Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/508 E. 2023/597 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/508 Esas
KARAR NO :2023/597

DAVA:Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ:02/08/2023
KARAR TARİHİ:19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardır deri sektöründe faaliyet gösteren köklü bir firma olduğunu, dıva dışı … … San. Ve Tic.A.Ş firmasından 30.11.2017 tarihinde … şasi numaralı ve … Motor numaralı 2017 yılı … Marka, … Model sıfır (“0”) araç satın aldığını, aracın tescil işlemlerinin 04.01.2018 tarihinde yapıldığını ve müvekkili şirkete teslim edildiğini, davalı … ve Tic. A.Ş’nin ise, … Otomotiv’in 2002 yılından beri yetkili satıcı ve servisi olarak faaliyet göstermekte olup davaya konu aracın Türkiye distribütörlüğünü üstlendiğinden müvekkil şirketin araca ilişkin dava ve taleplerinden sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin aracı kullanmaya başladıktan sonra ilk 100.000 km’ye kadar geçen sürede fabrikasyon kusurundan kaynaklı 2 kez motor değişimi ve motor üzerindeki muhtelif … gibi önemli hararete sebep olan parçalar ile muhtelif ısı sensörlerinin değişiminin davalı tarafından gerçekleştirildiğini, ikinci motor arızasından sonra aracın onarımının 6 ay sürdüğünü, bu sürede müvekkili şirkete satın aldığı marka model aracın ikamesi yerine daha düşük segmentte ikame araç tahsis edildiğini, servis formlarında görüleceği üzere aracın fiilen kullanılmaya başla başladığı andan itibaren süregelen arızalar nedeniyle arızalar nedeniyle dava konusu aracın adeta düzenli olarak servis gözetiminde kaldığını, iki motor değişimi sonrasında 26.06.2023 tarihinde seyir halinde iken aracın birden bire hararet yaptığını, kaportasından dumanlar çıktığını ve yolda kaldığını, müvekkili tarafından yol yardımı çağrılarak aracın davalı şirkete gönderildiğini, … Oto teknik servis elemanlarınca tutulan tespit raporunda; aracın şanzıman soğutucusu motor soğutma suyuna yağ karıştığı, Motorun ve şanzımanın arızalanmasına neden olduğu tespit edildiğini, müvekkili şirket yetkililerinden şanzıman değişimi için fahiş bedeller talep edildiğini, ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyası üzerinden delil tespiti yaptırıldığını, bilirkişi raporunda söz konusu arızanın “aracın şanzıman soğutucusu motor soğutma suyuna yağ karıştırması arızasının sürücü ile ilgisi olmayan, fabrikasyon kusuru olduğu, çatlayıp motor suyuna yağ karışmasından kaynaklı bir arıza olduğu, arızanın giderilmesi için parça ve işçilik bedeli ile aracın onarım süresinin 21 gün olabileceği kanaat edildiğini, … 6.Noterliğinin 18.07.2023 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile müvekkilinin zararının giderilmesinin talep edildiğini ancak taleplerinin karşılanmadığını, aracın fiilen kullanılmaya başladığı andan itibaren süregelen arızalar nedeniyle müvekkili şirketin araçtan beklediği faydayı göremediğini belirterek, sözleşme konusu … Plakalı … şasi numaralı 2017 yılı … Marka, … Model ayıplı aracın müvekkil şirkete aynen iadesi; aynen iadenin mümkün olmaması halinde; araç bedeli olarak (bilirkişi marifetiyle tespit edilmesinden sonra müddeabihin arttırılmasına ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla HMK 107.maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak) şimdilik 100,00 Euro ‘nun temerrüt tarihten itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca Euro üzerinden Devlet Bankalarınca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Dava tarihi itibariyle yasal garanti ve zamanaşımı süreleri dolmuş olduğundan davanın reddi gerektiğini, gerek yasal düzenlemeler ve gerekse garanti belgesi içeriği birlikte değerlendirildiğinde, huzurdaki ihtilafın iki yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, buna karşın dava konusu aracın 2017 yılında satın ve teslim alındığı ancak davanın iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmasının ardından 6 yıl geçtikten sonra ikame edildiğini, davacı tarafın taleplerinin terditli olup seçimlik haklardan birinin belirlenmesi ve hasredilmesi gerektiğini, aynı zamanda davacının talep ettiği “ayıplı aracın aynen iadesi” şeklinde bir seçimlik hak bulunmadığını, davacının talebinin açıklattırılması gerektiğini, ayrıca bozucu yenilik doğurucu hakların niteliği gereği, bu seçimlik haklardan birinin kullanımı ile diğerlerinin tercih edilmesinin mümkün olmadığını, davacının bu seçimlik haklardan birinin kullanımı ile diğerlerinin tercih edilmesinin mümkün olmadığını, hal böyle iken davacı tarafın iki seçimlik hak talebine birlikte yer verdiğini, seçimlik hakların hem mükerrer hem de niteliğine aykırı olarak terditli surette ileri sürüldüğünü, davacının talebinin belirlenmesi ve hasredilmesi gerektiğini, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydı ile … ve Tic. A.Ş’nin dava konusu aracın ithalatçısı olup, satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibarı ile mali yükümlülükleri bulunan taleplerin müvekkili şirkete yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının dayanak olarak gösterdiği delil tespit raporunun müvekkili şirkete tebligat yapılmadan gıyapta yapıldığını, ilgili raporun usul ve yasaya aykırı olduğunu ve varsayımlara dayanılarak düzenlendiğini, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, davacının ayıp olarak nitelendirdiği hususların kullanım hatasına ve/veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını,
Kanun hükmünün satıcının ayıptan sorumluluğunun kapsamını ifade ederken ” ayıplı mal” ın tanımını da yaptığını, Borçlar hukukunun ve özelde 219’uncu maddenin “ayıp” algılama ve tanımlamasına göre, bir maldaki ayıp iki türlü olabilir: Satıcı, daha önce alıcıya, mala ilişkin olarak bildirdiği niteliklerin malda bulunmasından sorumlu olduğu kadar, böyle bir bildirim yapmamış olsa bile niteliği gereği kullanım ve tahsis amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıplardan sorumlu olduğunu, bu tanım ve somut olay incelendiğinde dava konusu arcın üretimi ile alıcıya satışı esnasında niteliğini doğrudan veya dolaylı olarak azaltan herhangi bir durum söz konusu olmadığı gibi alıcının kullanım amacını azaltan ve araçtan beklediği faydalara zeval getiren herhangi bir durum da olmadığını, dava konusu aracın alıcı tarafından 2017 tarihinde satın alındığını, arızanın meydana geldiği ileri sürülen tarihe skadar tam verimle çalıştığını ve davacı tarafa fayda sağladığını, 6 yıldan fazla süre boyunca dava konusu aracın kullanıldığını, üstelik bu süre zarfında aracın üretimine yönelik herhangi bir hasar ve ayıptan da söz edilmediğini, davacı tarafın karşılaştığını öne sürdüğü problem sonrasında aracın yetkili servise getirildiğini, yetkili servis tarafından davacının araca ilişkin bakımları gereği gibi yapıldığını, ayrıca beyan ettiği şikayetler doğrultusunda da aracın kontrol edildiğini, aracın yasal garanti süresi geçtiği için davacıya şanzıman değişiminin ücretli yapılacağının belirtildiğini ve buna istinaden bir teklif iletildiğini, davacı tarafın onarım teklifi kabul etmediğini ve bu davayı açtığını belirterek, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle ayrıca esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; ayıplı aracın aynen iadesi veya bedelinin tahsili isteminden ibarettir.
Davacı vekili 15/09/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin feragat beyanı üzerine mahkememiz tarafından dosya re’sen ele alınarak incelenmiş olup dosyada mevcut vekaletnamenin kontrolünden davacı vekilinin davadan feragat etmeye yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili 18/09/2023 tarihli dilekçesi ile feragata bir diyeceği bulunmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını, belirtmiştir.
HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Hükümleri uyarınca feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli harç peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Taraf vekillerinin karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair dosya üzerinden davacı vekili ve davalı vekilinin yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır