bulunduğunu, davacı şirket aracılığıyla bulunan ve dolayısıyla davanın müşterileri olduğu halde davalı şirket tarafından iş yapılan …, … Gıda ve …firmalarından elde edilen gelirin davacıyla paylaşılmadığını, dolayısıyla davalı şirketin haksız rekabet eyleminde bulunduğunu, anılan firmaların davacının portföyünden alınmasında her iki davalının birlikte hareket etmiş olduğunu dolayısıyla da haksız rekabet eyleminin her iki davalı tarafından gerçekleştirildiğini, bu durumda davalılar tarafından yapılan fesih bildirimlerinin de haklı nedene dayanmadığını, sözleşmeye aykırılık ve haksız rekabet teşkil eden eylemler nedeniyle davacının her iki davalıdan müteselsilen 17.098,23 TL tazminat talep edebileceğini, davacının sözleşmenin süresinden önce haksız olarak feshedilmiş olması nedeniyle davalı şirketten talep edilebileceği kar kaybının 4.274,56 TL olduğunu, davacının taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı … 50.000 USD cezai şart tazminatının yanı sıra ayrıca davanın yapmış olduğu yatırımların %35’i olan 17.053,85 TL’yi de talep edebileceği kanaatine varmıştır.
Bilirkişi heyetinin 30/12/2016 tarihli ek raporda özetle; Mahkememiz görevlendirmesi kapsamında davalının itirazlarının incelendiğini, itirazlarla ilgili sunulanların davanın sözleşmesi bulunan … mail yazışmaları kapsamında diğer davalı …’in fatura tanzim ettiğini firmalar ile ilgili yapılan hesaplamaları değiştirici nitelikte olmadığı ve kök ile ek rapordaki değerlendirmelerin muhafaza edildiği bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 07/03/2018 tarihli ek raporda özetle; Mahkememiz görevlendirmesi kapsamında davalının itirazlarının incelendiğini, itirazlarla ilgili sunulanların davanın sözleşmesi bulunan … mail yazışmaları kapsamında diğer davalı …’in fatura tanzim ettiğini firmalar ile ilgili yapılan hesaplamaları değiştirici nitelikte olmadığı ve kök ile ek rapordaki değerlendirmelerin muhafaza edildiği bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 11/02/2019 tarihli ek raporda özetle; Dava dışı firmalara yapılan işlemlerin düzenlenen fatura tarihleri de dikkate alındığında davacı şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen sözleşme kapsamında yapılan işler olduğunu yine sözleşme hükümlerine göre davacıya kar payı verilmesi gereken işler olduğunu, davalının itirazları incelendiğinde itirazlarla ilgili sunulanların davacının sözleşmesi bulunan … mail yazışmaları kapsamında diğer davalı …’in fatura tanzim ettiğini firmalar ile ilgili yapılan hesaplamaları değiştirici nitelikte olmadığı ve kök ile ek rapordaki değerlendirmelerin muhafaza edildiği bildirilmiştir.
Davacı vekili 09/09/2019 tarihinde talep sonucunu yükseltmiş, bedel artırım dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
Davalıların ıslaha karşı zamanaşımı yönünden; davanın belirsiz alacak davası niteliğinde bulunup dava açıldığı tarihte uğranılan tüm zarar yönünden zamanaşımı süresinin kesildiği, bu nedenle davalı şirket vekilinin ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı kanaatiyle Mahkememizce 20. Celse 1 nolu ara karar ile reddedilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı ile davalı gerçek kişi ve davacı ile davalı şirket arasında ayrı ayrı sözleşmelerin imzalandığı, bu sözleşmelerden davacı ile davalı gerçek kişi arasındaki 15/10/2012 tarihli sözleşmenin 3.3 maddesinde elde edilen karın %35’nin, 3.4 maddesinde yatırımların %35’nin davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 3.7 , 3.8 ve 3.9 maddelerinde rekabet yasağının düzenlendiği, davalının sözleşme maddelerine aykırılığı halinde 4. Maddesinde 50.000,00-USD cezai şartın ödenmesinin kararlaştırıldığı, yine davacı ile davalı şirket arasında 18/10/2012 tarihli sözleşmenin akdedildiği, 3.3 maddesinde tarafların elde ettiği karın yarısını ödeyeceğini kararlaştırıldığı, davalı … ve davalı şirket 26/03/2013 tarihinde ayrı ayrı ihtarnamelerle sözleşmeleri feshettikleri görülmüştür. Uyuşmazlık davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının haksız rekabet nedeniyle tazminat talep edip edemeyeceği, davalı …’in sözleşme kapsamında ceza-i şartın koşullarının oluşup oluşmadığı, sözleşmenin haksız feshi halinde davacının mahrum kaldığı karı talep edip edemeyeceği ve yatırım bedeli hususlarında toplanmaktadır. Mahkememizce ve talimat yoluyla tanıklar dinlenmiş, tüm deliller toplanmış ve dosya alanında uzman bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir. Bilirkişi heyetinin denetime elverişli raporu hükme esas alınmıştır. Yapılan incelemede davacının müşterisi olduğu halde davalı şirket tarafından iş yapıldığı ancak yapılan işin gelirinin yarısının davacıya vermesi gerekirken vermediği, müşterilerin davacının portföyünden alındığı tesipt edilmiş, davalı şirket bu hali ile haksız rekabet eyleminde bulunduğu görülmüştür. Ayrıca davalı …’e gönderilen ihtarname davalı şirket tarafından alındığı gibi davalılar tarafından işbirliği yapılarak davacının zararına hareket ettikleri bu hali ile haksız rekabetin oluştuğu, davalıların fesihlerinin haklı nedene dayanmadığı tespit edilmiştir. Bu halde davacı taraf haksız fesih nedeniyle maddi zararını ve sözleşme maddeleri uyarınca cezai şart bedelini talep edebilecektir. Bu kapsamda davacının kar mahrumiyeti talebi yönünden ise sözleşmenin sona ermesine kadar geçen süre nazara alınarak hesaplanmayacaktır. Talep edenin yeni bir sözleşme yapılabileceği süreye kadar hesaplanacaktır. Bilirkişi heyeti bu sürenin en fazla 3 ay olabileceğini belirleyerek bu yönde rapor düzenlemişlerdir. Tüm dosya kapsamı sözleşme maddeleri nazara alındığında tarafların haksız rekabet eyleminde bulundukları, sözleşmenin feshinin haksız olduğu, haksız rekabet davacının uğradığı zarardan müteselsilen sorumlu oldukları, davacının kar kaybının 3 ay üzerinden hesaplandığı ve davalı şirketten talep edebileceği, davalı …’in sözleşmenin ve rekabet yasağına aykırılık nedeniyle belirlenen cezai şarttan sorumlu olduğu, kanaatiyle taleple bağlı kalınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 17.098,23-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsine tahsili ile davacıya verilmesine,
-Haksız fesih nedeniyle 4.274,56-TL kar kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı…Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine
– Sözleşmenin ihlali nedeniyle 50.000,00- USD cezai şartın davalı …’den dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca USD’ye uygulanan bir yıl vadeli en yüksek faizi ile berlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
– 1.000,00-TL yatırım bedelinin davalı …’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine
2-Alınması gereken 6.489,45-TL harcın, peşin alınan 1.622,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.867,05-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.975,00-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 24,30-TL başvurma harcının ve 1.622,40 TLpeşin harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.770,50-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır