Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/25 E. 2023/699 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/25 Esas
KARAR NO:2023/699

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:12/09/2017
KARAR TARİHİ:18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 07/01/2017 tarihinde saat 13:00-13:30 sularında … Deresi Cad. … köprü sokakta … olarak karşıdan karşıya geçmek isterken … plakalı aracın kendisine çarpması sonucunda ağır yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını, müvekkilinin hastaneye kaldırılması nedeniyle kaza zaptı düzenlenmediğini, İ…Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, müvekkilinde kaza nedeniyle sürekli sakatlık meydana geldiğini, müvekkilinin tedavi gördüğü … Eğiti Araştırma Hastanesi engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre %48 vücudunun fonksiyon kaybı yaşadığını, müvekkilinin kazadan önce Kasımpaşa’da yeni bir dükkan açma hazırlığında olan senset meslek erbabı olduğunu, boyacılık, yüzey temizleyiciliği ve büfe işletmeciliği yaparak geçimini sağladığını, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, sigorta şirketinin aynı zamanda sakatlık teminatı kapsamında ve maluliyete bağlı olarak ortaya çıkan tedavi giderleri kapsamında karşılanması gereken bakıcı gideri ve diğer tedavi giderleri bakımından oluşan zaarın tazmin edilmediğini beyan etmiş, sonuç olarak davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere müvekkilinin sürekli iş göremezliğinin tespiti yönünden Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmasını, müvekkilinde oluşan cismanı zarar nedeniyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle, sürekli maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, öncelikle 6100 sayılı yasanın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, yargılama gideri ve avukatlık ücretiyle beraber davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu 09/11/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili şirkete başvuruda bulunması üzerine davacıdan maluliyet oranını belirleyen sağlık kurulu raporu ve diğer eksik belgelerin gönderilmesi halinde maluliyet ile ilgili talebin değerlendirileceğini belirttiklerini, ancak istenen evrakın gönderilmediğini, bu belgelerin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi Genel Şartlarında belirtilen sigorta şirketine başvuru ile birlikte ibraz edilmesi gereken bir belge olduğunu, dosyanın sonuçlanması için gerekli olan belgeler ibraz edilmediğinden başvuru şartının gerçekleşmediğini ve davanın usulden reddinin gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın 23/08/2016 – 23/08/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile maluliyet halinde kaza tarihi itibarıyla şahıs başına azami 330.000,00-TL poliçe limiti ile … adına müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, söz konusu maddi teminat miktarının müvekkili şirketin işbu poliçeden doğan sorumluluğunun üst limiti olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı kaldığını, müvekkili şirketin poliçede yer alan tedavi teminatının SGK’ya devri için kuruma 84,80-TL prim aktarımı yaptığını, bu nedenle talep edilen maddi tazminatın Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğunu beyan etmiş, sonuç olarak öncelikle dava şartı gerçekleşmediğinden müvekkili sigorta şirketi yönünden davanın usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine yahut diğer cevapları da dikkate alınarak hüküm tesis edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 22/11/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirkezinin zorunlu başvuru usulünün yerine getirilmediğini, maluliyet raporu alınmadığını, davanın usulden reddedilmesi gerektiğine dair … Asliye Hukuk Mahkemesi kararını sunduğunu, bu kararın … Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/45 E.-2017/264 K. Sayılı kararı ile bozulduğunu, kararda da değinildiği üzere maluliyet raporu alınmasının uzun süreç gerektirdiğni ve sürecil aldığı zaman nedeni ile müvekkilinin hak ettiği tazminatın zamaaşımı tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, davalı tarafından her ne kadar geçici maluliyet tazminatı ödeneyemeceği bildirilmişse de müvekkilinin SGK kaydı bulunmadığından geçici maluliyet tazminatından davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğini, müvekkilinin sigortalı olarak herhangi bir iş yerinde çalışmadığı için geçici maluliyet tazminatını SGK’dan alamadığını bu nedenle geçici maluliyet tazminatının sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini beyan etmiş, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, davalı tarafın davayı uzatmak amaçlı taleplerinin reddine, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 07/01/2017 tarihinde … plakalı aracın … olan davacıya çarpması neticesinde yaralanan davacının maluliyet ve sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Hasar dosyası, poliçe, soruşturma dosyası ve davacının tedavi evrakları celp edilerek dosyamız arasına alınmış, SGK’ya müzekkere yazılarak dava konusu kaza ile ilgili olarak davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı ve gelir/aylık bağlanıp bağlanmadığı sorulmuş, müzemmere cevabında davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı ve gelir/aylık bağlanmadığı bildirilmiştir.
07/01/2017 tarihli kazada, kazaya karışan tarafların kusur oranının belirlenmesi için dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, ATK 04/10/2018 tarihli kusur oranına ilişkin raporunda; 07/01/2017 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı aracın … …’a çapması neticesinde meydana gelen kazada sürücü …’nın %100 kusurlu, … …’ın ise kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Davacının Maluliyet ve iş göremezliğine ilişkin dosya Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’na gönderilmiş, ATK 12/10/2018 tarihli maluliyet raporunda özetle; davacının %31,2 oranında meslekte kazanma gücü kaybının ve 9 aya kadar iş göremezlik durumunun bulunduğu belirlenmiştir.
15/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 12.876,57-TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 126.513,57-TL olduğu, davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 15.997,50-TL olduğu, temerrüt başlangıcının 12/09/2017 dava tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu, davacının tedavi giderleri talep edilmekte ise de bakıcı gideri dışındaki diğer tedavi giderlerin alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğinden bir değerlendirme yapılamadığı belirtilmiştir.
ATK’nın 12/10/2018 tarihli maluliyet raporunun 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı RG’de yayımlanan Çalışma gücü ve Meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği’ne göre hazırlandığı, davacı vekilinin Yönetmeliğe ilişkin itirazı haklı görülerek itirazı doğrultusunda 30/03/2013 tarih 28603 RG’de yayımlanan özürlülük ölçütü ve özürlülere verilecek Sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeli hükümlerine göre rapor tanzimi için dosya yeniden ATK’ya gönderilmiştir.
ATK 17/05/2019 tarihli maluliyet raporunda özetle; davacının tüm vücut engellilik oranının %28 olduğu ve 9 aya kadar iş göremezlik durumunun bulunduğu belirlenmiştir.
Doğru yönetmeliğe göre tanzim edilen ATK’nın 17/05/2019 tarihli maluliyet raporu dikkate alınarak rapor tanzimi için dosya yeniden aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, aktüer bilirkişi 02/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 12.876,57-TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 116.749,47-TL olduğu, davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 15.997,50-TL olduğu, temerrüt başlangıcının 12/09/2017 dava tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu, davacının tedavi giderleri talep edilmekte ise de bakıcı gideri dışındaki diğer tedavi giderlerinin alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğinden bir değerlendirme yapılamadığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 2017/805 esas sayılı dosyasında davacının geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri zararları yönünden yapılan yargılama neticesinde; 07/01/2017 tarihinde davalı Sigorta şirketi tarafından sigortalanan sürücü … idaresindeki … plakalı aracın … olan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen kazada sürücü …’nın %100 kusurlu, … …’ın ise kusursuz olduğu, 17/05/2019 tarihli maluliyet raporu uyarınca davacının tüm vücut engellilik oranının %28 olduğu ve 9 aya kadar iş göremezlik durumunun bulunduğu ve aktüer bilirkişinin 02/10/2019 tarihli raporunda davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 12.876,57-TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 116.749,47-TL olduğu, davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 15.997,50-TL olduğu belirlendiğinden ve davacıya SGK tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı ve aylık/gelir de bağlanmadığı hususu da dikkate alındığında, … karar nolu 04/12/2019 tarihli kararı ile Davanın kabulüne, davacının 12.876,57-TL geçici iş göremezlik maddi zararı, 116.749,47-TL sürekli iş göremezlik maddi zararı, 15.997,50-TL bakıcı gideri maddi zararı olmak üzere toplam 145.623,54-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 12/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davacı vekilince yargılama giderleri yönünden, davalı vekilince hüküm altına alınan tazminat kalemleri yönünden istinaf edilmiş, davalı vekilinin istinafına ilişkin verilen kesin sürede harç tamamlanmadığından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
İstanbul BAM 8. HD 15/12/2022 tarih 2020/863 esas 2022/1825 karar sayılı ilamında; “…Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurması sonrası eksik istinaf harçlarını ikmal etmesi hususunda ilk derece mahkemesince muhtıra çıkarıldığı, muhtırada belirtilen harçların karşılanmaması nedeniyle 03/02/2020 tarihinde HMK’nın 344. maddesi gereğince davalı … Sigorta A.Ş’nin istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, tebliğe çıkarılan bu ek karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından “müvekkilinin kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden istinaf istemlerinin bulunmadığı, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı yönünden toplam 28.874,07-TL tutarın istinaf konusu olduğu, yatırılması gereken istinaf nispi harcının istinaf ettikleri tutar üzerinden hesaplanması gerekirken hükmedilen toplam tutar üzerinden hesaplanarak bakiye nispi harcın tahakkuk ettirilmesinin hukuka aykırı olduğu” belirtilerek istinaf isteminde bulunulduğu, istinaf konusu edilen dava değerinin; 15.997,50-TL bakıcı gideri ve 12.876,57-TL geçici iş göremezlik tazminatı toplamı 28.874,07-TL olduğu, harca esas değerinde bu miktar olması gerektiği, ek kararı istinaf eden tarafından da harçların karşılandığı, bu nedenle, istinaf harçlarının muhtıra tebliğine rağmen karşılanmadığı gerekçesiyle … Sigorta A.Ş’nin istinaf talebinin reddine yönelik olarak verilen 03/02/2020 tarihli ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalı … Sigorta A.Ş vekilinin, mahkemenin 03/02/2020 tarihli ek kararına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, istinaf yasa yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilebilir olduğu sonucuna varılmıştır.
Dava dilekçesindeki açıklamalara göre; davacının maddi tazminata ilişkin talebinin bir bölümü bakıcı gideri zararına ilişkindir. Olay ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 54.maddesinde cismani zarar halinde zarar görenin talep edebileceği zarar türleri örnekseme yolu ile sayılmış olup, cismani zarar sonucu doğan bakım ihtiyacı ve bunun için yapılacak giderin madde kapsamında bulunduğu açık ise de, cismani zarar nedeniyle doğan bakım ihtiyacı ve yapılacak bakıcı giderinin doğru biçimde tespiti açısından, bakım ihtiyacı boyutunun belirlenmesi görülmekte olan dava bakımından esaslı unsurdur.
Somut olayda, mahkemece, davacının kaza sonucunda %28 oranında maluliyete uğradığının, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin benimsenmesi halinde, 9 ay boyunca bir başkasının bakım ve ihtiyacına yardım duyacağı kabul edilerek, aktüer bilirkişi tarafından düzenlendiği anlaşılan ve hükme esas alınan 02/10/2019 tarihli hesap raporunda, davacının bakıcı gideri zararının 15.997,50-TL olduğunun kabul edildiği görülmüştür.
Mahkemenin hükme esas aldığı söz konusu bu raporda atıfta bulunulan ve ATK 2. Adli Tıp ihtisas Dairesince düzenlendiği anlaşılan 23/03/2019 tarihli raporda; kaza sonucunda %28 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği yönünde değerlendirme yapılmış ise de, davacının böyle bir durumda bakıcı gideri ihtiyacı olup olmadığı, varsa süresi ve oranı hakkında ayrıca bir değerlendirme yapılmadığı tespit edilmiştir.
Bu durumda mahkemece konunun önemi de dikkate alınarak, ATK 2. İhtisas Kurulundan davacının yaralanmasına bağlı olarak bakım ihtiyacı olup olmadığı, varsa süresi (tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) konularında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınmadan, bakıcı gideri zararına hükmedilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; yargılama gideri 2.474,25 TL olmasına rağmen 240,40-TL’ye hükmedilmesinin hatalı olduğu, yargılama giderinin eksik hesaplandığını anlaşılmıştır…” gerekçesiyle Mahkememizin … karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiş, kaldırma ilamı üzerine dosya yeniden Mahkememize tevzi edilerek Mahkememizin 2023/25 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2023/25 esas sayılı dosyasında İstanbul BAM 8. HD 15/12/2022 tarih 2020/863 esas 2022/1825 karar sayılı kaldırma ilamı doğrultusunda davacının geçici/sürekli bakıcı ihtiyacı içerisinde olup olmadığı var ise süresi hususunda rapor tanzimi için dosya Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 16/05/2023 tarihli raporunda; Felemez oğlu, 1966 doğumlu …’ın 02.01.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasında meydana gelen yaralanması nedeniyle başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
BAM kaldırma ilamı kapsamında alınan ATK raporunda davacının sürekli veya geçici bakıcı ihtiyacı bulunmadığı oy birliğiyle mütalaa edilmiş, davacı vekili ATK’nın bu değerlendirmesine alanında uzman doktor bilirkişiden rapor alınması talepli olarak itiraz etmişse de Mahkememizin 18/10/2023 tarihli celsesinde ATK raporunun, adli tıp uzmanı, ortopedi, radyoloji ve ruh sağlığı uzmanı doktorlardan oluşan heyetin değerlendirmesi neticesinde gerekçeli ve davacının tıbbi belgelerine göre somut verilere dayanılarak düzenlendiği belirlendiğinden davacı vekilinin bakıcı ihtiyacı hususunda uzman bilirkişi doktordan yeni bir rapor alınması talebi yerinde görülmemiş ve bu talep ara karar ile reddedilmiştir.
Mahkememizce davalının istinaf dilekçesinin reddine karar verilmişse de BAM kaldırma ilamında davalının istinaf dilekçesinin reddine dair ek kararın hatalı olduğu değerlendirmesiyle davalının istinaf sebepleri de incelenmiş ve netice olarak usuli kazanılmış hak gözetilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle Mahkememizin kararının kaldırılmasına karar verilmiş, ilk kararda hüküm altına alınan geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri zararları yönünden BAM kararı doğrultusunda alınan ATK raporunda davacının geçici veya sürekli bakıcı ihtiyacı bulunmadığı belirlendiğinden bu alacak talebi yönünden hesaplanacak zarar bulunmadığından aktüer bilirkişiden ek rapor alınmasına gerek görülmemiş ve aynı zamanda davacı lehine hükmedilen sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik zararları yönünden de davacı ile davalının istinaf sebepleri dikkate alındığında bu alacak kalemleri yönünden davacı tarafından istinaf edilmemesi nedeniyle asgari ücrette değişiklik bulunmasına rağmen davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak nedeniyle (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 04/03/2021 tarih 2020/3381 esas 2021/2312 karar sayılı ilamı) sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik zararları yönünden de aktüer bilirkişiden ek rapor alınmasına gerek görülmemiş, kaldırma ilamı öncesi Mahkememizin 2017/805 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuyla belirlendiği üzere Davacının 12.876,57-TL geçici iş göremezlik maddi zararı ve 116.749,47-TL sürekli iş göremezlik maddi zararı olmak üzere toplam 129.626,04-TL maddi tazminatının davalıdan tahsiline, BAM kaldırma ilamı sonrası alınan ATK raporunda davacının geçici veya sürekli bakıcı ihtiyacı bulunmadığı belirlendiğinden bakıcı gideri maddi zararına ilişkin tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davacının 12.876,57-TL geçici iş göremezlik maddi zararı ve 116.749,47-TL sürekli iş göremezlik maddi zararı olmak üzere toplam 129.626,04-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 12/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Bakıcı gideri maddi zararına ilişkin tazminat talebinin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 8.854,75-TL harçtan, (31,40-TL peşin harç ve 493,97-TL ıslah harcı olmak üzere) peşin alınan toplam 525,37-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.329,38-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 550,25-TL tebligat gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.150,25-TL’nin haklılık durumuna göre 1.023,84-TL tutarındaki kısmı ile 31,40-TL başvurma harcı, 31,40-TL peşin harç, 493,97-TL ıslah harcı, 4,60-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.585,21-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 20.443,91-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 15.997,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır