Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/218 E. 2023/722 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/218 Esas
KARAR NO 2023/722

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/03/2023
KARAR TARİHİ:27/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … kimlik numaralı yabancı uyruklu davalı … (…A.Ş.) ünvanlı bir şirket kurarak İstanbul …’ta bir ofis açmak suretiyle yatırım için insanlardan para toplamaya başladığını, davalının eski isminin … olduğunu, davacı taraf bunun için www.smarttradeexchange.com internet sitesini açtığını, bu internet sitesine üye yapılan yatırımcıların forex yatırımı, döviz ticareti, coin değişimi gibi yatırım yaptıklarını, davalının ayrıca yukarıda ünvanı yazılı şirketi kurduğunu belirttiğini, böyle bir şirket gerçekte var olmamış olup konuyla alakalı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … Sor. numaralı dosyası üzerinden şikayet yapıldığını, müvekkilinin …’ta …’da kurulan … unvanı altındaki yere gittiğini ve davalı gelen her yabancıya olduğu gibi şirketinin geçmişini, yatırım başarılarını, borsa ve emlak sektöründeki sözde çalışmalarını anlatarak , müvekkili yatırım yapmaya ikna ettiğini, ikna aşamasında daha evvel para kazandırdığı kişilerle de görüşmeler ayarlamak suretiyle müvekkilinin başarılı bir iş adamı ve yatırımcı olduğuna, kendilerine aylık yüksek kazançlar sağlayacağına ikna ettiğini, güven telkin etmek için paraların banka havalesi ile yahut tanıklar huzurunda elden teslimini teklif ettiğini ve her müşteriye şirket sisteminde elektronik bir hesap açarak onlara sözde resmi kayıt işlemleri yaptığını, kendisini şirket müdürü olarak tanıtan davalının … ve sözde ya da gerçekte müşteri olan üçüncü kişilerin de telkini ile ikna olan müvekkilinin yatırım yapmaya karar verdiğini, başlangıçta deneme amaçlı olarak para yatıran müvekkilinin aylık karların düzenli ödenmesi ile şirkete daha fazla güvenmeye başladığını ve kar paylarını da çekmeyerek sistemde tutmaya devam ettiğini, şirket müdürü ile sürekli olarak irtibat halinde olan ve bilgi talep eden müvekkilinin her zaman olumlu ve teşvik edici sözlerle uyutulduğunu, bu süreçte davalının TC vatandaşlığı , gayrimenkuller, otomobiller aldığını gözlemlemiş, paraların … gibi elektronik cüzdanlarda güvenli bir şekilde saklandığını, gayrimenkul sektörü ve borsada çok karlı işlemler yapıldığına ikna edildiğini, müvekkilin şirket kayıtlarına göre bakiyesi 87.062,00 USD civarında olduğunu, bu tutarın büyük kısmının ana para bir miktarı ise hak etmiş olduğu ve sistemden çekilmeyen kar payları olduunu, şirkete güven kazanan müvekkilinin sürekli olarak yeni yatırımcılar getirmesi konusunda telkinlerde bulunulduğunu ve güvenli şekilde para kazandığını düşünen müvekkilinin de etrafındaki dostlarını maalesef bu şirket ve davalı ile tanıştırdığını, şirketin her ay kar oranını açıklayarak mail ile ilettiğini, isteyenlere kar paylarını teslim etmekte iken 2020 yılı Kart ayı itibarı ile ödemelerde aksaklıklar çıkmaya başladığını, Kripto para piyasasında yaşanan negatif hareketlilik sebebiyle nakit akışında sıkıntı olduğunu söyleyerek müvekkilini sistemde kalmaya ikna ettiklerini, müvekkilinin tam olarak 2021 yılının 10.ayına kadar dolandırıldığını anlamadığını, bu tarihten sonra şirkete ulaşamadığını, adresin boşaltıldığını ve telefon numaralarının iptal olduğunu gördüğünü, “www.smarttradeexchange.com” adresinin de kapandığını ve müvekkilinin artık şifresi ile siteye erişim imkanını kullanamadığını, ayrıca davalı taraf Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden Dominik Cumhuriyeti vatandaşlığı satın almış 3. Bir pasaport edindiğini, müvekkilinin yaptığı ödemeleri ve karları yani hesap hareketlerinin dilekçe ekinde ibraz edildiğini ancak 13 ve 14 nolu kayıtların hatalı olduğunu, müvekkilinin 5200 USD çekmediğini, müvekkilinin Ekim 2019 tarihinden itibaren şirkete para yatırdığını ve Ekim 2021 tarihinde dolandırıldığını anladığını, büyük kısmı ana para olmak üzere toplamda 87.062,00 USD zarar sebebiyle ….İcra Müdürlüğü 2022/… esas sayılı dosyasından 06.05.2022 tarihinde icra takibine başlandığını, davalı tarafın söz konusu icra takibine itiraz ettiğini belirterek, davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile icra takibinin 6100 sayılı Yasa’nın 109.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere kısmi dava olarak 129.552,35TL kısım üzerinde devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın tarafları Türk vatandaşı olan davalı müvekkili ile Yabancı Kimlik numarasına sahip davacı arasında olduğunu, dava dilekçesindeki iddiaları ve borcu kabul etmemekle birlikte her iki tarafın da gerçek kişi olup tüzel kişilik yada tacir sıfatları bulunmadığını, taraflar arasında ticari iş, ticari alım-satım ilişkisi olmadığını, bu sebeple huzurdaki davada Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, ayrıca müvekkilinin davacıya kar payı, işletme karı ya da başka bir isim adı altında herhangi ir para ödemeyi taahhüt etmediğini, bu nedenle husumet itirazında bulunduğunu, davaya konu borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte borcun niteliği itibarıyla zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, itirazın iptali davasının konusunun bölünmesi mümkün