Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/48 E. 2023/423 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/48 Esas
KARAR NO:2023/423

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:20/01/2023
KARAR TARİHİ:26/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; “…Davalı/borçlunun kullanımında bulunan sayaçta 13.05.2022 tarihinde kurum tarafından yapılan kontrollerde … hizmet nolu kayıtsız sayaçtan elektrik kullanmak suretiyle kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilmesi üzerine H/… seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı tanzim edilmiştir. Bu tutanağa istinaden zabıt tarihlerinde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği işbu tutanağa istinaden 60.721,29 TL kaçak elektrik tüketim tahakkuku yapılmıştır. Davalı borçlu aleyhine yukarıda arz edilen kaçak elektrik bedeline gecikmiş gün faizi ve faizin KDV’si ilave edilerek 61.561,99-TL’nin tahsili amacıyla … 2. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyası ile ödeme emri gönderilmiştir. Davalı borçlu tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takip durmuştur.Taraflar arasındaki ilişkinin kaçak elektrik kullanımından doğması sebebiyle taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6502 sayılı Kanun kapsamında olmadığından davanın “haksız fiil” hükümlerine göre Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Borçlunun itirazı ile mezkur icra takibinin durdurulmasının akabinde işbu dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası için dava şartı teşkil eden 6102 S.’lı TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş; görüşme sonunda anlaşılamaması üzerine ilgili anlaşamama tutanağı tanzim edilmiş olup işbu dava dilekçemiz ekinde Sayın Mahkemenize sunulmaktadır.Kaçak elektrik kullanımı eyleminin niteliği itibariyle “haksız fiil” teşkil etmesi ve haksız fiilden doğan davalarda “zarar görenin yerleşim yeri” icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkisinin bulunması dolayısıyla zarar gören müvekkil şirketin yerleşim yerinin tabi olduğu İstanbul Adliyesinin icra daireleri ve mahkemeleri de İİK 50. maddesinin atfı ile HMK’nın 16. maddesi gereği yetkilidir.
Kaçak elektrik kullanımı tutanaklar ile sabit olduğundan, davalı borçlu mevzuata uygun olarak düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin tahakkuku ödemekle yükümlüdür. Yerleşik Yargıtay içtihatları, yetkilisi tarafından düzenlenen kaçak elektrik tutanaklarının aksi sabit oluncaya dek geçerli olduklarını kabul etmiştir. Davalı tarafından işbu davaya konu kaçak elektrik bedelinden sorumlu olunmadığının tespiti maksadıyla …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına kayden menfi tespit davası ikame edilmiş olup huzurdaki itirazın iptali davası ile ilgili menfi tespit davasının tarafları ile dava konusunun aynı olması, davalar arasında irtibat bulunması nedeniyle Mahkemeniz dosyasının HMK m.166 gereği birleştirilmesine karar verilmesini sayın mahkemeden talep ederiz. Davalı borçlu, ilgili kaçak elektrik faturalarının son ödeme tarihi geçmiş olmasına rağmen borcunu ödememiştir. Alacağımız muaccel olup; rehin ile de temin edilmemiştir. Hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar Sayın Mahkemenizce borçlunun borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi için İİK m. 257 gereği ihtiyati haciz talep etme zarureti hâsıl olmuştur. Davalı yan, EPTHY m.42’de düzenlenen kaçak elektrik kullanımını gerçekleştirmiş olup; işbu husus zabıt ile tespit edilmiştir. Dosya kapsamına davanın esası hakkında kaçak elektrik kullanımına dair açık deliller sunulmuş olup hem davanın esası hem de ihtiyati haciz yönünden haklılık tam olarak ispat edilmiştir. Dosya kapsamına kaçak elektrik tespit zaptı, zaptın tutulmasına sebebiyet veren kaçak kullanımı açıkça gösteren görseller sunulmuş olup görüntülerle sabit olan kaçak kullanımı inkar etmek, şüpheli yaklaşmak hakikati inkar etmektir. Davalı yan alenen EPTHY m.42’de belirtilen hallerden biri olan “Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması” kaçak elektrik kullanmış olup; zabıt ile tespit edilmiştir. Kaçak elektrik tespit tutanakları Hukuk Genel Kurulunun ve müstakar Yargıtay içtihatları gereği “aksi ispat edilinceye kadar geçerli belge”lerden olup; davanın esasının ve ihtiyati haczin gerektirdiği dava konusu hakkındaki haklılık ispat edilmiştir.
Kaçak elektrik kullanım hususu tutanaklar ile sabit olduğundan bahisle, davalı/borçlu tarafından ileri sürülen borca itiraz yerinde değildir. Bu nedenle borçlunun itirazının iptalini ve hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye hükmedilmesini talep etme zarureti doğmuştur.
Alacağın, … seri nolu faturayla sabit olduğundan likit olması sebebiyle icra inkar tazminatı talebimizin karşılanması gerekmektedir. Davalı takibe itiraz etmekle takibin durmasına neden olmuştur. İcra inkar tazminatı takibe haksız yere itiraz edilmesi ve alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olunmasının hukuki yaptırımıdır. Somut uyuşmazlıkta davalı önce takibe haksız olarak itiraz ederek; takibin durmasına neden olmuştur. Bu sebeple İİK’nın 67/2. maddesi gereğince alacağın yüzde 20’si oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesi gerekmektedir.

Yukarıda açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle;
öncelikle davalı/borçlunun taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde İİK m. 257 gereği dava ve takip kesinleşinceye kadar teminatsız veya mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına, işbu davanın HMK m.166 gereği …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine,

… 2. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini…” talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…Elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliği’nde kaçak elektrik tespit süreçlerine ayrıntılı olarak yer verilmişse de, davalı kurum tarafından yapıldığı iddia edilen işlemler mevzuata uygun bulunmamaktadır. Müvekkilimin, bahsi geçen yönetmeliğin 42. Madde (ç) bendine göre kaçak enerji kullanımında bulunduğu iddia edilmekte olup, anılan hususa yönelik olarak yapılması gerekenler de 43. Madde 3. Bent ve devamında açıkça gösterilmiştir. Buna göre; kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır. Usulünce düzenlenen kaçak elektrik faturasının 3 iş günü içerisinde tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu madde kapsamında yapılan tespit ve işlemler kullanım yerini de içerecek şekilde fotoğraflanır ve iletişim bilgilerinin bulunması halinde kalıcı veri saklayıcısıyla da tüketiciler bilgilendirilir. Gereklilikler mevzuatta açık şekilde gösterilmiş iken anılan gerekliliklere uygun işlemde bulunulmaması da, müvekkil firma işyerinde, herhangi bir şekilde elektrik kesintisi yapılmadığına emarelerdir. Şöyle ki; müvekkil firma nezdinde düzenlenmiş gibi kaleme alınan bahsi geçen evraklarda, sorumluya yönelik olarak yeterli bilgi ihtiva olunmadığı gibi, müşteri veya temsilcisine yönelik olarak herhangi bir imza veya kayıt da alınmış değildir. Müvekkile 13.04.2022 tarihinde yapılmış gibi görünen belge çerçevesindeki kaçak kullanım miktarına yönelik düzenlenecek bir fatura müvekkil firmaya tebliğ olunmuş değildir. Dosya kapsamına, müvekkil firma işyerindeki sayaç olduğu belli olmayan ve kabul etmediğimiz tek bir sayaç fotoğrafı yer almaktadır. Kaldı ki sayacın herhangi bir yerinde mühür de görülmemektedir. İlgili yönetmelikte “yapılan tespit ve işlemler kullanım yerini de içerecek şekilde fotoğraflanır.” hükmünü içermesine rağmen müvekkil firma işyeri de hiçbir şekilde fotoğraflanmamıştır. Anılan mevzuat hükümlerine riayet edilmeksizin ve müvekkil firma işyerine gelinmeksizin düzenlenmiş bulunan kaçak elektrik kullanım tespitine ilişkin tutanak gerçekle ilintili olmayıp, müvekkil firma işyerinde herhangi bir enerji kesintisi yapılmamıştır. Özellikle işyerinin fotoğraflanmasına ilişkin mevzuat hükmü, tüketici haklarının gasp edilmesinin önüne geçilmesini amaçlamaktadır. Anılan mevzuat hükmü, dağıtıcı şirket personeli kullanıcıya gittiğini, gerekli tespitleri yaptığını çekincesiz bir şekilde ispat edebilsin ve kullanıcı aleyhinde kötü niyetli uygulamaların önüne geçilebilmesini de temin etmektedir. Oysaki dosya kapsamındaki olay gibi, hiçbir tutanakta müvekkil firma yetkilisinin imzası bulunmuyor iken, fiilen hiçbir şekilde elektriği kesme veya kaçak kullanım tespitine ilişkin firmaya gelinmemişken, herhangi bir fatura tebliği bulunmuyorken ve yine müvekkil firma işyerini dahi göstermeyen baştan savma belirsiz bir sayaç fotoğrafının alınmış olması, iddialarızın aksini hiçbir şekilde çürütemeyecektir. 28.02.2022 ve 13.04.2022 tarihli belgeler ile bir adet sayaç fotoğrafı davalının aksini ispatı bakımından yetersiz delil ve belgelerdir. Bu itibarla, müvekkil firma işyerinde fiilen bir kesinti yapılmadığjnın, sözleşme feshinden haberdar edilmediğinin tespiti talebiyle huzurdaki davayı açma gereği doğmuştur. Diğer yandan kaçak tespitinin bir an için doğru olduğu dahi kabul edilse, faturada tarife birim fiyatlarının fahiş hesaplandığı kanısındayız. Bu bakımdan huzurdaki davada gerek görüldüğü taktirde faturalardaki birim fiyatları da incelendiğinde, davamızın neticesine tesir edebilecek bir tespitin yapılabileceği kanısındayız. Müvekkil şirket yetkilisi …, huzurdaki dava konusu borçlardan sorumlu bulunmamaktadır. Huzurdaki elektrik faturalarının ve elektrik aboneliğinin muhatabı müvekkil firmadır. Şirket yetkilisinin anılan borçlardan dolayı şahsi sorumluluğuna gidilmesinin mümkün bulunmamasına göre, icra takiplerinin müvekkile yöneltilmesi ayrıca hatalı bulunmaktadır. Şahsi sorumluluğu bulunmamasının, … açısından ayrıca davanın kabulü sebebi teşkil ettiği kanısındayız. Dosya kapsamında ihtiyati haciz talep edilmekte ise de, haksız davada ileri sürülen talebin kabulüne imkan bulunmamaktadır. İş bu dava ikame olunmadan evvel, müvekkil firmanın haksız şekilde kesilen elektriğinin açılması adına yapmış olduğumuz tedbir başvurusu kabul olunmuş ve yeniden müvekkil tarafından enerji temin edilmeye başlanılmıştır. Birleşen davalarında ise karşı yan tarafından ileri sürülen ihtiyati haciz talebinin, dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı gibi, yaklaşık ispat noktasında da son derece yetersizdir. Bu itibarla, taleplerin ve birleşen davanın reddi gerekmektedir.
İzah edilen nedenlere binaen;Birleşen davanın reddi ile kök davamızın kabulüne,
– Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı kuruma tahmiline karar verilmesini…” talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; 61.561,99-TL alacağa ilişkin … 2 icra dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacılar … Şirketi tarafından davalı … Anonim Şirketi aleyhine 16/09/2022 tarihinde Menfi Tespit (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açıldığı, söz konusu dava dosyasının derdest olduğu görülmüştür.
HMK. nun 166.(1) maddesi hükmü gereğince; “Aynı yargı çevresinde, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.
4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.”
İncelenen dosyalarda; … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile işbu dosya arasında bağlantı mevcut olup, her iki davanın da aynı hukuki ilişkiden kaynaklandığı, biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyecek mahiyette olduğu anlaşılmaktadır.
HMK.nun 166.maddesi uyarınca davanın her aşamasında, talep üzerine ya da kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirme kararı verilebileceğinden; her iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle, ayrıca davaların safahatı da gözönüne alınarak, Mahkememizin işbu dava dosyasının HMK 166.madde uyarınca doğrudan doğruya hukuki ve fiili bağlantı bulunan … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin işbu dava dosyasının HMK 166.madde uyarınca doğrudan doğruya hukuki ve fiili bağlantı bulunan … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE,
3-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca, harç, masraf ücreti vekalet tayin ve takdirine asıl davada nihai kararla birlikte karar verilmesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda HMK’nun 168/(1) maddesi uyarınca nihai kararla birlikte, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi. 26/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır