Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/190 E. 2023/534 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/190 Esas
KARAR NO:2023/534

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/03/2023
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf, taraflarınca ilamsız takip yoluyla başlatılan …. İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyasına 21.12.2022 tarihli dilekçe ile itiraz cttiğini ve bunun üzerine icra takibinin durduğunu, ancak davalı tarafın yapmış olduğu itiraz hukuki ve kanuni mesnetten yoksun olup iptali gerekttiğini, müvekkili, davalıya “sosyal medya yönetimi” hizmeti vermiş ve taraflar arasındaki sözleşme doğrultusunda hizmet bedeli olarak 08.11.2022 tarih ve … nolu 31.860,00 TL bedelli faturayı düzenleyerek davalıya tebliğ ettiğini, davalı tarafından fatura tebliğ alınmasına rağmen faturaya veya içeriğine herhangi bir itiraz söz konusu olmadığını, davacı, alacağını tahsil edebilmek için davalı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattıldığını, davalı, 21.12.2022 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiğini ve bunun üzerine icra takibi durduğunu, taraflar arasında arabulucu görüşmesi sonundan anlaşma söz konusu olmadığını açıklanan nedenlerle; davanın kabulünü, davalının (borçlunun) …. İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin devamını, borca haksız ve kötü niyetli itiraz edildiğinden alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklemcsine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, işbu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı, dava dilekçesinde; müvekkiline ‘”sosyal medya yönetimi” hizmeti verdiğini, taraflar arasındaki sözleşme doğrultusunda hizmet bedeli olarak 08/11/2022 tarihli 31.869,00-TL bedelli fatura düzenlendiğini ve işbu bedelin tarafımızca ödenmediğini’ iddia etmişse de söz konusu iddialar gerçek dışı olduğunu ve reddi gerektiğini, davacı, her ne kadar faturaya süresi içinde itiraz edilmediği iddia etse de, sadece faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi sözleşmenin varlığına delil teşkil etmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin varlığının ispat yükü, faturayı düzenleyen davacının üzerindeyken; ne icra takibinde, ne de işbu dava dilekçesinde aralarındaki ilişkiyi gösterir herhangi bir dayanak belge sunulmadığını, ayrıca müvekkili tarafından belirtilen hizmet alınmadığı için, müvekkili tarafından fatura bedelinin tamamı için iade faturası da düzenlenmiş fatura içeriğine ve verildiği iddia edilen hizmete de itiraz edildiğini, nitekim davacı tarafından düzenlenen bu iade faturasına da takip ve dava konusu fatura içeriğindeki hizmet verilmediği için itiraz edilmediğini, açıklanan nedenlerle; davacı tarafından görevsiz mahkemede açılan işbu davanın usulden reddini, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve kötü niyetli açılan davanın esastan reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda davanın 6102 sayılı TTK uyarınca mutlak ticari davalardan olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın nispi ticari dava olup olmadığının değerlendirilebilmesi için mahkememiz ara kararları doğrultusunda davacının gerçek kişi tacir olup olmadığının belirlenmesi için müzekkere yazılarak tacir araştırması yapılmış olup; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabında da davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunamadığı bildirilmiştir. Bu durumda davacının tacir olmadığı ve ticari işletme kaydı bulunmadığından, uyuşmazlık tarafların her ikisinin de ticari işletmesinden kaynaklanmadığı anlaşıldığından nispi ticari davalardan olmadığı ve uyuşmazlığın çözümünde genel Mahkemelerin görevli olduğu anlaşılmıştır. HMK 114/c maddesinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiş olup; mahkememizin görevli olmaması ve görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olması nedeniyle görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır