Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/41 E. 2023/384 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/41 Esas
KARAR NO:2023/384

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/01/2023
KARAR TARİHİ:16/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkette çalışan elemanları ayartıp, kendi bünyesine katarak, Savunma Sanayiinde faaliyet gösteren ve Savunma Sanayi Başkanlığa otomatik bombaatar üreten müvekkil şirketin işbu ürününe dair iş planlarını ve gizli bilgileri ele geçirip, ele geçirdiği bu bilgilerle müvekkili şirkete ait 40 MM Otomatik bombaatar ürününü çok sayıda üretmek ve ihale aracılığıyla satmak suretiyle müvekkili şirkete karşı haksız fiil niteliğinde ve haksız rekabete yol açan eylemlerde bulunarak müvekkili şirketi zarara uğratan davalının yapmış olduğu usul ve yasaya aykırı, tecavüz ve haksız rekabet niteliğindeki eylemlerinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, bunun için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve haksız rekabet sebebiyle oluşan usul ve yasaya aykırı durumun giderilerek davalı şirketin, müvekkili şirkete fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat ödemesi taleplerine ilişkin dava dilekçesi tablolar ve görsellerin yoğunluğu ve dilekçe düzeninin sağlanabilmesi amacıyla ekte sunulduğunu, sunulan ve sunulacak deliller doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini, neticeten; müvekkili şirketin çalışanlarını ayartmak suretiyle müvekkili şirketin iş planlarını ve üretim sırlarını çalan ve bu bilgilerle ihalelere girerek müvekkili şirketin ürününün birebir aynısını taklit etmek suretiyle ihaleleri kazanan, bu suretle TTK’nın ilgili maddeleri gereği haksız rekabet teşkil eden ve eylemlerde bulunarak TMK Md.2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırı davranan davalının; işbu haksız usul ve yasaya aykırı, tecavüz ve haksız rekabet niteliğindeki eylemlerinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, haksız rekabet sebebiyle oluşan usul ve yasaya aykırı durumun giderilerek, davalının müvekkili şirkete 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat ödemesine, hukuka aykırı yöntemlerle bilgisi edinilen otomatik bombaatar ürününün üretilmesinin satışının, tanıtımının, pazarlanmasının ve davaya konu KAGL40 Bombaatar ürünü ile ihalelere iştirak edilmesinin Mahkemece tarafından belirlenecek makul bir teminat mukabilinde tedbiren önlenmesine, durdurulmasına, üretimine yönelik araçlara öncelikle tedbiren el konulmasına ve neticeten işbu ürünlerin imhasına karar verilmesini, haksız rekabet eylemleri sebebiyle davalıdan tahsil edilecek tutara, haksız rekabetin işlendiği andan itibaren kanuni faiz uygulanmasına, haksız rekabete ilişkin işbu kararın TTK’nın 59. Maddesi uyarınca, masrafı davalıdan alınarak ülkemizde tirajı en yüksek 3 gazetede ilanına, davalarının kabulüne, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, davacının yanlış yönlendirmeye çalıştığı gibi, savunma ve silah sanayiinde tecrübesi olmayan ya da davacı’da önceden istihdam edilen çalışanları istihdam ederek davacı ile haksız rekabet yapan bir şirket olmadığını, hali hazırda büyük bir know-howa sahibi olduğunu, silah ve savunma sanayii içerisinde, yıllara dayanan bilgi ve know-how olmadan dosyaya konu silah benzeri silahlar yapmak, transfer edilecek birkaç çalışan ile mümkün olmadığını, müvekkili şirket davaya konu silahı kendi ar-ge çalışmaları sonucunda ürettiğini, bu hususların yine dilekçenin ilerleyen aşamalarında bilirkişi heyeti oluşturularak incelenmesini talep ettiğini, MK19 adlı bombaatar davaya konu silahın tek hak sahipliği davacı’da olmadığını, ilgili silah dünya çapında savunma sanayiinde bu işi üretebilen firmalar tarafından üretildiğini ve kullanıldığını, davacı’nın iddia ettiği gibi, tasarımının veya üretiminin yalnızca davacı ile bağdaştırılmasının mümkün olmadığını, yerli ve yabancı üreticilerin geçmişten bu yana üretim yapıp birçok ülkeye tedarik etmesi MK19’un davacı’nın tekelinde bulunan bir ürün olmadığını kanıtladığını, bu doğrultuda davacı’nın iddiaları dayanaksız ve yanlış olduğundan, davacı’nın iddialarını reddettiklerini, müvekkili şirketin ürettiği silahın hak sahipliği kendisinde olmadığı gibi, davacının iddia ettiği gibi davacı silahı ile aynı olmadığını, müvekkili şirketin haksız rekabet iddiası kanıtlanabilmiş olmadığı gibi, müvekkili şirketin herhangi bir haksız rekabete yol açabilecek bir eylemde bulunmadığını, usuli itirazları incelenerek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesini, açıklanan nedenlerle tümü ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tüm ferileri ile birlikte reddine, dava, harç ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; davalının haksız rekabet yaptığı iddia edilerek haksız rekabetin durdurulması ve haksız rekabetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İstanbul BAM 13.HD 21/02/2018 tarih 2017/840 esas 2018/126 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Haksız rekabet, haksız fiilin özel bir türüdür. Haksız rekabete dayalı davalarda genel yetki kuralları uygulanacaktır.
Haksız fiilin özel bir türü olması dolayısıyla HMK’nın 16’ncı maddesi uyarınca haksız rekabete ilişkin davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
Davacı şirketin adresinin Küçükçekmece/İstanbul olduğu ve bu adreste faaliyette bulunduğu, davalının adresinin Tekirdağ olduğu ve bu adreste faaliyette bulunduğu, dosya kapsamına göre sabittir.
Haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olmakla birlikte, dosya kapsamındaki bilgi belgelere göre de haksız fiilin işlendiği iddia edilen yerin de davalının adresi olduğu , zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olmakla birlikte, zarar gören olarak eldeki davayı açan davacı şirketin adresinin Küçükçekmece/İstanbul olduğu da dikkate alındığında Mahkememizin HMK’nın 16. Maddesine göre yetkili olmadığı anlaşılmıştır.
Dolayısıyla gerek HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6.maddesine göre, genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğu, gerek özel yetkiyi düzenleyen 16. maddesine göre; Mahkememizin yetkili olmadığı ve HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6.maddesine göre, genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olması, HMK 16. Maddesi göre de davacının yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olması ve davacı vekilinin talepleri nedeniyle davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden ve mahkememiz yetkisiz olduğundan davalıların yetki itirazının kabulüne, Mahkememizin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurma gereği hasıl olmuştur.
HÜKÜM:
1-HMK ‘nun 114/(1)-ç ile 115/(2) madde uyarınca Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ BAKIRKÖY ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,,
Dair davacı vekillerinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı .
16/05/2023

Katip …
(E-imzalı)

Hakim …
(E-imzalı)