Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/102 E. 2023/780 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/102 Esas
KARAR NO : 2023/780

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/08/2022
KARAR TARİHİ : 14/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Olay tarihi olan 11.07.2011 da plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın yaya konumda bulunana müvekkili …’a çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün 2918 sayılı K.T.K.‘nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunu, plakası tespit edilemeyen aracın … Hesabı’nın sorumluluğunda olduğunu, müvekkiline … Hesabı tarafından ödeme yapılmadığını, Müvekkilinin söz konusu trafik kazası nedeniyle yaralanması sonucu … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından 16.07.2020 tarihinde Alınan Maluliyet Raporuna göre % 14 oranında malul kaldığını beyanla, müvekkilinde oluşan sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri sebebi ile uğramış olduğu zararın güncel verilere göre hesaplaması yapılarak (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) şimdilik 3500 TL Sürekli iş göremezlik, 500 TL geçici iş göremezlik, 500 TL bakıcı gideri, 500 TL tedavi masrafları olmak üzere toplam 5000 TL maddi tazminatın ve kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili olmayan yargı yerinde açıldığını, Yetkisizlik itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, davacının iddialarının ispata muhtaç olduğunu, Olayda müvekkili kurumun sorumluluğunu gerektirir somut bir olgu bulunmadığını, Plakası tespit edilemeyen aracın varlığı ve kazaya neden olduğu ispatlanamadığından davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, meydana geldiği iddia edilen kaza ile ilgili olarak, davacı kazadan yaklaşık 10 gün sonra verdiği ifadede, cadde üzerinde yürürken neden yaralandığını hatırlamadığı bir sebepten dolayı acile kaldırıldığını ve konu ile ilgili sadece evden çıktığı anı hatırladığını beyan ettiğini, bu ifade dışında kazanın nasıl meydana geldiği hususunda herhangi bir bilgi, belge ve delil bulunmadığını beyanla; yetki ilk itirazlarının kabulüne, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesine, Davanın, yukarıda açıklanan nedenlerle, öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine, aksi takdirde pasif husumet yokluğundan ve başvuru şartlarının oluşmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, aksi kanaatte olunması halinde ispatlanamayan davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; 11.07.2011 tarihinde meydana geldiği belirtilen trafik kazasından kaynaklı sürekli geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi gideri masraflarından kaynaklı maddi tazminat davasıdır.
… 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas – … Karar sayılı kararı ile, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği ve işbu esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada davacı tarafça tazminat talep edilmiş, davalı ise bir ilk itiraz olan zamanaşımını yasal süresi içerisinde ileri sürmüştür.
Huzurdaki davada uygulanacak hüküm 2908 Sayılı KTK’nın 109. Maddesidir. Anılan maddeye göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.” Görüldüğü üzere anılan maddede zamanaşımı iki yıl olarak düzenlenmiş ancak huzurdaki davadaki gibi bir cezayı gerektiren bir fiilden doğan taleplerde ise ceza zamanaşımının uygulanacağı ifade edilmiştir.Huzurdaki davada taksirle yaralama sonucu zarar meydana geldiğinden anılan hüküm gereği zamanaşımının ceza kanunumuza tabi olacak böylece sekiz yıla uzayacaktır.
Kazanın meydana geldiği tarih baz alınarak yapılan hesapta davacı taleplerinin 11/07/2019 yılında zamanaşımına uğradığı, davacı tarafça yapılan başvuru tarihi olan 20/06/2022 ve dava tarihi olan 30/08/2022 tarihlerinde zamanaşımının dolduğu , 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanma durumunda dahi davacının davasının zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi Esas No : 2019/587 Karar No : 2021/440 kararında da aynı husus vurgulanmıştır. Davaya konu trafik kazası 08/02/2010 tarihinde gerçekleşmiş, davacının yaya olarak trafik kazasında yaralandığı ileri sürülerek açılan davanın, aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nun 89/1 maddesinde düzenlenen ve Taksirle Yaralama olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK’nun 66/1-e maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 sayılı KTK’nun 109/2 maddesi uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması; davanın olay tarihi üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra 01/03/2018 tarihinde açılmış olması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleştiği açıktır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK öngörülen dava zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından Mahkemece davanın zamanaşımı nedeni ile esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.)
Hal böyle iken davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığı, davalı tarafça süresi içerisinde zamanaşımına ilişkin itirazın usulüne uygun olarak ileri sürüldüğü anlaşılmakla davanın zamanaşımından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-)Davanın zaman aşımından REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL harcın peşin alınan 80,70 -TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır