Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/327 E. 2023/768 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/327 Esas
KARAR NO :2023/768

DAVA:Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ:12/05/2023
KARAR TARİHİ:09/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Sicil müdürlüğünün … ile kurucu senet sahibi arasındaki sözleşmeye müdahalede bulunduğu, yetkisi olmadığı halde yetki aşımında bulunarak haksız olarak kurucu senet sahibi aleyhine konulan kısıt kararını sicile işlemiş ve bunun sonucunda eksik kar payı ödenmesini sağladığı, sözleşmeye, kurucu senet sahiplerinin aleyhine ve yetki aşımı olacak şekilde dışarıdan müdahalede bulunulması Anayasa’nın sözleşme serbestisi ilkesine aykırı olduğu, Anayasa ihlali ve yetki aşımı olduğu, bu sebeple anılan kararın ve … Bankasının 1991 yılında yapılan esas sözleşme m.58 değişikliğinin sicilden terkininin gerektiği, … bankasının 31.05.1991 tarihinde kurucu intifa senetlerinin kar payına kısıt koyma ve buna dair esas sözleşme m.58’de yaptığı değişiklik hukuka uygun olmadığından ve hükümsüz olduğundan, kurucuların her birinin ayrı ayrı,tek tek rıza ve onayları alınmadan bankayla aradaki sözleşme ilişkisine aykırı olarak, tek taraflı bir işlem olmasından ve üstelik bu senedin Atatürk’ün vasiyetinde bulunmasından dolayı, alınan kararın, Atatürk’ün vasiyetinide ilgilendirmesinden, Anayasa ihlali başta olmak üzere ağır hukuk ihlallari içermesinden dolayı, sicil gazetesine işlenmesi mümkün bulunmadığından, fakat sicil müdürlüğünce olayın sıradan basit bir pay sahipliği genel kurulu olarak değerlendirilmesi, kurucu senet sahiplerinin ayrı ayrı ıslak imzalarının olup olmadığını sorgulanmaması gibi görevini ihmal ya da görevinin gereklerini yapmama, yetki aşımında bulunma gibi sebeplerle, hatalı olarak sicil gazetesine işlemesi neticesinde olaya işlerlik kazandırması, kişilerin ve devletin büyük zarara uğramasına ve mağdur olmasına sebebiyet verdiğinden, hukuka aykırı olan kararın Sicil Mevzuatı M.32, M.38(2) Amir Hükmü Gereğince sicil gazetesinden kaldırılmasına ve kurucu intifa senedi kar payı ile ilgili olan … esas sözleşme m.58’in sicil gazetesinde 1991 yılından önceki haline getirilmesine, yargılama giderleri ve vakalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu işlem ve taleple ile ilgili olarak davalı Müdürlüğe yapılmış bir başvuru ve Müdürlükçe verilmiş bir red kararı bulunmadığından davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, her ne kadar davacı tarafça henüz dava konusu tescil işlemi yapılmadan Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuru yapılmış ise de bu başvuru tescilin yapılmamasına yönelik olup tescil işleminden sonra yapılması gereken tescilin terkin edilmesi istemiyle aynı mahiyette olmadığı, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, davacı tarafın dava dışı şirkete karşı ikâme edeceği davada netice-i talebine ulaşabilecek olup, müdürlüğe husumet yöneltilmesi mümkün olmayan işbu davada; yargılama konusu genel kurul kararı hakkında yargı mercii gibi inceleme yapamayacak olan davalının, herhangi bir husumete ve dava açılmasına sebebiyet verecek bir işleminin bulunmadığı, davaya konu işlemin … Ticaret Sicili Müdürlüğünce ve 30 yıldan fazla bir süre önce yapıldığı iddia edilen bir işleme dayandığı, Ticaret Sicili Müdürlüğü, Türk Ticaret Kanunu m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığı, davacı tarafın ticaret sicilinden terkinini talep ettiği hususun ne 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununda (m. 300) ne de 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda (m. 354) tescil edilmesi öngörülmüş bir husus olmadığı, tescil edilmemiş ve tescile tabi bulunmayan husus hakkında davalı müdürlükçe herhangi bir işlem tesis edilmesinin mümkün olmadığı, davalı müdürlüğe husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı, davalı müdürlüğün davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığı, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağı, bu nedenlerle; haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın öncelikle usulden yönünden aksi takdirde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada;31.05.1991 tarihinde hukuka aykırı alınan kısıt kararı ve esas sözleşme m.58 değişikliği, sicilin bu kararı sicil gaztesine işlemiş olduğu sicil Gazetesi, Atatürk’ün vasiyeti, Anayasa, Anayasa m.134,m.35,TTK,TBK (m.27), Atatürk’ün Vasiyeti,Atatürk’ün vasiyetine dokunulamayacağına dair Anayasa mahkemesi kararı, Atatürk’ün vasiyetine dokunulamayacağına dair yargıtay kesin hüküm kararları, … 1924 yılı esas sözleşme m.58, bilirkişi raporları, uzman görüşleri, sicile yazılan fakat karşılık verilmeyen,suskun kalınan yazılar, kurucuların onayı alınmadan kısıt konulamayacağına dair emsal nitelikteki yargıtay kararları, sicil mevzuatı ve sair lehe olan delillere dayanmışlardır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta; “… ticaret sicili numarasında kayıtlı …’nin merkezi …’da ve … Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 101 sicil sayısında kayıtlı iken adresini İstanbul iline nakletmiş olup bu husus Müdürlüğümüzce … ticaret sicili numarasıyla 29.12.1999 tarihinde tescil edilmiştir. Şirketin merkez nakli tescili sırasında müdürlüğümüze sunulan klasörlerde yapılan incelemede yazınızda belirtilen 31.05.1991 tarihli genel kurul kararına ait evraka rastlanılmamıştır. Ancak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’nün web sitesinde yapılan araştırmada, şirketin 31.05.1991 tarihli genel kurul kararının 09.07.1991 tarihinde … Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce tescil edildiği ve 11.07.1991 tarih 2814 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 110. ve 111. sayfalarında ilan edildiği anlaşılmış olup, söz konusu gazete sayfalarının fotokopileri bilgi için ekte gönderilmiştir. Yazınızda adı geçen …’ün kurucu intifa senedi sahibi olup olmadığı sicil kayıtlarımızdan saptanamamıştır.” şeklinde cevap verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Ticaret Sicil Memurunun kararının …m.34 kapsamında itirazen kaldırılması talebine ilişkindir.
Dava ve cevap dilekçeleri kapsamına göre; dava konusu ihtilaf, … Bankasının 31.05.1991 tarihinde kurucu intifa senetlerinin kar payına kısıt koyma ve buna dair esas sözleşme m.58’de yaptığı değişikliğe ilişkin 31/05/1991 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların tescil işleminin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, ilgili tescil işleminin terkin koşularının oluşup oluşmadığına ve bu davada davalı müdürlüğe husumet yönetilip yöneltilemeyeceğine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 34. maddesi; “(1) İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler.
(2) Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Ancak, sicil müdürünün kararı, üçüncü kişilerin sicilde kayıtlı bulunan hususlara ilişkin menfaatlerine aykırı olduğu takdirde, itiraz edenle üçüncü kişi de dinlenir. Bunlar mahkemeye gelmezlerse dosya üzerinden karar verilir.” düzenlemesini içermektedir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 15/05/2023 tarih, … sayılı yazısı ile; yapılan araştırmada, şirketin 31.05.1991 tarihli genel kurul kararının 09.07.1991 tarihinde … Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce tescil edildiği ve 11.07.1991 tarih 2814 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 110. ve 111. sayfalarında ilan edildiği anlaşılmıştır.
Öte yandan sıfat, dava konusu subjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davaya takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Dava dilekçesinde taraf olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri ile yukarıda değinilen hukuksal durum ve somut olayın birlikte değerlendirilmesi sonucunda; dava dışı İşbank’ın 31/05/1991 tarihli genel kurul kararının 09.07.1991 tarihinde … Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce tescil edildiği ve 11.07.1991 tarih 2814 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 110. ve 111. sayfalarında ilan edildiği, Ticaret Sicil Müdürlüğünün terkini istenen genel kurul kararını tabi olduğu mevzuat hükümlerine uygun şekilde ticaret sicile tescil işlemini yaptığı, Ticaret Sicil Müdürlüğünün dava dışı şirketin genel kurul kararlarının içeriğini usul ve esas yönünden yerindelik denetimine tabi tutamayacağı, bu bağlamda şirket hissedarlarının menfaatine yada hissedarların pay sahipliğinden kaynaklanan haklarını kısıtlayıp kısıtlamadığı hususunda değerlendirme yapma yetkisinin ve yükümlülüğünün bulunmadığı, davacı tarafça eldeki davanın konusunu oluşturan genel kurul kararlarının iptaline ve kar payı istemlerine yönelik dava dışı şirket hakkında dava açma hakkının bulunduğu tartışmasız olmakla, davacı tarafın bu yöndeki taleplerini dava dışı şirkete yöneltmesi gerektiği, davalı müdürlükçe mevzuata uygun şekilde tescil edilen genel kurul kararının hakkını kısıtladığından bahisle davalı müdürlüğe husumet yöneltilmesi mümkün olmayıp, davalı … Sicil Müdürlüğünün eldeki davada pasif husumeti bulunmadığından davacı tarafça açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın pasif husumet dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL harcın peşin alınan 179,90 -TL harçtan mahsubu ile bakiye 89,95 -TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır