Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/71 E. 2019/907 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2012/71 Esas
KARAR NO: 2019/907

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 16/03/2012
KARAR TARİHİ: 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; taraflar arasında imzalanan kredili mevduat hesabı sözleşmesi gereği borçluya… numaralı kredinin kullandırıldığını, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranarak borcunu ödemediğini, 3.136,68-TL’ye ulaşan alacağın 17/02/2010 tarihli kredili mevduat hesabı ihtarnamesi borçlunun adresine gönderildiğini, ihtarname borçlunun 26/02/2010 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı/borçlu hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini beyanla itirazın iptaline, takip tarihi itibariyle banka alacağının takip talebindeki şartlarla tahsili için takiben devamına, davalı borçlunun %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile ana para dışındaki bugüne kadar kendisinden tahsil edilen tüm rakamların yasal dayanağının bulunmadığını, Mahkememiz dosyasının İstanbul … Tüketici Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile bekletici mesele yapılmasını ayrıca bu davanın görevsizlik kararı verilerek İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı davanın sonucunun beklenmesini talep etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, bu kanundu düzenlenen ve diğer yasalarda düzenlenmekle birlikte ticari dava olduğu belirtilen davaların ticari dava olduğu belirtilmiş, aynı yasanın 5. Maddesinde ise ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler olarak, aksine bir hüküm bulunmadıkça dava olan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olarak ifade edilmiştir.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun uygulanmasında tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır ve taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.
Somut olayda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/k ve 1 maddesi gereğince davalı tüketici, bireysel kredi sözleşmesi de tüketici işlemi niteliğinde olup, yine anılan Kanun’un 83. maddesinin 2. bendi gereğince, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. Bu durumda, talep konusunun taraflar arasında imzalanan bireysel kredi sözleşmesine ilişkin olduğu, ticari talep niteliği taşımadığı anlaşılmakta olup, talebin tüketici mahkemesinde değerlendirilmesi gerekir.
Bu nedenlerle talebin görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Talebin 6100 sayılı Yasanın 390.maddesi ve 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi.

Katip
e-imza

Hakim
e-imza