olmadığından kısmi dava şeklinde açılamayacağını, bu sebeple davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takip talebinde borcun sebebinin “27-11-2021 tarihli hesap özeti tablosu kapsamında yatırım sermayesi olarak ödenen ana para ve kar payı toplamı 87.062,00 USD” olduğu belirtilmiş ve dosyaya Türkçe diline tercüme edilmiş; Arapça dilinde hazırlanmış excel tablosu sunulduğunu, icra dosyasına sunulan ilgili tablo basit bir excel tablosu olup, müvekkilimizin imzası bulunmadığını, ilgili exel tablosunda müvekkiline atfen atılmış imza var ise imzalara itiraz ettiklerini, ilgili exel tablosu belgesi aslının dosyaya ibraz edilmesini talep ettiklerini, ilgili exel tablosunun içeriğini kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıdan yatırım sermayesi adı altında yada borç olarak herhangi bir para yada mal almadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili hakkında icra takibi başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğundan % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini belirterek, davanın görevsiz yönünden reddi ile dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine, davanın husumet yokluğundan reddine, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davanın esastan reddine, icra inkar tazminatının reddine, davacı tarafça müvekkilimiz aleyhine başlatılan takip haksız olduğundan; davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Davanın; 87.079,82-USD alacağa ilişkin … icra dairesinin 2022/… esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu VE davacının vekilinin kısmi dava olarak 129.552,35-TL üzerinden itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
….İcra Dairesinin 2022/… esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek incelenmiştir. Alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 87.079,82 USD alacak için başlatılan ilamsız icra takibi olduğu, davalı/borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, süresi içinde borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Tarafların gerçek kişi tacir kaydı olup olmadığı ile ilgili…Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabı incelendiğinde tarafların gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davalının hangi esasa göre defter tuttuğu, ikinci sınıf tacir(esnaf) olup olmadığı, eğer ikinci sınıf tacir(esnaf) ise ve işletme defteri tutuyor ise; VUK’un 177/2 fıkrasında düzenlenen hadlere göre, davalı faaliyetinin esnaf faaliyet sınırını aşıp aşmadığının tespiti bakımından … Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevabı incelendiğinde; vergi mükellefi olmadığı, dairenin … vergi kimlik numaralı mükellefi …’nun bilgisayar kayıtlarının tetkiki sonucunda vergi mükellefi olmadığı görüldüğü ancak … Vergi Dairesi … vergi kimlik numaralı ….LTD.ŞTİ 30/10/2018 ve 12/03/2020 tarihleri arasında şirket müdürü olduğu, bildirilmiştir.
Davacının hangi esasa göre defter tuttuğu, ikinci sınıf tacir(esnaf) olup olmadığı, eğer ikinci sınıf tacir(esnaf) ise ve işletme defteri tutuyor ise; VUK’un 177/2 fıkrasında düzenlenen hadlere göre, davalı faaliyetinin esnaf faaliyet sınırını aşıp aşmadığının tespiti bakımından Kağıthane Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevabı incelendiğinde, mükellefiyetinin olmadığı potansiyel mükellef olduğu ve herhangi bir şirket ortaklığının bulunmadığı bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya uyuşmazlığın ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınır.
Somut olayda, uyuşmazlığın dayanağı ….İcra Dairesinin 2022/… esas sayılı takip dosyası olduğu, takibe dayanak borcun sebebi olarak 27/11/2021 tarihli hesap özeti tablosu kapsamında yatırım sermayesi olarak ödenen anapara ve kar payı toplamı 87.062,00-USD olarak belirlendiği, davacının dava dilekçesinde davalı …’nun … A.Ş adında şirket kurduğu, bu şirkete para yatırdığını beyan edilmiş olmakla dava dilekçesinin ekinde exel kayıt tablosunun … ve Döviz Ticareti Şirketi olduğu, davalının exel kayıt tablosunda isminin geçmediği, anlaşılmıştır.
TTK’nun 4. Maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de değildir.
Davalı yanın görev itirazında bulunduğu, davacı ve davalının gerçek kişi tacir kaydı olup olmadığı ile ilgili İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevaplarında gerçek kişi tacir olmadığı, davacı ve davalının hangi esasa göre defter tuttuğu, ikinci sınıf tacir(esnaf) olup olmadığı, eğer ikinci sınıf tacir(esnaf) ise ve işletme defteri tutuyor ise; VUK’un 177/2 fıkrasında düzenlenen hadlere göre, davalı faaliyetinin esnaf faaliyet sınırını aşıp aşmadığı ilgili vergi dairesinden sorulduğu, gelen müzekkere cevapları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, taraflar arasında gerçekleşen işlem bu dava mutlak ve gerekse nispi ticari nitelikte bir dava değildir. Bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili istanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)İş bu davayı görmeye Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin HMK 114/(1)-c 115/(2) Maddeler uyarınca GÖREVSİZLİK nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde uyarınca dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yetkili ve görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır