Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/673 E. 2023/710 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/673 Esas
KARAR NO :2023/710

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/02/2022
KARAR TARİHİ:24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinden özetle: Müvekkil Şirket ile davalı arasında akdedilen Üye İşyeri Sözleşmesi kapsamında doğan cari hesap alacağına istinaden, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, İşbu borçlu taraftan itiraz sebebiyle de huzurdaki itirazın iptali davasını ikame etme zorunluluğu ortaya çıktığını, davalı tarafından yapılan borca itiraz haksız, kötüniyetli ve yalnızca takibi durdurmaya yönelik olduğunu, yapmış olduğu itirazda Müvekkil Şirket’in üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gibi bir iddiada bulunmadığını, başkaca herhangi bir haklı veya geçerli bir neden ileri süremediğini, borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge de sunamadığını beyan ederek, davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin, takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte devamına, Davalının itirazı, likit alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik tamamen kötüniyetli olmakla birlikte, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından süresi içerisinde ve sonrasında cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır.
Dava Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben yazılan dilekçe ile açılmış olup, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sırasına kaydedilmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesince …. İcra Müdürlüğüne, … Vergi Dairesine, Bitlis … Ticaret Sicili Müdürlüğüne müzekkereler yazılmış ve gelen yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görülmüştür.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi … esas sayılı dosyasında “dava konusu uyuşmazlık kapsamında davacı Şirket ile davalı arasında … üye işyeri sözleşmesi imzalandığı, Mahkememizce davalının tacir olup olmadığın araştırılması için ilgili kurumlara müzekkere yazıldığı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 13/04/2023 tarihli müzekkere cevabında davalının tacir olduğu bildirilmekle taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davası mutlak ticari davalardan olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerekir.” gerekçesiyle 06/06/2023 tarihinde 2023/283 karar sayılı kararında görevsizlik kararı verilmiş ve görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya Mahkememize tevzi edilerek Mahkememizin 2023/673 esas sırasına kaydedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkemece görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
…. Asliye Hukuk Mahkemesince … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 13/04/2023 tarihli müzekkere cevabında davalının tacir olduğunu bildirdiği ve taraflar arasındaki sözleşme uyarınca alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasının mutlak ticari davalardan olduğu gerekçesiyle görevli Mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmişse de dosyada mevcut belgeler incelendiğinde;
-… Ticaret ve Sanayi Odası’nın 21/03/2023 tarihli yazı cevabında davalı …’ın Esnaf veya Tacir kaydına rastlanmadığının bildirildiği görülmüş,
-… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 13/04/2023 tarihli yazı cevabında ise …’ın ticari kazanç mükellefi olduğu, işletme esasına göre defter tuttuğu belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
VUK’nun 176.maddesine göre birinci sınıf tüccarlar bilanço esasına göre, ikinci sınıf tüccarlar işletme hesabı esasına göre defter tutarlar ve Esnaf İşletme Esasına göre defter tutar ancak işletme esasına göre defter tutsa bile geliri, belli bir hacmi aşıyorsa tacir sayılır. Bu durumda davalı satın aldığı malı işledikten (yemek işi) sonra satan olduğundan VUK 177/1 maddesi gereği değerlendirme yapmak gerekmiş ve vergi dairesi yazı cevabında dönem içi satın alınan emtia tutarının 80.762,84-TL olduğu görülmüş ve bu tutar VUK 177/1 gereği yıllık alım için belirlenen tutarın altında kaldığından davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, uyuşmazlık tarafların ticari işletmesiyle ilgili olmakla birlikte, davanın taraflarından davacı tacir olmasına rağmen davalının tacir olmadığı anlaşıldığından davanın nispi ticari dava olmadığı anlaşılmıştır.
Davalının TTK ve VUK uyarınca tacir sıfatını taşımadığı gibi, davalının gelir ve kar elde etme gayesinin olması davayı kendiliğinden ticari dava haline getirmeyeceği, öte yandan davalı tarafın işletmesi yapılan yemeklerden gelir elde etmeye yönelik olduğundan tüketici işlemi olarak kabul edilmesi de mümkün olmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğinden Mahkememizin görevli olmadığı, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve daha evvel …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında görevsizlik kararı verildiğinden görev hususunda merci tayini için dosyanın İstanbul BAM 37. HD’ne gönderilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
2-Mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde daha önce …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas 2023/283 karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının halli merci tayini için dosyanın HMK 22/2 maddesi uyarınca İSTANBUL BAM 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Merci tayini sonrasında verilen kararda mahkememizin görevli bulunmaması halinde dosyanın re’sen görevli …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK 331/2 madde ve bendi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacı/ vekilinin ve davalı/ vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır