Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/290 E. 2023/784 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/380 Esas
KARAR NO :2023/745

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:22/02/2019
KARAR TARİHİ:07/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı yaya …’ın, … Mh, … Cd, … / İstanbul adresindeki Görme Engelliler İETT durağında beklerken plakası tespit edilemeyen bir motosikletin çarparak kaçması nedeniyle sürekli sakat kalacak şekilde yaralandığını, söz konusu kazada otobüs durağında otobüs beklemekte olduğunu, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün de tam kusurlu olduğunu, vekiledenini kaza neticesinde uğramış olduğu bedensel zararlara ilişkin … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla 2.000-TL sürekli sakatlık tazminatının davalıdan kaza tarihi 16.04.2016 itibariyle avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza Tarihi 16/04/2016 olduğundan, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarının işbu davada uygulanması gerektiğini, davacıların 16/04/2016 tarihinde sürücüsü tespit edilemeyen bir araç nedeniyle maluliyetinin oluştuğuna dair somut bir delil bulunmadığını, davacı tarafça, işbu davanın açılmasından önce müvekkili kuruma başvuru yapıldığını; açılan 152008 sayılı hasar dosyası kapsamında soruşturma dosyasının incelendiğini, ilgili belgelerin incelenmesi sonucu 16/04/2016 tarihinde meydana geldiği iddia olunan kaza ile ilgili olarak herhangi bir delil bulunmadığının anlaşıldığını, soyut iddialar dışında, kazaya plakası tespit edilemeyen araçların sebep olduğu hususunda herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığını, dosyaya sunulan maluliyet raporunun kaza tarihi olarak ifade edilen 16/04/2016 tarihinden 17 ay sonra düzenlendiğini, başvuranın güncel muayene bulgularını içermediğini, bu nedenle sigorta kuruluşunun ödeme yapabilmesi için gerekli şartları taşımadığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespiti gerektiğini, öncelikle …Sigortalar Birliği’nden kazaya karışan aracın kaza tarihi ve saatini kapsar şekilde geçerli sigorta poliçesinin olup olmadığının sorulması gerektiğini, ilgili kurumdan gelecek cevabi yazı neticesince müvekkili kurumun sorumluluğunun tespit edilmesi gerektiğini, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti ve araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğinin ispatlanamadığını, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespiti adli tıp vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmış sağlık raporu alınması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik nedeni ile doğan zararlara ilişkin maddi tazminat taleplerinin teminat dışında olduğunu, müvekkili kurumun bu talepler nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, başvurucunun müvekkili kurumdan talep etmiş olduğu tedavi giderlerine bağlı maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini, … Hesabı’nın sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava;16/04/2016 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat (sürekli iş kaybı) talebinden ibaretir.
Mahkememizin 20/10/2020 tarih ve … sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, verilen bu kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine dosyanın İstanbul BAM’a gönderildiği,
İstanbul BAM 9. HD nin 27/04/2023 tarih ve 2021/214 Esas 2023/839 Karar sayılı ilamı ile; “…Dosya kapsamından,16.04.2016 tarihinde Görme Engelliler İETT durağında bekleyen davacı yaya …’a … Caddesi üzerinden gelen plakası ve sürücüsü belli olmayan motosikletin çarpması sonucu dava konusu trafik kazası meydana geldiği, davacının sürekli maluliyet tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır.
HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosya kapsamından hükme esas alınan ATK maluliyet ve kusur raporu, aktüerya raporu istinaf talep eden davalı vekiline HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde raporlara itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde maluliyet, kusur ve hesaplama bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden maluliyet, kusur ve hesaplama istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinin talebi üzerine yerinde keşfen inceleme yapılmış ve davacı tanığı dinlenmiştir. Keşif tutanağında tanık …’ın, “davacıyı Kuran Kursundan tanırım, kaza günü davacı ile birlikteydik, otobüs durağında birlikte beklerken sohbet ediyorduk, davacı kaldırımın ucundaydı, soldan gelen motorsiklet davacıya vurmasıyla davacı etrafında dönerek sol dizini kaldırıma vurduğunu gördüm, o sırada arkadaşımla ilgilenirken motorsikletin kaçtığını farkettim, o sırada yoldan geçen bir araç sayesinde ambulansı aradım,” yeminli beyanı zapta geçmiştir.
Davacının … Eğitim ve Araştırma Hastanesine 16/04/2016 tarihinde trafik kazası açıklaması ile yatışının yapıldığı, Tibia üst uç kırığı tanısı ile ameliyat edildiği, 22/04/2016 tarihinde çıkışının yapıldığı epikriz raporundan anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağı düzenlenmemiştir. Müşteki, tanık beyanı ve hazırlık evrakı bulunmamaktadır. Olaydan bir yıl sonra davacının C. Başsavcılığına yazılı müracaat ettiği, yaptığı araştırmada olay ile ilgili evraka ulaşamadığını beyan ettiği, ifadesinin alındığı ve evrakın daimi aramaya alındığı anlaşılmıştır.
KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda; davacı tarafça dosyaya sunulan, davalı … Hesabının dilekçe üzerindeki kaşesine göre, davalıya 21/12/2018 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup bu tarihten sonraki 8. işgününün sonu olan 04/01/2019 itibariyle davalı temerrüde düşmüştür. Bu nedenle davalı bakımından bu tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından istinaf talebi yerinde değildir.

Dava konusu olay iş kazası olmadığından aktüerya raporunda da belirtildiği gibi davacıya SGK tarafından iş kazası sigortasından gelir bağlanabilmesi 5510 sayı Yasanın 19. maddesine göre mümkün değildir. Ayrıca; SGK hizmet dökümünden davacının kaza tarihi itibarı ile sigortalı çalışmasının olmadığı anlaşıldığından davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılması da mümkün değildir. Bu nedenle rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmadığından bu yöndeki istinaf yerinde değildir.
Davacı iddiasını ispat ile yükümlü olup, Sigortacılık Yasası hükümleri ve TTK’nın 1409.maddesine kıyasen uygulanması halinde bunun aksinin davalı tarafından ispatlanması gerekmektedir.
Mahkemece gerekçeli kararda kazanın varlığına ilişkin değerlendirme yapılmaksızın davanın kabulü kararı verilmiştir. İddia olunan trafik kazasının varlığının, plakası tespit edilemeyen motosikletin tescile tabi olup olmadığının araştırılması yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin …. sayılı kararı).
O halde Mahkemece yapılması gereken, davacının hastaneye giriş tarihinde düzenlenmiş olan bütün belgelerin istenmesi, hastane polisi tarafından alınmış ifade varsa bunun bir örneğinin, hastane ve hastanenin bağlı olduğu polis merkezinden araştırılması ve istenmesi,112 acil kayıtlarının (hangi ambulans ile hastaneye gittiği, ihbar ile ilgili konuşma kayıtları vs.) ilgili birimlerden istenerek tüm dosya kapsamına göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına…” karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği ve işbu esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce BAM kaldırma ilamında belirtildiği şekilde, Prof. Dr. … Şehir Hastanesine ve … İlçe Emniyet Müdürlüğüne davacının hastaneye giriş tarihinde düzenlenmiş olan bütün belgelerin istenmesi, hastane polisi tarafından alınmış ifade varsa bunun bir örneğinin istenmesine dair ve davacının kazadan sonra çağrılan ambulansa dair hangi ambulans ile hastaneye gittiği bilgisinin ve ihbar ile ilgili konuşma kayıtlarının istenilmesi için ilgili birimlere müzekkere yazıldığı , … Polis Merkezi Amirliği’nin yazı cevabında ; “Davacı şahsın ifadesi ile ilgili olarak yapmış olduğumuz çalışmada hastane polisi tarafından ifade alma işlemi yapılmadığı, adli konularla ilgili olayın gerçekleştiği yere göre bölgeden sorumlu polis merkezine yönlendirme işlemi yapıldığı tarafımıza bilinmekle evrakta herhangi bir olay yeri belirtilmediği görülmüş, şahısla ilgili polnet sistemi üzerinden yapılan araştırmada şahsın polis merkezimize herhangi bir müracaatının olmadığı, polnet sistemi üzerinde “şahıs hakkındaki adli işlemler – karıştığı olaylar” butonundan kontrol edildiğinde şahsın polis merkezimizden veya başka bir polis merkezinden belirtilen tarihe uygun herhangi bir adli işlem veya müracaat kaydının bulunmadığı” şeklinde yanıt verildiği ; İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabında ; “Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği tarafından gereken araştırma yapılmıştır. Ancak kurumumuza 11/10/2017 tarihinde yapılan siber saldırı sonucu bu tarihten önceki ses kayıtlarına ulaşılamamakta olup; konu ile ilgili üst yazı ve 15/04/2016 tarihli hasta …’a ait vaka formunun gönderildiği” şeklinde yanıt verildiği ; ilgili evraklar incelendiğinde kazaya karışan aracın plakasının alınamadığının tespit edildiği;
Somut olaya ilişkin olarak; yukarıda açıklanan madde hükümlerinin değerlendirilmesinden, … Hesabının zarardan sorumlu tutulabilmesi için … Hesabının sorumlu tutulacağı aracın bir kimsenin bedensel zararına “neden olması” ve “sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi” gerekmektedir. Dosya kapsamında toplanan deliller, ile kaza sonrası davacının kaldırıldığı hastane evraklarının incelenmesi neticesinde davacıya çarpan aracın ve sürücüsünün tespit edilemediği ve 16/04/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davacının bedensel zarara uğradığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin ön raporu doğrultusunda kaza mahallinde bilirkişi eşliğinde keşif yapılmasına karar verilmiş olup keşif sonrası bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ile birlikte dosya tekrar İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş olup İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından Mahkememize sunulan 30.03.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…. Plakası belli olmayan motosiklet sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın kusursuz olduğu” tespit ve rapor edilmiştir.
Kusur raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Taraf vekilleri kusur raporuna itiraz etmemişlerdir.
Mahkememiz tarafından dosyanın hesap bilirkişine tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 31.08.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “… Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 182,659,11 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 04.01.2019 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu” tespit ve rapor edilmiştir.
Hesap bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Taraf vekilleri hesap bilirkişi raporuna itiraz etmemişlerdir.
Davacı vekili tarafından sunulan 28.09.2020 tarihli talep arttırım dilekçesi ile 2.000,00.-TL olarak ikame edilen sürekli iş göremezlik tazminatı alacağı taleplerini 180.659,11.-TL arttırdıklarını beyanla toplamda 182.659,11.-TL alacağın tahsilini talep etmiş olup harcını da yatırmıştır. Talep arttırım dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiştir.
Toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; davacı vekili tarafından 16/04/2016 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasından kaynaklı davalı aleyhine açılan maddi tazminat (sürekli iş kaybı) davasında Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sırasında dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları , mahkememizce toplanan deliller , … Polis Merkezi Amirliği ve … Şehir Hastanesi’nden gelen yazı cevapları bir arada değerlendirildiğinde Türk Medeni Kanunun 6. ve HMK’nın 190. maddeleri uyarınca, bir vakıadan kendi lehine hak çıkaran tarafın o vakıayı ispatla mükellef olmasına göre maddesi uyarınca davacı iddiasını ispat ile yükümlü olup, Sigortacılık Yasası hükümleri ve TTK’nın 1409.maddesine kıyasen uygulanması halinde bunun aksinin davalı tarafından ispatlanması gerektiği , davacıya çarpan aracın ve sürücüsünün tespit edilemediği iddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsünün kusurunun davacı tarafça ispatlandığı; aksi başka bir delilin davalı tarafça dosyaya sunulmadığı ; İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan 11.05.2020 tarihli maluliyet raporunda davacının tüm vücut engellilik oranının %15 (yüzdeonbeş) olduğunun tespit edildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’ndan alınan 30.03.2020 tarihli kusur raporunda plakası belli olmayan motosiklet sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın kusursuz olduğunun tespit edildiği, 31.08.2020 tarihli hesap bilirkişi raporunda davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 182,659,11 TL olduğunun tespit edildiği, davacı vekili tarafından sunulan 28.09.2020 tarihli talep arttırım dilekçesi ile taleplerini 180.659,11.-TL arttırdıklarını beyanla toplamda 182.659,11.-TL alacağın tahsilinin talep edildiği, kazaya karışan aracın cinsinin belli olmaması nedeniyle yasal faiz uygulanması gerektiği ve davacı tarafça dosyaya sunulan, davalı … Hesabının dilekçe üzerindeki kaşesine göre, davalıya 21/12/2018 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup bu tarihten sonraki 8. işgününün sonu olan 04/01/2019 itibariyle davalı temerrüde düştüğü anlaşılmakla davanın kabulü ile 182.659,11 TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatının 04/01/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-)182.659,11 TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatının 04/01/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 12.477,44-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 44,40-TL harcın, 617,05-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 11.815,99-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 44,40-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 617,05-TL tamamlama harcı, 384,90-TL keşif harcı, 1.778,17-TL bilirkişi ücreti ve davetiye-teskere gideri ile bozmadan sonra yapılan 66,25 TL olmak üzere toplam 2.941,57-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 29.225,46-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya / vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır