Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/577 E. 2023/709 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/577 Esas
KARAR NO :2023/709

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/09/2023
KARAR TARİHİ:24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; icraya dayanak 30.04.2023 Keşide tarihli 81.125,,00-TL Bedelli … Bankasına ait keşidecisi …San. .Tic. Ltd. Şti, … Seri nolu çekin müvekkilinin rızası dışında elinden çıktığını, çekin iptali için ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını ve ödeme yasağı konulduğunu, icraya konu çek kaybolduğundan hiçbir şekilde müvekkilinin, ödeme emrinde gösterilen diğer borçlu … İnşaat Dış Ticaret San.Ve Tic.Ltd.Şti’ne imzalayıp ciro edilmediğini, müvekkilinin ödeme emrinde borçlu gösterilen kendinden sonraki cirantalarla hiç bir ticari ilişkisi bulunmadığını, çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, … olarak çek arkasına vurulan kaşenin de müvekkiline ait olmadığını belirterek, öncelikle icra takibinin müvekkili yönünden durdurulmasına, icra haciz tehdidi altında olan müvekkilinin tüm mal varlığına ihtiyati haciz konulduğundan hacizlerin kaldırılması amacıyla dosya borcunun icra dosyasına ödenmesi halinde ödenen bedelin alacaklı tarafa gönderilmemesi için tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı/alacaklı haksız ve kötü niyetli olduğundan asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bir factoring şirketi olup factoring işlemi çerçevesinde çek devraldığını, davaya konu çeki de müşterisi olan ve müvekkili şirketten önce çekte cirosu bulunan çeki … Ticaret Limited Şirketi’nden kanuna uygun olarak devraldığını ve karşılığını müşterisine ödediğini, mahkemenin de takdir edeceği üzere müvekkilinin çekin yetkili hamili olup çeki bankaya süresinde ibraz ettiğini, müvekkilinin yasanın üzerine yüklediği tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davaya konu çeki hukuka uygun olarak factoring sözleşmesi ile çekin alımına sebep olan fatura ile birlikte devralan iyi niyetli meşru hamil konumunda olduğunu, müvekkilinin davaya konu çeki factoring sözleşmesi ile çekin alımına sebep olan fatura ile birlikte devralan iyi niyetli meşru hamil konumunda olup yasanın kendisine yüklediği tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirdiğini, çek üzerinde düzgün bir ciro silsilesi olduğundan son hamil olan müvekkili şirketin kanuna göre iyi niyetli haklı hamil konumunda olduğunu belirterek, haksız ve hukuka aykırı dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu çek nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Kamuoyunun 7. Yargı Paketi olarak adlandırdığı “1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 3 (üç) maddesinde değişiklik içeren 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 05.04.2023 tarih ve 32154 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Yapılan değişikliklerle beraber ticari davalar ve iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar bakımından, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğu düzenlenmiştir.
31. Madde uyarınca; 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir.
43. Madde uyarınca; Bu Kanunun;
a) 31 inci, 34 üncü, 36 ncı, 37 nci, 38 inci ve 41 inci maddeleri 1/9/2023 tarihinde,
b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.” şeklinde düzenlenmiştir.
“6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3. üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 01/09/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır.” hükmü uyarınca eldeki menfi tespit davası 11/09/2023 tarihinde açıldığından işbu davanın da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2023/577 esas sayılı dosyasında 14/09/2023 tarihli tarihli ara karar ile davacı vekiline; arabuluculuk son tutanağı aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunması için 1 haftalık kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçlarının ihtar edildiği, ara kararın davacı vekiline e tebligatla 20/09/2023 tarihinde tebliğ edildiği, verilen kesin süre içerisinde davacı vekili tarafından 22/09/2023 tarihinde 21/09/2023 tarihli e-imzalı arabuluculuk son tutanağı sunulmuştur. Arabuluculuk son tutanak Mahkememiz tarafından incelenmiş olup arabuluculuk sürecinin başladığı tarihin 18/09/2023 olduğu, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihin ise 21/09/2023 olduğu görülmüş ve dava tarihinin 11/09/2023 olduğu hususu dikkate alındığında, davacı tarafça dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulmadığı ve zorunlu dava şartının yerine getirilmediği anlaşıldı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 20.06.2019 tarih, 2019/1038 Es. ve 2019/869 K. sayılı ilamında “…TTK 5/A maddesi 1. fıkrasında arabulucuya başvurulmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davanın arabulucuya başvurulmadan açıldığı ve arabulucuya başvuru şartı mahiyeti gereği sonradan tamamlanamayan özel dava şartlarından olduğu anlaşılmakla, mahkemece verilen dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı usul ve yasaya uygun olmakla … ” yönünde karar vermiştir.
6325 sayılı yasanın 18/A Maddesi- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.)
”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) …Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
HMK 138(1) madde; ”Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir…” belirtilen istinaf kararı ve kanun maddeleri uyarınca dosya üzerinden 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL harcın peşin alınan 1.385,42-TL harçtan mahsubu ile fazla 1.115,57-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 6.maddesi uyarınca ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce karar verildiğinden tarifede yazılı ücretin yarısı olan 8.950,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verilmiştir. 24/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır