Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/232 E. 2023/665 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2023/232 Esas
KARAR NO:2023/665

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/03/2023
KARAR TARİHİ:10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı şirketten “başlangıç 01/06/2021 canlı geçişi 01/01/2022 7 ay + sözleşme sonrası +1 ay destek” sürecini içerir, dilekçemiz ekinde içeriği sunulan … proje geliştirme hizmetlerini satın almıştır. Müvekkili şirket tarafından satın alma bedeli olarak davalıya 8.900,00 USD + KDV ve 60.000,00 TL ücret ödendiği, ödenen paranın 8.900,00 USD + KDV olan kısmı faturaya istinaden ödenen bedel olup, ayrıca karşı tarafın bildirdiği …’ın hesapları kullanılarak 15.000, 15.000, 7.500, 3.750, 3.750 TL olmak üzere 60.000,00 TL daha ödendiği, müvekkili şirketçe satın alınan modüller, kullanıma elverişli olmamış ve gereken hizmetleri sağlayamadığı, örneğin muhasebe modülünün, devlet sistemleri ile tam olarak entegre olamadığı, müvekkili şirketin müşterileri tarafından düzenlenen bazı e-faturalar ve e-arşivler modüllerde gözükmediği, yine müvekkili şirket tarafından düzenlenen e-fatura ve e- arşivlerde modüllere bağlı olarak sorunlar yaşandığı, ayrıca modüllerin kendi içerisinde kullanım dışı butonlar ve teknik sorunlar da olduğu,, bilirkişi incelemesi ile daha detaylı tespit edilmesi gereken ayıplardan bazılarının; düzenlenen iade faturalarının listede gözükmemesi, borç dekontları listesinde gözükmesi, Müşterinin düzenlediği içerisinde ötv olan faturanın satın alınan sistemde gözükmemesi, Alınan faturalarda red/ iade/iptal edilenler ilgili ekranda gözükmemesi, olduğu, açıklanan bazı teknik ile diğer sorunların karşı tarafa e-posta yoluyla ve şifahen bildirildiği, davalı şirket sorunların giderileceğini taahhüt etmiş ise de bir türlü çözüm bulamamış, sorunlar katlanarak artmış ve müvekkil şirketin muhasebe ve finansal işleyişinde ciddi şekilde problem yaratmaya başladığı, bu nedenlerle tarafımızca ilk olarak …. Noterliği’nin 18/05/2022 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek modüllerdeki sorunlarının giderilmesi ve edimlerin ifa edilmesi talep edildiği, davalı tarafın herhangi bir adım atmadığı, bu durum üzerine ikinci kez …. Noterliği’nin 01/07/2022 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş ve bedelin müvekkile iadesi talep edildiği, ancak karşı taraf bu taleplere de cevap vermediği, davalıdan satın alınan modüller kesinlikle amacına hizmet etmediği, bu nedenlerle müvekkil şirket tarafından söz konusu modüllerin kullanımdan vazgeçilerek üçüncü kişilerden başka bir yazılım programı ve modüller satın alındığı, davalının satmış olduğu programlar düzgün çalışmış olsaydı davacı şirketin başka yerden program almasına gerek olmayacağı, davalı tarafın satmış olduğu ürün ve hizmetin ayıplı, kusurlu olduğu, bu durumun defalarca kendilerine iletilmesine rağmen kusurların giderilmediği, üstelik müvekkili şirketin bir süre sonra karşısında muhatap bulamadığı, postaların bila tebliğ olduğu, davalının aldığı ücret/bedelin haksız ve hukuka aykırı olduğundan müvekkili şirketin para iadesi istemekten başka çaresi kalmadığı, …. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile alışverişe konu bedelin iadesi olan alacak için icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlunun ödeme emrine itiraz ettiği, davalı/borçlunun 21/10/2022 tarihli ödeme emrine itiraz dilekçesinde; “Müvekkil şirket tarafından yapılan kontrollerde, alacaklının müvekkil şirketten her hangi bir mal satın almadığı, alacaklıya bakım sözleşmesi teklifi yapıldığı ancak kabul etmediği, görülmüştür. Sonuç olarak, taraflar arasında imzalanmış bir satış veya bakım sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu belirlemeler altında, alacaklının müvekkil şirket hakkında başlattığı icra takibindeki alacağına, fer’ileri ile birlikte itiraz etmekteyiz.” şeklinde haksız ve kötü niyetli itirazlar ile takibi durdurduğu, ödeme emrine itiraz ederek icra takibini durduran davalı tarafın 21/10/2022 tarihli beyanlarının aksine düzenlenen yazılı teklifin kabulle sonuçlandığı, ayrıca müvekkiline kusurlu ürün ve hizmet sattığının farkında olduğu, müvekkili şirketin satın almış olduğu üründeki kusurların kabulünün mümkün olmadığı, çünkü modüllerin birkaç defa hata vermesi durumunda bile telafisi çok zor durumlar meydana geldiği, İmalat modülü ve muhabese modülü şeklinde paket olarak satın alınan bu programlarda meydana gelen teknik hatalar, müvekkil şirketin imalat hatalarına yol açabilir veya mali olarak müvekkili şirketi ciddi sıkıntılara sokabileceği, kaldı ki davalı şirketin sattığı muhabese modüllünde e-faturaların sistem hatasından dolayı seri atlaması yaptığı yazılı belge haline getirildiği, Gelir İdaresi Başkanlığı’na sunulmak üzere davalı şirketten yazılı beyan alındığı bu yazıda davalı taraf, kusuru açıkça kabul etmiş bulunduğu, davalı basiretli bir tacir gibi edimini yerine getirmediğinden, yapılan tüm ihbar ve ihtarlara rağmen gerekli özeni göstermediğinden ve bunun sonucunda da müvekkili şirketin faturaya konu maldan ve hizmetten yararlanmaması ve gerekli kullanımı sağlamamasından dolayı yaptığı fesih ve bedelin iadesi talebi haklı ve yerinde olduğu ve davalı müvekkili şirkete karşı bedelin iadesiyle borçlu olduğu, davalı, sözleşmeden doğan likid alacağımız nedeniyle itirazlarında haksız ve kötü niyetli olarak takibi durdurduğundan ve itirazın iptali için davası açılmasına neden olduğundan davalının ayrıca asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili lehine icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettikleri, davalının itirazından sonra tarafımızca Arabuluculuk Merkezine başvurulmuş olup, yapılan görüşmeler sonucunda “ANLAŞAMAMA” şeklinde tutanak tutulduğu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; Davalının/borçlunun itirazlarının iptali ile takibin devamına,
Davalı borçlunun haksız itirazı nedeniyle itiraz konusu asıl alacağının %20’ sinden aşağı olmamak üzere müvekkilime icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine
Karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket herhangi bir hak kaybına uğramasını önlemek için (hiçbir şekilde söz konusu alacakların kabulü anlamına gelmemek üzere) her bir alacak kalemi için ayrı ayrı zamanaşımı ve takas def’ilerini ileri sürdükleri, icra takibine konu edilen fatura Müvekkili Şirket tarafından düzenlendiği, hatta Müvekkili Şirket’in kuruluş tarihi 22.11.2021 olup, fatura tarihinde Müvekkili Şirketin kurulmadığı, faturayı düzenleyen Melike Erdoğan ise Müvekkili Şirket’in ortaklarından birisinin kızı olup, şirket ortağı dahi olmayan bireysel olarak ticari faaliyetlerini gerçekleştiren bağımsız bir tacir olduğu, Melike Erdoğan’ın şirket ortağı dahi olmaması sebebiyle tüzel kişilik perdesinin aralanması hükümleriyle dahi söz konusu mal/hizmet satışından ötürü Müvekkil Şirket’in sorumluluğuna gidilebilmesinin mümkün olmadığı, Davacı Şirket’e herhangi bir ürün satışı gerçekleştirilmediği, sadece kendilerinde olan bir yazılım için teknik destek hizmet teklifi verildiği, bu teklifin de kabul edileceği inancıyla kısa süreliğine hizmet sunulduğu ancak teklif kabul edilmeyince kısa süreliğine verilen bu hizmetin de kesildiği, Öte yandan; 60.000 -TL’lik talebe dayanak gösterilen dekontlar incelendiğinde; göndericisinin … isimli dava dışı üçüncü bir kişi olduğu, alıcılarının … olduğu, mezkûr ödemelerin ne göndereni ne de alıcısı bu dosyanın tarafı değildir. Davacı Şirket, … isimli dava dışı üçüncü bir kişinin yaptığı para transferinin iadesini kendisine isteyemeyeceği, böyle bir
talepte ancak parayı gönderen kişi (…) bulunabileceği, bu nedenlerle pasif husumet nedeniyle davanın reddi gerektiği, Davaya konu icra dosyasında düzenlenen takip talebi ve ödeme emri incelendiğinde borcun sebebi açıklanmış ancak ihtarnameler dışında herhangi bir delilden bahsedilmediği, Somut dosya kapsamında, davacının var olduğunu iddia ettiği ayıpların hiçbiri “gizli ayıp” olarak nitelendirilemeyeceği ve Davacı şirketin ilk ihbarı satıştan yaklaşık 1 yıl sonra (18.05.2022) tarihinde yapıldığı, bu iddiaların kötü niyetli ve haksız olduğu, Sözleşmeden dönmekle, satılanı iade borcu altına giren Davacı Şirket kendi borcunu ifa etmediği gibi ifasını önermiş dahi değildir. Hatta hala bu ürünü kullanmaya devam ediyor dahi olabileceği, bu sebeple Müvekkili Şirket’ten ifa talep edemeyeceği, bu bağlamda ödemezlik def’ini ileri sürerek, huzurdaki davanın
reddini talep ettikleri, tüm bu nedenlerle Huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddine; davaya konu edilen tutarların (10.502,00 USD + 60.000,00 TL) %20’sinden az olmamak üzere hükmedilecek kötü niyet tazminatının davacı’dan alınarak tarafımıza ödenmesine; yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davanın; …. İcra Dairesinin … E. Sayılından alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır. Somut olayda ; davacı şirket itiraza konu icra takibinde … numaralı fatura bedelinin iadesini (10.502,00 USD) ve aynı iş kapsamında haricen ödendiği ileri sürülen 60.000,00 TL tutarındaki bedelin iadesini talep ettiği anlaşılmakla faturayı düzenleyen kişinin dava dışı başka bir şahıs olduğu davalı şirket olmadığı , yine 60.000 -TL’lik talebe dayanak gösterilen dekontlar incelendiğinde; göndericisinin dava dışı … isimli üçüncü bir kişi olduğu, alıcılarının dava dışı … olduğu,
Tarafların iddia ve savunmaları, mahkememizce toplanan deliller ve yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ; takibe dayanak teşkil eden faturanın davalı şirket tarafından düzenlenmediği , dayanak gösterilen dekontun da yine gönderici ve alıcısının davalı şirket olmadığı anlaşılmakla tüm dosya kapsamında davaya konu olayda davalı şirketin sorumlu olduğu ispatlanamamış olmakla pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-)Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL harcın peşin alınan 179,90-TL ve 4.133,80 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 4.043,85-TL harcın davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır