Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/117 Esas
KARAR NO:2023/400
DAVA:Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:17/02/2023
KARAR TARİHİ:18/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…28.12.2020 tarihinde zorunlu arabuluculuk dava ön şartının, anlaşamama tutanağı ile son bulan sürecini tamamladık. Davacı müvekkil davalı … (Davalı …” n eşi … da sürekli şirkette olup resmiyette gözükmese de eşinin yanında fiili olarak şirketteydi) ile 15.03.2017 de(23.03.2017 de ticari sicil gazetesi yayını) bir ortaklık kurularak … kurulmuştur. Bu şirketin harcamaları ve masrafları için tarafların aralarındaki anlaşmaya göre parayı müvekkil davacı verecek ve şirket için davalı ve eşi de bu paradan ihtiyaçları karşılayacaklar ve davalılar, davacıya bu parayı geri vereceklerini söyledikleri için ihtiyaç oldukça davalıların talebiyle sürekli müvekkil harcama yapmaya başlamıştır ve bir türlü davalılar bu harcamaları müvekkile ödememişlerdir. Ve gittikçe davacı müvekkilin harcamaları artmış ve artık harcamaları geri alamayacağını anlayan ve ekonomik olarak da zor duruma giren davacı müvekkil, süreç içinde alacaklarının ödeneceğini hem davalı … hem davalının eşi … ve davalının eşinin babası … Bey tarafından söylenmesine ragmen, sürekli oyalanmıştır ve en sonunda da ödemeyeceklerini ifade etmişler ve bugüne kadar da zaman zaman uzlaşma zemini olsa da olumlu bir sonuç alınamamıştır. Artık davayı açma zorunluluğumuz doğmuştur. Davacı müvekkil hem davalı ile hem babası ile hem de davacının eşi ile anlaşmış olup kendisine peşin ve indirimli olarak 100,000 tI ödemeyi kabul etmişlerdir. Böylelikle sulh olunacaktı, Ancak ödemediler ve oyalayarak vazgeçtiler. Bayağı zaman geçtikten sonra da arabulucu süreci başlatıldı sonrasında da artık ödenmeyeceğine emin olununca da davayı açmak zorunda kaldık. Yukarıda tarih ve rakamların yazıldığı masraf ve harcamalar dışında da alacaklarımız olup yukarıda belirtilen harcama ve masraf tutarlarını davalıların tarafımıza ödemesine hükmedilmesine karar verilmesini talep ederiz. Fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere ve daha sonra ıslahla arttırılmak üzere şimdilik 1000 tt olarak davamızı açıyoruz. Yukarda arz ve izaha çalışılan nedenlerle davamızın kabulünü ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 03/05/2023 tarihli dilekçesinde, karşılıklı protokol ile dava konusunda sulh olunduğunu bildirmiş ve dilekçe ekinde protokolü sunmuştur.
Protokol incelendiğinde; davacı vekili Av. … ve davalılar vekili Av. … tarafından elektronik imzalı olduğunun belirtildiği ancak yalnızca davacı vekilinin elektronik imzasının bulunduğu ve “Alacaklı davacı … ile Davalı … ve sahip olduğu … Ltd. Şti arasında aşağıda gösterilen şartlar ile uzlaşma sağlayarak tam bir mutabakata varmışlardır.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/… esas sayılı dosyamızda davacı ve davalının birbirlerinden bir talebi yoktur. Yargılama giderleri taraflar üzerinde kalacaktır. Davalılar vekilinin davacı asilden ve davacı vekilinin de davalı asillerden vekalet ücreti talepleri yoktur. Davanın işlemden kaldırılmasını taraflar vekilleri olarak talep edip davadan karşılıklı feragat ediyoruz.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 310. maddesine göre, feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Aynı yasanın 74. maddesi gereğince, vekilin davadan feragat edebilmesi için vekaletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir. Davacı vekilinin dosyaya sunulan vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin açıkça yer aldığı görülmüştür.
“HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.” hükümleri uyarınca,
Uyap sistemi üzerinden gönderilen 03/05/2023 tarihli feragat dilekçesinde yalnızca davacı vekilinin elektronik imzasının bulunduğu, dosyada davalılar adına sunulmuş herhangi bir vekaletname bulunmadığı gibi protokolde davalılar vekili olarak adı geçen Av. …’in imzasının bulunmadığı, bu nedenle protokol başlıklı belgede yazılı davalı yönünden feragatin davalı tarafı bağlayıcılığı bulunmadığı, ancak davacı vekilince davacı yönünden yapılan feragat yönünden davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin açıkça yer aldığı görülmekle
davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-)Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde davacı/vekilinin ve davalı/vekilinin yokluğunda; gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/05/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır