Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/271 E. 2023/714 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/271 Esas
KARAR NO :2023/714

DAVA:Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ:17/04/2023
KARAR TARİHİ:26/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirket temsilcisi; şirketlerin ticari hayatında ticaret sicil gazetesinde kararların yayınlanmasının 6762 sayılı TTK’da aleniyet başlığında düzenlenen 37.maddesinde, tescilin üçüncü şahıslara tesiri başlıklı 38.maddesinde sicile itimat başlıklı 39.maddesindeki düzenlemelerle sağlanmak istenen fayda söz konusu dava ile verilecek karara kadar geçen sürede kanundaki karşılığını bulamayacağını, huzurdaki davanın her ne kadar basit yargılama usulüne tabi olduğunu ve sürenin kısa olacağı düşünülse de davalı … Sicil Müdürlüğünün aynı genelgeye dayalı ve aynı gerekçe ile verdiği bir başka ret kararında …. ATM.’nin … Karar numaralı 01/11/2019 tarihli ilamının kesinleşmediği gerekçesiyle tescil ve ilanı yapmadığını, “kesinleşmiş mahkeme kararı eklenmeden tescil işlemi yapılamaz” gerekçesine dayanması ise tedbir taleplerinin haklılığını, kanun koyucu tarafından öngörülen yargılama usulündeki hızlı karar vererek ticari hayatı ve işleyişi devam amacına aykırı olarak TTK hükümlerine tabi bir şirket için önemi görmezden gelindiğini,davalı yargı kararlarına uymamakta görevini kötüye kullanmak pahasına ısrarcı olduğunu, açıklanan işbu sebeple şirkete ait T.C… Noterliğince 06/04/2023 tarih ve … yevmiye sayı ile onaylı 31/03/2023 tarih, 2023/01 sayılı Sermaye Artışı kararının tescil ve ilanına, tescil hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı vekili, belediyelerin genel karar organı, belediye meclisi olduğu gibi, dava konusu olayla da ilgisi bulunan belediyelerin şirket kurması ya da ortak olması ile belediyelerin borçlanmasına ilişkin özel düzenlemelerde de, ayrıca belediye meclisinin görevli kılındığını, konuya ilişkin T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı düzenlemesinde de bu husus vurgulanarak, belediye tarafından kurulan şirketler adına hareket edecek gerçek kişinin, belediye meclisi tarafından belirlenmesi gerektiği talimatlandırıldığını, ihtiyati tedbir müessesi, telafisi güç durumlarda ve gerçekleşmiş hukuki durumların bir süre sonuç doğurmaması amaçlı olarak öngörüldüğünü, dava konusu olayda ancak kesinleşmiş mahkeme kararı ile mümkün olan bir kararın tedbire konu edilmesi, adeta tedbir verilen dosyada karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi sonucunu doğuracağını, tedbirin bizatihi kendisinin geri dönülmez sonuçlar doğuracağını ileri sürerek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 06/04/2023 tarihli sayılı red kararı, …. Noterliği 06/04/2023 tarih ve … yevmiye sayı ile onaylı 31/03/2023 tarihli, 2023/01 sayılı sermaye artışı kararı, … başvuru evrakları, … değişiklik, tescil ve ilan, ilan giderlerine ilişkin tahakkuk tahsil fişleri, yargı kararları, her türlü yasal delillere dayanmışlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı şirketin 31/03/2023 tarih ve… sayılı genel kurul sayılı kararın tesciline ilişkin başvuru üzerine İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün başvurunun iadesi ve reddine ilişkin 10/04/2023 tarihli kararın iptali ile ticaret siciline tesciline ve ticaret sicil gazetesinde ilanına ilişkindir.
Belediyenin kurduğu veya ortak olduğu şirketlerde belediye tüzel kişiliği temsil edilir. Belediye yetkili organlarını oluşturan belediye başkanı, belediye encümeni ve belediye meclisinin görev ve yetkileri 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda sayma yoluyla gösterilmiştir. Buna göre belediye encümenin görevleri 34. maddede açık bir biçimde sayılmış olup, bu görevler arasında şirket müdürünü atama bulunmadığı görülmektedir. Yine aynı yasanın 18.maddesinde belediye meclisinin görevleri gösterilmiş olmakla bu görevler içerisinde şirket müdürü atama yetkisi bulunmadığı görülmektedir. Ancak, 18. maddenin (i) bendinde “Bütçe içi işletme ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek.” (j) bendinde ise “Belediye adına imtiyaz verilmesine ve belediye yatırımlarının yap-işlet veya yap-işlet-devret modeli ile yapılmasına; belediyeye ait şirket, işletme ve iştiraklerin özelleştirilmesine karar vermek.” hükümleri düzenlenmiştir. Bu bent hükümlerinden de şirket müdürü atama yetkisinin belediyenin bu organının yükümlülüğünde bulunmadığı açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Belediyenin diğer organı belediye başkanının yükümlülükleri aynı yasanın 38. Maddesinde belirtilmiş olup, (p) bendinde “Kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde düzenlemeye göre, belediye encümeni ve meclisi kararı gerektirmeyen tüm görevlerin belediye başkanı tarafından yerine getirileceği anlaşılmaktadır.
Belediye yasal organları, ödevlerini yerine getirirken yasal sınırları gözeterek yetkilerini kullanırlar. Bu yetkileri kullanmaları sırasında normlar hiyerarşisi ilkesi dikkate alındığında öncelikle anayasa, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge ve diğer alt düzenleyici işlemleri dikkate almaları gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün tescil ve ilan talebinin reddi kararında dayanak yaptığı; T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün 24.04.2019 tarih ve 43742444 sayılı Şehircilik Bakanlığı görüşüne ilişkin yazıda; “6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar verme yetkisinin belediye meclisinde olduğu, bu nedenlerle belediyenin veya bağlı kuruluşlarının sahip oldukları veya ortağı bulundukları belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye ve bağlı kuruluşu temsil edecek kişilerin, belediyenin karar organı olan Belediye meclisinin kararıyla belirleneceği, belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye ve bağlı kuruluşunu temsil etmek üzere; belediye başkanı, belediye meclis üyesi, belediye çalışanı veya belediye dışından kişi/kişilerden belirlenebileceği ve belediye ile bağlı kuruluşlarının ortağı olduğu belediye şirketlerinin kurdukları şirketlerin genel kuruluna katılacak kişilerin ise belediye veya bağlı kuruluşlarının ortağı olduğu şirketlerin yönetim kurulu tarafından belirleneceği, ayrıca genel kurul tarafından belediye tüzel kişisinin; yönetim kurulu üyesi veya müdür olarak seçildiği anonim ve limited şirketlerde ise tüzel kişi ile birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenecek gerçek kişinin seçiminde de karar verme yetkisinin belediye meclisinde olduğu değerlendirilmektedir.” denilmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere; Belediye Başkanı ile Belediye Meclisi’nin görev ve yetkileri ayrı ayrı belirlendikten sonra, Belediye Meclisi’nin karar almasını gerektirmeyen görevleri yapma ve yetkileri kullanma yetkisi Belediye Başkanı’na verilmiştir. Bu düzenleme ile kanun koyucunun olası yetki karmaşasını aşma amacı taşıdığı açıktır. Bu durumda; belediye pay ve hisselerini temsilen şirket genel kuruluna katılma ve oy kullanma konusunda yetki karmaşası olmadığı, belediye meclisine açıkça verilmeyen bu yetkiyi Belediye Başkanı’nın kullanacağı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, normlar hiyerarşisi ilkesi uyarınca anayasa, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge ve diğer alt düzenleyici işlemler dikkate alınması gerekir. Uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken yasa maddeleri yukarıda açıklanmış olup, yasa hükümlerinin bulunmaması halinde alt normların sırasıyla uygulama alanı tartışılabilir. Başka bir ifadeyle, yasal bir düzenleme genelge ile ortadan kaldırılamayacağından, ticaret sicil müdürlüğü bakanlık genelgesinden önce kanun hükümleri ile bağlı olduğundan davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün başvurunun iadesi ve reddine ilişkin 10/04/2023 tarihli kararın iptaline, davacı şirketin 31/03/2023 tarih ve… sayılı genel kurul sayılı kararının tescil ve ilanına kararı verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün başvurunun iadesi ve reddine ilişkin 10/04/2023 tarihli kararın İPTALİNE,
2-Davacı şirketin 31/03/2023 tarih ve… sayılı genel kurul sayılı kararının tescil ve ilanına,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL harçtan peşin alınan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,50-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 179,90-TL başvurma harcı, 179,90-TL peşin harç, 486,00-TL tebligat/ posta gideri olmak üzere toplam 845,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Davacı asilin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır